Fransa’da Polis Şiddetine Karşı Mücadelenin Sembol İsmi Assa Traore: Mücadelemiz Sürecek
Fransa’da 2016'da kimlik kontrolü sonrası karakola götürülmek üzere bindirildiği jandarma aracında hayatını kaybeden kardeşi Adama Traore için adalet arayışında olan Assa Traore, polis şiddeti ve ırkçılığa karşı mücadelelerinin süreceğini belirtti.
Fransa’da Temmuz 2016’da kimlik kontrolü sonrası karakola götürülmek üzere bindirildiği jandarma aracında hayatını kaybeden kardeşi Adama Traore için adalet arayışında olan Assa Traore, polis şiddeti ve ırkçılığa karşı mücadelelerinin süreceğini belirterek, “Çünkü eğer işin arkasını bırakırsak bu, herkesin aleyhine olur. Kimse, özellikle biz siyahiler, Arap ve göçmen kökenliler seslerini çıkaramaz.” dedi. Aralık 2020’de “Fransız ırksal adalet hareketinin yüzü” olarak Time dergisi tarafından “Yılın Muhafızları” arasında gösterilen Assa Traore, kardeşinin ölümünün ardından verdiği hukuk mücadelesini anlattı.
Özellikle Mağrip kökenlilere ve siyahilere yönelik polis şiddetinin rutin hale geldiği Fransa‘da Adama Traore, 19 Temmuz 2016’da hayatını kaybetti. Olayın ardından yapılan ilk açıklamalara göre, Adama Traore, kimlik kontrolünde yaşanan gerilim sonrası yakalanıp karakola götürülmek üzere bindirildiği jandarma aracında rahatsızlanarak ilk yardım ekibine teslim edildi. Traore’nin doktor müdahale etmeden önce jandarma aracında hayatını kaybettiği belirtildi.
Resmi otopsi raporunda Adama Traore’nin ölüm nedeni kalp yetmezliği olarak açıklanırken ailesinin yaptırdığı otopsi sonucunda ölümüne göğsüne uygulanan baskının tetiklediği solunum yetmezliğinin yol açtığı bildirildi. Jandarmalar ise açılan iç soruşturmada suçsuz bulundu.
Adama Traore’nin ölümü, banliyölerde isyan ve protesto gösterilerinin başlamasına yol açtı. Traore’nin kız kardeşi Assa Traore, 2019 yılında kardeşinin ölümünün 3. yıl dönümünde yayımladığı “Suçluyorum” başlıklı yazıda olaya karışan jandarmaları, isimlerini de kullanarak Adama’yı üzerine çullanarak öldürmekle itham etti.
Assa Traore, ayrıca Eylül-Kasım 2019’daki sosyal medya paylaşımlarında benzer suçlamaları sürdürdü. Jandarmalar, aklandıkları ve suçsuz bulunduklarını savunarak Traore’ye karşı iki ayrı hakaret ve iftira davası açtı. Paris Temyiz Mahkemesi, mart ayında Traore’nin sosyal medya paylaşımlarının masumiyet karinesini ihlal ettiğine hükmetti.
Jandarmaları Sağcı Le Pen’in Avukatı Savunuyor
Traore’nin, kardeşini öldürmekle suçladığı jandarmaları, Fransız aşırı sağcı parti lideri Marine Le Pen’in avukatlığını yapan Rodolphe Bosselut savundu. Yayımladığı yazıyla ilgili açılan davanın ilk duruşmasında dün hakim karşısına çıkan Traore, kardeşinin ölümünden 5 yıl sonra kendisini hakim karşısında bulmasının “skandal” olduğunu söyledi. Bilirkişi raporlarının kardeşinin ölümünden jandarmaları sorumlu tuttuğunu savunan Traore, jandarmaları isimlerini kullanarak suçladığı için kendisinden davacı olunduğunu belirtti.
“Kurbanın Ailesine Saldırılıyor”
Polis şiddetine karşı mücadelenin sembol ismi haline gelen ve kardeşinin ölümünü ABD’li siyahi George Floyd’un ölümüne benzeten Assa Traore, “Bu, Fransa’da bir ilk. Kurbanın ailesine saldırılıyor, jandarmalarla karşı karşıya kalınıyor. Jandarmalardan şikayetçi olduk ama savcılık henüz hiçbir suçlama yöneltmedi.” ifadelerini kullandı. Bunun Fransa adalet sisteminin sürekli baskısı ve insafsızlığı olduğuna işaret eden Traore, “Buna karşı mücadelemiz sürecek çünkü eğer işin arkasını bırakırsak bu herkesin aleyhine olur. Kimse, özellikle biz siyahiler, Arap ve göçmen kökenliler seslerini çıkaramaz.” diye konuştu.
Assa Traore, jandarmaların kendisini suçladıkları halde mahkemeye gelmeyip avukatlarının arkasına saklandığına dikkati çekerek, “Eğer suçlamalarından emin olsalardı mahkeme salonuna gelirlerdi. Ancak korkak davranarak gelmediler, hayatını kararttıkları bir gencin ailesinin bakışlarından kaçtılar.” dedi.
Mağdurları Suçlu Hâline Getirme Taktiği
Traore’nin avukatı Yassine Bouzrou, müvekkili ve ölen kardeşi Adama Traore’ye karşı Fransa’da her zaman olduğu gibi “mağdurlardan suçlu yaratma” taktiği uygulandığını dile getirdi. Assa Traore’nin elindeki objektif kanıtlarla jandarmalara karşı suçlama yönelttiğini belirten Bouzrou, tıbbi raporların ve tanıkların ifadelerinin, Adama’nın ölümüne gözaltına alınmasının ardından göğsüne yapılan baskının yol açtığını teyit ettiğini söyledi.
Bouzrou, Fransa’da özellikle siyahilere ve Mağrip kökenlilere yönelik polis şiddeti sonrası medyanın önce güvenlik güçlerinin ifadelerine başvurarak onların görüşleri üzerinden haber yaptığına, bu şekilde mağduru suçlu hale getirme taktiğinin uygulandığına işaret etti. Jandarmaların karşı dava açarak Assa Traore’yi susturabileceklerini düşünerek yanıldıklarını belirten Bouzrou, mahkemeye gelmeyerek de “korkaklıklarını” ortaya koyduklarını kaydetti.
“Fransa, Irkçılığın Var Olduğu ve Devam Ettiği Bir Devlettir”
Assa Traore’ye destek vermek için mahkeme salonuna gelen Mamadou Camara da bir yanlış yapıldığında adaletin işini yaparak yanlışı düzeltmesi gerektiğini söyledi. Gençlerin polis tarafından öldürülmesinin normal karşılanmaması gerektiğini vurgulayan Camara, “Fransa, bugün ırkçılığın var olduğu ve devam ettiği bir devlettir. Biz mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Irkçı muamele bir gerçek.” diye konuştu.
Erkek kardeşinin de polis tarafından öldürüldüğünü ileri süren Camara, çocuklarının da yarın aynı duruma düşmemesi için ırkçılıkla mücadeleyi sürdüreceklerini ifade etti. Camara, istatistiklerin Fransız polisinin Avrupa’nın en ırkçı polisi olduğunu gösterdiğini savunarak, “Yargı ve devlet sorumluluğunu yerine getirmeli.” dedi. (AA, P)