İsrail’in Yeniden Saldırdığı Gazze İçin Ateşkes Ümidi Bitti mi?
İsrail’in ateşkesi bozarak Gazze’ye yeniden saldırmasıyla can kayıpları hızla artarken, birçok ülkede saldırılar protestoyla karşılandı. BM personeli de saldırılarda öldürülürken uluslararası toplumun harekete geçmesi için çağrılar yükseliyor. Netanyahu yönetiminin ise bundan sonraki hamleleri için ABD'yle bir uzlaşı sağladığı ifade ediliyor.

İsrail ordusu, 19 Ocak’ta yürürlüğe giren ateşkesi bozarak 18 Mart’ta Gazze Şeridi’ne yeniden şiddetli saldırılar başlattı. Gazze’deki Sağlık Bakanlığı, İsrail’in 18 Mart Salı gününden bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda ölenlerin sayısının 20 Mart itibarıyla en az 710’a yükseldiğini duyurdu. 900’den fazla da yaralı olduğu belirtildi.
Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Halil Dakran, İsrail’in saldırılarında yaralanan çok sayıda kişinin ablukanın yol açtığı temel ekipman ve ilaç eksikliği nedeniyle acil tıbbi yardım sağlanamaması sonucu hayatını kaybettiğini vurguladı. Filistinli yetkili ayrıca, yaralıların yüzde 70’inin çocuk ve kadınlardan oluştuğunu ve çoğunun durumunun ağır olduğunu aktardı.
Avrupa Ülkelerindeki Filistin Protestoları
İsrail’in ramazan ayı içerisinde yoğun can kaybına yol açan ağır saldırıları, Avrupa Birliği yönetiminin ve birçok Avrupa ülkesinin lideri tarafından kınandı. Bölgede ateşkesin yeniden sağlanması ve kalıcı barış talep etmek amacıyla birçok farklı şehirdeki gösterilerde protesto edildi. Hollanda’nın Rotterdam, Utrecht, Amsterdam, Nijmegen, Gouda, Lahey ve Eindhoven şehirlerindeki meydanlara 18 Mart’ta toplanan Filistin destekçileri, İsrail’in saldırılarını kınadı. Rotterdam merkez tren istasyonunun önünde toplanan göstericiler, İsrail’in saldırganlığını ve ateşkesi bozmasını, soykırım suçunun devamı olarak nitelendirdi.
İngiltere’de ise Başbakanlık Ofisi 10 Numaranın yer aldığı Downing Sokağı, Dışişleri Bakanlığı ve Savunma Bakanlığı gibi hükûmet binalarının bulunduğu Whitehall Caddesi’nde toplanan yüzlerce eylemci, İsrail’in 18 Mart sabah saatlerinde başlattığı Gazze saldırılarını protesto etti. İsrail’e silah satışlarının durdurulması ve ateşkesin sağlanması yönünde sloganlar atan göstericiler, İsrail’e desteğini sürdüren İngiliz hükûmetine de tepki gösterdi.
Avusturya’nın başkenti Viyana’da, Dışişleri Bakanlığı önünde toplanan protestocular, “Özgür Filistin”, “Hemen ateşkes”, “Soykırıma hayır” sloganları attı. Protestoya katılanlar, Filistin halkıyla dayanışma içinde olan protestocularla İsrail’in Gazze ve Batı Şeria’da yeniden başlattığı soykırıma tepki göstermek için bir araya geldiklerini söyledi.
İsrail devletinin müttefiklerinden biri olmakla beraber Filistin diasporasının ev sahipliğini yapan bir diğer Avrupa ülkesi olan Almanya’da da kitlesel protestolar gözlemlenmedi. Almanya Müslümanlar Koordinasyon Konseyi (KRM), İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını ve bununla beraber ateşkesi ihlal etmesini kınayarak uluslararası toplumu acilen harekete geçmeye çağırdı.
“Uluslararası Toplum Harekete Geçmeli: İnsan Hayatı Siyasi Çıkarlardan Daha Önemlidir”
Almanya’daki 5 büyük İslami dinî cemaatin üyesi olduğu KRM, yaptığı yazılı açıklamada, İsrail’in Gazze’ye yönelik son saldırılarını sert bir şekilde kınayarak, uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırdı. Özellikle Ramazan ayında gerçekleştirilen bu saldırıların insanlık dışı, alarm verici ve provokatif olduğu belirtilerek, bu durumun Müslüman dünyasında derin bir endişeye yol açtığı ifade edildi: “Ramazan, barış ve manevi arınma ayıdır. Ancak bu kutsal ayda masum sivillere yönelik saldırıların sürmesi durumun vahametini daha da artırıyor.”
KRM, ayrıca Gazze’de yaşanan insani krizin derinleştiğine dikkat çekilerek, uluslararası kamuoyunun ve siyasilerin artık sessiz kalmaması gerektiği belirtildi. “Bu acılar artık görmezden gelinemez. Almanya başta olmak üzere uluslararası toplum ve arabulucu ülkeler, İsrail üzerindeki baskıyı artırarak acilen bir ateşkes sağlanması için harekete geçmelidir.” çağrısında bulunuldu.
KRM, İsrail hükûmetinin sağlanan ateşkes anlaşmasını ihlal ettiğini belirterek, bu durumun barış çabalarını baltaladığı ve bölgede insani felaketi daha da derinleştirdiği uyarısında bulundu. Süregelen saldırıların, yalnızca rehinelerin değil, Gazze’deki sivillerin de hayatını da tehlikeye attığı vurgulandı. KRM, son olarak uluslararası toplumu ve sivil toplum kuruluşlarını acilen harekete geçmeye çağırarak şu ifadeleri kullandı: “Şimdi harekete geçme zamanı. Daha fazla insanın ölmemesi için derhal adımlar atılmalı ve kalıcı bir barış için çaba gösterilmelidir. İnsan hayatı, siyasi çıkarlardan daha önemli olmalıdır.”
Birleşmiş Milletler Çalışanları İsrail’in Saldırılarında Öldürüldü
Harekete çağrılan uluslararası toplumun en simgesel aktörü konumundaki Birleşmiş Milletler (BM) de İsrail’in saldırılarında hedef alındı. BM Sözcü Yardımcısı Farhan Haq, 19 Mart’ta yaptığı açıklamada, UNOPS’a ait 2 misafirhanede patlama gerçekleştiğini, patlamaya neden olan saldırının nereden geldiğini tespit etmeye çalıştıklarını ifade etmişti. Saldırıyı düzenleyenlerin soruşturmayla ortaya çıkacağına işaret eden Haq, çalışmaların devam ettiğini dile getirmişti. Haq, UNOPS tesislerinin konumlarının daha önce İsrailli yetkililere saldırı olmaması için açık bir şekilde bildirildiğini aktarmıştı.
BM yetkilileri, Gazze’nin orta kesimlerinde BM Proje Hizmetleri Ofisi (UNOPS) bünyesindeki misafirhanelere yönelik saldırıda personelinin öldürülmesine tepki gösterirken, olayın soruşturulmasını talep etti. BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Yardım Koordinatörü Tom Fletcher, BM Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) İcra Direktörü Catherine Russell ve BM Kadın Birimi İcra Direktörü Sima Bahous, saldırıya ilişkin açıklama yaptı.
Açık bir şekilde konumu bilinen bir BM yerleşkesine yönelik saldırının “sinir bozucu” olduğunu ifade eden Fletcher, “Meslektaşımızın ailesiyle birlikte yas tutuyoruz ve çalışmalarına devam edenler için sorularımızın cevaplanmasını istiyoruz.” ifadelerini kullandı. Fletcher, uluslararası hukuk uyarınca BM personeli dahil sivillerin asla hedef alınmaması gerektiğinin altını çizerek, “Uluslararası toplum, soruşturma ve hesap verebilirliğin sağlanması için bize destek olmalı.” vurgusunu yaptı.
Russell ise, meslektaşlarının öldürülmesi nedeniyle yıkıma uğradıklarını belirterek, insani yardım çalışanlarının her zaman korunması gerektiğini kaydetti. Bahous, insani yardım çalışanlarının hedef olmadığına dikkat çekti.
İsrail’in Ateşkesi Bitirmesinin Ardından Gazze’yi Ne Bekliyor?
19 Ocak’ta yürürlüğe giren ateşkes, ikinci aşamasına geçemeden İsrail tarafından sonlandırıldı. İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, ateşkese ve rehine takasına dair görüşmelerin saldırılar sürerken devam edeceğini açıklasa da bunun ne kadar gerçekçi bir açıklama olduğu sorgulanıyor ve ateşkesin diğer tarafı Hamas’ın nasıl hareket edeceği henüz bilinmiyor.
Amerikan televizyonu PBS’e konuşan Carnegie Uluslararası Barış Vakfı araştırmacılarından ve eski diplomat Aaron David Miller, İsrail’in ateşkesin ikinci aşamasına geçmeye zaten niyetli olmadığı ihtimali üzerinde durdu. Miller, üç aşamalı olarak öngörülen ateşkesin ateşkesin her iki tarafınında da ikinci aşama ve sonrasının uygulanmasına dair en başından bir inanç taşımadığını vurguladı.
Miller, Hamas’ın İsrail’in savaşı sona erdireceğine ve Gazze’den çekileceğine dair sağlam güvenceler almadığı sürece, ikinci aşamanın sonunda ya da üçüncü aşamanın başında gerçekleşmesi beklenen rehinelerin tamamını serbest bırakmayacağını belirtti:
“Ve hiçbir İsrail hükümeti -hatta çok açık olalım: Ne İsrail tarihindeki en aşırı sağcı hükûmet, ne şu andaki hükûmet, ne de merkezci bir hükûmet- bölgede bir tür güvenlik yapısı olmadan güçlerini Gazze’den çekmeyecek ve önleyici saldırı hakkından vazgeçmeyecektir. Ve sanırım 7 Ekim’in yarattığı şokun etkisiyle [Gazze’deki] güvenliğin genel sorumluluğunu üstlenmekte hâlâ ısrarcı olacaklardır. Yani hiçbir zaman ikinci aşama olmayacaktı. Ancak şu anda yaşananlar, Netanyahu yönetiminin Trump yönetimine ateşkes için revize edilmiş bir ikinci aşama pazarlamış olması anlamına geliyor.”
Miller, Trump yönetiminin buna onay verdiğini ve dolayısıyla İsrail’in askerî saldırılarını yeniden başlatmak adına ABD’den onay aldığını aktardı. İsrail’de yargı soruşturması altında da bulunan Netanyahu’nun İsrail’de siyaseten hayatta kalmak amacıyla da saldırıları devam ettirmek istediği de tahmin edilen bir diğer motivasyon: Miller’e göre iktidarda kalmadığı takdirde olası bir mahkumiyet ya da hapis cezası alma ihtimali bulunan Netanyahu, Gazze’deki kaotik durumu sürdürmek istiyor. Netanyahu’nun önceliğinin Hamas’ın Gazze’deki kontrolüne bütünüyle son vermekten ziyade aktif çatışma içerisinde tutmak olduğu iddia ediliyor.
19 Mart’ta İsrail’de on binlerce kişi Başbakan Netanyahu ve hükûmetinin, İsrail iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet (Şabak) Direktörü Ronen Bar’ı görevden alma girişimini ve Gazze’ye saldırıları yeniden başlatmasına karşı gösteri düzenledi. Netanyahu’nun Batı Kudüs’teki konutu önünde toplanan yüzlerce kişi, Netanyahu hükûmetinin istifası ve erken seçim çağrısıyla protesto yaptı. İsrail bayrakları taşıyan göstericiler, Netanyahu’yu ‘siyasi gerekçelerle Gazze’ye saldırı başlatıp buradaki İsrailli esirlerin hayatını riske atmakla’ suçlayan sloganlar attı. İsrail polisi, göstericilere müdahale etti. (AA/P)