Fransa-Cezayir Hattında Yeni Kriz: İpler Neden Gerildi?
Fransa ve Cezayir ilişkileri yeniden çıkmazda. Fransa'da Cezayirli konsolosluk görevlisinin tutuklanmasıyla başlayan gerilim, Macron’un büyükelçisini geri çağırmasıyla yeni bir diplomatik krize dönüştü. Peki krizin nedeni ne?

Fransa ile Cezayir ilişkilerinin iniş çıkışları hız kesmeden devam ediyor. İki ülke arasında son yıllarda yaşanan gerginlikler zaman zaman azalsa da tırmanmaya devam ediyor. Bir kriz çıkıyor, gerginlik yükseliyor, diplomatik bir çözümle nisbi rahatlama yaşanıyor ancak bir süre sonra yeni bir krizle karşılaşıyoruz. Bu durum, Fransa-Cezayir ilişkilerinin sağlıklı bir zeminde ilerlememesinin ve bu yüzden geçen zamanla gittikçe daha da karmaşıklaşmasından kaynaklanıyor. Sömürge geçmişi, göç, ekonomik köprüler, stratejik çıkarlar gibi birçok katmana sahip olan Fransa-Cezayir ilişkileri yine ciddi bir krizle karşı karşıya.
Yaşanan son gelişmeler ise tam da düzelme umudu taşıyan ilişkileri yeniden gerdi. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Cezayir’deki Fransa Büyükelçisini Paris’e çağırdı. İki ülke yetkilileri karşılıklı sert açıklamalar yaparken, Emmanuel Macron’un 2022’de başlattığı tarihî uzlaşı süreci büyük ölçüde sekteye uğramış görünüyor. Peki Fransa-Cezayir arasındaki ipler bu sefer neden gerildi?
Son Bir Yılın Krizleri
Geçtiğimiz dönemlerde Fransa’nın Batı Sahra’daki Cezayir-Fas arasındaki toprak ihtilafı tartışmasına dahil olarak Fas’ı desteklemesi ve Cezayir’e yönelik sert vize politikalarına ek olarak Cezayir’in karşı hamleleriyle büyüyen kriz, 1968’deki Göç Anlaşması’nın iptali tartışmalarını kapsar hâle gelmişti. Cezayir, Fransa’nın kamu güvenliğini tehdit ettikleri ya da yasa dışı faaliyetlerde bulundukları gerekçesiyle sınır dışı etmek istediği vatandaşlarını geri almayı kabul etmemişti. Fransa’nın sınır dışı ettiği bazı Cezayirlilerin Cezayir’e kabul edilmemesi, Paris’in tepkisini çekmişti. Özellikle de Şubat ayında, Cezayir’in geri almayı reddettiği bir kişinin Fransa’nın Mulhouse kentinde bıçaklı saldırı düzenlemesi, durumu daha da hassas hâle getirmişti. Fransa İçişleri Bakanı Bruno Retailleau’nun gerginliği yükselten açıklamaları da tabiri caizse yangına benzin dökmüştü. Sağ ve aşırı sağ politik çevrelerden Fransa’nın daha sert adımlar atması gerektiği söyleniyor ve 1968 tarihli göç anlaşmasının gözden geçirilmesi arzu ediliyordu.
Son olarak ise Cezayir’in egemenliğini zedelediği suçlamasıyla beş yıl hapis ve para cezasına çarptırılan Fransız-Cezayirli muhalif yazar Boualem Sansal’ın Cezayir’de tutuklanmasından dolayı, iki ülke arasındaki diplomatik kriz daha da derinleşmişti. Tansiyon iyice tırmanmışken yaklaşık iki hafta önce Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun bir telefon görüşmesi gerçekleştirerek son aylarda yaşanan gelişmeler hakkında “uzun, samimi ve dostane bir görüş alışverişinde” bulunmuşlardı. Bu çerçevede de Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot 6 Nisan’da Cezayir’e resmî bir ziyaret gerçekleştirmiş ve sekiz aydır süren şiddetli krizi yumuşatan bu ziyaretle iki ülkenin ilişkilerinin geleceğine dair bir iyimserlik başlamıştı. Ancak sadece bir hafta sonra, iki başkent arasında yeni bir kriz patladı.
Cezayir 12 Elçilik Görevlisi Fransızı Sınır Dışı Etti
13 Nisan Pazar günü, Fransa’nın Créteil (Val-de-Marne) kentindeki Cezayir Konsolosluğu’nda görevli bir memurun bir Fransız yargıç tarafından gözaltına alınmasına misilleme olarak, Cezayir Fransa Büyükelçiliği’nden bir düzine memurun sınır dışı edilmesine karar verdi ve söz konusu memurlara Cezayir’i terk etmek için 48 saat süre tanıdığını açıkladı.
Fransa’da göz altına alınan Cezayirli Konsolosluk görevlisi, Fransa’da yaşayan muhalif bir Cezayirli influencer olan Amir Boukhors’un kaçırılması ve 27 saat boyunca alıkonulmasıyla ilgili soruşturma kapsamında yargılanan üç kişiden biri. Olay, 29-30 Nisan 2024 tarihlerinde Val-de-Marne ile Seine-et-Marne bölgeleri arasında gerçekleşti. Boukhors’a göre bu operasyon, kendisini bazı Cezayir rejimi çevrelerinin yolsuzluklarını ifşa etmekten vazgeçirmek ve gözdağı vermek amacıyla düzenlenmişti. Bu alıkoyma olayının yargı süreci, iki başkent arasındaki gerilimi yeniden tırmandırdı. Cezayir göz altına alınan memuruna karşılık Fransa’nın Cezayir Büyükelçiliğinde çalışan 12 memuru “istenmeyen kişi” (persona non grata) ilan ederek sınır dışı etme kararı aldı. Cezayir’in bu kararı, iki ülke ilişkilerinde Cezayir’in bağımsızlığını kazandığı 1962 yılından bu yana ilk kez uygulanmış oldu.
Macron Büyükelçisini Geri Çağırdı
Fransa’nın Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot, bu kararın, “Fransız topraklarında ciddi suçlarla itham edilen üç Cezayir vatandaşının tutuklanmasına” verilen bir yanıt olduğunu belirtti. Fransız diplomat, gazetecilere gönderdiği yazılı açıklamada, “Cezayir makamlarından, süren yargı süreciyle ilgisi olmayan bu sınır dışı kararından vazgeçmelerini rica ediyorum” diyerek eğer bu karar sürdürülürse, buna derhal yanıt verileceğini bildirdi. Cezayir’in geri adım atmaması üzerine şimdiye kadar Fransa-Cezayir krizine dair doğrudan bir tavır göstermemekle eleştirilen Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 15 Nisan Salı günü, 12 Cezayirli memurun aynı şekilde sınır dışı edilmesini kararlaştırdı. Elysée Sarayı’ndan yapılan açıklamada, Macron’un ayrıca Fransa’nın Cezayir Büyükelçisi Stéphane Romatet’yi istişarelerde bulunmak üzere geri çağırmaya karar verdiği belirtildi. Açıklamada, “Cezayir makamları, ikili ilişkilerimizin ani ve ciddi şekilde bozulmasının sorumluluğunu üstlenmiştir” ifadesini kullandı.
Cezayir yönetimi ise, Pazartesi akşamı yaptığı açıklamada bu kararın “egemen bir devlet kararı” olduğunu belirterek, yaşanan yeni gerginliğin tüm sorumluluğunu Fransa İçişleri Bakanı Bruno Retailleau’ya yükledi. Fransız sağının önemli isimlerinden olan Retailleau, son aylarda özellikle göç politikası konusunda Cezayir’e karşı sert bir tutum benimsemişti. Ancak Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot, “Bruno Retailleau’nun bu yargı süreciyle hiçbir ilgisi yok” diyerek Fransız adalet sisteminin bağımsız olduğunu belirtiyor.
Bununla beraber, Jean-Noël Barrot, France Inter radyosuna yaptığı açıklamada, “Cezayir’e yanıt verebilme kapasitemizi hiçbir şekilde belirsizliğe mahal bırakmayacak şekilde gösteriyoruz. Ancak Fransa, uzun vadede kendi halkının yararı için Cezayir’le yeniden diyaloga girmelidir” dedi.
Neler Olmuştu?
Geçtiğimiz Cuma günü, Paris’te bir Cezayir konsolosluk görevlisi, Nisan 2024’te muhalif Amir Boukhors’un (namıdiğer “Amir DZ”) kaçırılması olayına karıştığı şüphesiyle yargı önüne çıkarıldı ve resmen suçlandı. Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun yönetimine muhalif olan Amir DZ, Cezayir ordusuyla ilgili yolsuzluk iddialarını kamuoyuna açıklamasıyla tanınıyor. Kendisini “araştırmacı gazeteci” olarak sunan Boukhors sosyal ağlarında bir milyondan fazla aboneye sahip ve Cezayir rejimini eleştiren videolar yayınlaması ile tanınıyor. Hakkında Cezayir’de yedi tutuklama emri bulunan bu isim, terörizmden dolandırıcılığa uzanan suçlamalarla karşı karşıya. Bu suçlamalar nedeniyle idam riski taşıyan Boukhors’a, Fransa Ekim 2023’te siyasi sığınma hakkı tanımış ve Cezayir’in yaptığı iade taleplerini her zaman reddetmişti.
Amir DZ, Nisan 2024’te, başarısız bir suikast girişiminin hedefi oldu. Finansal eksiklikler ya da hazırlıksızlık nedeniyle başarısız olan planın, Amir DZ’yi öldürmeyi ya da zorla Cezayir’e geri götürmeyi amaçladığı düşünülüyor. 8 Nisan Salı günü Fransız emniyet güçleri ilgili operasyon kapsamında içlerine bir Cezayir konsolosluk görevlisi olan üç kişiyi göz altına almıştı.