Bavyera Eyalet Seçimleri – Partiler Müslümanlara Ne Vadediyor?
Bavyera yeni eyalet parlamentosunu seçiyor. CSU, Hür Seçmenler, SPD, Yeşiller, FDP, Sol Parti ve AfD'nin bildirgelerindeki İslam ve Müslümanlara dair politika önerilerini derledik.
8 Ekim’de sandığa gidilecek Bavyera eyaletinde, yaklaşık 9 buçuk milyon seçmen oy kullanacak. 6 partinin temsil edildiği eyalet meclisinde, iktidardaki Hristiyan Sosyal Birliği (CSU) ve Hür Seçmenler (Freie Wähler), sırasıyla 85 ve 27 koltuğa sahip. Sosyal Demokrat Partinin (SPD) 22, Yeşiller’in 38, Hür Demokrat Partinin (FDP) 11 ve Almanya İçin Alternatif Partisinin (AfD) 22 temsilcisi bulunuyor. Sol Parti (Die Linke) ise koltuk sahibi değil.
Eyalet seçimlerine bir hafta kala yapılan ölçümlerde, CSU (yüzde 36) birçok ankette Hür Seçmenler (yüzde 16) ve Yeşiller’in (yüzde 15) açık ara önünde yer alıyor. AfD’nin yüzde 14 ve SPD’nin ise yüzde 9 oy alacağı tahmin ediliyor. İklimin korunması, refah ve güvenlik gibi konular seçim kampanyalarının büyük kısmını oluşturuyor. Peki, seçim programlarında başka neler var ve partiler Müslümanlar için ne vaat ediyor?
CSU ve Hür Seçmenler Ne Planlıyor?
Din eğitimi, artan İslamofobi ve hatta yargıdaki başörtüsü yasağı gibi İslam ve Müslümanları ilgilendiren konu başlıkları, yalnızca Bavyera’da faaliyet gösteren bir siyasi parti olan CSU’nun seçim programında hiç yer bulmuyor. CSU, aşırıcılıkla tutarlı bir şekilde mücadele etmek istediğini aktarıyor: Hem sağ hem de sol aşırılıcılık, antisemitizm ve dinî motifli aşırıcılıkla mücadele edileceğini, bildirgede ilan ediliyor. Buna ek olarak, CSU yasa dışı göçün durdurulmasını talep ediyor:
“Gelecekte aşağıdakiler geçerli olmalıdır: Bir işi olan ya da eğitim gören herkes Almanya’da kalabilmelidir. Sığınma gerekçesi olmayanlar, kurallara uymayanlar ve kimlikleri hakkında yalan söyleyenler ve suç işleyenler ülkemizi terk etmelidir.”
“Bavyera özgür bir devlettir, yasakçı bir devlet değil.” tanımıyla eyaleti tarif eden CSU, ayrıca Bavyera kültürünü ve yaşam tarzını da muhafaza etmek istediğini de deklare etti. İktidarın küçük ortağı Hür Seçmenler de bir seçim bildirgesi yayınladı. Ancak paylaşılan bu bildirgede Müslümanlarla ilgili herhangi bir madde bulunmuyor.
SPD, Çifte Vatandaşlığı Destekliyor
Seçim bildirgesi yayınlayan bir diğer parti olan SPD’ye göre, Bavyera’daki nüfusun beşte biri göçmen kökenli ve bu eğilim giderek artıyor. SPD, bu nedenle çifte vatandaşlığı destekliyor ve kapsamının genişletiliyor olmasını memnuniyetle karşılıyor. SPD, Bavyera’da yaşayan tüm vatandaşlara sosyal, siyasi, toplumsal ve kültürel açıdan eşit muamele edilmesini hayata geçirme hedefinde:
“Bu [eşit muamele], göçmenlerin siyasi makamların yanı sıra şirketler, kamu kurumları ve diğer alanlardaki liderlik pozisyonlarında temsilinin güçlendirilmesine yol açacaktır.”
SPD ayrıca din ya da ideoloji temelli her türlü ayrımcılığın yanı sıra dinî aşırıcılığa ve antisemitizme de kararlılıkla karşı çıkıyor:
“İşleyen bir toplum ve entegrasyonun temelinde ırkçılığa karşı her düzeyde sürekli mücadele edilmesi yatar: Bu mücadelenin başlangıcı ‘ırk’ teriminin anayasadan çıkarılması girişimi olsa da devletin ayrımcılık karşıtı bir yasa çıkarmasıyla nihayete ermez.”
Bilhassa ırkçılığın ciddi bir ayrımcılık türü olduğunu belirten SPD, bu nedenle -Baden-Württemberg’deki bir düzenlemeye benzer şekilde- her 70.000 kişiye bir ayrımcılıkla mücadele bürosu düşmesini sağlayacak bir yasa çıkarmayı hedefliyor.
FDP’den Tarafsız Devlet Vurgusu
FDP, bugüne kadar ayrı olarak verilen din ve ahlak derslerini yürürlükten kaldırmayı planlıyor. Partiye göre, bu iki dersin Bavyera’da “süreleri doldu” ve bu dersler yerine toplumsal birliktelik ruhuna uyacak din ve ideoloji konularını kapsayan ortak bir diyalog sınıfı oluşturulacak. Bu amaçla FDP, kiliseler ve dinî cemaatlerle diyalog arayışına girmek ve ardından geniş tabanlı bir pilot okul projesini denemek istiyor. Bu aşamaların akabinde Bavyera anayasasını modernize etmeyi amaçlıyor.
FDP, din ve devlet ayrımının tutarlı bir şekilde yapılmasını talep ediyor. Seçim bildirgesinde “Amacımız, anayasada yer alan inanç ve ibadet özgürlüğünü ideolojik açıdan tarafsız bir devlet yapısında dinî cemaatleri kayırmadan gerçekleştirmektir.” deniyor. FDP, ayrıca dinî sembol ve uygulamalara karşı hoşgörülü bir yaklaşım sergileyeceğini duyuruyor:
“Devlet kurumlarında, ideolojik tarafsızlık ile bireysel inanç özgürlüğü arasındaki gerilim kabul edilebilir bir seviyeye indirilmeli ve kurumsallaştırılmamalıdır.”
Bu nedenle Bavyera’daki kamu kurumlarına haç asılmasını öngören kararnamenin (Kreuzerlass) yürürlükten kaldırılacağı açıklanıyor.
Sol Parti, Camilere Yönelik Saldırıları Kınıyor
Sol Parti, din eğitiminin tüm dinî cemaatlerin katılabileceği bir formatta seçmeli ders olarak sunulmasını ve ahlak dersini tüm öğrencilerin alabileceği şekilde yeniden düzenlenmesini savunuyor. İlahiyat fakültelerindeki öğretim kadrolarının eğitim özgürlüğü, din özgürlüğü ve din-devlet ayrımının göz önüne alınarak oluşturulmasını talep ediyor.
Sol Parti, ırkçı şiddet olayları ve saldırına da değindi. 1990’dan bu yana Almanya’da sağcı şiddet 200’den fazla kişinin ölümüne neden oldu: NSU, Kassel, Halle, Hanau saldırıları, artan ırkçılık ve sayısız şiddet eylemi söz konusu. Sol Parti, “sağcı şiddetin kurbanlarına, faillerin onları ülkeden kovma niyetine karşı koyabilmek için ülkede kalma hakkı verilmesini” talep ediyor. Cami ve sinagoglara yönelik saldırıları da kınıyor.
AfD’nin Amacı, “İslamlaşmayı Önlemek”
Aşırı sağcı AfD’nin seçim bildirgesine göre, parti “İslamlaşmayı önlemek ve İslam’da kadınlara yönelik baskıyla mücadele etmek” amacında. AfD ayrıca yüzme havuzlarında Müslümanlar için özel kurallar getirilmesini, hatta “şeriat polisi” ya da “şeriat mahkemeleri” kurulmasını kesinlikle reddediyor. İslam dininin bir göstergesi olan ezanın Bavyera’da kamuya açık bir şekilde okunamayacağı ifade ediliyor. Seçim bildirgesinde “Ülkemizde dini ve kültürel olarak köklü bir geçmişe sahip olan kiliselerin çanlarının çalması, müezzinlerin namaza çağrısıyla bir tutulamaz. Bu köklü geçmiş nedeniyle çan çalınması Özgür Eyaletimizin laik karakteriyle çelişmez.” denilmektedir.
AfD, ayrıca Avusturya modelinin takip edilerek Bavyera’da da İslami kuruluşlara kamu kaynağı verilmesinin durdurulmasını ve Almanya’daki cami ve cami derneklerine yapılan yabancı ödemelerin durdurulmasını istiyor. Yeni camiler inşa edilirken imar kanununun katı bir şekilde yorumlanması ve komşuluk barışının korunması da talep ediliyor. AfD, “Bu, siyasi İslam’ın güç gösterisi olarak gördüğümüz ve reddettiğimiz minarelerin inşasını da açıkça kapsıyor.” notunu da düşüyor.
AfD, kamu hizmetlerinde, kreşlerde ve okullarda başörtüsü yasağına sadık kalınması ve istikrarlı bir şekilde uygulanmasının sağlanması gerektiğini vurguluyor. Seçim bildirgesinde “Başörtüsü yasağı anaokulu çocukları ve okullardaki kız öğrenciler için de geçerli olmalıdır.” deniyor.