“1 Temmuz, Müslümanların Kolektif Hafızasında Bir Dönüm Noktasıdır”
İslam Toplumu Millî Görüş (İGMG) Genel Sekreteri Bekir Altaş, bundan 12 yıl önce 1 Temmuz tarihinde ırkçı saldırıda hayatını kaybeden Marwa el Sherbini’yi andı.
İslam Toplumu Millî Görüş Genel Sekreteri Bekir Altaş İslam Düşmanlığı ve Müslüman Karşıtı Irkçılıkla Mücadele Günü münasebetiyle bir açıklama yaptı. “1 Temmuz tarihi Müslümanların kolektif hafızasında bir dönüm noktasını teşkil etmektedir. Bu tarih aynı zamanda hepimize yönelik önemli bir uyarıdır.” diyen Altaş sözlerini şöyle sürdürdü:
“1 Temmuz tarihi bundan 12 yıl önce Dresden Eyalet Mahkemesi’nde vuku bulan travmatik bir hadise ile hafızalarda yer almaktadır. Bu tarihte gerçekleşen bir dava esnasında Marwa el Sherbini, bir Neonazi tarafından mahkeme salonunda çocuğunun gözleri önünde bıçaklanarak katledilmiştir. Sherbini’nin eşi olaya müdahale etmek istediğindeyse orada bulunan gardiyan tarafından silahla vurulmuştur. Gardiyanın neden saldırgana değil de Sherbini’nin eşine ateş ettiği bugün hâlâ aydınlatılabilmiş değildir.
Irkçılığa Karşı Hakkını Arıyordu
Marwa el Sherbini’nin o an mahkeme salonunda olma sebebi, Müslüman karşıtı ırkçılığa maruz kalıp buna karşı hakkını aramasıydı. Ancak mağdur olarak bulunduğu eyalet mahkemesi salonunda İslam düşmanı bir ırkçı tarafından bir kez daha saldırıya uğramıştı. Bu akıl almaz vahşet karşısında bugün dahi söyleyecek söz bulamıyor, bu olayın acısını en derinlerde hissediyoruz. Dualarımız her zaman Marwa el Sherbini ve ailesi ile birlikte. Sherbini’ye Allah’tan rahmet, geride kalanlara sabır diliyoruz.
“Her Türlü Irkçılığa Karşı Safları Bir O Kadar Sıklaştıracağız”
Bu olay hem Almanya’daki hem de Almanya dışındaki Müslümanların kolektif hafızasında bir dönüm noktasını teşkil etmektedir. 1 Temmuz tarihi ‘İslam Düşmanlığı ve Müslüman Karşıtı Irkçılıkla Mücadele Günü’ olarak adlandırılsa da aynı zamanda bize bugüne kadar tam anlamıyla aydınlatılamayan NSU yapılanmasını, Halle’yi, Münih’i veya Dresden’i de hatırlatıyor. Ayrıca camilere yapılan sayısız saldırının yanı sıra günlük yaşamda, iş yerlerinde, tramvaylarda, süpermarket kasalarında her gün yaşanan Müslüman karşıtı ırkçılık vakalarını da bu vesileyle bir kez daha hatırlıyoruz.
Öte yandan 1 Temmuz, faillere istedikleri şeyi vermememiz gerektiğine dair bir uyarı mahiyeti de taşıyor. Bu tür suçlar bizi ne kadar derinden yaralıyorsa bir o kadar toplumumuzla olan bağımızı güçlendireceğiz, her türlü ırkçılığa karşı safları bir o kadar sıklaştıracağız. Irkçılar ne kadar gayret ederse etsin bizler özgürlükçü demokratik anayasal düzeni savunmaya devam edeceğiz.” (P)