'Filistin-İsrail'

Antisemitizm Suçlamaları Sonrası Harvard’ta İstifa; Sırada Kim Var?

Harvard Üniversitesi Rektörü Claudine Gay'in baskılar sonucu istifa etmesi, üniversite yönetimindeki antisemitizm suçlamaları ve ifade özgürlüğü dengesi etrafında yoğunlaşan tartışmaların merkezinde yer alıyor. Bununla birlikte Amerikan üniversitelerinde İsrail-Filistin Savaşı ile tırmanışa geçen İslamofobi ve Filistinlilere yönelik nefret söylemleriyle ilgili bir aksiyon alınmaması çifte standart uygulanıldığını düşündürüyor.

Fotoğraf: Marcio Jose Bastos Silva / Shutterstock

Yahudilere yönelik soykırım çağrılarını açıkça kınamadığı ve kampüslerde antisemitizmle mücadele konusunda adım atmadığı suçlamaları ile geçtiğimiz aydan beri eleştirilen ve aynı zamanda intihalle suçlanan Harvard Üniversitesi Rektörü Claudine Gay 2 Ocak’ta istifa ettiğini duyurdu.

Temmuz ayında Harvard Üniversitesinin ilk siyahi rektörü olarak atanan siyaset bilimi profesörü Gay, birkaç haftadır yoğun eleştirilere maruz kalıyordu. Akademik çalışmalarına yönelik -siyaseten muhafazakâr çizgideki bir internet sitesi tarafından körüklenen- intihal suçlamaları ile hedef alınan Rektör, Yahudilere yönelik soykırım çağrılarını açıkça kınamadığı ve kampüslerde antisemitizmle mücadele konusunda adım atmadığı suçlamaları ile geçtiğimiz aydan beri eleştiriliyordu.

Rektör, Kurumun Önünü Açmak İçin İstifa Ettiğini Açıkladı

Gay’in istifa mektubunda, “Rektörlükten ayrılacağımı duyururken içim parçalansa da bu yazıyı Harvard’a derin bir sevgi duyarak kaleme alıyorum.” dedi ve sözlerine şöyle devam etti:

“Topluluğumuzun bu olağanüstü zorlu dönemde benden ziyade kuruma odaklanarak ilerleyebilmesi için istifa etmenin Harvard’ın çıkarı için en iyisi olduğu benim için açık hâle geldi.”

Gay, ayrıca, kampüste nefret suçlarına yer olmadığını ifade etti. Temmuz ayında atanan Rektör, aralık ayında ifade verdiği ABD Kongresinin alt kanadı olan Temsilciler Meclisine ait bir duruşmada üniversitedeki Yahudi karşıtı çağrılara açıkça karşı çıkmamakla suçlanmıştı.

53 yaşındaki Prof. Claudine Gay, şahsıyla ilgili son dönemde ortaya çıkan tartışmaların kurum olarak Harvard’ı yıpratmaması için görevinden ayrıldığını kaydetti. Açıklamasında Gay, kampüste düzenlenen Filistin’e destek gösterileriyle ilgili tartışmalara ya da sonrasında ABD Kongresinde katıldığı ve antisemitizmin tartışıldığı oturuma ise değinmedi.

5 Aralık’taki Kongre Duruşmasında Ne Olmuştu?

5 Aralık’ta Washington, oldukça hararetli geçen bir kongre duruşmasına ev sahipliği yapmıştı. Harvard, M.I.T ve Pensilvanya Üniversiteleri gibi Amerika Birleşik Devletleri’nin önde gelen eğitim kurumlarının rektörleri, yüksek öğretim kurumlarındaki antisemitizm suçlamaları nedeniyle parlamenterlerin sorularını yanıtlamışlardı.

Beş saat süren duruşmanın merkezinde, Hamas’ın İsrail’e 7 Ekim’deki saldırısının ardından kampüslerde antisemitizmin arttığı iddiası vardı. Harvard Üniversitesi Rektörü Claudine Gay, Pensilvanya Üniversitesi Rektörü Elizabeth Magill ve MIT rektörü Sally Kornbloth, duruşmada hazır bulundu. Rektörler, üniversitelerindeki ayrımcılıkla mücadele politikalarına vurgu yaparak, kendilerine “antisemitizm” olarak sunulan vakaları endişeyle karşıladıklarını ifade etmişlerdi.

Duruşma karar metninde Temsilciler Meclisi; üç rektörü Yahudi soykırımı çağrısının üniversite davranış kurallarını ihlal ettiğini açık bir şekilde ifade etmedikleri gerekçesiyle şiddetle kınanmıştı. Oluşan baskılar sonucu, kendisi de bir Yahudi olan Pennsylvania Üniversitesi Rektörü Elizabeth Magill görevinden istifa etmişti.

Harvard Üniversitesi yönetimi ise, ilk başta Rektör Gay’in, ABD Kongresinde antisemitizmle ilgili oturumda yaptığı açıklamalar nedeniyle aldığı tepkilere rağmen görevinde kalacağını duyurmuştu. Fakat Rektör Claudine Gay baskılara dayanamayarak istifa etmek durumunda kaldı. MIT Rektörü Kornbluth ise istifaya zorlansa da görevini sürdürüyor.

“Nehirden Denize Özgür Filistin” Sloganı Antisemit Bulunmuştu

Temsilciler Meclisi duruşmasında Filistin yanlısı eylemlerin temel sloganları, genellikle antisemitik taciz olarak nitelendirilmiş olsa da söz konusu eylemlerin amacına dair ne duruşma sırasında ne de ana akım haber metinlerinde geniş bir açıklama yapılmamıştı. Gazze’nin adı neredeyse hiç anılmamıştı.

Rektörlerin sorgulanmasına katılan parlamenterlerin büyük kısmı Filistin yanlısı eylemlerde kullanılan yaygın sloganlar olan “Nehirden Denize Özgür Filistin” ve “İntifada” sloganlarını Yahudi soykırımı çağrısı olarak nitelendirmiş ve Siyonizm’in bir ırkçılık türü olarak görülmesini eleştirmişti. Rektörler ise bu sloganların ifade özgürlüğü kapsamında ele alınabileceğini savunmuştu.

Ancak ABD Kongresi, rektörlerin ifade ettiği ifade özgürlüğü yaklaşımını, İsrail’in 1948’den bu yana Filistin topraklarında yürüttüğü yayılma siyasetini “kolonyalizm” olarak değerlendiren akademik görüşleri ve Gazze’de yaşanan insanlık krizini hesaba katmayı kabul etmiyor. Bunun yerine, Filistin’in  1987’de başlayan ve bazı akademisyenler tarafından bir sömürgesizleşme girişimi olarak değerlendirilen ilk intifadasını Yahudilere soykırım çağrısı olarak nitelendiriyor. Bu çerçevede “Nehirden Denize Özgür Filistin” sloganı da soykırım çağrısı olarak nitelendiriliyor.

Çifte Standart Var mı?

Kongresindeki oturumda eski Harvard Rektörünü sert sözlerle eleştiren ve kampüste “antisemitik eylemlere izin verdiği” iddiasıyla Gay’i suçlayan Cumhuriyetçi Kongre Üyesi Elise Stefanik, konuyla ilgili X hesabından paylaşımda bulundu. Stefanik, Pensilvanya Üniversitesi Rektörü Elizabeth Magill’in ardından Harvard Rektörünün de istifasına atfen, “Şimdi iki etti. Antisemitik ve intihalci rektörün bu geç kalmış mecburi istifasının, herhangi bir üniversite tarihindeki en büyük skandalın sadece başlangıcı olduğunu Harvard da biliyor.” yorumunu yaptı. Daha önce de Gay’i istifaya çağıran Cumhuriyetçilerin önemli isimlerinden Stefanik’in bu paylaşımı, eski rektör üzerinde kurulan baskının Kongredeki en belirgin örneklerinden biri olarak kayıtlara geçti.

Bununla beraber Amerikan üniversitelerinde İsrail-Filistin Savaşı ile artışa geçen İslamofobi ve Filistinlilere karşı yapılan nefret söylemleri ile ilgili bir aksiyon alınmıyor. Geçtiğimiz haftalarda Regent Üniversitesi Dekanı ve eski Kongre üyesi Michele Bachmann, “Gazze’nin sona ermesinin zamanı geldi” demiş ve orada yaşayan iki milyon insanın “o topraklardan uzaklaştırılması” gereken “akıllı suikastçılar” olduğunu eklemişti. Bachmann, Gazze’nin millî parka dönüştürülmesi ve bölge sakinlerinin “İran’ın kapısına bırakılması” gerektiği gibi Gazze halkını topyekun hedef olan nefret içerikli kışkırtıcı cümleler kurduğu hâlde hakkında hiç bir işlem yapılmamıştı. (AA/P)

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler