'İran-İsrail'

Ateşkes Bilmecesi: Gözler Hürmüz Boğazı’nda

Diplomasi masası kurulmadan kalktı mı? Trump’ın duyurduğu ateşkesin üzerinden saatler geçmişken, füze saldırılarının sürdüğü iddia edildi. Enerji dünyasının kalbi sayılan Hürmüz Boğazı’nda ise büyük bir belirsizlik hâkim.

Görsel: Below the Sky - Shutterstock.

23 Haziran’ı 24 Haziran’a bağlayan gece ABD Başkanı Donald Trump, İran ile İsrail arasında 13 Haziran’dan bu yana süren çatışmalara dair “tarihî” bir açıklama yaptı. Kendi sosyal medya platformu Truth Social üzerinden yaptığı paylaşımda, “Bu savaş yıllarca sürebilir, tüm Orta Doğu’yu yok edebilirdi ama etmedi ve etmeyecek” ifadeleriyle, tarafların “süresiz” ve “kalıcı” bir ateşkese vardığını duyurdu.

Trump’ın açıklamasına göre, anlaşma ABD’nin hem İsrail Başbakanı Netanyahu hem de İranlı yetkililerle yürüttüğü paralel müzakereler sonucu şekillendi. Reuters’a konuşan Beyaz Saray kaynakları, Trump’ın yardımcısı JD Vance’in Katar üzerinden İranlı yetkililerle temasta olduğunu ve Doha yönetiminin de bu süreçte kolaylaştırıcı rol oynadığını aktardı.

Ancak ateşkesin duyurulduğu dakikalarda sosyal medyada, İsrail’in Tahran’a yönelik yeni saldırı hazırlığı yaptığı, bazı bölgelerde tahliye uyarılarının yapıldığına dair bilgiler paylaşıldı. Bu, diplomatik zeminin ne denli kırılgan olduğunu açıkça ortaya koydu.

Trump’ın Ateşkesi Yürürlüğe Girdi mi? Karşılıklı Saldırılarda 12. Gün

ABD Başkanı Donald Trump, gece saatlerinde İsrail ve İran arasında ateşkese gidileceğini duyurmuş, İsrail ateşkesi kabul ettiğini açıklamıştı. Trump’ın ateşkes duyurusundan sadece saatler sonra İsrail tarafı, İran’ın füze saldırısı yaparak ateşkesi ihlal ettiğini öne sürdü ve saldırıyı başarıyla engellediklerini bildirdi. İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz ise “İran ateşkesi ihlal etti” diyerek Tahran’daki hedeflerin yoğun şekilde bombalanması emrini verdiğini duyurdu.

İsrail içinde hem iktidar hem muhalefetten gelen açıklamalarda “geri adım atılmaması” ve “Tahran’ın cezalandırılması” gerektiği vurgulandı. Hükûmet ortaklarından aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich “Tahran titreyecek” paylaşımıyla dikkat çekerken, muhalefet lideri Avigdor Liberman “Geri durmamalıyız, anında karşılık vermeliyiz” diyerek hükûmete destek verdi. İran ise saldırıya dair devlet televizyonunda yaptığı açıklamada İsrail tarafının iddialarını yalanladı. İran, ayrıca, İsrail’le ateşkesin başladığını duyurdu: İsrail’den henüz yeni bir açıklama gelmedi.

İki tarafından ardından açıklama yapan Donald Trump ise, hem İsrail hem de İran’ın ateşkesi ihlal ettiğini ve her iki ülkeden de ‘memnun olmadığını’ söyledi. Lahey’deki NATO zirvesine gitmeden önce gazetecilere konuşan Trump, İsrail’in anlaşmayı kabul ettikten hemen sonra saldırdığını söyledi. İran konusunda ise Trump, ülkenin nükleer kapasitesinin ortadan kalktığını ve nükleer programını asla yeniden inşa edemeyeceğini belirtti.

İsrail’in nükleer silah üretiminde önemli mesafe kat ettiği iddiasıyla 13 Haziran’da saldırdığı İran’da Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızları Genel Komutanı ve bazı üst düzey komutanlar ile 9 nükleer bilim insanı saldırılarda öldü. İran ile İsrail arasındaki çatışmalar yalnızca askerî değil, sivil alanlarda da ciddi kayıplara yol açtı. İran Sağlık Bakanlığı, 21 Haziran’da yaptığı açıklamada, İsrail’in saldırılarında toplam sivil can kaybının 430, yaralı sayısının da 3 bin 500’den fazla olduğunu bildirdi. İsrail Başbakanlık Ofisi, İran ordusunun yaptığı misillemelerde 28 kişinin öldüğünü, 1272 kişinin yaralandığını aktardı.

Ateşkes ilanından önce, 22 Haziran’da ABD güçleri de İran’da 3 farklı nükleer tesise saldırdıklarını açıklamış ve bunun ardından İran misilleme amacıyla ABD’nin Katar’daki askerî üssünü hedef almıştı. Trump, İran saldırısını engellediklerini açıklamıştı.

Hürmüz Boğazı’nın Kapatılma İhtimali ve Önemi

İran-İsrail savaşıyla birlikte yeniden dünyanın dikkatini çeken Hürmüz Boğazı, sadece bölgesel değil, küresel ölçekte ekonomik güvenliği tehdit ediyor. İran Meclisi’nin boğazın kapatılmasına yönelik tavsiye kararını kabul etmesi ve dosyanın İran Ulusal Güvenlik Konseyine gönderilmesi, piyasaları alarma geçirdi.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, İran’a yönelik yaptığı açıklamada, “Boğazı kapatırlarsa bu ekonomik intihar olur” dedi. Aynı uyarı Avrupa Birliği’nden de geldi: AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, “Bu adım kimsenin yararına olmaz” diyerek İran’ı geri adım atmaya çağırdı.

Boğazdan her gün 20 milyon varil ham petrol ve sıvılaştırılmış doğalgaz geçiyor. Suudi Arabistan, BAE, Kuveyt ve İran gibi OPEC ülkeleriyle Katar gibi LNG devlerinin ihracatı tamamen bu rotaya bağlı. Sadece 33 kilometre genişliğindeki geçitte, çift yönlü nakliye koridorları 3’er kilometreye düşüyor. Bu hacimli hareketlilik de Hürmüz Boğazı’nı hem askerî hem lojistik açıdan son derece hassas bir nokta hâline getiriyor.

Analistler, İran’ın bu koridoru deniz mayınları, küçük sürat tekneleri, drone’lar ve sahil bataryalarıyla kapatabileceğini ancak böyle bir adımın İran ekonomisi için de yıkıcı olacağını vurguluyor. Özellikle Çin, İran petrolünün en büyük alıcısı konumunda ve Hürmüz’ün kapanması Pekin’in enerji güvenliğini doğrudan tehdit ediyor. Bu nedenle Washington’un Çin’e “Tahran’ı frenleyin” çağrısı yaptığı, medyaya yansıyan haberler arasında.

Hürmüz’de geçici bile olsa bir aksama, enerji fiyatlarını sıçratabilir, küresel tedarik zincirlerini zorlayabilir ve çok sayıda ülkenin ekonomisi üzerindeki enflasyon riskini artırabilir. (P)

Perspektif’le Avrupa gündemini günlük takip etmek ister misiniz? Perspektif bültenine kaydolun, Avrupa'daki gelişmeler e-posta kutunuza gelsin.

 

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler