Almanya’da Gazze Tepkisi Büyüyor: “Sessiz Kalmak Bir Seçenek Değil”
Almanya’da Filistin’le dayanışma gösterileri kitleselleşirken, İsrail’e koşulsuz destek siyaseti kamuoyunda daha fazla tartışma yaratıyor. Yeni bir kamuoyu araştırmasının verileri ve KRM'nin Merz hükûmetine hitaben yazdığı açık mektup, dış politika değişikliğe gidilmesi yönünde artan beklentilere işaret ediyor.
İsrail’in Gazze Şeridi ve İran’a yönelik askerî operasyonları yalnızca Orta Doğu’da değil, Avrupa’da da ciddi siyasi ve toplumsal tartışmalara yol açıyor. Gazze’de barış talep eden protesto gösterilerinin daha sık yaşandığı Fransa, Belçika, Hollanda’yla birlikte Almanya’da ise bu tartışmalar sokaklara taşmış durumda. 21 Haziran Cumartesi günü başkent Berlin’de on binlerce kişinin katılımıyla gerçekleştirilen “Gazze İçin Birlikte” yürüyüşünde Alman hükûmetine yönelik artan tepkiler bir kez daha dillendirildi.
On Binlerce İnsan “Gazze İçin Birlikte” Yürüyüşü İçin Toplandı
Almanya’nın siyasi kalbi Berlin, geçtiğimiz günlerde tarihi bir protestoya sahne oldu. “Gazze için birlikte” sloganıyla düzenlenen yürüyüşe katılan binlerce kişi, Alman hükûmetinin İsrail’e yönelik desteğini protesto etti. Göstericiler, Federal Meclis Binası (Reichstag) önünde toplanarak kent merkezine kadar süren bir yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüş boyunca taşınan pankartlarda “Soykırımı durdurun”, “Savaşa hayır” ve “Gazze’ye özgürlük” gibi mesajlar dikkat çekerken İsrail ve ABD’nin İran’a yönelik saldırılarına karşı çıkan sloganlar atıldı.
Polis yetkilileri gösteriye yaklaşık 15 bin kişinin katıldığını açıklarken, organizatörler bu sayının 30 bini geçtiğini belirtti. Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı gösteride, gözaltına alınanlar oldu.
Almanya’nın tarihsel sorumluluğun ve devlet aklının (Staatsräson) gereği olarak İsrail’e verdiği destek, diğer yanda uluslararası hukuk ve evrensel insan hakları ilkeleriyle çelişen ve uluslararası mahkemelerce soykırım suçlamasıyla yargılanan uygulamalara sessiz kalınmasının yarattığı etik ikilemlerin, kamuoyu yoklamalarına yansıdığı görülüyor.
Anket: “Alman Halkı Hükûmetten Farklı Düşünüyor”
Almanya, yalnızca Avrupa’nın ekonomik lideri değil, aynı zamanda değer temelli bir dış politika iddiasında bulunan bir ülke. Bugün hem sokaklardaki sesler hem de kamuoyu araştırmaları, bu dış politikanın geniş kesimlerce yeniden sorgulandığını ortaya koyuyor. Son olarak; Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi için Allensbach Enstitüsü tarafından yapılan bir anketin bulgularına göre Alman halkının yüzde 73’ü İsrail’in Gazze’deki eylemlerini “soykırım” olarak değerlendiriyor.
Sonuçları 20 Haziran’da paylaşılan araştırmada, İsrail’e yönelik olumlu görüş oranının 2022’de yüzde 54 iken, Haziran 2025 itibariyle yüzde 20’ye düştüğü görülüyor. Ayrıca Almanların yüzde 65’i İsrail’in Gazze saldırılarını onaylamadığını belirtirken, yüzde 52’si Almanya’nın İsrail’e karşı artık “özel bir tarihî sorumluluğu” olmadığını savunuyor.
Bu sonuçlar, uzun yıllardır Almanya’nın dış politikasını belirleyen “İsrail’in güvenliği Almanya’nın devlet politikasıdır,” yaklaşımının toplumsal tabanda artık aynı destekle karşılanmadığı şeklinde yorumlandı. Son olarak Başbakan Friedrich Merz’in İsrail’in İran’a yönelik saldırıları için kullandığı “İsrail kirli işlerimizi yapıyor,” açıklaması da basın kuruluşları ve diğer partiler tarafından olumsuz karşılanmış ve eleştirilmişti.
Geçtiğimiz haftalarda bilim, kültür ve sivil toplumdan çok sayıda tanınmış isim, Alman hükûmetine yönelik açık bir mektupta ülkenin Orta Doğu politikasını sert bir dille eleştirdi. Başbakan Friedrich Merz (CDU), Başbakan Yardımcısı Lars Klingbeil (SPD) ve Dışişleri Bakanı Johann Wadephul (CDU)’e hitaben başlatılan imza kampanyasında, “Gazze’deki savaş suçlarını durdurun!” çağrısı yapılmıştı. Kamuoyu ve muhalefet partilerinden silah sevkiyatının durdurulması çağrılarına hükûmet ortağı SPD’den bazı siyasetçiler eklenmiş olsa da Merz hükûmetinden bu konuda bir cevap gelmemiş ve bir süre sonra da İsrail’in İran’a yönelik saldırıları başlamıştı.
KRM’den Hükûmete Çağrı: “Sessiz Kalmak Bir Seçenek Değil”
Almanya Müslümanları Koordinasyon Konseyi (KRM), 21 Haziran tarihinde Başbakan Friedrich Merz ve Dışişleri Bakanı Johann Wadephul’a hitaben yayımladığı açık mektupta, Almanya’nın İsrail’e yönelik tek taraflı desteğini ve Filistin’de yaşanan insan hakları ihlallerine karşı sessizliğini sert bir dille eleştirdi. Mektup, “Sessizlik seçenek değildir” başlığıyla yayımlandı.
KRM Sözcüsü Zekeriya Altuğ’un imzasıyla yayımlanan mektupta özellikle sivil altyapıya yönelik bombalamaları, çocuk ölümlerini, hastanelerin hedef alınmasını ve Gazze’ye uygulanan ablukanın insani kriz boyutlarını vurguladı: “55 binden fazla Filistinli, 20 binden fazla çocuk öldü. Bunlar yalnızca rakam değil, sessiz kalınamayacak insanlık suçlarıdır.”
“Bir halkın güvenliğini sağlamak adına başka bir halkın varoluş hakkını görmezden gelmek, sürdürülebilir bir barışın önündeki en büyük engeldir.” sözleriye federal hükûmete hitap eden KRM’nin talepleri arasında, Almanya’nın İsrail’e yönelik silah ihracatını askıya alması, insani yardımların engelsiz erişimi, Gazze’deki savaş suçlarının Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından bağımsız olarak soruşturulması ve Almanya’nın Filistin devletini resmen tanıması gibi somut adımlar bulunuyor.
Ayrıca, mektupta Almanya’daki genç Müslümanların artan hayal kırıklığına da dikkat çekildi: “Bu ikili standartlar, genç Müslümanlar arasında demokrasiye değil ama Almanya’daki siyasi liderliğin samimiyetine olan inancı sarsıyor.” (AA/P)
