'Namibya'

Namibya: “Almanya Önce Namibya Soykırımının Sorumluluğunu Üstlensin”

Almanya'nın soykırımına uğrayan Namibya, Berlin hükûmetinin Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail'i savunmasını eleştirerek, "Almanya'nın, ahlaki olarak Birleşmiş Milletler Soykırım Sözleşmesi'ne bağlılığını ifade edemeyeceğini" bildirdi ve Almanya'ya kararını yeniden gözden geçirme çağrısında bulundu.

Fotoğraf: Dursun Aydemir - Anadolu Ajansı

Almanya’nın soykırımına uğrayan Namibya, Berlin hükûmetinin Uluslararası Adalet Divanı’nda (UAD) İsrail’i savunmasını eleştirerek, “Almanya’nın, ahlaki olarak Birleşmiş Milletler Soykırım Sözleşmesi’ne bağlılığını ifade edemeyeceğini” bildirdi. Namibya Cumhurbaşkanlığından dün (13 Ocak) yapılan açıklamada, Almanya’nın 20. yüzyılın ilk soykırımını Namibya topraklarında yaptığı, hâlen bu suçun sorumluluğunu tam olarak üstlenmediği belirtildi. 

“Namibya, Almanya’nın ırkçı İsrail devletinin Gazze’deki masum sivillere yönelik soykırım niyetini desteklemesini reddediyor.” cümlesiyle başlayan açıklamada, Cumhurbaşkanı Hage Geingob‘un Almanya’nın İsrail’e karşı açılan soykırım davasını reddetmesinden ötürü derin bir endişe duyduğu, Alman hükûmetinin İsrail’in Gazze’de işlediği soykırımcı eylemlerini savunduğu kaydedildi.

Namibya Cumhurbaşkanlığından yapılan tam açıklama metni şöyleydi:

Namibya, Almanya’nın ırkçı İsrail devletinin Gazze’deki masum sivillere yönelik soykırım niyetini desteklemesini reddediyor.

Almanya, 1904-1908 yıllarında Namibya topraklarında 20. yüzyılın ilk soykırımını gerçekleştirmiş ve on binlerce masum Namibyalı en insanlık dışı ve acımasız koşullarda hayatını kaybetmiştir. Alman hükûmeti Namibya topraklarında gerçekleştirdiği soykırımın kefaretini henüz tam olarak ödememiştir. Bu nedenle, Almanya’nın korkunç tarihinden ders çıkaramaması ışığında, Cumhurbaşkanı Hage Geingob Federal Almanya Cumhuriyeti hükûmeti tarafından dün (12 Ocak 2024) iletilen ve Güney Afrika tarafından Uluslararası Adalet Divanı nezdinde İsrail’in Gazze’de Filistinlilere karşı soykırım işlediğine dair ileri sürülen ahlaki açıdan dürüst iddianameyi reddeden şok edici karardan duyduğu derin endişeyi ifade eder.

Endişe verici bir şekilde, Gazze’de 23.000’den fazla Filistinlinin vahşice öldürülmesini ve Gazze’deki sivillerin %85’inin gıda ve temel hizmetlerin akut kıtlığı nedeniyle ülke içinde yerinden edildiğini vurgulayan çeşitli Birleşmiş Milletler raporlarını görmezden gelen Alman hükûmeti, Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail hükûmetinin Gazze ve işgal altındaki Filistin topraklarındaki masum sivillere yönelik soykırımcı ve dehşet verici eylemlerini savunmayı seçmiştir.

Almanya, Namibya’daki soykırımın kefareti de dahil olmak üzere soykırıma karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesine bağlılığını ahlaki olarak ifade edemezken, Gazze’deki soykırım ve soykırıma eşdeğer eylemleri desteklemektedir. İnsan Hakları İzleme Örgütü gibi çeşitli uluslararası kuruluşlar İsrail’in Gazze’de savaş suçu işlediği sonucuna varmıştır.

Devlet Başkanı Geingob 31 Aralık 2023 tarihinde yaptığı çağrıyı yineleyerek, “Barışsever hiçbir insan Gazze’de Filistinlilere karşı yürütülen katliamı görmezden gelemez.” diyor. Bu bağlamda Başkan Geingob, Alman hükûmetine, Uluslararası Adalet Divanı önünde İsrail’in soykırım eylemlerini savunmak ve desteklemek üzere üçüncü taraf olarak müdahil olma yönündeki zamansız kararını yeniden gözden geçirme çağrısında bulunuyor.”

Almanya’nın Açıklaması ve BM Raportörlerinin Tepkisi

Almanya, 12 Ocak 2024 tarihinde Uluslararası Adalet Divanı’nın çalışmalarını desteklediğini ve ana davada üçüncü taraf olarak İsrail lehine müdahil olma niyeti taşıdığını açıklamıştı. Alman hükûmet sözcüsü Steffen Hebestreit tarafından yapılan yazılı açıklamada, UAD’de Güney Afrika tarafından İsrail’e yöneltilen “soykırım” suçlamasının hiçbir dayanağı olmadığı savunulmuştu.

Almanya’nın geçmişindeki Holokost suçu nedeniyle 1948 tarihli Soykırım Suçunun Önlenmesi Sözleşmesi’ne bağlı olduğu ileri sürülen açıklamada, bu sözleşmenin “uluslararası hukukun temel bir aracı” olduğu ve “siyasi bir araç haline getirilmesine karşı çıkıldığı” kaydedilmişti.

Açıklamada, Almanya’nın UAD‘nin çalışmalarını desteklediği ve ana davada üçüncü taraf olarak İsrail lehine müdahillik niyeti taşıdığı belirtilmişti.

Bunun üzerine, BM Sağlık Hakkı Raportörü Tlaleng Mofokeng, X hesabından yaptığı açıklamada, “Tarihinde birden fazla soykırım işlemiş bir devlet (Almanya), sömürgecilik ve apartheid kurbanı bir ülkenin (Güney Afrika) başka bir soykırımı, işgalci nükleer gücü (İsrail) önleme çabalarının altını oyuyor. Almanya, sen gerçek misin? Umarız daha iyisini yapabilirsin.” ifadelerini kullanmıştı.

BM Konut Hakkı Özel Raportörü Balakrishnan Rajagopal da, X mesajında, Almanya’nın UAD’deki soykırım davasına İsrail lehine taraf olacağını açıklayan ilk ülke olduğu yönündeki bir paylaşımı alıntılayarak, bunun Almanya’nın sorumluluklarıyla bağdaşmadığını belirtmişti. Rajagopal, “Almanya, soykırımı önleme sözleşmesinin uygulanması çabalarını desteklemeli, tersini yapmamalı.” değerlendirmesinde bulunmuştu.

BM Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese de X paylaşımında, “Filistinlileri kurtarmaya çalışanlar kan kardeşleri Arap ülkeleri değil, insan haklarını teşvik eden Batılı ülkeler de değil fakat (Filistinliler ile) baskı ve apartheid tarihini paylaşan bir ülke (Güney Afrika). Almanya kendi tarihi nedeniyle buna engel olmamalı.” ifadelerine yer vermişti.

Almanya’nın UAD’de Yargılanması Çağrısı

Namibya’da Alman güçlerinin soykırımına uğrayan Herero ve Nama halklarının temsilcileri, hükümete Uluslararası Adalet Divanı’nda (UAD) Almanya’ya dava açma çağrısı yaptı. Nama Geleneksel Liderler Birliği (NTLA) ve Ovaherero Geleneksel Otoritesi (OTA) yaptığı ortak açıklamada, İsrail’in Gazze’deki saldırılarını kınayarak, Filistin topraklarının Filistinlilere ait olduğunu vurguladı.

Açıklamada, “Bizler Nama ve Ovaherero halkları olarak tıpkı bugün İsrail’in Filistin’e yaptığı gibi Alman İmparatorluğu tarafından aynı soykırıma maruz bırakıldık.” ifadesi kullanıldı. Namibya topraklarında Alman sömürgecilerin torunlarının hâlen ülkenin kıymetli varlıklarını çalmaya devam ettiği belirtilen açıklamada, Güney Afrika’nın İsrail aleyhinde açtığı soykırım davasının bir mihenk taşı olduğu kaydedildi.

Açıklamada, “Almanya’nın Nama ve Ovaherero halklarına karşı işlediği soykırım suçunu unutup, İsrail’in işlediği soykırım suçunu savunma sorumluluğu göstermesi çok ilginç… Almanya’nın İsrail soykırımına desteği, modern Alman devletinin devam eden sömürgeci davasını onaylamakta.” denildi.

Hükûmete, Almanya’nın Namibya’daki soykırımını UAD’ye taşımak için yerli halka yardım etmesi çağrısı yapıldı. Açıklamada ayrıca, Namibya hükûmeti de eleştirilerek, Almanya’dan soykırım tazminatı alınmasına ilişkin müzakerelerde halkın haklarının savunulmadığı ileri sürüldü.

Namibya Soykırımı

Namibya soykırımı, sömürgeci Alman güçleri tarafından 1904-1908 yılları arasında yerli Herero ve Nama halklarına karşı gerçekleştirilmişti. Sömürgecilere karşı direnen halkların hedef alındığı soykırımda, en az 65 bin Heroro ve 10 bin Nama hayatını kaybetmişti.

Soykırım neticesinde, Herorolar nüfuslarının en az yüzde 70’ini, Namalar ise nüfuslarının en az yüzde 50’sini yitirmişti. Almanya, 2021’de Namibya’da işlenen suçları soykırım olarak kabul etse de tazminat ödemeyi kabul etmemişti. (AA, P)

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler