'Müslüman Karşıtlığı'

AB: “Avrupa’da Müslüman Olmak Giderek Zorlaşıyor”

AB üyesi 13 farklı ülkede yapılan bir araştırmanın tespitine göre, neredeyse her iki Müslümandan biri ayrımcılık ve ırkçılığa maruz kalıyor. Anketin Gazze'deki savaştan önce yapılmış olması nedeniyle Avrupa'da daha da artan bu eğilimin henüz kayıtlara bütün gerçekliğiyle yansımadığı ifade ediliyor.

Fotoğraf: YAKOBCHUK VIACHESLAV - Shutterstock.

Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansı (FRA), Gazze Şeridi’nde devam eden savaşın öncesinde de Avrupa’daki Müslümanların “giderek daha fazla ırkçılık ve ayrımcılıkla” karşı karşıya kaldığını ve bir artış eğilimi olduğunu tespit etti. FRA tarafından 23 Ekim’de yayınlanan “Avrupa Birliği’nde Müslüman Olma: Müslümanların Tecrübeleri” başlıklı rapora göre, AB üyesi ülkelerinin birçoğunda Müslüman karşıtı duygu ve ayrımcılıkta “keskin bir artış” söz konusu.

Anketin Yapıldığı Dönem ve Kapsamı

Anketin yapıldığı 13 AB ülkesinde Müslümanlara yönelik ırkçılık ve ayrımcılık 2016’dan 2022’ye kadar önemli ölçüde artış görüldü. AB sınırlarındaki neredeyse her iki Müslümandan birinin (yüzde 47) günlük yaşamlarında bu tür zorluklarla karşılaştığı ifade ediyor. FRA’nın 2016 yılında yaptığı önceki araştırmada böyle düşünenlerin oranı yüzde 39 olarak saptanmıştı.

Ekim 2021 ve Ekim 2022 tarihleri arasında FRA tarafından 13 AB ülkesinde 9.600’den fazla Müslümanla yapılan ankette, ayrımcı söylem ve eylemlerin, Avrupalı Müslümanların günlük hayatlarının her alanına etki ettiğinin saptandığı çalışmada, AB genelinde yaşayan Müslümanların istihdam, eğitim, barınma ve iş hayatında karşılaştıkları sorunlara değinildi.

Ülkelere Göre Müslüman Karşıtlığı

AB üyesi Avusturya, Belçika, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Almanya, Yunanistan, İrlanda, İtalya, Lüksemburg, Hollanda, İspanya ve İsveç’te yaşayan Müslümanlarla görüşülen çalışmada, Eylül 2021-Ekim 2022 döneminin baz alındığı, 7 Ekim 2023’ten sonra Orta Doğu’daki gelişmelerin etkilerinin araştırmaya dahil edilmediğinin altı çizildi. Müslüman karşıtı ayrımcılığın en yüksek olduğu ülkeler Avusturya, Almanya ve Finlandiya olarak kaydedildi.

Avusturya ile Almanya’daki ırkçılık ve ayrımcılığın artışının nedeni olarak bu ülkelerde aşırı sağ siyasetin yükselişi gösterildi. Kuruluşunda Nazi kökenli kişilerin de yer aldığı, göçmen karşıtı Özgürlük Partisinin (FPÖ) yakın zamanda en çok oy alan parti konumuna geldiği Avusturya’da, Müslümanların yüzde 71’i yakın zamanda ırkçılıkla karşılaştığını ifade etti. Göçmen karşıtı Almanya için Alternatif Partisinin (AfD) giderek güç kazandığı komşu Almanya’da ise Müslümanların yüzde 68’i ayrımcılığa maruz kaldığını bildirdi. Bu ikisinin ardından yüzde 63 ile Finlandiya gelirken Müslümanların en az ayrımcılık şikayetinde bulunduğu ülkeler ise yüzde 22 ile İsveç, yüzde 30 ile İspanya, yüzde 34 ile İtalya oldu.

İş Yerinde ve Sosyal Hayatta Müslümanların Karşılaştığı Problemler

Çalışmada, Müslümanların, iş ve sosyal hayatlarında Avrupa genelinde çeşitli istatistiki farklılıklar gösterse de kıyafet, etnik kimlik veya inançları nedeniyle “endişe verici derecede yaygın ırkçılık dalgasına maruz kaldıkları” ifade edildi.

Avrupa’da doğan Müslümanların yarısından fazlasının, iş ararken ırkları nedeniyle ayrımcılığa uğradıklarını hissettiklerinin aktarıldığı çalışmada, “Müslümanların bulundukları toplumda aynı dil yetenekleri ve yeterliliklere sahip oldukları kişilerle eşit muamele görmedikleri” değerlendirmesi yapıldı.

Çalışmada, başörtüsü gibi dinî semboller takan ya da kullanan kadınların, özellikle iş ararken kullanmayanlara göre daha fazla ayrımcılığa uğradığına işaret edilerek, tesettürlü kadınların yüzde 45’inin iş hayatında ayrımcılığa uğradığı bilgisi paylaşıldı. Bu rakamın, 2016’da yüzde 31 olarak kaydedildiği belirtildi.

Müslüman Avrupalıların ev sahibi olmak veya kiralamak isterken de çeşitli sorunlarla karşılaştığı vurgulanan çalışmada, katılımcıların yaklaşık yüzde 35’inin bu nedenle ev alamadıklarından veya kiralamadıklarından şikayet ettikleri bildirildi. Aynı istatistiğin 2016’da yüzde 22 olduğu ifade edildi. Çalışmada, katılımcıların çok azının, maruz kaldıkları ayrımcılığı yetkili mercilere bildirmenin fayda sağlayacağına inandıklarının altı çizildi.

FRA: “Gördüğümüz Şey Müslümanların Durumunun Giderek Kötüleştiği”

Araştırma, Hamas’ın Gazze’de şiddetli misillemelere yol açan 7 Ekim 2023 tarihli İsrail saldırılarından önce tamamlanmış olsa da merkezi Viyana’da bulunan FRA, sivil toplum örgütleri ve ulusal makamlardan gelen bilgilerin, çatışmanın patlak vermesinden bu yana Müslüman karşıtı olayların sayısının artmaya devam ettiğini gösterdiğini belirtti.

FRA Direktörü Sirpa Rautio, araştırma sonucu elde ettikleri verilerin endişe verici olduğuna dikkati çekerek, “Avrupa’da Müslümanlara karşı ırkçılık ve ayrımcılıkta endişe verici bir artışa tanık oluyoruz. Bu, Orta Doğu’daki çatışmalarla körükleniyor ve kıtada gördüğümüz, insanlıktan çıkaran Müslüman karşıtı söylemle daha da kötüleşiyor.” değerlendirmesinde bulundu. FRA Sözcüsü Nicole Roman, AB’de Müslüman olarak yaşamanın giderek zorlaştığına işaret etti.

Araştırma ekibinden Vida Beresneviciute ise “Gördüğümüz şey, Müslümanların durumunun giderek kötüleştiği. AB’de Müslüman olarak yaşamak daha da karmaşıklaşıyor. Irkçılık ve ayrımcılığın AB genelinde kalıcı bir olgu olarak ele alınması gerekiyor. Bu sorun, herhangi bir özel çaba gösterilmeden ortadan kalkmaz.” görüşünü paylaştı.

Almanya’da federal hükûmetin Ayrımcılıkla Mücadele Dairesi Başkanı Ferda Ataman, AB raporunun bulguları hakkında yaptığı açıklamada “dinî ayrımcılığa karşı kapsamlı bir strateji” çağrısında bulundu. Ataman, Avusturya’dan sonra en fazla Müslüman karşıtı ırkçılık Almanya’da yaşandığına dikkat çekti: “Müslümanlara yönelik düşmanlık o kadar endişe verici bir düzeye ulaştı. Buna tepki vermemiz gerekiyor.” Ataman, dinî ayrımcılığa karşı stratejinin, ayrımcılığa karşı korumanın arttırılmasının yanı sıra önleme ve farkındalık yaratmayı da içermesi gerektiğini vurguladı.

İngiltere’de 5 Bin Vaka Kayıtlara Geçse de Gerçek Sayı Daha Fazla Olabilir

FRA, AB üyesi devletlere ayrımcılık ve nefret suçları için daha sert yaptırımlar uygulamalarının yanı sıra, politika yapıcıların daha iyi hedefler belirleyebilmeleri ve ilerlemeyi takip edebilmeleri için etnik veya ırksal köken de dahil olmak üzere eşitlik verilerini toplamaları çağrısında bulundu. The Guardian’ın aktardığına göre, İngiltere’den farklı olarak AB üyesi ülkelerin birçoğu ırksal veya etnik çeşitliliğe ilişkin nüfus sayımı verileri toplamıyor.

Ekim ayı başında Tell Mama UK adlı oluşumun yayımladığı bir rapor, İngiltere’de kayıtlara geçen Müslüman karşıtı vaka sayısının 5 bin 4971 olduğunu duyurmuştu. Tell Mama UK, 7 Ekim 2023 ile 30 Eylül 2024 tarihleri arasında kayıtlara geçen bu vakaları, son 14 yılın en yüksek seviyesi olduğunu açıklamıştı. Yine geçtiğimiz günlerde konuşan Newcastle Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Coğrafya, Politika ve Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Peter Hopkins ise, Müslümanların karşılaştıkları ırkçı, ayrımcı ve Müslüman karşıtı olayları çeşitli nedenlerle resmî makamlara bildiremediklerini ve bu nedenle istatistiklerin gerçeği tam yansıtmadığını vurguladı:

“Polise göre bunlar resmî istatistiklere giriyor ancak kayıt altına alınmayan çok fazla ihbar var. Polis teşkilatında Müslüman karşıtlığı hakkında farklı görüşleri olan yetkililer var. Bazı polisler, Müslümanların şikayetlerini, dinî nedenle işlenen suç olarak değil adli vaka olarak kayda geçiriyor. İnsanlar arkadaşlarına, ailelerine ya da iş arkadaşlarına yaşadıkları Müslüman karşıtlığını anlatıyor ancak sonuç alamayacaklarını düşündükleri için resmî makamlara bildirmiyor. Bunun sadece 7 Ekim olaylarından kaynaklandığını düşünmüyorum ama medyaya bakarsanız asıl neden bu. 7 Ekim’den sonra İsrail’in desteklenmesi çok fazla öfke ve hayal kırıklığı oluşturdu. İnsanların adaletsizliğe karşı farkındalıkları da arttı. 7 Ekim’den önce de bu konuda sorunlarımız vardı.” (AA/P)

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler