'Fransa'

Göç Yasası Reformu: Geri Göndermeler Artacak, Tıbbi Yardım Kısıtlanacak

Fransa'da göçmen kabulünde ve iş gücü açığı konularındaki sorunları çözmek için gündeme getirilen göç yasası reformu, sınır dışı işlemlerinin kolaylaştırılmasını önceleyen sıkılaştırılmış bir yasa tasarısına çevrildi. Aralık ayında Ulusal Mecliste oylanacak tasarı, göç politikasında neleri değiştirmeyi amaçlıyor? 

Fotoğraf: Savvapanf Photo - Shutterstock.

Fransa İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan ve parlamenterlere sunulması temmuz ayından beri defalarca ertelenen göç yasa tasarısı, 6-10 Kasım tarihlerindeki oturumlarda Senato tarafından değerlendirildi. Göç yasasında yapılması planlanan reform en başta düzensiz göçün sınırlandırılması, entegrasyon imkanlarının arttırılması ve iş gücü açığına karşı bir çözüm olarak kamuoyunun gündemine sunulmuştu. Le Parisien gazetesi, yasa tasarısında yapılan değişikliklerle, odağın “suçlu” yabancıların sınır dışı edilmesi gibi tedbirlere kaydığını ve reformun katı bir göç politikası istikametinde yol aldığını belirtiyor.

Parlamentonun üst kanadı olan Senato, öngörülen tedbirleri daha da sıkılaştırarak tasarıyı kabul etti. Peki, aralık ayında Ulusal Meclise sunulacak metin göç politikasında hangi değişikliklerin yapılmasını öngörüyor?

3 Ana Gündemden İlki Belgesiz İşçilerle İlgili

27 maddeden oluşan yasa tasarısında partilerin üzerinde uzun süredir tartıştığı 3 madde büyük önem arz ediyor. Bunlardan birincisi, personel sıkıntısı çeken sektörlerdeki belgesiz çalışanlarla ilgili. Bugün Fransa’da resmî statüsü olmadan yaşayan birçok “belgesiz göçmen” (sans-papiers), çalışan durumda gözükmelerine karşın oturum iznine sahip değil.

Le Monde’un derlediği rakamlara göre, 2022 yılında bu durumdaki yaklaşık 10 bin göçmen işçi düzenli hâle getirildi. Hükûmet, daha öncesinde, bu uygulamanın kapsamının genişletilmesiyle belirli sektörlerde yoğun olarak hissedilen iş gücü açığına cevap vermenin mümkün olacağını öne sürmüştü. Fakat sağ partilerden belgesiz işçilerin düzenli hâle getirmesine gelen sert itirazlar nedeniyle, hükûmet bir uzlaşı sağlamak amacıyla belirli kriterleri karşılayan göçmen işçilere -düzenli hâle getirilmeleri için- 1 yıllık oturum izni verilmesini önerdi. Sendika temsilcileri ve sol siyasetçiler bu öneriyi sorunlu bulduklarını belirtip eleştirmişti.

6 Kasım’da Senato önünde yaptıkları eylemde basına konuşan Vitry’deki belgesiz işçilerin sözcüsü Aboubacar Dembéle, bir sektörün artık personel sıkıntısı çekmediğine kanaat getirilirse o sektörde çalışan kişilerin bir anda oturum izinlerini kaybedileceğine dikkat çekerek söz konusu uygulamaya itiraz etmişti. Dembéle’ye göre, bu 1 yıllık plan belgesiz işçileri kimsenin yapmak istemediği bir işe girmeye zorlayan modern bir kölelik biçimi hüviyetinde.

Başta eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin kurucusu olduğu Cumhuriyetçiler Partisi (LR) olmak üzere sağ partiler ise, bu konuyu bir kırmızı çizgi olarak addetti ve her türlü yasal statü sağlama önerisine karşı çıktı. Başta İçişleri Bakanı Gérald Darmanin ve hükûmet adına müzakereleri yürüten diğer yetkililer uzun süren görüşmelerin ardından LR kanadını ikna etmeyi başaramadı. Aşırı sağcı Ulusal Birlik’in lideri Marine Le Pen de çok defa “küçük yasa” diyerek alaya aldığı ve gerçek bir çözüm sunmadığını belirttiği bu yasaya sadece bu maddenin çıkarılması durumunda partisinin destek vereceğini beyan etmişti.

Başta LR senatörleri olmak üzere Senatodaki sağ partiler, 7 Kasım’da söz konusu maddede yapılan değişikliğe onay vermedi ve nihayetinde bu madde tasarıdan çıkarıldı. Tasarının son hâline göre, bu durumdaki belgesiz işçilere yönelik Fransa genelinde bir düzenleme artık planlanmıyor: Bu sektörlerde çalışanlara verilecek ikamet izinlerinin sadece valilikler tarafından yapılacak bireysel değerlendirmelere göre verileceği ve karşılanması daha ağır koşullar içereceği belirtildi.

Aylardır süren bu görüşmeler sırasında dikkati çeken gelişmelerden biriyse, düzenli hâle getirme programının mimarı olan Çalışma Bakanı Olivier Dussopt‘un bu önerisine gelen yoğun itirazların ardından gözden kaybolması ve süreçten tedricen çekilmesi oldu.

Sınır Dışı İşlemlerinin Kapsamı Genişletiliyor

Tasarı, ikinci olarak, sınır dışı işlemlerini kolaylaştırmayı önceliyor. Bugün, Fransa’da yaşayan bazı yabancı vatandaşlar, “sınır dışı edilmeye karşı koruma” (protection contre les mésures d’éloignement) olarak bilinen bir haktan yararlanabiliyor. Vize ya da oturum izni olmayan diğer ülke vatandaşları -örneğin 13 yaşından önce ülkeye gelenler, 20 yılı aşkın süredir Fransa’da yaşayanlar ya da menşe ülkelerinde tedavisi mümkün olmayan bir hastalığa sahip kişiler- bu hak kapsamında Fransa’da kalmaya devam edebiliyor. Terörizm ya da nefrete teşvik gibi suçlamalar yöneltilen kişiler ise bu haktan muaf tutularak sınır dışı edilebiliyor.

Senatonun onayladığı şekliyle tasarı, sınır dışı etmeye imkân veren kriterlere en az 10 yıllık ve mükerrer bir suçtan dolayı 5 yıllık hapis cezasına çarptırılmayı ekliyor. İçişleri Bakanı Darmanin’in iddiasına göre, yeni tasarının hayata geçirilmesiyle her yıl 4 bin kişinin daha sınır dışı edilmesi mümkün olacak.

İsrail ve Filistin’deki olayların Fransa’ya yansımalarıyla ilgili yoğun tartışma ve siyasi kamplaşmaların olduğu ülkede, ekim ayı ortasında Arras’taki bir okula yapılan bir bıçaklı saldırıda bir öğretmen öldürülmüştü. Cumhurbaşkanı Macron’un “İslamcı terör” olarak tanımladığı bu saldırıyı gerçekleştiren ve sonrasında ele geçirilen Kafkasya kökenli Rusya vatandaşının ülkede yasa dışı bulunan ve istihbarat birimleri tarafından “radikal” olarak tanımlanmış bir kişi olduğu ortaya çıkmıştı. Olayın ardından sınır dışı işlemlerini sıkılaştırma yönünde bir kamuoyu beklentisi ve siyasi baskı oluşmuştu. İçişleri Bakanı Darmanin, yargı ve güvenlik birimlerine -yasa tasarısının akıbetini beklemeden- radikalleştiği bilinen ve suç işleyebileceği tahmin edilen kişilerin sınır dışı işlemlerine öncelik verilmesi talimatını vermişti.

Devletin Yabancılara Sağladığı Tıbbi Yardım, Acil Durumlarla Sınırlanıyor

Tasarıyla hayata geçirilmek istenen son büyük değişiklik, devletin yabancılara sağladığı tıbbi yardımla ilgili. Hâlihazırda Fransa’da en az 3 aydır bulunan tüm belgesiz göçmenler bir ücret ödemeden tıbbi tedaviye erişebiliyor. Sağlık sigortası bütçesinin yüzde 0.5’ine tekabül ettiği belirtilen bu yardımdan (l’aide médicale de l’État, AME) –Senato raporlarına göre– 2021 itibarıyla 380 bin kişi faydalanıyordu. Güncel olarak ise 415 bin insanın AME’yi kullandığı belirtiliyor.

Sağ partilere göre, AME oldukça cömert ve Fransa’ya yasa dışı şekilde göç etmeyi cazip kılan bir devlet yardımı. Cumhuriyetçiler Partisinin senatörleri, AME’yi acil tıbbi yardıma dönüştürmek ve masrafları devletçe karşılanacak hastalık sayısını sınırlamak için tasarıdaki ilgili maddeyi değiştirmeyi önerdi ve oylamada kabul edildi. Yaklaşık 20 yıl önce uygulamaya konan AME, o tarihten beri sağ partilerin itiraz ettiği bir sağlık yardımı oldu. Macron yönetimi ve Ulusal Meclisteki çoğunluğu oluşturan Rönesans Meclis Grubu ise bu konuda fikir ayrılıkları yaşıyor. Macron kampının bir kısmı AME’nin kısıtlanmasını gerekli görürken, bazı isimler bu fikre karşı çıkıyor.

Temmuz ayındaki kabine değişikliğiyle iş başı yapan Sosyal İşler ve Sağlık Bakanı Aurélien Rousseau da AME’yi savunan isimlerden biri. 26 Ekim 2023’te yaptığı bir basın açıklamasında AME’nin gerekliliğini şu sözlerle savunmuştu: “Devlet tıbbi yardımı, temel bir tedbirdir. AME’nin amacı, durum çok ciddileşmeden müdahale etmektir.”

Sağlık personeli de AME’nin muhafaza edilmesinden yana: 3 bin 500 sağlık personeli, yaptıkları ortak açıklamada, devletin sağladığı bu yardımın birçok insanın sağlığını doğrudan ilgilendirdiğini ve AME’nin kısıtlanması kararına itaat etmeyeceklerini deklare etti. Açıklamaya imza atan sağlık personeli, “belgesiz göçmenleri ücretsiz tedavi etmeye devam edeceklerine” dair söz verdi.

Top Artık Ulusal Mecliste

Fransa’da Göç Yasası, 1945’ten günümüze kadar gelen süreçte 117 defa değiştirildi.  İktidar kanadının sunduğu ve göçü kontrol altına almayı amaçlayan bu tasarının, 11 Aralık’ta parlamentonun alt kanadı Ulusal Mecliste değerlendirilmesi ve yıl sonuna kadar hayata geçirilmesi planlanıyor. Yasanın hem Senato hem de Ulusal Meclis tarafından kesin olarak kabul edilmeden önce başka değişikliklere uğraması oldukça muhtemel. Le Parisien gazetesinin bildirdiğine göre, Ulusal Meclisteki çoğunluğu oluşturan Rönesans’ın sol çizgideki milletvekilleri tasarıyı daha sıkı hâle getiren değişikliklere itiraz etmeyi planlıyor.

Bu arada Çalışma Bakanı Dussopt, Senato mütaalasının bitmesinin ardından yeniden ortaya çıktı: İçişleri Bakanı Darmanin’le birlikte 15 Kasımda’da Rönesans grubundan bazı vekillerle görüştüğü ve belgesiz işçilere statü verilmesiyle ilgili yeni bir yol aradıkları medyaya yansıyan bilgiler arasında.

Senatoda çoğunluğa sahip olmayan bu nedenle sağ partilerle uzlaşmayı tercih eden Macron yönetiminin, tasarının son hâlinden memnun olduğu ifade ediliyor. Ulusal Meclisteki oturumlarda tasarının bir kez daha değişikliğe uğraması ihtimaline karşın hükûmetin elindeki bir diğer seçenek ise Başbakan Elisabeth Borne’un -emeklilik sistemiyle ilgili yasa değişikliğinin ardından- bir kez daha “Madde 49.3” olarak bilinen anayasal aracı kullanarak tasarıyı oylama yapılmaksızın kabul etmesi. Fakat bu tartışmalı anayasal yolun kullanılması, hükûmete karşı bir güven oylaması yapılmasını tetikleyebilir. (P)

Burak Gücin

Galatasaray Üniversitesinde sosyoloji alanında lisans eğitimi olan Burak Gücin, sonrasında Heidelberg Üniversitesinde kültürel çalışmalar alanında yüksek lisansını tamamlamıştır. Gücin, Perspektif redaksiyon ekibinin üyesidir.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler