'Almanya'

Almanya Yaşlanıyor: Sağlık ve Bakım Sektörlerindeki Yabancı İş Gücü Ne Durumda?

Almanya’da hızla yaşlanan nüfusun bakım yükünü 300 bini aşkın yabancı hemşire ve doktor üstleniyor. Uzun denklik süreçleri, dil bariyeri, ayrımcılık ve kaynak yetersizliği gibi sorunlar bu personelin entegrasyon sürecini zorlaştırıyor. Alman toplumunun bakım hizmetlerine duyduğu ihtiyacın 2049’a kadar yaklaşık yüzde 33 oranında artması bekleniyor. Peki Almanya, sağlık ve bakım personelinin sorunlarını çözüme kavuşturabiliyor mu?

Görsel: Shutterstock.com

Almanya’da sağlık sistemi bir yandan nüfusun hızla yaşlanmasıyla artan bakım ihtiyacını karşılamak için çırpınırken, diğer yandan son yıllarda çalışanlarının neredeyse beşte birinin yabancı kökenli olması gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kaldı: Yabancı uyruklu bakım personeli, hem yaşlı bakımı hem de hastane hizmetlerinde ülke için vazgeçilmez bir rol oynuyor. Ancak bu “can simitleri”, uzun denklik süreçleri, dil bariyerleri ve bazen soğuk bir “hoş geldin kültürüyle” mücadele ediyor. Peki dışarıdan gelen hekim, hemşire ve hasta bakıcılar Almanya’nın bakım ve sağlık hizmetlerindeki sorunlara çözüm oluyor mu?

2024 İtibarıyla Almanya’da 300 Binden Fazla Yabancı Sağlık Çalışanı Var

Almanya’da göç, uyum, ve kültürel çeşitlilik alanlarında düzenli aralıklarla bilimsel araştırmaları ve verileri derleyen Mediendienst Integration adlı kurumun yayınladığı “Yabancı Doktor ve Hemşireler 2024” başlıklı bilgi notuna göre 2024 yılında, 300 binden fazla yabancı uyruklu bakım personeli sosyal güvenlik kayıtlarında yer aldı. Bu, toplam bakım personelinin yaklaşık yüzde 18’ine -yani neredeyse beşte birine- (1,7 milyon kişiden 306.700’ü ve yüzde 17,8’ine) karşılık geliyor. Bu rakam, 2013 yılında kayda geçen rakamın yaklaşık 4 katı.

Önceki yıla kıyasla hem yabancı personelin oranı hem de bakım mesleklerindeki toplam istihdam sayısı artarken 2022’den bu yana bakım sektöründeki istihdam artışı tamamen yabancı kökenli personele dayanıyor. Alman vatandaşlığına sahip bakım personelinin sayısı 2023-2024 döneminde yaşlı bakımında yüzde 4 azalırken, hastane bakımında ise sabit kaldı.

Buna karşılık 2024’te 130.100 yabancı bakım personeli yaşlı bakımında (yüzde 21,7) ve 177.320 personel hastane bakımında (yüzde 16,5) istihdam edildi. 2015’ten bu yana sağlık sektöründe Suriye’den gelen personel sayısı on kat (17.000), Filipinler’den 18 kat (9.400) ve Hindistan’dan da 10 kat (8.800) arttı.

Alman toplumunun yaş ortalamasının giderek yükselmesi nedeniyle bakım personeli ihtiyacı 2049’a kadar yaklaşık üçte bir oranında artarak 2,15 milyona yükseleceği beklenirken, bakım personeli ihtiyacına dair projeksiyonunlara göre 2049’da 280 bin ile 690 bin arasında bakım personeli açığı olacak. 2023’teki nüfus sayımı verilerine göre Almanya’daki bakım sektörü çalışanlarının yaklaşık yüzde 32’si göç kökenine sahip. Yaklaşık yüzde 29’luk bir kesim ise bizzat göçmen işçi durumunda. 

Sağlık ve Bakım Alanlarında Bitmeyen Nitelikli İş Gücü Sıkıntısı

Almanya’da yaşlı ve hasta bakımında uzun süredir uzman personel açığı söz konusu. Sadece 2024’te bu eksiğin giderilmesi adına hafif bir ilerleme yaşandığı tespit edilmiş olsa da 2020’den beri her iki meslek grubunda da açık pozisyon süresi -yani bir pozisyonun ilan edilmesi ile doldurulması arasında geçen süre- giderek artıyor. Mesela, 2023 yılındaki bakım sektöründeki 100 açık pozisyonu doldurabilecek yalnızca 44 işsiz bakım personeli adayı bulunuyordu. 

Personel eksikliğinin nedenleri arasında yoğun gece ve vardiyalı çalışma, beklenmedik iş gücü açıklarına acil destek gereksinimi, yaşlanan iş gücünün gençlerle değiştirilme ihtiyacı yer alıyor. Bu durum bakım evleri ve servislerini de etkilemekte. Bu sektördeki iş arzına dair veriler paylaşan Pflegemarkt.com tarafından yapılan bir sayıma göre 2024’te 112 bakım evi, 247 bakım servisi ve 111 gündüz bakım kurumu kapanmak zorunda kaldı. Böylece yaklaşık 7 bin kişilik istihdam kaybı yaşandığı gibi yaklaşık 16 bin hasta da bu durumdan etkilendi.

Sadece Almanya’da değil uluslararası düzeyde de büyük bir bakım personeli sıkıntısı var: Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütünün (OECD) 2024 tarihli bir raporuna göre 15 Avrupa Birliği (AB) ülkesi benzer şekilde bakım personeli eksikliğinden ve 20 ülke ise doktor eksikliğinden şikâyetçi .

Yabancı Uyruklu Hekimler Tüm Doktorların Yüzde 15’ini Oluşturuyor

Aynı araştırmaya göre yabancı hekimlerin sayısında da 2000 yılından bu yana sürekli bir artış gözlemlenmekte. Bu hekimler 2023 yılı sonunda, tüm doktorların yaklaşık yüzde 15’ini (63.767 kişi) oluşturuyordu ve bu sayı 2000 yılındaki yabancı uyruklu hekim sayısının beş katından fazlaydı.

Hekimlerin çoğunu Suriye (5.758) ve Romanya (4.287) kökenliler oluştururken, Rusya, Avusturya ve Yunanistan uyruklu hekimler de önemli bir paya sahip; üstelik uluslararası uzman personel istihdam eden hastanelerin yüzde 95’i, son beş yılda bu sayının arttığını bildiriyor. Doğu Alman eyaletlerinin çoğunda yabancı hekim oranı yüzde 13 ila 17 arasında ve bu oran bazı Batı eyaletlerinden çok daha yüksek.

Özellikle ülkenin kırsal bölgeleri için yabancı uyruklu hekimler hayati önem taşıyor. Örneğin, Baden-Württemberg eyaletindeki çok sayıda bakım evini işleten Keppler Vakfında bakım alanında meslek edinenlerin yüzde 80’i yurtdışından gelirken Thüringen eyaletinin Hildburghausen kentinde de hekimlerin yüzde 80’i göçmen kökenli. Ankete katılan mevcut veya son beş yıl içinde yabancı bakım personeli istihdam eden hastanelerin oranı yüzde 96; bu personel iş için Almanya’ya gelmiş veya Almanya’nın bir sınır bölgesinden işe gelip gidiyor.

2024 sonunda Esed rejiminin çöküşünün ardından Almanya’daki Suriye menşeli doktorlar gündeme gelmişti. Alman Hastaneler Federasyonu (DKG) Başkanı Gerald Gaß, Almanya’daki yabancı doktorlar arasında menşe ülkelerine göre en fazla sayıyı Suriyeli doktorların oluşturması sebebiyle topluca Suriye’ye göç etmeleri durumunda etkisinin büyük olacağı ile ilgili uyarıda bulundu ve yabancı uzman personelinin önemini “kapsamlı bir sağlık hizmeti için vazgeçilmez” sözleriyle tanımladı. Ancak hekim ve bakım dernekleri, 2025’te yayınladıkları ortak çağrıda, yükselen sağ popülist göç tartışmaları karşısında pek çok kişinin “derin endişe” içinde olduğuna işaret etti. 

Yabancı Personel Alımı ve Göç Anlaşmaları: “Triple Win” ve “Batı Balkanlar Düzenlemesi”

Almanya, son yıllarda aralarında Brezilya, Hindistan ve Kenya’nın da bulunduğu AB dışındaki bazı ülkelerle vasıflı iş gücü göçüne ilişkin anlaşmalar imzaladı. 2013–2025 yılları arasında “Triple Win” adı verilen program kapsamında yaklaşık 6 bin bakım personeli (özellikle Filipinler’den yaklaşık 2.500 kişi) Almanya’ya geldi. Programda şu anda Hindistan, Filipinler, Endonezya, Vietnam, Tunus, Ürdün ve Bosna-Hersek gibi ülkeler de yer alıyor. 

Ancak programa katılmaktan çekilen ülkeler de oldu: Örneğin, Sırbistan 2021’de artık Almanya’ya işçi göndermeyeceğini ve “Triple Win” programına katılmayacağını açıkladığı gibi Brezilya 2024’te anlaşmayı askıya aldı. Her iki ülkenin de gerekçesi, bakım personeline kendilerinin ihtiyaç duymasıydı.

Son yıllarda en fazla sayıda bakım personeli “Batı Balkanlar Düzenlemesi” adlı anlaşma kapsamında Almanya’nın uzman personel açığını doldurmak üzere Balkan ülkelerinden geldi. Bu düzenlemeyle beraber, Balkan ülkelerinden gelen personel AB dışı birçok ülkeden çok daha kolay koşullarda (sadece iş teklifi ile) Almanya’ya çalışmaya gelebiliyor. Bu düzenlemenin uygulamaya konulmasıyla beraber Balkanlardan gelenlerin sayısı Haziran 2024 itibarıyla bakım sektöründe üç kat artarak 51.300’e ulaştı.

“Care Drain” Sorunu, Ayrımcılık ve Mesleki Denklik Süreçleri

Sosyal yardım kuruluşları, göçün bakım personeli açığını hafifletebileceğini ancak çözüm olmadığını vurgularken, buna ek olarak, “Care Drain” olarak adlandırılan bakım personeli göçüne karşı, yani zaten sağlık personel açığı çeken ülkelerden alım yapılmamasına yönelik çağrıda bulunuyor. Bu nedenle Almanya benzer personel eksiliğinden muzdarip ülkelerden uzman alımından kaçınıyor.

Yabancı personelin entegrasyonunda da hâlâ çeşitli sorunlar yaşanıyor. Meslek denklik süreçleri karmaşık ve zaman alıcı olurken, “Hoş Geldin Kültürü”nün eksikliği de uyumu zorlaştırıyor. Ayrıca, yabancı çalışanlara çoğu zaman -Alman meslektaşlarına- kıyasla daha düşük ücretler ödeniyor.

İş hayatında da ayrımcılık sorunu devam ediyor. Yabancı uyruklu personel, kökeni veya ten rengi nedeniyle hasta veya meslektaşlardan olumsuz ve saygısız tutumlarla karşılaştıklarını anlatıyor. Bazı vakalarda tedavileri reddediliyor veya ciddiye alınmıyorlar. İş ekiplerinde de uyum anca üç yıl geçince sağlanalıyor. Ayrımcılıkla ilgili şikâyet ve başvuru noktaları olsa da müracaat edenler şeffaflık eksikliği, olayların küçümsenmesi veya başka sorunlarla karşılaştıklarını bildiriyor.

Almanya’da yabancı bakım personelinden Alman meslektaşlarıyla aynı düzeyde performans beklendiği hâlde, mesleki denklik süreçleri yıllar sürebiliyor ve söz konusu göçmen personele genellikle ek eğitim şartları getiriliyor. Denklik süreçlerinin kimi zaman dört yıla kadar uzayabildiği ifade ediliyor. Ülkenin bakım eğitiminin özgün yapısı ise üniversite diplomasına sahip uzman personelin çoğunlukla yalnızca kısmi denklik almasına neden oluyor.

2024’te yürürlüğe giren yeni Göç Yasası, bakım asistanlarının gelmesini kolaylaştırsa da, uzman bakım personelinin koşullarında bir değişiklik sağlamadı. Üstelik pek çok yabancı çalışan, B1 seviyesindeki Almanca bilgisiyle tıbbi terimler ve hasta iletişiminde zorlandığı için alternatif hedef ülkelere göç etmeyi tercih etmeye başladı.

Mediendienst’e konuyla ilgili olarak konuşan, Berlin’de bulunan Charité Hastanesinden çeşitlilik ve kültürbilim uzmanı Dr. Lisa Peppler, yeni Göç Yasası’nın uzun süren tek taraflı uyum beklentisini büyük ölçüde ortadan kaldırdığını ve genel kabul düzeyini yükselttiğini belirtiyor; ancak kurumların kültürel ve mesleki çeşitliliğe ekiplerini hazırlamaya çalışırken hâlâ kaynak sıkıntısı yaşadığını vurguluyor:

“Bakım ekipleri, kültürel ve mesleki çeşitliliği yönetmek için daha iyi hazırlanmalı. Meksika, Brezilya, Hindistan ve Filipinler’den gelenlerle birlikte artık sadece Alman ve Alman olmayan ayrımı yok; kendi aralarında da farklılıklar var. Çalışmamızda etnik köken nedeniyle ayrımcılık yaşandığını gördük. Kurumlar ise ayrımcılıkla anılmaktan korkuyor. Almanya bu açıdan geri kalabilir ve bu sadece klasik bir göç ülkesi olmaması sebebiyle değil; aşırı sağcı Almanya İçin Alternatif Partisinin (AfD) yükselişi de bakım personelini Almanya’dan uzaklaştırıyor.” (P)

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#1

*Tüm alanları doldurunuz

  • Almanya Yaşlanıyor: Sağlık ve Bakım Sektörlerindeki Yabancı İş Gücü Ne Durumda? – Göç Araştırmaları Vakfı
    2025-06-03 10:30:29

    […] Kaynak: Perspektif EU https://perspektif.eu/2025/05/13/almanya-yaslaniyor-saglik-ve-bakim-sektorlerindeki-yabanci-is-gucu-… […]

Son Yüklenenler