'Filistin'

Filistinliler Uzun Yıllar Sonra Yeniden Seçimlere Hazırlanıyor

Filistinliler, İsrail işgaline karşı durmak için gerçek bir değişime duyulan özlem ve mevcut statükonun devam edeceği endişesi arasında, 15 senelik bir aradan sonra ilk kez düzenlenecek olan ulusal seçimlere hazırlanıyor.

Fotoğraf: Shutterstock.com

Batı Şeria’da, Gazze’de ve Doğu Kudüs’teki milletvekili seçimleri 22 Mayıs’ta gerçekleşecek. Bu seçimlerin ardından yapılacak devlet başkanlığı seçimi 31 Temmuz, Filistin Ulusal Konseyi seçimleri ise 31 Ağustos tarihlerinde gerçekleştirilecek. Seçimler Hamas’ın ezici oy üstünlüğüyle kazandığı 2006 seçimlerinden sonra düzenlenecek ilk seçimler olacak. 2006 seçimleri işgal altındaki Batı Şeria’da El-Fetih önderliğindeki Filistin Ulusal Yönetimi’nin (PA), Gazze Şeridi’ndeyse Hamas yönetiminin bulunduğu bölünmüş bir yönetimle sonuçlanmıştı. Filistin’de oy sandıklarına dönülmesi, ülkedeki bu iki egemen grubun demokratik süreci canlandırma ve günümüze kadar devam eden siyasi ayrılığı aşma çabalarının bir parçasını oluşturuyor.

Heyecanlı Bir Yarış

Filistinli seçmenlerden, yaklaşık 15 yıllık bir aradan sonra ilk kez bu ay meclis seçimleri için yarışan aday listeleri arasında seçim yapmaları istenecek. Seçimlerde sekiz tanesi partilere, 28 tanesi ise bağımsızlara, gençlik hareketlerine ve işçi sendikalarına ait olan 36 listede toplam 1389 adet aday yarışacak. Bu adayların 405 tanesini, yani üçte birini kadınlar oluştururken, 28 ile 40 yaş arasındaki adayların oranı yüzde 38,5’e tekabül ediyor.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, kendi partisi içerisinde düşmanlıkların oluşmaması için hiçbir zaman bir halef seçmedi ve tüm işaretler ilerlemiş yaşına rağmen kendisinin yeniden başkanlık için aday olacağını gösteriyor. Ramallah’ta yaşayan ve İsrail-Filistin ilişkilerinde uzmanlaşmış bir gazeteci olan Dalia Hatuqa attığı bir tweette “Filistin meclis ve başkanlık seçimlerine sadece aylar kaldı ve Başkan Mahmud Abbas ve bağlıları gücü ellerinde tutabilmek için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar, ancak beklenmedik rakipler ortaya çıkıyor.” dedi.

Muhalif gruplar, Mahmud Abbas’ın yönetimdeki Fetih’e meydan okuyor. Parti içinde merkezî listenin yanı sıra “Özgürlük Listesi” isimli ayrılıkçı bir liste daha bulunuyor. Bu listeye Yaser Arafat’ın yeğeni ve daha önce Filistin Ulusal Yönetimi’nde Dışişleri Bakanlığı da yapmış olan Nasır el-Kudva öncülük ediyor. Başkan Abbas’ı uzun süredir eleştiren el-Kudva, birinci ve ikinci İntifada hareketlerinin önderi olarak görülen ve çarptırıldığı birçok müebbet hapis cezası nedeniyle bir İsrail hapishanesinde tutuklu bulunan diğer Fetih lideri Mervan Barguti’yle birlikte kendi ittifakını kurma niyetini açıklamasının ardından, mart ayında Fetih’ten kovulmuştu.

Üçüncü bir seçmen listesi olan “Gelecek” listesine ise Mahmud Abbas’ın eski Gazze Güvenlik Bakanı olan ve 2012 yılında Fetih’ten ihraç edildiğinden beri Birleşik Arap Emirlikleri’nde yaşayan Muhammed Dahlan öncülük ediyor. Dahlan, Filistin Ulusal Yönetimi Başkanı tarafından uzun süredir en güçlü rakip olarak değerlendiriliyor.

Diğer listelerden dört tanesi ise Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC), Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi (FDHKC), Filistin Halk Partisi (FHP) ve Filistin Ulusal İnisiyatifi isimli Filistin’deki farklı sol partilerle bağlantılı.

Seküler ve solcu güçlerin ana hasmı olan “İslamcı” Hamas hareketi de seçim yarışına “Kudüs’te Buluşuruz” ismini verdikleri tek bir liste ile katılıyor. Hamas, Fetih hareketi içindeki ayrılıktan faydalanmayı amaçlıyor.

Sol oyların bölünecek olması hem Fetih’in hem de Hamas’ın yararına olacak gibi görünüyor. Erken tahminler sol cenahın barajı aşamayacağını, iki ana grup olan Fetih ve Hamas’la bağlantılı listelerin yüksek kazanma şansı olduğunu, bağımsız güçlerinse kıl payı seçimi kazanacaklarını öngörüyor. Diğer taraftan Filistinli vatandaşlar, yıllar süren siyasi ayrılıklar neticesinde tamamen paralize olan genel vaziyet sebebiyle Filistin siyaset sahnesine hükmeden her iki partiye de kayda değer eleştiriler yöneltiyor.

Son zamanlarda yapılan anketler Filistin halkının üçte ikisinin Devlet Başkanı Abbas’tan memnun olmadığını ve istifa etmesini istediğini ortaya koydu. Sunulan aday listelerinin büyük bir çoğunluğu Filistin sokaklarında bir değişim arzusu olduğunu gösteriyor.

Bağımsız gazeteci Hatuqa, Orta Doğu Enstitüsü (MEI) tarafından nisan ayında düzenlenen bir etkinlikte yaptığı konuşmada, “Seçimlerin Filistin Ulusal Yönetimi’ne ve kurumlarına duyulan güveni güçlendirmesi amaçlanıyor olabilir, ama ben bunun ulusal hareketi canlandıracağını düşünmüyorum.” yorumunu yaptı.

Seçim Yolundaki Engeller

Filistin’deki seçimlerin önüne çıkan problemler arasında İsrail’in sürece farklı yöntemlerle müdahil olması da bulunuyor. Bu yöntemler arasında Batı Şeria’ya ve Doğu Kudüs’e yapılan baskınlarda siyasi liderlerin tutuklanması ve Filistinli siyasi gruplara seçime girmemeleri noktasında göz dağı verilmesi de bulunuyor.

Mayıs ayında yapılacak milletvekili seçimleri yaklaşırken İsrail güvenlik güçleri tarafından yapılan baskınlar da son zamanlarda daha sık yaşanır oldu. Yapılan kitlesel tutuklamalar çoğunlukla Fetih’in ve Hamas’ın kilit siyasetçilerinin yanı sıra sivil toplum temsilcilerini de hedef aldı.

Gazze merkezli Filistin İnsan Hakları Merkezi (PCHR), 15 Nisan’da yayımladığı bir basın bülteninde, “PCHR bu tutuklamaların İsrail İşgal Güçleri’nin  Filistin seçimlerine mâni olma girişimlerinin bir parçası olduğunu vurguluyor. Seçimler yaklaştıkça durumun daha da kötüleşmesi bekleniyor.” şeklinde uyarıda bulundu.

Analistler, İsrail’in önümüzdeki seçimlerde özellikle Hamas’ın galibiyetinden korktuğunu belirtiyor. Üst düzey İsrailli yöneticiler, Hamas’ın zaferiyle sonuçlanan 2006 seçimlerinden sonra yaptıkları gibi, Hamas’ın tekrar kazanması durumunda yine seçim sonuçlarını tanımama ve Filistin Ulusal Yönetimi’yle olan bağlarını koparma tehdidini dile getiriyorlar.

Filistinli başlıca siyasi gruplar İsrail yöneticilerini seçimlere müdahale etmekle ve seçim süreçleriyle sonuçlarını sabote etmeye çalışmakla suçluyorlar. Ayrıca İsrail, çoğunlukla Arapların yaşadığı Doğu Kudüs’te seçimlere izin verip vermeyeceği, verecekse buradaki Filistin halkının oy vermesinin nasıl sağlanacağı ve Doğu Kudüs’te yaşayanların seçimlere aday olarak katılıp katılamayacakları hususlarına hâlâ bir açıklık getirmiş değil.

Tel Aviv, Filistin Ulusal Yönetimi’nin şehirde seçim alanları kurulması için yaptığı resmî talebe şimdiye kadar yanıt vermedi. Kudüs’ün doğu kısmında Filistin seçimleriyle ilişkili olan tüm aktiviteleri de yasakladı. Bu aktivitelere kampanya yürütmek ve istişare toplantıları yapmak da dâhil. Filistinli siyasetçiler Doğu Kudüs’te oylama olmadan seçimlere gidilemeyeceği hususunda ısrar ediyor.

Filistin kanadında duyulan bir diğer endişe ise iki egemen güç olarak Fetih ve rakibi Hamas hareketinin özgür ve adil bir seçim yarışı yerine, gücü sadece kendi aralarında paylaşma çabası içerisine girebilecek olmaları. Bu iki hareketin Filistin’deki bölünmeyi hem siyasi hem de coğrafi anlamda daha da kuvvetlendirme ihtimali oldukça yüksek.

Ayrıca her iki siyasi grup da milletvekili seçimlerinde gerekli çoğunluğu sağlayamayabilir. Filistin Politika ve Anket Araştırma Merkezi (PCPSR) tarafından yapılan bir anketin ortaya koyduğu gibi hükûmet kurabilmek için birbirleriyle ya da daha küçük partilerle ittifak yapmak zorunda kalabilirler. Her iki tarafın da sorumluluğu üstlenmek için itibar ve iktidar elde etme mücadelesi verdiği böyle bir durumda doğabilecek olan keskin kutuplaşma, Filistin davasının kendisine zarar verebilir.

Filistin Kurtuluş Örgütü’nün eski üst düzey görevlilerinden biri ve bir aktivist olan Dr. Hanan Ashrawi geçtiğimiz ay katıldığı bir webinarda “İşgal altındaki insanlar, gündelik hayatlarında özgürlük ve adalet yokken özgür ve adil seçim yapabilir mi?” diye sordu. “Üzerinde kontrol sahibi olmadıkları şeyler için yönetimi sorumlu tutamazsınız.” diyen Ashrawi, geçtiğimiz yıllar içinde Filistinli yöneticilerin verdikleri sözleri tutamadıklarını, bundan dolayı da halk nezdinde meşruiyet ve destek kaybına uğradıklarını da sözlerine ekleyerek bunun da 2021 seçimlerinin düzenlenmesinin sebeplerinden biri olduğunu belirtti.

Filistin asıllı Amerikalı yazar Ramzy Baroud ise Arab News’e yazdığı bir makalede şu değerlendirmede bulundu: “Filistin de diğer ülkeler gibi, İsrail gibi, bir siyasi meşruiyet krizi yaşıyor. Filistin özgürlüğün çok az olduğu ya da hiç olmadığı işgal altındaki bir toprak ve böylesi korkunç koşullar altında gerçek bir demokrasinin ulaşılamayacağını iddia etmek gayet makul.”

Değişim Beklentileri

Filistin seçimleri işgal altında bulunan bölgelerdeki genç nüfusa siyasete katılmak için bir imkân sunacak. Nüfusun üçte ikisini 29 yaşın altındakiler oluşturuyor ve bugünkü toplam seçmen sayısının yarısını, geçen seçimlerden bu yana ilk kez oy kullanacak olan 18 ila 33 yaş arasındaki insanlar oluşturuyor. Yıllar süren dâhilî bölünmüşlük ve siyasi başarısızlığın ardından bu seçim dönemi, seçmenlerin bağımsız aday listeleri ile yeniden motive olmalarını sağlayarak onların sandık başına gidip oy kullanmalarını sağlayabilir.

Seçimler siyasi sorumluluğun yeniden inşa edilmesi yolunda atılacak ilk adım olabilir. Mahmud Abbas, resmî görev süresinin 2009 yılında dolmasına rağmen, Batı Şeria’yla Gazze arasında Haziran 2007’de yaşanan siyasi kopuşun ardından ilan ettiği olağanüstü hâlden sonra kararnamelerle yönetime devam etti. Seçimlerin ülkedeki bölünmüşlüğü ortadan kaldırarak gerçek bir uzlaşma sağlaması uzak bir ihtimal olsa da yönetimde bir denge oluşturabilir.

Yapılan anketler, katılımcıların yüzde 75’inin seçimleri desteklediğini ortaya koyuyor. Dahası hem Filistin’de hem de diaspora arasında seçimler hakkında canlı bir tartışma yürütülüyor. Ayrıca seçimler siyasi tartışmayı yeniden canlandırarak, yeni siyasi güçlerin ortaya çıkması ve Filistin halkının katılımını arttırmak için de bir fırsat sunuyor. Halk nezdinde Filistin Ulusal Yönetimi’nin kurumları ve siyasi partiler hakkında yaygın bir hayal kırıklığı varsa da yüzde 93’ü aşan yüksek seçmen kaydı siyasi katılıma duyulan yoğun ilginin bir işareti.

Kaynaklar

DaliaHatuqa, Twitter.
Democracy in the West Bank and Gaza: More than Elections. Al-Shabaka: The Palestinian Policy Network
Israeli and Palestinian Elections: Opportunities for Change or More of Same?. Foundation for Middle East Peace.
Israeli Authorities Continue to Intervene in the Palestinian Elections, and Arrest another Candidate Running for the Legislative Elections. Palestinian Centre for Human Rights.
Palestine’s impossible democracy dilemma. Arab News.
Palestinian Elections: Facilitating Change or Masking Decay?. Middle East Institute.
Public Opinion Poll No (79). Policy and Survey Research.

Alessandra Bajec

Alessandra Bajec Tunus merkezli serbest gazeteci. 2010-2011 yılları arasında Filistin’de yaşadı. Metinleri rt.com, CounterPunch ve Avrupa Gazetecilik Merkezi dergisinde yayımlandı.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler