Yeni Hükûmetin Belirlendiği Fransa’da Belirsizlik Sürüyor
Fransa Başbakanı Michel Barnier kabinesini açıkladı. Bazı bakanların toplumsal taleplere karşı çıkan pozisyonları, ticari ilişkileri ve yeni makamları için deneyimsiz bulunan profilleri, ağır eleştirilere konu oluyor.
Fransa’da Temmuz 2024’teki erken genel seçimlerin ardından Ulusal Meclisin en büyük siyasi grubunu 193 milletvekili ile solcu partilerin Yeni Halk Cephesi adlı (NFP) ittifak oluşturdu. NFP’yi 166 milletvekili ile Cumhurbaşkanı Macron’u destekleyen partilerin koalisyonu ve 142 milletvekili ile aşırı sağcı Ulusal Birlik (RN) ve ortakları izliyor. Fransa anayasası, cumhurbaşkanının istediği kişiyi başbakan atama yetkisi tanıyor olsa da siyasi geleneklere göre başbakan en fazla oy alan parti ya da ittifaktan seçiliyor(du). 2022-2024 seçimleri arasında 246 sandalyelik nispi çoğunlukla ülkeyi yöneten ve gensoru önergeleriyle yıpranan bir hükûmete sahip olan ve kaybettiği son seçimin ardından yine kendisine destek veren partiler merkezli bir hükûmet kuran Macron, seçim sonuçlarını ve sandıktan çıkan iradeyi yok saymakla eleştiriliyor.
Macron, ülkesinin ev sahipliği yaptığı 2024 Paris Olimpiyatları boyunca hükûmet kurma müzakerelerini askıya almıştı. Hükûmet kurulmasına ilişkin görüşmeleri 23 Ağustos’ta başlatan Macron, seçimin galibi NFP’nin ortak başbakan adayı Lucie Castets’i atamayı reddederek, 5 Eylül’de -son yıllarda başarısız bir siyaset izleyen merkez sağcı Cumhuriyetçiler Partisi (LR) geleneğinden gelen- Michel Barnier’yi başbakan olarak atamıştı. Yeni Başbakan Barnier geçtiğimiz günlerde yeni hükûmetteki koltuk dağılımını ve isimleri açıkladı. Yeni kabinedeki bakanlardan bazıları ise tepkiyle karşılandı. Peki, Fransa’nın yeni kabine üyeleri arasında kimler öne çıkıyor?
İçişleri Bakanı Ataması Göç Politikasının Sertleşeceğini Gösteriyor
Yeni İçişleri Bakanı Bruno Retailleau (LR), kürtaj ile ilgili tutumu nedeniyle tanınan ve Fransa kamuoyunun bazı kesimlerinin tepkisini çeken bir siyasetçi. Göç politikalarına ilişkin daha sert söylemlere sahip olan Retailleau’nun aşırı sağ parti Ulusal Birlik’i memnun edecek düzenlemeleri hayata geçirebileceği öngörüyor.
Bakan 2022 yılında “kağıt üstünde Fransız” (français de papier) tabirinin kullanımını savunan açıklamalar yapması ile de hatırlanıyor. Bakan, bu tabiri Fransa hakkında kötü sözler söyleyen ve Fransız vatandaşlığına sahip kişileri nitelendirmek için kullanmıştı. Hatırlatmak gerekirse; “kağıt üstünde Fransız” tabiri I. Dünya Savaşı (1914-1918) ve II. Dünya Savaşı (1939-1945) arasındaki yıllarda ortaya çıkmış ve özellikle de Fransız vatandaşı Yahudileri aşağılamaya yönelik bir ifadeydi. Bu yabancı düşmanı ifadenin kökleri o dönemin milliyetçi ve aşırı sağ hareketlerine kadar uzanıyor ve özellikle de kraliyet rejimi taraftarı bir siyasi akım olan Fransız Eylem Hareketi (Action Française) tarafından benimseniyor.
Anne Genetet, Eğitim Bakanlığı İçin Tecrübesiz Görülüyor
Yeni Millî Eğitim Bakanı Anne Genetet ise eğitim alanında tecrübesi bulunmayan bir profile sahip. 61 yaşındaki Millî Eğitim Bakanı, okulların sorunları, örgün eğitimin genel durumu ya da öğretmen eksikliği gibi konularda dikkat çekmiş birisi değil. Genetet, savunma ve diplomasi konusundaki çalışmaları ile tanınan bir siyasetçi. Ulusal Orta Öğretim Birliği (SNES-FSU) Genel Sekreteri Sophie Vénétitay’in sosyal medya platformu X‘te açıkladığına göre bu atama “okulu dikkate almadan gerçekleştirilen siyasi pazarlıkların bariz bir örneği” niteliğinde.
Bir diğer tartışma yaratan kişi ise yeni kabindeki Araştırma Bakanı Patrick Hetzel. Hetzel, eğitim konularında uzman bir isim olarak bilinse de daha önce aldığı siyasi pozisyonlar nedeniyle çokça eleştiriliyor. Cumhuriyetçiler Partisinin 2017 yılındaki seçimde cumhurbaşkanı adayı olarak yarışan François Fillon’un akrabası olan Hetzel geçtiğimiz yıllarda kürtajla ilgili tartışmalara dahil olarak kürtaja dair yasal sürelerin uzatılmasına kesin bir şekilde karşı çıkmıştı. Aynı şekilde 2013 yılındaki Herkes İçin Evlilik kanununa da karşı çıktığı gerekçesiyle sol kamuoyu ve sol partiler tarafından eleştirilmişti.
Petrol Şirketleriyle İlişkili Pannier-Runacher, Ekonlojik Dönüşüm Bakanı Oldu
Tartışmaların odağındaki bir diğer isim ise Ekolojik Geçiş, İklim ve Risk Engelleme Bakanı olan Agnès Pannier-Runacher. 2018’den bu yana hükûmette yer alarak farklı müsteşarlık ve bakanlık pozisyonlarında bulunmuş olsa da Pannier-Runacher’in yeni makamı çıkar çelişkisi temalı tartışmalara yol açtı. Pannier-Runacher’in babası ve Bakan’ın reşit olmayan çocukları, Arjunem adlı bir aile şirketinin sahipleri. Arjunem, Fransa’nın petrol alanında 2 numaralı şirketi olan Perenco ile çeşitli ortaklıklara sahip. Petrol şirketleri ile ilişkili bir ismin ekolojik geçişten sorumlu bakan olması, Fransa’da tartışmalara yol açtı. Ancak tartışmalar bununla da sınırlı değil, medyada yer alan haberlere göre Arjunem’in vergi cenneti kabul edilen ülkelerde bir milyon avrodan fazla nakdi varlığa sahip olduğu söyleniyor.
Yeni hükûmette Tarım Bakanı olarak atanan Annie Cenevrerd de siyasetin eskilerinden. 2012’den bu yana milletvekilliği yapan Cenevrerd, Vakita Medya’nın dile getirdiği üzere geleneksel avcılığının sürdürülmesine destek veren hatta geleneksel avcılığın biyoçeşitlilik için faydalı olduğunu dile getiren parlamento önergelerine imza atmış bir isim. Hayvan hakları savuncuları tarafından çokça eleştirilen yeni bakanın ayrıca toplu yemek hizmetlerinde vejetaryen seçeneğinin olmasına karşı oy kullandığı da biliniyor.
Rachida Dati, Kültür Bakanı Olarak Kaldı
Yeni kabine Macron’un Meclis ittifakı ve LR’li isimlerden oluşurken görevine devam edenlerin arasında Kültür Bakanı Rachida Dati ve Savunma Bakanı Sebastien Lecornu yer aldı. Hükûmetteki yerini koruyan iki kişiden biri olan Rachida Dati ise yine Kültür Bakanı olarak görevini yürütecek. Sarkozy döneminde Adalet Bakanı olarak da görev yapmış olan Dati, Nissan’ın eski CEO’su Carlos Ghosn‘un zimmete para geçirme olayında “pasif yolsuzluk”, “nüfuz ticareti” ve “gücün kötüye kullanılmasının gizlenmesi” iddialarla suçlanıyor. Ulusal Mali Savcılığın, yakında görülen dava kapsamında iddianameyi hazırlaması bekleniyor.
Katı Bir İsrail Destekçisi Olan Panosyan-Bouvet de Yeni Kabinede
Yeni kabinedeki isimlerden Çalışma Bakanı Astrid Panosyan-Bouvet ise İsrail devletine verilen desteği önceleyen katı bir profile sahip. Bir kaç ay önce İsrail lehine yapılan bir programda Filistinlileri “soykırım bahanesi ile devlet kurmaya çalışmak” ile suçlayan Panosyan-Bouvet, Gazze’de “soykırım” yapıldığına dair suçlamalar, “nehirden denize özgür Filistin” sloganı yahut İsrail’i “kolonyalizm” ile itham eden görüşlere karşı İsrail’in yanında olunması gerektiğini dile getirmişti.
Kaybedenlerin İttifakı Fransa’yı Krizden Çıkarabilecek mi?
Emmanuel Macron’un parlamentodaki grubu ile Cumhuriyetçiler Partisi (LR) arasındaki ittifaktan doğan bu hükûmetin son yıllarda sağ politikalara daha sık başvurulduğu Fransa’yı daha da sağa kaydıracağına kesin gözüyle bakılıyor. Le Monde gazetesindeki başyazıda yeni hükûmet bir “kaybedenler ittifakı” olarak adlandırılarken seçmen iradesini hiçe sayan bu kabinenin ülkeye bir siyasal istikrar getiremeyeceği öngörüldü. Yeni hükûmetin kurulması sürecindeki bitmek bilmeyen müzakereler, Avrupa Parlamentosu seçimleri ve sonrasındaki erken genel seçimlerden büyük bir yenilgi alarak zayıflayan Emmanuel Macron ile parlamentoda güven oyu alma arayışında olan Başbakan Michel Barnier arasında da şiddetli bir nüfuz mücadelesinin başlaması da ilerleyen dönemde olacağı tahmin edilen senaryolar arasında.
Cumhuriyetçiler ve Macron arasındaki bu ittifak bazı kırıldanlıklara sahip. Resmî bir koalisyon anlaşmasını imzalamayı başaramayan yeni ekibin elinde yalnızca birkaç belirsiz taahhüt var. Ancak kesin olan bir gerçek var o da Macron’un seçmenin mesajını anlamamakta kararlı olduğu. Yeni Halk Cephesi İttifakı’nın birinci çıktığı seçimlerin sonunda böyle sağ bir hükûmet oluşması bunu gösteriyor.
Yenilgiye uğrayan Macron, Yeni Halk Cephesi’ni seçimlerin ikinci turunda liderliğe taşıyan “Cumhuriyetçi cepheye” meydan okuyarak, bir başka kaybeden olan Cumhuriyetçiler ile ittifak yaparak bir yandan aşığı sağı hoşnut eden bir hükûmet kurup bir yandan da solu siyasetin dışında bırakmaya çalışıyor. Bu durumdan doğan derin demokratik huzursuzluk, yeni Başbakan Michel Barnier’in önündeki süreci belirleyen şey olacak gibi görünüyor.
Öte yandan milletvekili sayısını iki katına çıkaran, seçimin bir diğer galibi Sosyalist Partiden (PS) eski Cumhurbaşkanı François Hollande da “ağır topların” yer almadığı hükûmetin “kırılgan” olduğuna işaret etti. Barnier hükûmetinin aşırı sağcıların desteği ile ayakta kalabileceğini söyleyen Hollande, partisinin de içinde bulunduğu solcu Yeni Halk Cephesi (NFP) ittifakı olarak yeni hükûmete karşı gensoru önergesi vereceklerini yineledi. (AA/P)