'Almanya'

“CDU Müslümanlar İçin Artık Bir Merkez Partisi Değil”

Alman Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) Partisinin hazırladığı taslak parti programı tartışılmaya devam ediyor. İslam Toplumu Millî Görüş Genel Sekreteri Ali Mete, CDU'nun yeni parti programıyla Almanya’daki yaklaşık altı milyon Müslümandan biraz daha uzaklaştığına dikkat çekti.

Berlin'de "İslam Almanya'ya ait değil." yazılı bir döviz tutan gösterici. Fotoğraf: Foto-berlin.net / Shutterstock.com

Almanya’da muhalefetteki Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) Partisinin “Yeni Temel İlkeler” adlı taslak parti programını kamuoyuna tanıttı. Parti programında sadece ülkenin değerlerini paylaşan Müslümanların Almanya’ya ait olduğunu ve İsrail’in var olma hakkının tartışılamayacağı ifadeleri yer aldı. CDU Genel Sekreteri Cars Lindemann, düzenlediği basın toplantısında, partinin bu programla iktidara hazır olduğunu belirtti.

Lindemann, “Almanya’daki insanlar huzursuz ve yönlendirilmeye ve desteğe ihtiyaç duyuyorlar. Bunu bu temel programla sağlayacağız.” dedi. Temel ilkeler programının seçim programı olmadığını kaydeden Lindemann, programın gelecek 10 yıl için geçerli olacağını söyledi.

“Değerlerimizi Paylaşan Müslümanlar, Almanya’ya Aittir”

Programda Almanca konuşan imamların yetiştirilmesi gerektiğini vurgulanarak, “Cami cemaatlerinin yabancılar tarafından finanse edilmesine ve imamların yurt dışından görevlendirilmesine alternatifler bulunmalıdır.” görüşü paylaşıldı.

“Bizim değerlerimizi paylaşan Müslümanlar, Almanya’ya aittir.” ifadesine yer verilen programda Almanya’daki Müslümanların örgütlenmesinin desteklendiği belirtilerek, “Amacımız, Almanya’da yaşayan Müslümanların anayasa çerçevesinde canlı bir toplum hayatı oluşturmalarıdır.” değerlendirmesinde bulunuldu.

“İsrail’in Var Olma Hakkı Tartışılamaz”

Programda İsrail’e özel önem atfedildi. İsrail’in güvenliğinin Almanya’nın devlet meselesi olduğu vurgulanan programda, “İsrail’in var olma hakkı ve İsrail vatandaşlarının güvenliği bizim için tartışılamaz. İsrail’in terörden, korkudan ve şiddetten uzak yaşama hakkı var.” görüşü paylaşıldı.

Taslak programı hazırlayan Komisyonun Başkan Yardımcısı Serap Güler, programda insan hakları, eşitlik ve özgürlük dışında anayasada yer almayan şeylerin de bulunduğunu belirterek, “Bugünlerde öne çıkarmamız gereken önemli bir şey var: Bu, İsrail’in var olma hakkıdır. Bu, bizim devlet meselemizdir. Bizim için CDU olarak bu Alman öncü kültürümüzün önemli bir parçası. Bu, bizi diğer birçok komşu ülkeden açıkça ayıran şeydir.” ifadelerini kullandı.

Programda ayrıca, Avrupa’ya sığınma başvurusunda bulunanların güvenli üçüncü ülkelere nakledilmesi ve orada işlem görmeleri gerektiği kaydedilerek, “Güvenli üçüncü ülkelerle kapsamlı bir sözleşme imzalanmalıdır.” değerlendirmesinde bulunuldu.

Programa Yönelik Eleştiriler

Eski CDU Genel Sekreteri Ruprecht Polenz, X sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, taslak programı eleştirdi. Polenz, “Alman pasaportu olan herkes, Almanya’ya aittir. Nokta. Anayasa’nın 4. maddesi din özgürlüğünü güvence altına almaktadır.” görüşünü paylaştı. Almanya’da inanılan ve ifa edilen dinlerin Almanya’ya ait olduğunu vurgulayan Polenz, “Hepsi Almanya’ya aittir. Laik devlet, farklı din ve değerlerle bir arada yaşamayı garanti eder.” değerlendirmesinde bulundu.

“CDU’nun Parti Programı Toplumsal Birlikteliği Baltalıyor”

İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Genel Sekreteri Ali Mete, Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) yeni parti programı münasebetiyle bir açıklama yaptı. Açıklanan programda kalıplaşmış yaftalayıcı ifadelerle toplumdaki ön yargı ve endişeler körükleniyor. “CDU artık Almanya’da yaşayan milyonlarca Müslüman için bir merkez parti olmaktan çıkmıştır. Parti toplum içindeki endişeleri körüklemek ve ön yargıları beslemek suretiyle tehlikeli bir politika gütmektedir.” diyen Mete sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yeni parti programının taslağıyla CDU Almanya’daki yaklaşık altı milyon Müslüman’dan daha da uzaklaşıyor. Açıkladıkları program Müslüman nüfusa yönelik endişeleri körüklüyor. Nihayetinde bu durum AfD’nin değirmenine su taşıyor. İslam Toplumu Millî Görüş olarak bu gelişmeden derin endişe duyuyor, CDU’ya taslağı eleştirel bir gözle yeniden incelemesi ve bazı bölümlerini temelden gözden geçirmesi çağrısında bulunuyoruz.

Almanya’da altı milyondan fazla Müslüman yaşıyor. Bu insanların Almanya’ya aidiyetleri CDU programında her yöne çekilebilecek yarım yamalak bir ifadeyle ve bir çekince çerçevesinde dile getiriliyor. Bu sorumsuzluktan başka bir şey değildir. CDU’nun kendisi de nihayetinde bu talebin altında yatan popülizmi ortaya koyuyor, kendi talebini içerikle doldurmayı dahi beceremiyor. CDU aynı zamanda Müslümanlara yönelik ön yargı ve korkuları körükleyerek, hatta bunları besleyerek taslakta zikrettiği ‘toplumsal birlikteliği’ bizzat kendisi baltalıyor. Bu, CDU’nun bir itiraz beslemediğini düşündüğümüz anayasamızın yanında paralel bir değerler normu oluşturma girişimidir ve son derece tehlikeli bir çabadır.

Almanya’da bizler, dinî azınlıkların dışlanmasının ve damgalanmasının nelere yol açabileceğini biliyor olmalıyız. İslam Toplumu Millî Görüş olarak bu tehlikeli politikadan uzaklaşılması çağrısında bulunuyoruz. CDU böyle bir parti programıyla artık Müslümanlar için merkez bir parti olmaktan çıkmış, İslam düşmanı ve antisemit AfD ile yarışır hâle gelmiştir. Bu politika Almanya’daki Müslüman nüfusu tedirgin etmekle kalmıyor, aynı zamanda korkutuyor.”

Yeni taslak programın 12 ve 13 Ocak 2024’teki Heidelberg’de yapılacak parti yönetimi toplantısında resmî olarak onaylanması bekleniyor. Taslak, daha sonra Mayıs 2024’te yapılacak parti konferansında yaklaşık 1000 delege tarafından oylanacak. (AA, P)

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler