“Hollanda Polis Teşkilatında Irkçılık ve Ayrımcılık Hâlâ Yapısal Bir Sorun”
Hollanda'da her geçen yıl daha fazla polisin güç kullanımına ilişkin yasaları çiğnemesi ve özellikle sınır polisinin geçişlerde ırka göre profilleme yapmasının polis teşkilatındaki yapısal ırkçılık sorunundan kaynaklandığı belirtiliyor.
Avrupa’daki polis şiddeti üzerine araştırmalar yapan Fransız gazeteci Clement Verite, Hollanda’nın polis teşkilatındaki ırkçılık ve ayrımcılık sorunlarına ilişkin değerlendirmede bulundu.
Polis Şiddeti İstatistikleri
Araştırmaların, Hollanda’da polisin 2019 ve 2020’ye oranla 2021’de daha fazla şiddet kullandığını ortaya koyduğunu belirten Verite, “Hollanda polisi 2021’de 18 bin 477 olayda güç kullandı. Bu 2020’ye göre yüzde 12 ve 2019’a göre yüzde 27 artış demek.” dedi.
Verite, 2021’de kaydedilen 18 binden fazla şiddet olayında sadece 231 polis memurunun yasalara aykırı davrandığının kabul edildiğinin altını çizerek, “Değerlendirmelerin yüzde 90’ında, memurların uygun ve yasal çerçevede güç kullandığı sonucuna varıldı. Sadece 231 memurunun profesyonel olmadığı belirtildi ki bu güç kullananların yüzde 2’sine tekabül ediyor.” ifadesini kullandı.
Şiddet kullandığı kabul edilen polis memurlarının sayısının 2022’de biraz daha artığını kaydeden Verite, “Doğrudan aşırı güç kullanımı anlamına gelmese de 2022’de, 266 vakada polisin kurallara uygun davranmadığı tespit edildi. Bu da polisin güç kullanımına ilişkin soruşturulan vakaların yüzde 13’üne tekabül ediyor.” diye konuştu.
‘Bir Türk Daha Eksildi’ Mesajı
Ulusal Polis Şefi Henk Van Essen’in “Irkçılık ve ayrımcılık polis teşkilatında hâlâ yapısal sorun” ifadesine dikkati çeken Verite, şunları aktardı:
“2020’de Rotterdam’da görev yapan 6 polis memurunun mesajlaşmalarında ırkçı hakaretler ve incitici ifadeler kullandıkları ortaya çıktı. Bu ifadeler arasında, bir polis memurunun 16 yaşındaki Türkiye kökenli öğrencinin vurularak öldürülmesine ilişkin ‘Bir Türk daha eksildi’ mesajı da yer alıyordu. O dönem mesajların ortaya çıkarılması kamuoyunda öfkeye yol açmış ve soruşturma başlatılmıştı.”
Verite, Hollanda’da kurumsal ırkçılığı yansıtan bir başka örnek olarak, Eindhoven Meclis Üyesi Mpanzu Bamenga’nın “Hollandalıya benzemediği” gerekçesiyle havalimanlarında sürekli kontrol edilmesini göstererek, şöyle devam etti:
“Bamenga, Eylül 2021’de 5 insan hakları derneğiyle koyu ten rengine sahip kişilerin kontrol edilme olasılığının daha yüksek olduğunu iddia ederek Hollanda eyaletine dava açtı. Bamenga ve insan hakları dernekleri, Hollanda sınır polisinin etnik kökene göre durdurma ve arama yapmasının ayrımcı olduğunu savunuyordu.”
Sınır kontrollerinde ırka dayalı kriterlerin kullanılmasının “ırk ayrımcılığı” teşkil ettiğine ilişkin açılan davada mahkemenin kararını da anımsatan Verite, “Hollanda Adalet Divanı, Hollanda Kraliyet Asker Polisinin (Kraliyet Mareşosesi), ayrımcılık olarak değerlendirilmeden, etnik kökenin sınır aramalarında kriter olabileceğine karar verdi. Ancak karara itiraz edildi ve Lahey Temyiz Mahkemesi Şubat 2023’te Hollanda Kraliyet Asker Polisini ırksal profilleme yapmaktan suçlu buldu.” ifadesini kullandı.
‘Polise Başörtüsü Özgürlüğü’ Tartışmaları
Hollanda’da polis memurlarının görev başında dinî semboller taşımasına veya giymesine izin verilmediğini hatırlatan Verite, şunları dile getirdi:
“Birkaç yıldır polis memurlarının dinî semboller taşımasına ilişkin bir tartışma var ve bu tartışma çoğunlukla başörtüsü etrafında dönüyor. Ayrımcılık ve Irkçılıkla Mücadele Ulusal Koordinatörü Johan van Renswoude, memurların iş yerinde başörtüsü ya da diğer dinî sembolleri kullanabilmesi gerektiğini savunuyordu ve bu fikir son birkaç yıldır bazı üst düzey polis memurları tarafından da dillendirildi.”
Verite, Güvenlik ve Adalet Bakanı Dilan Yeşilgöz’ün 28 Haziran’da yeni kıyafet yönetmeliğini imzalamasıyla üniformalı polis memurlarına başörtüsü, haç veya kipa gibi giysi ve aksesuarların yasaklandığını belirterek, Hollanda’da yaklaşık 6 ay boyunca devam eden “polise başörtüsü özgürlüğü” tartışmalarının sona erdiğini sözlerine ekledi. (AA)