'İsrail İşgali'

“Gözaltına Alınan Filistinli Kadınlara Tecavüz İddiaları Soruşturulsun”

Birleşmiş Milletler İnsan hakları uzmanları, İsrail tarafından Gazze Şeridi ve Batı Şeria'da keyfi olarak gözaltına alınan Filistinli kadın ve kız çocuklarının gözaltında uğradığı tecavüzler, kötü muamele ve cinsel saldırı tehditlerinin endişe verici olduğunu kaydederek sorumlulardan hesap sorulmasını talep etti.

©Cris Faga / Shutterstock.com; değişiklikler: Perspektif

Birleşmiş Milletler (BM) raportörleri, İsrail güçlerinin keyfi olarak gözaltına aldığı Filistinli kadınlara ve kız çocuklarına yönelik bildirilen tecavüz vakaları ve cinsel saldırı tehditleriyle ilgili ciddi endişe duyduklarını açıkladı. BM raportörleri konuyla ilgili yaptıkları yazılı açıklamada, İsrail’in Gazze Şeridi ve Batı Şeria’da Filistinli kadın ve kız çocuklarına yönelik gerçekleştirdiği dehşet verici insan hakları ihlallerine ilişkin inandırıcı iddiaların bulunduğunu vurguladılar.

19 Şubat’ta yayımlanan açıklamada, Gazze’de Filistinli kadın ve kız çocuklarının, çoğu zaman çocuklar da dahil olmak üzere aile üyeleriyle birlikte keyfi olarak infaz edildiğine dair haberler aldıklarını belirten uzmanlar, “Filistinli kadın ve çocukların sığındıkları yerlerde ya da kaçarken kasıtlı olarak hedef alındıkları ve yargısız infaz edildiklerine dair haberler karşısında şok olduk. Bazılarının İsrail ordusu ya da bağlı güçler tarafından öldürüldüklerinde ellerinde beyaz bez parçalarının olduğu bildirildi.” şeklinde konuştu.

Filistinli Kadınların Yağmur Altında Kafeste Tutulduğu İddiası

Uzmanlar, 7 Ekim’den bu yana Gazze ve Batı Şeria’da aralarında insan hakları savunucuları, gazeteciler ve insani yardım çalışanlarının da bulunduğu yüzlerce Filistinli kadın ve kız çocuğunun keyfi olarak gözaltına alınmasından ciddi endişe duyduklarını belirttiler. Gözaltındaki birçok kadının insanlık dışı ve aşağılayıcı muameleye maruz kaldığı, adet pedleri, yiyecek ve ilaçtan mahrum bırakıldığı ve ciddi şekilde dövüldüğü bildirildi. En az bir vakada, Gazze’de gözaltına alınan Filistinli kadınların yağmur altında ve soğukta, yiyecek verilmeden bir kafeste tutulduğu iddia edildi. Ayrıca kadın tutukluların aşağılayıcı koşullarda İsrail ordusu tarafından çekilen fotoğraflarının internete yüklendiği bildirildi.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Gözaltındaki Filistinli kadın ve kız çocuklarının, İsrail ordusunun erkek subayları tarafından çırılçıplak soyulması ve üzerlerinin aranması gibi çeşitli cinsel saldırı biçimlerine maruz bırakıldıklarına dair haberler bizi özellikle üzmektedir. En az iki Filistinli kadın tutuklunun tecavüze uğradığı, diğerlerinin ise tecavüz ve cinsel şiddetle tehdit edildiği bildirilmiştir.”

Açıklamada, aralarında kız çocuklarının da bulunduğu bilinmeyen sayıda Filistinli kadın ve çocuğun Gazze’de İsrail ordusuyla karşılaştıktan sonra kaybolduğuna dair haberlerden de endişe duyduklarını belirten uzmanlar, “En az bir kız bebeğin İsrail ordusu tarafından zorla İsrail’e nakledildiğine ve nerede oldukları bilinmeyen çocukların ebeveynlerinden ayrıldığına dair rahatsız edici haberler var” açıklamasını yaptı.

İsrail hükûmetine “Filistinli kadın ve kız çocuklarının yaşam, güvenlik, sağlık ve haysiyet haklarını koruma ve hiç kimsenin cinsel şiddet de dâhil olmak üzere şiddet, işkence, kötü muamele veya onur kırıcı muameleye maruz kalmamasını sağlama yükümlülüğünü hatırlatırız” diyen uzmanlar, iddiaların bağımsız, tarafsız, hızlı, kapsamlı ve etkili bir şekilde soruşturulması ve İsrail’in bu tür soruşturmalarda işbirliği yapması gerektiğine vurgu yaptı.

Bir arada ele alındığında, tüm bu iddiaların uluslararası insan hakları ve insancıl hukukun ağır ihlallerini teşkil edebilecek ve uluslararası ceza hukuku kapsamında Roma Statüsü uyarınca kovuşturulabilecek ciddi suçlar anlamına gelebileceğini hatırlatan uzmanlar, suçlardan hesap vermesi gerektiğini, mağdurların ve ailelerinin de tam tazminat ve adalet hakkına sahip olduklarını vurguladı.

Açıklamayı yayımlayan BM raportörleri Reem Alsalem, Francesca Albanese, Dorothy Estrada Tanck, Claudia Flores, Ivana Krstić, Haina Lu ve Laura Nyirinkindi, BM İnsan Hakları Konseyi’nin Özel Prosedürleri olarak bilinen yapının bir parçasını teşkil ediyor ve Konsey tarafından belli bir ülkedeki durumu ya da dünyanın her yerindeki tematik konuları ele almak üzere atanan bağımsız uzmanlardan oluşuyorlar.

Filistinli Kadın Tutuklulara Yönelik İhlaller Yeni Değil

Filistinli kadın tutuklulara yönelik İsrail hapishanelerindeki kötü muamele ve insan hakları ihlallerine dair iddialar yeni değil. Geçtiğimiz kasım ayında İsrail ile Hamas arasında yapılan esir takası anlaşması kapsamında İsrail hapishanelerinden serbest bırakılan Filistinli kadınlar maruz kaldıkları işkence, hakaret ve kötü muameleyle ilgili açıklamalarda bulunmuştu. 

Addameer Mahkum Destek ve İnsan Hakları Derneği ve Filistin Danışma Merkezi (PCC) ile Birleşmiş Milletler Kadın Kalkınma Fonu (UNIFEM) işbirliği ve İspanya hükûmetinin finansörlüğünde gerçekleştirilen “İsrail Hapishanelerindeki Filistinli Kadın Mahkum ve Tutukluların Korunması” projesi kapsamında 2008 yılında yayımlanan “Parmaklıklar Ardında: İsrail Hapishanelerindeki Filistinli Kadınlar” adlı bilgi notunda Filistinli kadın mahkumların maruz kaldığı muameleye dikkat çekiliyordu. Buna göre, kadın mahkumlar sorgulanırken dokuz saat üst üste prangaya vurulduklarını, korkutulduklarını, tehdit edildiklerini, aşağılandıklarını, uyumalarının engellendiğini ve hatta bazı durumlarda dövüldüklerini bildirmişlerdir. Tutuklandıklarında kendilerine yöneltilen suçlamalar ya da nakledildikleri yer hakkında kendilerine nadiren bilgi verilmektedir. Bazı kadınlar çocuklarının önünde askerler tarafından dövüldüklerini itiraf etmiştir.

Bunlara ek olarak kadınların çocukları da dahil olmak üzere aile fertlerinin ziyaretlerinin engellenmesi sıklıkla rastlanan bir uygulamadır. Aile ziyaretleri engellenen kadınlar aileleriyle ancak avukatları aracılığıyla iletişim kurmaktadır. Bununla birlikte İsrail cezaevi otoritesi ve güvenlik kurumları Filistinli tutukluların aileleri, avukatları ve dış dünya ile iletişim kurmak için telefon kullanmalarını da yasaklamaktadır. Posta ve postanın kullanımı da yasak olup mektupların yalnızca güvenlik görevlileri tarafından tarandıktan sonra Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) delegeleri aracılığıyla gönderilmesine izin verilmektedir.

İsrail merkezli insan hakları örgütü HaMoked 2022 Temmuz ayında İsrail Cezaevi Servisi (IPS) Komiserine yazdığı mektupta Filistinli mahkumların tutulduğu Damon cezaevi kadın hücre bloğundaki hapsetme koşullarının, bu mahkumların cinsiyetlerinden ve kültürel geçmişinden kaynaklanan benzersiz ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde değiştirilmesini talep etmişti. Mektupta, Damon hapishanesinde kadın tutukluların bulunduğu blokta gardiyanların çoğunun erkek olması ve 24 saat kayıt yapan CCTV kameraları nedeniyle Filistinli kadın tutukluların temel bir mahremiyet ve kişisel alan duygusundan mahrum bırakıldıkları ve bu koşulların BM Mahkumlara Muameleye İlişkin Asgari Standart Kuralları ile de çelişmekte olduğu vurgulanmıştı.

İsrail polisi “idari tutukluluk” uygulaması ile işgal altındaki Filistin topraklarında Filistin halkını haklarında hiçbir suçlama olmaksızın keyfi olarak tutuklayıp, 6 aya kadar hapsedebiliyor. Bu sürenin bitiminde mahkemeye sevk edilen ve haklarında herhangi somut bir suçlama olmayan Filistinli tutukluların tutukluluk süresi 5 yıla kadar defalarca uzatılabiliyor. (P)

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler