Almanya’da İki Eyalet Seçiminin Kazananı Aşırı Sağ mı?
Almanya'da Eyalet Meclisi seçimlerini Bavyera'da Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) partisi, Hessen'de ise Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisi seçimleri kazanmış gibi gözükse de oylarda en büyük sıçramayı aşırı sağ yaptı. Peki ülke nüfusunun yüzde 25'ni oluşturan bu iki eyaletin seçim sonuçlarını nasıl okumalı?
Almanya’da Bavyera ve Hessen eyaletlerinde gerçekleşen Eyalet Meclisi seçimlerindeki oy kullanma işlemi dün yerel saatle 18.00’de sona erdi.
Alman Birinci Televizyon Kanalı ARD’nin açıkladığı ilk sandık çıkış anketine göre, Hristyan Demokrat Birlik (CDU) Partisi Hessen’de 2018’deki seçimlere göre oyunu 8,5 puan artırarak yüzde 35,5 ile birinci sırada çıktı.
Bavyera eyaletinde ise, Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) partisi oyların yüzde 37’sini alarak birinci parti oldu. CSU’nun oyları bir önceki seçime göre 0,2 puan azaldı. CSU böylece son 70 yılın en kötü sonucunu almış oldu. CSU daha önce eyalette tek başına iktidar olarak birçok kez hükümet olmuştu.
Üçüncü En Çok Oy Alan Parti: Almanya için Alternatif Partisi (AfD)
Bavyera’da da en büyük sıçramayı ise aşırı sağcı Almanya için Alternatif Partisi (AfD) yaptı. Bir önceki seçime göre oyunu 4,8 puan artıran AfD yüzde 15 ile üçüncü en çok oy alan parti oldu.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un üyesi olduğu Sosyal Demokrat Parti (SPD) ise 5 yıl önce yapılan seçimlere göre Hessen’de 3,8, Bavyera’da ise 1,2 puan kaybederek hezimet yaşadı.
Hessen eyaletinde SPD’nin Başbakan adayı Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser’di. Alman medyasındaki haberlerde, Faeser’in bu sonuçlardan sonra İçişleri Bakanlığı görevini bırakıp bırakmayacağının merak edildiği yorumlarında bulunuldu.
Yeşiller Partisi’nin, bir önceki seçimlere göre oyları Bavyera’da 4,3, Hessen’de ise 1,6 puan azaldı.
Hür Demokrat Parti (FDP) ise Bavyera’da yüzde 3 oy ile meclis dışında kalırken, Hessen’de yüzde 5’lik seçim barajını geçip geçmeyeceği oyların tamamının sayılmasının ardından belli olacak.
Seçimlere katılım oranı Bavyera’da yüzde 72,5, Hessen’de ise yüzde 64,5 olarak kaydedildi.
Bu sonuçların ardından Bavyera’da halihazırdaki hükümet olan CSU ve Özgür Seçmenler Partisi’nin (FW) görevine devam etmesi bekleniyor. Hessen eyaletinde ise CDU’nun yine Yeşiller ile olan hükümet ortaklığını devam ettireceği öngörülüyor.
Bavyera eyaletindeki seçimlerde CSU yüzde 37, SPD yüzde 8,5, Yeşiller yüzde 16, AfD yüzde 15, FW ise yüzde 14, Hessen eyaletinde ise CDU yüzde 35,5, SPD yüzde 16, Yeşiller yüzde 15,5, AfD yüzde 16 oy aldı. Sol parti ise iki eyalette de Meclise girmeyi başaramadı.
Özgür Seçmenler’in Lideri Hubert Aiwanger ve “Broşür Skandalı”
Peki bu seçim sonuçlarını ülkenin geneli için nasıl değerlendirmeli? Özellikle Bavyera’daki seçim sonuçlarına baktığımızda Hür Seçmenler Parti Lideri ve eski Eyalet Ekonomi Bakanı Hubert Aiwanger’in “broşür skandalını” (Alm. Flugblatt Affäre) hatırlamakta fayda var. Süddeutsche Zeitung gazetesi 25 Ağustos’ta Aiwanger’ın öğrenciyken aşırı sağcı bir broşür yazdığı ve aşırı sağcı görüşleriyle tanındığı ile ilgili bir haber yayınlamıştı.
Haberdeki iddiaların temelini aralarında eski sınıf arkadaşlarının ve eski bir öğretmenin de bulunduğu çok sayıda kişinin bulunduğu ifadeler oluşturmuştu. Aiwanger başlangıçta haberde geçen suçlamaları reddederken broşürün gerçek yazarının kardeşi Helmut Aiwanger olduğu iddiasında bulunmuştu.
Skandalın özellikle sosyal medyada büyük bir tepki uyandırmasına rağmen Aiwanger için herhangi bir sonuç doğurmadığı gibi seçim sonuçlarında da kendini göstermedi, aksine: Bir önceki seçimlere göre oyları 4.2 puan arttıran Aiwanger ve partisi büyük bir ihtimalle eylalette iktidarda kalacak.
Almanya Sağa Kayıyor
Son federal seçimlerde SPD, Yeşiller ve FDP’nin koalisyon kurarak iktidar olmasıyla sözde bir “sol kayma” (Alm. Linksrutsch) uyarısı yapılmış olsa da, son anket ve eyalet seçimlerinin sonuçları çok açık bir şekilde aksini gösteriyor: Almanya sola değil giderek aşırı sağa kayıyor.
AfD üçüncü en çok oy alan parti ve dolayısıyla en güçlü muhalif parti haline gelirken Bavyera’da federal hükümetteki sol ya da liberal olarak nitelendirilebilecek partiler (SPD, Yeşiller, FDP) kümülatif olarak yüzde 30’a bile ulaşmıyor. Bu oran “trafik ışığı koalisyonu” olarak adlandırılan Federal İktidar için apaçık bir mesaj olarak algılanmalı.
Bu eğilimin devam etmesi çok muhtemel olduğu gibi sonuçlar 2025 yılında gerçekleşecek olan federal seçimlerinin bir habercisi niteliğinde. Demokratik partilerin bu gelişmelere karşı bir stratejisi olmadığı gibi seçim sonuçları açıkça şunu gösteriyor: Sağ popülizm yapanların ve Afd’nin söylemlerini kayıtsızca benimseyenlerin iyi seçim sonuçları elde edebilmeleri ne yazık ki olası. (AA/P)