'Almanya'da İslami Cemaatler'

“Müslüman Cemaati Bir Araya Getiren Her Oluşum Bizi İleriye Taşır”

2007 yılında kurulan Almanya Müslümanlar Koordinasyon Konseyi’nin (KRM) dönem sözcüsü Almanya İslam Arnavut Merkezi Birliğinden (UIAZD) Ibra Laurent ile ülkedeki Müslümanlara dair meydan okumaları ve KRM’nin geleceğini konuştuk.

Laurent Bey bu dönem Almanya Müslümanlar Koordinasyon Konseyi (KRM) sözcüsü olarak görev yapıyorsunuz. Almanya’daki Müslümanlara yönelik mevcut söylem göz önüne alındığında sözcü rolünü üstlenmek için zor bir dönem olduğu söylenebilir. Şu anda KRM’nin gündeminde neler var?

Bu tür pozisyonlar sadece benim dönemimde değil, her zaman zorlu ve büyük meydan okumalarla dolu. Bu temsil görevini gönüllü olarak üstlenmenin yanı sıra KRM’nin küçük bir çatı kuruluşu olan Almanya İslam Arnavut Merkezleri Birliğinden (UIAZD) temsilci olmak da bu zorluğun bir parçası. Ancak Peygamber Efendimizin (s.a.v.) de buyurduğu gibi bir araya geldiğimizde Allah’ın bize yardım edeceğine inancımız tam. Müslüman cemaat olarak bir araya geldiğimiz her oluşumun bizi ileriye taşıyacağını düşünüyorum.

KRM Almanya’daki İslami cemaatlerin bir çatı kuruluşu ve henüz tescillenmiş bir dernek değil. KRM’nin daha iyi yapılandırılması ve güçlendirilmesi elbette anlamlı olacaktır. KRM Almanya’da yaşayan Müslümanlar olarak çalışmalarımızı daha görünür hâle getirmek için en elverişli platformlardan birisi ve bu nedenle de yapısal açıdan desteklenip güçlendirilmesi daimî bir ajanda olarak görülebilir.

8 Ekim’de KRM, Orta Doğu’daki savaşla ilgili bir basın açıklaması yayınladı. 19 Ekim ve 7 Kasım’da da benzer açıklamalar geldi. KRM’nin Orta Doğu’daki savaşa dair yaklaşımı nedir?

Sadece KRM değil, üyelerimiz de kendi organizasyonları adına çeşitli basın açıklamaları yayınladı. Bu tür çatışmalar ne yazık ki hiçbirimiz için yeni değil. Yanı başımızda hâlâ devam eden bir Rusya-Ukrayna savaşı da var.

Almanya’daki Müslümanlar olarak biz adaletsizliğe karşıyız ve dünyanın her yerinde barışı destekliyoruz. KRM’nin de üye cemaatlerin de bu konuda net bir duruşu olduğunu biliyorum. Siyasi bölgesel meselelerin dinî alanla çok sık karıştırıldığını ve nesnellikten uzak tartışmalar yürütüldüğünü gözlemlesek de bizim duruşumuz çok net: Adaletsizliğe karşıyız ve dünyanın her yerinde barış için çaba sarf edip bu emel için dua ediyoruz.

Sizce KRM’nin Orta Doğu’daki savaş hakkındaki bu duruşu Alman kamuoyu tarafından yeterince fark ediliyor mu?

Marjinalize edilmiş ve kamuoyunda hakkında ağırlıkla menfi konuşulan bir topluluğun üyeleri olarak KRM’nin daha yüksek sesle konuşmasına dair talepler elbette var. Bu eleştirileri ciddiye alıyoruz ve daha iyi duyulmanın yollarını arıyoruz.

Fakat bizim bu konudaki duruşumuzu daha en başından açık bir şekilde ortaya koyduğumuzu yeniden vurgulamak istiyorum. Almanya’daki kamuoyunun bu duruşu duyması için KRM olarak yaklaşımlarımızı daha aktif bir şekilde ortaya koyacağız. Diğer yandan ülkemizde Müslümanların açıklamalarını ve barışla ilgili çağrılarını duymakla ilgili bir eksiklik olduğunu da belirtmekte fayda görüyorum.

KRM önümüzdeki yıllarda hangi konulara öncelik verecek?

Sanırım en önemli konulardan biri, çalışmalarımızın daha görünür hâle gelmesidir. Sadece dinî cemaatler düzeyinde değil, ortak etkinliklerle de görünür hâle gelmek önemli. İkinci ve en önemli konu ise imamlarımızın eğitimi ile ilgili. KRM üyelerinin Almanya’da imam eğitimleri için kendi okulları ve enstitüleri bulunuyor. İmamlar bizim cami cemiyetlerimizin özünü, ruhunu teşkil ediyorlar. Bu nedenle de onların eğitimi tüm üye cemaatler için azami önem taşıyor. İmamlarımızın Almanca vaaz edebilmeleri, Alman kamuoyu tarafından gerçekte oldukları biçimde algılanabilmeleri ve cemiyetlerimizin bu anlamda mevcut şeffaflıklarının anlaşılmasına tüm üyeler olarak önem veriyoruz.

Alman İslam Konferansı (DIK) tartışmalı bir şekilde düzenlendi. Konferans Müslüman cemaat temsilcilerinin podyuma çıkmaması nedeniyle eleştirildi. Bu eleştiriyi haklı buluyor musunuz?

Alman İslam Konferansı maalesef bu sefer tartışmalı bir şekilde düzenlendi. Ben bu eleştirileri haklı buluyorum. Bu sene DIK’de geçen seferkilerden farklı bir atmosfer vardı. Belki de bu biz Müslümanlara, kendi ilgilerimizi daha doğru ve etkili bir şekilde temsil edebilmek ve siyasete bu yöndeki sinyalleri daha anlaşılır bir şekilde verebilmek için iyi bir sinyaldir.

Sizin de biraz önce belirttiğiniz gibi imamların yurt dışından gelmesi Almanya’da sıkça tartışılıyor. Bu tartışma son aylarda daha gürültülü bir şekilde devam ediyor. KRM bu sorunla ilgili olarak hangi adımları planlıyor?

Dediğim gibi, imamlar cemiyetlerimizin ruhudur. Şimdiye kadar yurt dışından gelen imamlarımız cemiyetlerimize hizmet verdiler. Bu konuda KRM bünyesindeki cemaatlerin ortak kanaati ise oldukça açık: Buradaki Müslüman cemaatleri temsil eden kurumlar olarak görevimiz imamlarımızı burada eğitmek. Mevcut durumda neredeyse bütün üye cemaatlerimiz zaten bunu gerçekleştiriyorlar.

KRM’nin geleceğini nasıl görüyorsunuz? 

Benim için KRM, Almanya’daki Müslümanların sahip olduğu en önemli temsil kurumlarından birisi ve KRM’nin özellikle ana akım medyada önemli bir rol üstlenmesi gerek. KRM’yi genişletme ve yapılandırma konusunda kat edecek yolumuz var. Almanya’daki Müslümanlar olarak bu sorumluluğun farkındayız.

Elif Zehra Kandemir

Lisans eğitimini Münster Üniversitesinde Sosyoloji ve Siyaset Bilimi bölümlerinde çift anadal olarak tamamlayan Kandemir, Duisburg-Essen Üniversitesinde sosyoloji yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır. Ağırlıklı çalışma alanları göç sosyolojisi ve ırkçılık araştırmaları olan Kandemir Perspektif dergisi editörüdür.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler