“NSU 2.0” Davasında Savcılık Hapis Cezası Talep Etti
"NSU 2.0" imzalı tehdit mektuplarıyla ilgili görülen davada kapanış konuşmalarına başlandı. Sanığa, 7 yıllık hapis cezası verilmesi istendi.
“NSU 2.0″ imzalı tehdit mektuplarıyla ilgili görülen davada Frankfurt Bölge Savcısı, sanık Alexander M. hakkında yedi yıl altı ay süreyle hapis cezası talep etti. Frankfurt Bölge Savcısı Sinan Akdoğan, 24 Ekim’de Frankfurt Bölge Mahkemesi’nde yaptığı kapanış konuşmasında sanığı avukatlara, siyasetçilere, gazetecilere ve kamuya mal olmuş kişilere e-posta, faks veya kısa mesaj yoluyla gönderilen “NSU 2.0” imzalı toplam 81 tehdit mektubunun yazarı olmakla suçladı.
Sanığın tehdit mektupları göndermeye ek olarak; hakaret ve zorlamaya teşebbüs, kamu huzurunu bozma ve halkı kışkırtma suçlarından mahkum edilmesi isteniyor. M. ayrıca mahkemelere karşı bombalı saldırı tehditleri göndermekle de suçlanıyor.
“NSU 2.0” Davası Tek Bir Fail Olduğu Varsayımıyla İlerledi
Sanık Alexander M.’nin tehdit mektuplarının yazarı olduğu konusunda şüphe kalmamış durumda. Tehdit mektuplarını göndermenin yanı sıra; sanık mağdurlar hakkında kişisel veriler toplamak ve polis memuru gibi davranmakla suçlanıyor. Sanığın bu tip beceri gerektiren suçlar üzerine hazırlık yaptığı düşünülüyor; evinde yapılan polis aramalarında manipülasyon yöntemleri üzerine de kitaplar bulunmuştu.
Öte yandan, müşterek davacı avukatı soruşturmanın tek bir fail varsayımı üzerinden yürütülmesini eleştirdi. Müşterek davacı, en azından “NSU 2.0” imzasıyla gönderilen ilk tehdit mektubunun bir başka failin işi olabileceği fikrinde. Frankfurtlu Avukat Seda Başay-Yıldız’a faks olarak gönderilen bu mektuptan önce avukatın kişisel bilgilerinin polis sisteminde sorgulanması davada açıklığa kavuşturulamadı.
Soruşturmanın yetersizce yürütüldüğü suçlaması, müşteki ve müşterek davacı Avukat Seda Başay-Yıldız tarafından da dile getirilmişti. Başay-Yıldız, mektuplardan ilkinin sanık tarafından değil, bir polis memuru tarafından gönderildiğini düşünüyor. Savcı Akdoğan, kapanış konuşmasını yapmadan önce, müfettişlerin kapsamlı bir araştırma yapmadıkları ve diğer olası bağlantıları da soruşturmaya dahil etmedikleri yönündeki iddiaları reddetti.
“NSU 2.0″ imzalı mektuplar, aşırı sağcı terör örgütü Nasyonal Sosyalist Yeraltı’na (NSU) atıfta bulunuyor. Sanık Alexander M. yargılama sürecinde kendisine yöneltilen suçlamaları reddetti.
“Sanığa Burada Bir Platform Sunuldu”
Savcı Akdoğan, sanık M.’nin mahkemedeki tavrını eleştirerek, sanığın pek çok uygunsunsuz davranışına tahammül etmek zorunda kaldıklarını belirtti. “Sanığa burada bir platform sunuldu” diyen Akdoğan, kendisinin mahkemede “şımarık bir çocuk” gibi davrandığını, duruşmanı ilk gününde medya temsilcilerine uygunsuz el hareketi yaparak, bir tanık ifadesi sırasında da yumruğunu masaya vurduğunu hatırlattı.
Savcı Akdoğan, zanlının Berlin’de tutuklanmasının ardından, o zamana kadar kullanılan e-posta adresiyle gönderilen tehdit mektuplarının sona erdiğini açıkladı. Savcı, konuşmasında, müfettişlerin sanığın izini nasıl sürdüğünü anlattı ve tehdit mektuplarının içeriğini ve alıcılar üzerindeki etkisini de ayrıntılı olarak açıkladı. Savcıya göre; M. tek başına hareket etti.
Savcı, M.’nin ırkçı ve insanlık dışı ifadelerle dolu tehdit mektuplarında kadınları defalarca tehdit ettiğine de dikkat çekti: “Kadınlara, yalnızca kadın oldukları için defalarca açıkça saldırdı.”
“NSU 2.0” İmzalı İlk Tehdit Mektubunu Kim Gönderdi?
Savcılık, 54 yaşındaki sanığı Ağustos 2018 ile Mart 2021 arasında e-posta, faks veya kısa mesaj yoluyla hakaretler, ırkçı aşağılamalar ve öldürme fantezileri içeren 100’den fazla tehdit mektubu yazmak ve göndermekle suçluyor. Mektuplar, politikacılar ve Av. Seda Başay-Yıldız gibi kamuya mal olmuş kişilere gönderilmişti.
Başay-Yıldız’ın avukatı Antonia von der Behrens ise, mahkemenin konuyu açıklığa kavuşturmak için gösterdiği titiz çabaya rağmen hâlâ cevaplanmamış sorular olduğunu belirtti. “NSU 2.0″ imzalı tehdit mektupları aydınlatılabilirdi” diyen von der Behrens, ancak kendileri açısından Ağustos 2018’de müvekkiline ilk tehdit mektubunu kimin gönderdiği ve M.’nin Başay-Yıldız’ın kişisel verilerine asıl ulaştığı sorularının henüz açıklığa kavuşturulmadığını vurguladı.
Başay-Yıldız’ın adres bilgileri kendisine faks olarak gönderilen tehdit mektubunun ulaşmasından 90 dakika önce polis sisteminden alınmıştı. Başay-Yıldız‘a göre; bu kapsamlı kişisel bilgi sorgulamasına telefonda polis olduğunu iddia eden birinin ulaşabilmesi makul değil. İlk mektubu gönderen ve Başay-Yıldız’ın kişisel bilgilerine erişen kişinin hâlihazırda aşırı sağcı polislerin kurduğu sohbet grubu nedeniyle hakkında soruşturma sürdürülen bir polis memuru olduğu düşünülüyor. Söz konusu polis, M.’nin yargılandığı davada tanık olarak ifade vermeyi reddetmişti. (P)