Fransa Cumhurbaşkanı Macron’a Mutlak Çoğunluk Lazım
19 Haziran 2022 Pazar günü gerçekleşecek milletvekili seçiminin ikinci turunda Fransa'yı neler bekliyor?
Fransız seçmenlerin yüzde 70’i, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un mecliste mutlak çoğunluk elde etmesini istemiyor. Odaxa Backbone Consulting’in Le Figaro gazetesi için yaptığı en son ankete göre, 19 Haziran’da ikinci turu yapılacak seçimlerde Macron’un Ensemble ittifakının mutlak çoğunluğa erişmesi zayıf bir ihtimal.
Sol blok Nupes’in (Yeni Ekolojik ve Sosyal Halk Birliği) mutlak çoğunluğu alması yani “küreselci” diye tavsif edilen Macron’un cumhurbaşkanlığı ve bazılarının “Galyalı Chavez” diye nitelendirdiği Jean Luc Melenchon’un başbakanlığında bir kohabitasyon ihtimali de medyada yazılıp çizilenlere göre çok zayıf ama tamamen yok sayılamaz. Zira birinci turun ardından sol basında “Solun muhteşem dönüşü” manşetleri göze çarparken, sağ basında Melenchon, bir gün Spielberg’in 1975’teki “Javs” filmindeki köpek balığı, bir başka gün canavar ve bir başka sefer öcü suretinde gösterilirken, “Yoksa bu yaz ülkeye komünizm mi gelecek?” iması etrafında pek çok görüşe yer verildi.
Aşırı Sağ Partiler Birleşemedi
Üst üste iki seçimdir Elysee Sarayı için aşırı sağcı parti lideri Marine Le Pen ile yarışan Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un milletvekili seçimlerindeki rakibi, aşırı solcu parti lideri Jean Luc Melenchon. Buradan, 2 ay içinde ülkedeki ikinci büyük siyasi gücün aşırı sağdan aşırı sola kaydığı ve Fransa‘da seçmenlerin çok oynak bir zeminde hareket ettiği sonucu çıkarılmamalı. 2017 seçimlerinde Macron ile ikinci turu 32 puan geride bırakan Le Pen, 2022’de 17 puan geride bitirmişti. Aynı seçimin ilk turunda Macron ve Marine Le Pen’in oyu arasındaki fark sadece 4,69’du. Bu sefer soldaki bütün partiler seçimler için birleşti, buna karşılık aşırı sağ partiler birleşemedi. Marine Le Pen, seçimlere müstakil girmeyi tercih eden Zemmour’u ikna edip partisinin şemsiyesi altında sokabilseydi, zaten Ensemble ve Nupes ile aynı hizada boy gösterebilirdi. Müslüman ve göçmen düşmanlığı ve bazı antisemitik söylemleriyle cumhurbaşkanlığı seçimlerinin en çok konuşulan ismi Yahudi asıllı aşırı sağcı Eric Zemmour, yüzde 4,25 ile aşırı sağın oyunu bölmek haricinde varlık gösteremedi. Ancak Le Pen, muhalefet gücü olma statüsünü korumakla kalmadı, dolayısıyla yüzde 18,66 oyuyla, babası tarafından 50 yıl önce kurulan partisinin milletvekili sayısını 2, hatta 3’e katlayabilir. Nitekim Le Pen, RN 577 seçim bölgesinden 208’inde yarışacak ve bu 5 yıl önceki son seçimden 88 bölge daha fazla.
“Geri dönen sol”un Melenchon’un başını çektiği Nupes ittifakında, Sosyalist Parti, Komünist Parti ve Yeşiller Partisi var. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bir zamanların en güçlü partisi Sosyalist Parti adayı ve Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo yüzde 1,7, Yeşiller Partisi Lideri Yannick Jadot ise yüzde 4,6 almıştı. Bu sonuç her iki partiyi de Soğuk Savaş’tan kalma tipik bir antiemperyalist olan Melenchon ile ittifaka mecbur etti. “Bizim DNA’larımızda Avrupa var.” diyen Sosyalist Parti ve Yeşiller, Avrupa Birliği’nin direktiflerini hiçe saymak ve aslında örtülü biçimde Avrupa Birliği’nden çıkma yanlısı olan Melenchon’un Boyun Eğmeyen Fransa Partisine boyun eğmek zorunda kaldı.
Melenchon Mecliste Çoğunluğu Yakalarsa?
Bugünkü Avrupa’nın mimarı Jacques Delors’un kızı Sosyalist Partinin Lille Belediye Başkanı Martine Aubry, partisinin DNA’sı nedeniyle Avrupa Birliği’nin sözleşme ve direktiflerini yok farz etmenin ittifak için seçenek olmadığını söylese de “esneklik” gösterilmesi gerektiği görüşünde.
Yeşiller de tıpkı Aubry gibi düşünüyor. Ama hangi siyasi formasyonun nereye kadar esneyeceği ayrıca tartışma konusu: Haftalık yayın yapan L’express dergisindeki eleştirel bir analize göre “Her iki siyasi parti de 16’ncı yüzyılda ‘Paris bir ayine değer.’ diyerek kral olmak için Protestan mezhebinden Katolik mezhebine geçen IV. Henry gibi mecliste alacakları koltuklar için DNA’larıyla bir miktar oynanmasına itiraz etmediler.” Ama bu iki parti için sorun, DNA’larının türünden ibaret değil. Melenchon, Avrupa Birliği karşıtlığından başka Rusya’nın Ukrayna işgalini kınasa da neticede Rusya sempatizanı, NATO’dan çıkmayı, Batı bloku yerine alternatif aramayı teklif ve talep eden bir lider. Neoliberal siyaset ve ekonominin her aracına kesinlikle düşman, milliyetçi ve korumacı bir ekonomiden yana. Diğer taraftan Nupes’in manifestosunda asgari ücretin 1300’den 1500 avroya yükseltilmesi, emeklilik yaşının 62’den 60’a düşürülmesi, benzin fiyatlarının, kiraların, temel ihtiyaç madde fiyatlarının dondurulması ve servet vergisinin yeniden getirilmesini içeren 600’den fazla önerisi var. Macron’a yakın siyasiler ve ekonomistler de Melenchon’un mecliste çoğunluğu yakalaması halinde ülkeden sermaye kaçışının an meselesi olacağı yönünde kara propaganda yapıyor.
Fransızlar Seçimlere İlgisiz
Genel seçimlerdeki bir diğer önemli sonuç ise Fransızların seçimlere ilgisizliği oldu. Oy kullanmayan seçmenlerin oranı yüzde 52,49’u buldu ve böylece Beşinci Cumhuriyet tarihinde yeni bir rekor kırıldı. Aynı nedenle seçimlerin ilk turunda 577 sandalyeli mecliste 4’ü Melenchon’un önderliğindeki (Nupes) sol bloktan, 1’i Macron’u destekleyen (Ensemble) bloktan olmak üzere sadece 5 milletvekili seçilebildi. Zira iki turlu dar bölge seçim sistemine göre, ikinci tura kalmak için kayıtlı seçmen sayısının yüzde 12,5’ini, ilk turda seçilmek için ise en az yüzde 25’ini alarak yüzde 50’yi aşmak gerekiyor.
Solcu Melenchon Nasıl Güçlendi?
Seçim sonuçlarında, Macron’un geçen 5 yıldaki performansı kadar koronavirüs salgını ve ardından Rusya’nın Ukrayna işgali etkili oldu. Ancak Cumhurbaşkanı Macron’un ve hükümetinin zenginler ve dar gelirliler arasındaki makası daha da açan ekonomi politikaları ve ülkedeki Müslüman azınlığa yönelik Avrupa’da eşi benzeri olmayan İslamofobik söylem ve yasal düzenlemeleri, önceki seçimde olduğu gibi bu seçimi de etkiledi. Aşırı sağ siyaset meşru bir zemine taşınırken, bir tarafta Le Pen ve benzerleri, diğer tarafta ise bu siyasetin tam karşısında ona düşman bir pozisyon alan aşırı solcu Melenchon, Müslümanların yüzde 70’inin oyunu alarak güçlendi.
Macron’un destekçilerinin oluşturduğu Ensemble adlı blok içinde, yakın zamanda adını Rönesans ile değiştiren Macron’un partisi LREM, merkezdeki Hristiyan François Bayrou’nun Modem’i olmak üzere irili ufaklı 7 parti var. Macron, Romanya ve Moldava ziyaret öncesi 14 Haziran’da Orly’de konuştu: “Fransa’nın yüksek çıkarlarından” ve “tarihi anlardan” söz etti. Ayrıca “dünyada halihazırdaki kaosa bir de kaos içinde Fransa eklememek” için kendisine sağlam bir meclis çoğunluğu istedi. Muhtemelen Ensemble ittifakını kastederek şunları da ekledi: “Cumhuriyet bir tek oydan dahi mahrum kalmamalı.”
İkinci turda seçmen çağrısına cevap vermezse Macron, bir yüzü merkeze diğer yüzü aşırı sağa bakan Cumhuriyetçiler ile yahut azınlık hükümeti kurarak yoluna devam edebilir. Ama artık Macron’un gerçekleştirmek istediği ekonomik ve sosyal politikaların tam karşısında hatta Fransa’nın dünyadaki resmi pozisyonunu tartışmaya açan aşırı sağ ve aşırı solda yer alan iki parti var. Seçimlerin sonucu ne olursa olsun, Macron için ülkeyi yönetmek pek kolay görünmüyor.
*Anadolu Ajansı’nın Analiz sayfasında yayımlanmıştır.