'Ülke Profilleri'

Fransa’da İslam ve Müslümanlar

Perspektif "Ülke Profilleri" serisinde Avrupa ülkelerinde yasayan Müslüman ve göçmen kökenlilere dair önemli bilgileri derliyor. Serinin ilk yazısında Fransa’da yaşayan Müslümanları ve İslam’a dair verileri mercek altına aldık.

Fotoğraf: hyotographics-Shutterstock

Fransa, 20’inci yüzyılın başlarından itibaren sömürgesi altında olan Kuzey Afrika ülkelerinden gelen Müslüman göçmenlerle tanıştı. Bu insanlar ise Paris’te metro inşaatlarında çalıştırıldı. Daha sonra Normandiya ve Nord bölgelerindeki madenler, binlerce Cezayir ve Fas kökenli işçileri istihdam etti. 1914’te başlayan Birinci Dünya Savaşı ise Müslümanların Fransa tarihindeki yeri açısından yeni bir dönüm noktası oldu. Fransa, sömürgesi altında olan Müslüman ülkelerden 300 bin asker getirterek cepheye sürdü. Öte yandan ülkedeki madenlerde çalışan yaklaşık 130 bin Müslüman işçi de yine Fransa saflarında savaşa gönderildi.

Bu kişilerden yaklaşık 30 bini bir daha geri dönmemek üzere savaşta can verdi. Bunun üzerine başkent Paris’te savaşta hayatını kaybeden Müslüman askerler anısına inşa edilen Paris Büyük Cami, dönemin Cumhurbaşkanı Gaston Doumergue tarafından 1926 yılında açılarak Müslümanlara bağışlandı. 1920’lerde Fransa’daki Müslüman nüfusu, sömürge ülkelerden gelen işçilerden dolayı önemli oranda arttı. Ancak bu sayı İkinci Dünya Savaşı’nın yavaş yavaş hissedilmeye başlandığı 1930’lardan itibaren düşüşe geçti. Müslümanlar yaşanan krizlerin bir sonucu olarak geldikleri ülkelere geri dönmeye başladı.

Müslüman Göçünün Başlangıcı ve İlerleyişi

Bugün ülkede sayısı milyonları bulan Müslüman göçünün ilk temelleri ise 1950’lerde atıldı. Bu tarihte Fransa’da sayısı hızla artan fabrikalar, çoğalan iş gücü ihtiyacını karşılamak için Fransa sömürgesi altında ve Fransızca konuşan Müslüman ülkelerden işçi transfer etmeye başladı. Bu göçe 1965’lerin ikinci döneminden itibaren Türkiye kökenliler de eklendi. Türkiye ile Fransa arasında 8 Nisan 1965 tarihinde imzalanan anlaşma ile Türk vatandaşlarına Fransa’nın kapıları açıldı. Fransa 1970’lerin ortalarından itibaren göçmen politikalarında değişikliğe giderek ekonomik göçü frenleyip aile birleşimi yoluyla yapılan göçleri desteklese de işçi göçü 1980’lerde çoğunluğu Müslüman olan Sahra Altı Afrika ülkelerinden gelen göçmenlerle devam etti. 

Bu göçler sonrası ülkede ikinci din konumuna gelen İslam’a ne kadar inanan olduğu ise hep tartışma konusu oldu. 6 Ocak 1978 yılında çıkarılan yasa ile politik, felsefi ve dinî görüşleri doğrudan veya dolaylı olarak ortaya koyan kişisel verileri toplamak veya işlemek kesinlikle yasaklandı. Bu tarihten sonra dinî kökene yer vermeden göçmenlerle ilgili araştırmalar gerçekleşse de Anayasa Konseyi’nin 15 Kasım 2007 tarihinde bu yasak kararını hafifletmesi araştırmaları artırdı. Mahkeme aldığı kararda kamu istatistikleri tutan kurumların (INSEE ve bakanlık istatistik hizmetleri), insanların kökenlerinin çeşitliliğinin ve entegrasyonun ölçülmesiyle ilgili çalışmaları yürütebileceğine hükmetmiş, göçmenlere yönelik isim, coğrafi köken veya milliyet gibi nesnel verilere yönelik araştırma yapılabilmesinin önünü açmıştı. Bu tarihten sonra Fransa Ulusal İstatistik Ofisi (INSEE) tarafından yapılan araştırmalar, ülkedeki Müslüman nüfusunu yine ortaya koymasa da sayılarıyla ilgili fikir sahibi olmayı kolaylaştırdı. 

Göçmen ve Göç Kökenlilerin Oranı

INSEE’nin ülkedeki göçmen ve göçmen kökenlilerle ilgili son araştırması 2017 yılına dayanıyor. Yapılan araştırmada ülkedeki göçmen sayısının yaklaşık 6 milyon olduğu, en az bir ebeveyni yabancı göçmen kökenlilerin sayısının ise 7,3 milyonu bulduğu kaydediliyor. Bu göçmenlerin yüzde 45’ini Avrupa kökenliler oluştururken yüzde 42’sini ise çoğunluğu Müslüman olan Afrika’daki ülkelerden gelenler oluşturuyor. Geri kalanının içerisinde ise Türkiye’nin de bulunduğu Asya ülkeleri yer alıyor. Afrika kökenlilerin yüzde 15’inin Cezayir, yüzde 11’inin Fas, yüzde 5’inin Tunus, yüzde 11’inin ise Sahra Altı Afrika ülkelerinden geldiği belirtilirken raporda, göçmen çocukları arasında Türkiye kökenlilerin oranı ise yüzde 4 olarak tespit edildi. Fransa Kamuoyu Araştırma Kuruluşu (IFOP) Direktörü Jérôme Fourquet, Fransa’nın yüzde 6,2’sini ebeveynlerinden en az biri Müslüman olanların oluşturduğunu duyurdu. 

 

İnanç Haritası

Fransa’nın inanç haritası ile ilgili en net bilgiyi ise Amerika merkezli Pew Forumu tarafından yayınlanan araştırma ortaya koyuyor. “Dünya Dinlerinin Geleceği: Nüfus Artışı Projeksiyonları” başlıklı raporda 67,9 milyonluk Fransa nüfusunun yüzde 58,1’inin Hristiyan, yüzde 28’inin ateist, yüzde 8,3’ünün Müslüman, yüzde 0,5’inin Yahudi ve yüzde 0,5’inin ise Budist olduğu kaydediliyor. Ülkedeki Müslümanların neredeyse tamamı ise Sünnilerden oluşuyor. Fransızca yayın yapan ‘shiacity’ isimli internet sitesi, ülkedeki Şii nüfusunun 150 bin ila 250 bin arasında olduğunu duyurmuştu.

 

 

Müslümanların En Yoğun Yaşadığı Bölge

Fransa’da Müslümanların çoğunluğu Ile-de-France’da yaşıyor. Bu yönde araştırmalar kısıtlı olsa da INSEE’nin ülkede bebeklere en sık verilen isimlerle ilgili 2018 yılında yayınladığı rapor, Müslüman ismi verilen bebeklerin büyük çoğunluğunun başkent Paris’in de bulunduğu Ile-de- France’da yaşadığını ortaya koydu. Bu bölgenin tamamında 2016 yılında doğan her 3 çocuktan birine Müslüman ismi verildi. Yine Paris’in kuzeyindeki yabancıların yoğun olarak yaşadığı Seine-Saint-Denis şehrinde de Müslüman ismi verilen çocukların sayısının tüm doğumlar içerisinde yüzde 50’yi aştığı görüldü. Müslüman isimlerin; Bouches du Rhône, Rhône, Vaucluse ve Gard bölgelerinde de yüzde 25’in üzerine çıktığı belirtiliyor.

 

Müslüman Toplumunun Yapısı

Fransa’daki Müslüman toplumu ile ilgili ilk ve en detaylı araştırma ise Fransa’nın önemli düşünce kuruluşlarından Institut Montaigne tarafından gerçekleştirdi. 2016 yılında 15 bin Müslüman ile birebir görüşülerek hazırlanan raporda, Fransa’daki Müslümanlarla ilgili önemli verilere imza atıldı. Raporda Müslümanların yüzde 46’sının laik değerlere bağlı olduğu belirtiliyor. Bu grupta yer alanların çoğunluğu, Müslüman kültürünü benimsediğini söylerken ancak dini vecibelerini yerine getirmediğine ve yaşamında yasaları dini kuralların önüne koyduğuna dikkat çekiyor.

Raporda yer verilen ikinci grubun ülkedeki Müslümanlar içerisindeki oranı ise yüzde 25. Dini hassasiyeti olan ve kuralları harfiyen uygulamak isteyen bu grup, laikliği de kendi dini özgürlüğünün bir garantisi olarak görüyor. Fransalı Müslümanlar arasında ‘radikal’ olarak addedilen üçüncü grubun oranı ise yüzde 28 olarak ölçüldü. Raporda bu kişilerin cumhuriyet değerlerini reddettiği ve kendi dininin gerektirdiği şekilde yönetilmek isteyenlerden oluştuğu belirtiliyor.

Müslümanların Siyasi Eğilimleri

Ülkedeki Müslümanların siyasi eğilimi ile ilgili yapılan araştırmalar, Müslümanların seçimlerde çoğunlukla sol kökenli adayları tercih ettiklerini ortaya koyuyor. OpinionWay tarafından gerçekleştirilen bir araştırma, 2012 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Müslümanların yüzde 93’ünün o dönem merkez sağ aday Nicolas Sarkozy’ye karşı Sosyalist Parti’nin (PS) adayı François Hollande’yi desteklediğini ortaya koymuştu. Son olarak IFOP’un verilerine göre, 2017 yılında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda Müslüman seçmenlerin yüzde 92’si, Marine Le Pen’e karşı yarışan Emmanuel Macron’a destek verdi.

23 Nisan 2017’de düzenlenen cumhurbaşkanlığı seçimlerin ilk turundaki oy dağılımında ise Müslümanların yüzde 37’sinin aşırı sol parti, Boyun Eğmeyen Fransa partisinin lideri Jean-Luc Melenchon’u yüzde 24’ünün ise Emmanuel Macron’u desteklediği ortaya çıkmıştı. O dönem iktidarda olan Sosyalist Parti’nin (PS) adayı Benoit Hamon ise dini dağılım olarak en yüksek oyu yüzde 17 ile Müslümanlardan almıştı. İkinci tura kalan aşırı sağcı lider Marine Le Pen’e oy veren Müslümanların oranı ise sadece yüzde 5’te kaldı. Fransa’da Müslümanların siyasette aldıkları roller de artıyor. 2012 yılında 577 üyeli Ulusal Mecliste Müslüman ülkelerden gelen göçmen kökenli vekil sayısı 8 iken 2017 yılındaki genel seçimlerle bu sayı 15’e yükseldi. Seçimlerin ilk turunda 7.882 milletvekili adayının yüzde 6,5’inin de Müslüman olduğu aktarıldı.

Cami Sayısı

Fransa’da giderek artan Müslüman nüfusunun cami ihtiyacı ise çoğunlukla oluşturulan dernekler sayesinde gideriliyor. Ancak bu ihtiyacın yeterli seviyede karşılanamadığı 2015 yılında dönemin Devlet Bakanı Thierry Mandon tarafından dile getirilmişti. Mandon, ”Fransa’da yeterli sayıda cami yok. Birçok şehirde Müslümanlar uygun olmayan ortamlarda ibadet ediyor.” ifadelerini kullanmış, ülkedeki cami açığını gözler önüne sermişti. Fransa İçişleri Bakanlığı’nın son olarak 2012 yılında yayınladığı verilere göre ülkede 318’i denizaşırı topraklarda olmak üzere 2 bin 449 cami yer alıyor.

Bakanlığın 2000 yılında yaptığı açıklamada ise bu rakamın bin 536 olduğu aktarılmıştı. Fransız medyası, ülkede 3 milyona yakın dindar Müslüman olduğundan yola çıkarak, 1 200 kişiye bir caminin düştüğünü ifade ediyor. Öte yandan ülkede bulunan 2 bin 500 caminin 150’sinin “Selefi cami” olduğu kaydediliyor. 2015 yılında yaşanan terör saldırıları akabinde hükümet, 40’tan fazla Selefi imam sınır dışı etmiş, 10’dan fazla cami ise radikal oldukları gerekçesiyle kapatılmıştı. Son olarak 2017 yılında 12 Selefi cami kapatıldı, bu camilerin imamları da sınır dışı edildi.

Grande Mosquée de Paris

Fransa, Paris Büyük Camii (Grande Mosquée de Paris), Paris’in 5. bölgesinde yer alıyor. 1926 yılında kurulmuştur ve Fransa’nın en büyük camilerinden biridir. Fotoğraf: zijin- Shutterstock

Müslüman Dernekleri

Fransa’da Müslümanlar ile ilgili en radikal kararlar ise eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin İçişleri Bakanı olduğu dönemde verilmiştir. 2003 yılında Sarkozy, Fransa’daki Müslümanlar için çatı dernek faaliyet göstereceği düşüncesiyle, 1901 Dernekler Kanununa dayanarak Fransa İslam Konseyi’ni (CFCM) kurdu. Devletin ülkedeki İslamı kontrol altına almak için başlattığı bu yöntem ise Müslüman toplumda umulan karşılığı bulmadı.

Bunun üzerine 2017 yılında cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturan Emmanuel Macron, Fransa’daki İslamı yeniden yapılandırmak istediğini söylemiş, CFCM‘in yapısını da değiştireceğini açıklamıştı. Fransa’da CFCM’in yanı sıra Müslümanlar arasında Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB), İslam Toplumu Milli Görüş (IGMG), Fransa İslami Kuruluşları Birliği (UOIF), Fransa Camiler Birliği (UMF), Paris Büyük Cami, Lyon Büyük Cami, Bordeaux Büyük Cami gibi farklı çatı kuruluşların da önemli etki alanları bulunmakta.

İslamofobik Saldırılar

Avrupa’nın en çok Müslümana ev sahipliği yapan ülkesi Fransa’da İslamofobik saldırılar 2016 yılından sonra azalma eğilimi gösterse de İslamofobi ülke genelinde gün geçtikçe daha “kurumsal” bir kimliğe bürünüyor. 2015’deki terör saldırıları sonrası daha fazla sayıda camiyi hedef alan saldırılar, giderek ırkçı ayrımcılık olarak toplumda yer edinmeye başladı. Sık sık medyada terör ile İslam kelimeleri bir arada kullanılıp her seçimde başörtüsü, helal et gibi ülkedeki Müslümanlar ile ilgili konular yeniden gündeme taşınıyor.

Fransa İslamofobi ile Mücadele Derneğinin 2017 yılındaki Müslüman karşıtı saldırılarla ilgili yayınladığı raporda, bir önceki yıl toplam 447 İslamofobik saldırı gerçekleştiği kaydedilmiş ve bu saldırıların 39’unun fiziki saldırı, 58’inin ise nefret söylemi olduğu vurgulanmıştı. Fransa’da Müslümanları hedef alan saldırılar, 2015 yılında ise binin üzerine çıkmıştı. Fransa’da Çalışma Bakanlığı’nın iş başvurularında kökene göre ayrımcılık yapılıp yapılmadığını ölçmek için gerçekleştirdiği çalışmada da yine Müslüman ismi taşıyanların diğerlerine göre yüzde 26 daha az iş bulma şansının olduğuna dikkat çekilmişti.

Türkiye Kökenlilerin Nüfus Oranı

Özellikle 1970’lerin başında ülkeye giriş yapan Fransa’daki Türkiye kökenlilerin sayısının ne kadar olduğu ile ilgili son bilgiyi Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu açıkladı. Dışişleri Bakanı Fransa’da yaşayan Türkiye kökenlilerin sayısının 700 bini bulduğunu kaydederken bu kişiler arasında son yapılan Cumhurbaşkanlığı Referandumunda da oy kullanma hakkına sahip olanların sayısının 326 bin 375 kişi olduğu belirtiliyor. Ülkedeki Türkiye kökenlilerin büyük çoğunluğu başkent Paris’in bulunduğu Ile-de-France bölgesinde yaşarken yoğunluk olarak ise Almanya sınırındaki Alsace bölgesi ilk sırada yer alıyor.

Göçmenlerin Eğitim Oranı

INSEE’nin 2014 yılında yayınladığı göçmenlerin eğitim durumunu ele alan bir raporda, ülkedeki 2’nci ve 3’üncü nesil Türkiye kökenlilerin eğitimde diğer göçmenlerin gerisinde kaldığını ortaya koydu. Yapılan araştırmada, Türkiye kökenlilerin yüzde 27’si, Cezayirlilerin yüzde 17’si, Gine ve Orta Afrika Cumhuriyeti kökenlilerin yüzde 16’sı Fas ve Tunusluların ise yüzde 15’i hiçbir diplomaya sahip olamadan eğitim hayatlarını noktalıyor.

Göçmenlerde İşsizlik

Fransa’da işsizlik göçmenler için büyük bir problem olmayı sürdürüyor. INSEE’nin raporuna göre işsiz oranı Fransızlarda yüzde 8 civarındayken bu oran göçmenlerde yüzde 20’lere dayanıyor. Avrupa Birliği dışından gelen göçmenler arasında ise işsizlik oranının yüzde 25’lere kadar yükseldiğine dikkat çekiyor.

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler