Almanya’da Alarm Zili: Her 13 Dakikada Bir Aşırı Sağcı Suç İşleniyor
2024, Almanya’da aşırı sağcı suçların rekor kırdığı yıl oldu. Her gün 113 suç, her 6 saatte bir şiddet vakası kayda geçti. Irkçı tehditler, siyasi saldırılar ve bunların sıradanlaşmasına karşı yeterince önlem alınmadığı ifade ediliyor.

Almanya’da polis kayıtlarına göre geçen yıl her 13 dakikada bir aşırı sağcı bir suç işlendi. Geçtiğimiz 2024 yılı için kayıt altına alınan verilere göre toplamda 41.406 suç, aşırı sağcı motivasyonlarla işlendi. Bu büyük rakam, her gün ortalama 113 aşırı sağcı suç işlendiği anlamına geliyor. Bu veriler, sadece ihbar edilen suçları yansıtırken mahkemeye taşınan mahkûmiyet kararlarına ilişkin veriler mevcut değil.
Bu rakamların dışında polis kayıtlarına geçmeyen ve ihbar edilmeyen vakaların da oldukça yüksek olduğu düşünülüyor. Kesin olarak bilinen güncel durum ise şu: Irkçı, antisemitik ve Müslüman karşıtı saldırılar gibi aşırı sağcı suçlar 3 yıldır üst üste artarak rekor kırdı. Mevcut sayı olan 41.406, aşırı sağcı vakaların Federal Kriminal Dairesi (BKA) tarafından 2001 yılında takip edilmeye başlanmasından bu yana görülen en yüksek seviye.
2022’den Beri Almanya’da Artan Sağ Tehlikesi
2023 yılında kayıtlara geçen 28.945 suç ile bir önceki yıla göre yüzde 23’lük bir artış olduğu gözlemlenmişti. Sağcı şiddet yüzde 8,5 oranında artarak 1.270 vaka istatistiklerde yer almıştı. Federal Kriminal Daire Başkanı Holger Münch, verilerden hareketle o dönemde dahi toplumun bazı kesimlerinde radikalleşme söz konuşu olduğuna dair uyarıda bulunmuştu. O dönemki Federal Meclis Başkan Yardımcısı Petra Pau da (Sol Parti), “korkutucu bir yükselişten ve artan sağ tehlikesinden” söz etmiş ve geçtiğimiz beş yıl içinde, kayıtlı cezai suçların sayısı neredeyse iki katına çıkarken buna karşılık “çok az şey yapıldığından” yakınmıştı.
Yakında görevinden ayrılacak Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser’in (SPD) 2022’de sunmuş olduğu aşırı sağcılığa karşı eylem planını “dişsiz bir kaplan” olarak niteleyen Pau, buna ek olarak, hükûmet de dahil olmak üzere mülteci ve göçmenlere karşı “propaganda” yaptığına işaret etmiş ve “Bu durum sağcı şiddet faillerinin eylemlerinde giderek daha fazla meşrulaştırıldıklarını hissetmelerine neden oluyor. Bu gelişme 21. Federal Meclis için bir uyarı ve açık bir harekete geçmeye yönelik bir çağrıdır,” açıklamasını yapmıştı. 2024 itibarıyla rakamlardaki sıçrama daha da korkutucu bir seviyeye ulaşmış durumda.
2024’te Toplamda 1.443 Sağcı Şiddet Kayda Geçti
Sağcı şiddet söz konusu olduğunda da verilere göre durum benzer şekilde: Failler ortalama olarak her 6 saatte bir, yani günde 4 sağcı şiddet eyleminde bulundu ve 2024’te toplamda 1.443 sağcı şiddet kategorisine giren suç kayda geçti. Bu tür veriler, sağcı şiddet mağdurlarının başvurabileceği mağdur dayanışma merkezleriyle iş birliği içinde ve polis raporları ile basın haberlerinin değerlendirilmesi yoluyla derlenmekte ve bu sayılar, gerçekte meydana gelen sağcı şiddetin yalnızca bir kısmını temsil edebiliyor.
Söz konusu güncel verileri değerlendiren Federal Sağcı, Irkçı ve Antisemit Şiddet Mağdurları Dayanışma Merkezleri Birliği Genel Müdürü Heike Kleffner, aşırı sağcı saldırılara dair artan kayıtsızlığın özellikle endişe verici olduğuna işaret etti:
“Sağcı, ırkçı ve antisemitik saldırılarda ve şiddet olaylarında bir önceki yıla kıyasla yüzde 20’ye varan ciddi bir artış görüyoruz. Siyasi liderler ve güvenlik güçlerinin bir kısmı arasında tehlikeli bir kanıksama, normalleştirme ve önemsizleştirme eylemi söz konusu.”
“AfD’nin Seçim Başarısı Kitlesel Şiddeti Meşrulaştırıyor”
Kleffner’e göre “ırkçı göç karşıtı söylem” ve aşırı sağcı “Almanya için Alternatif Partisinin (AfD) seçim başarısı” sağcı şiddeti hızlandırdığı gibi failler, “insanları korkutup kaçırmak ve onlara zarar vermek için evlerine yönelik patlayıcı ve kundaklama saldırıları da dahil olmak üzere” çocuklara ve gençlere karşı dahi kitlesel şiddet kullanmayı meşru görüyor. Kleffner, yetkilileri özellikle örgütlü sağcı terörün eşiğinde olan “Deutsche Jugend Voran” gibi yeni genç, militan Neonazi gruplara karşı tepki göstermeyi çağırıyor.
Danışma merkezlerinin sivil toplum kuruluşlarına yönelik tehditlere işaret eden Kleffner, bu durumun hem mağdurları hem de danışma merkezlerini tedirgin ettiğini vurgularken dayanışma çağrısında bulunuyor: “Tüm demokratik partilerden politikacıların somut olarak saldırıya uğrayanların yanında durması şimdi her zamankinden daha önemli.”
2024’teki ciddi artış, Avrupa Parlamentosu (AP), Thüringen, Saksonya ve Brandenburg eyalet parlamentoları için yürütülen seçim kampanyaları sırasında aşırı sağcıların işlediği suçlardan da kaynaklanıyor. 2024 yılında işlenen suçlar arasında aralık ayında tamamlanan ve polisin aşırı sağcı motifli olarak sınıflandırdığı bir cinayet de yer alıyor.
SPD’nin Saksonya eyaletindeki önde gelen AP adaylarından Matthias Ecke’ye yapılan saldırı ülke çapında dehşete neden olmuştu. Ecke, 3 Mayıs 2024 akşamı Dresden kentinde 2024 AP Seçimleri için afiş asarken dört kişinin saldırısına uğramış ve yüzünden ağır yaralanması sebebiyle ameliyat olmak zorunda kalmıştı. Saldırının siyasi amaçlı olması nedeniyle Devlet Güvenliği (Alm. Staatsschutz) soruşturmayı devralmıştı. Başbakan Olaf Scholz saldırıyı “demokrasiye yönelik bir tehdit” olarak değerlendirmişti. 17 yaşında bir genç 5 Mayıs 2024 tarihinde polise teslim olmuş ve Ecke’yi darp ettiğini iddia etmiş, diğer 17 ve 18 yaşlarında olduğu söylenilen üç şüphelinin kimlikleri daha sonra tespit edilmişti.
Almanya’da Her 5 Kişiden 1’i Yabancı Düşmanı
Leipzig Üniversitesinin 2002’den bu yana her iki yılda bir yaptığı ve halkın otoriter ve antidemokratik görüşlere verdiği onayı ölçen otoriterlik araştırmasının bir parçası olarak yapılan bir anket de toplumun genelinde bir sağa kayışın söz konusu olduğunu gösteriyor. Ankete göre, 2024’te katılımcıların yaklaşık yüzde 21,8’i açıkça yabancı düşmanı ifadelere katıldığını ifade etti. Bu oran önceki anketlerden önemli ölçüde daha yüksek, ancak 2000’lerin başındaki seviyenin altında.
Araştırma serisinin başlangıcından bu yana anket katılımcıları arasında Batı Almanya’da yabancı düşmanı ve şovenist ifadelere katılanların oranı her yıl azalırken, Doğu Almanya’da inişli çıkışlı bir seyir izlediği gözlemlendi. Ancak araştırmacılar şimdi ülkenin batı eyaletlerinde de bir artış yaşandığını tespit etti. Batı Almanya’daki katılımcıların yaklaşık yüzde 31,1’i Almanya’nın “çok sayıda yabancı kökenli kişiler tarafından yabancılaştırıldığı” görüşüne sahip. Katılımcıların oy verme davranışlarına bakıldığında da özellikle AfD seçmenlerinin (yüzde 61) bütünüyle yabancı düşmanı dünya görüşüne sahip olduğu görülüyor.
Duisburg’da Aşırı Sağcılar Okullara “Temizlik” Tehdidinde Bulundu
Aşırı sağcı tehdit dün kendini göç kökenlilerin yoğun olduğu Duisburg kentinde de gösterdi. Kentte bazı okullara kimliği belirsiz kişiler tarafından gönderilen aşırı sağcı tehdit e-mailleri ardından tedbir olarak çok sayıda okulu kapatıldı. Mailde Lise-Meitner Lisesi, Theodor-König Lisesi ve Green Lisesi’nin adı geçiyordu. Polis bölgedeki güvenlik güçlerinin sayısını arttırırken nefrete teşvik, tehdit ve kamu huzurunu bozma şüphesiyle soruşturma yürüttüğünü duyurdu.
Tehdit e-maillerin birinde şu ifadeler yer alıyor: “Sizin yardımınızla bugünün yozlaşmış ve göçmen Almanya’sına bir son verebilir […] ve atalarımızın son yüzyıllarda uğruna savaştığı Almanya’yı geri getirebiliriz. Bize yardım edin ve Beyaz Temsilciliği destekleyin!” Cumartesi gecesi gönderilen bir başka mail ise şu ifadelerle başlıyor: “Kanakların[1] eğitim kurumlarının sayın yöneticileri, Beyaz Temsil hedefine ulaşana kadar bu [tehditlerin] sonu gelmeyecek.” Failler böylelikle maillerinde, “Beyaz Üstünlükçülüğü” ideolojisi için destek çağrısında bulunurken ayrıca Aletta Haniel Okulu, Erich Kästner Okulu, Duisburg-Meiderich Okulu gibi göç kökenli öğrencilerin yüksek oranda bulunduğu okulları özellikle listelemiş.
Polise göre, belirli bir tehlike durumu yok, ancak yine de “herhangi bir olasılığı önleyerek” durumu güvence altına almak ve öğrenciler ile veliler arasında güvenlik duygusunu güçlendirmek adına pazartesi günü etkilenen tüm okullarda görevdeydi. Cezai soruşturma tüm hızıyla devam ederken bir polis sözcüsü “açık bir nefret suçu vakasından” söz etti. Çok sayıda okul kısa süre içinde uzaktan eğitim düzenlerken diğer okullar ise çocuklarını okula gönderip göndermeme kararını velilere bıraktı.
Dipnot
[1] Almanca konuşulan ülkelerde yabancılar ve göç kökenliler için kullanılan ırkçı bir aşağılama ifadesi.