Hamburg Devlet Anlaşmasının 10 Yıllık Bilançosu
2012 yılında Hamburg eyaleti ve İslami dinî topluluklarla imzalanan devlet anlaşmasının üzerinden 10 yıl geçti. Federal Almanya Cumhuriyeti tarihinde bir ilk olan anlaşmaya dair kısa bir değerlendirme.
13 Kasım 2012’de dönemin Hamburg Eyalet Başbakanı Olaf Scholz (SPD) Hamburg’taki İslam dini topluluklarıyla eyalet ve Müslüman topluluklar arasındaki işbirliğini düzenleyen bir devlet anlaşması imzaladı. Hamburg İslami Cemaatler Konseyi (Schura Hamburg), Hamburg’daki Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) ve İslam Kültür Merkezleri Birliği (VIKZ) ile imzalanan anlaşmayı, Almanya Alevi topluluğu ile imzalanan ikinci bir anlaşma izledi.
Diğer Eyaletler İçin Bir Örnek
Anlaşma ilk olarak 2006 yılında dönemin Eyalet Başbakanı Ole von Beust’un (CDU) teşvikiyle gündeme gelmişti. Böylece Hamburg, İslami topluluklarla devlet anlaşması imzalayan ilk federal eyalet oldu. Anlaşma ile İslami bayramların resmî tatil olarak tanınması, İslam din dersinin ortak organizasyonu, İslami defin ve manevi rehberlikle ilgili düzenlemelerin yanı sıra, Müslüman vatandaşların sosyal hayata daha fazla katılım sağlamalarını mümkün kılmayı amaçlıyor.
Hamburg anlaşmasının imzalanmasının ardından Aşağı Saksonya ve Rheinland-Pfalz da Müslüman topluluklarla müzakerelere başladıysa da bu girişimler ilk etapta durduruldu. Ancak Rheinland-Pfalz eyaleti Nisan 2020’de, Koblenz Üniversitesi’nde İslam teolojisi alanında öğretmenlik bölümünün kurulmasını da içeren bir “hedef anlaşması” ile bu konuda yeni bir girişim başlattı.
Değerlendirme Yıl Sonuna Kadar Bitecek
Anlaşmanın resmî değerlendirmesinin Hamburg’da yıl sonuna kadar devam edeceği kaydedilirken, Hamburg Senatosundan yapılan açıklamada, ” Taraflar, kazanılan deneyimler ışığında sözleşmeleri ve ihtiyaç duyulan değişiklik ve eklemeleri müzakere etmek amacıyla on yıl sonra görüşmeyi kararlaştırmışlardı.” dedi.
Bu amaçla, İslami dinî cemaatlerin temsilcileri ve sivil toplumdan uzmanların katılımıyla bir uzmanlar toplantısı düzenlendi. Anlaşmayı değerlendiren raporun bu yıl tamamlanarak Hamburg Parlamentosu’na gönderilmesi öngörülüyor.
“Ulaşılan Hedefler Olumlu Ancak Eksikler Var”
Hamburg Parlamentosunda muhalefet yıllardır farklı gerekçelerle devlet anlaşmasının feshedilmesini talep ediyor. Almanca haber ve yorum portalı IslamiQ’e konuşan Kuzey DİTİB Genel Müdürü Sedat Şimşek, bunun DİTİB için “makul bir seçenek” olmadığını belirtiyor. Sözleşmenin, tüm taraflar için ortak bir diyalog ve çalışma zemini oluşturduğunu aktaran Şimşek, “Anlaşma toplumsal birliktelik için çok değerli bir temel oluşturan ortak sorumluluk ve karşılıklı kabulü mümkün kılıyor. Feshedilmesi hâlinde bu önemli temel kaybolacaktır” dedi.
Şimşek, anlaşma kapsamında şimdiye kadar ulaşılan hedefleri “olumlu” bulurken, ancak üzerinde çalışılması gereken bazı konuların olduğuna dikkat çekti. “İslamofobi meselesi görmezden geliniyor.” diyen Şimşek, mağdurlar için herhangi bir danışma merkezi kurulmadığı eleştirilerisinde bulundu. Şimşek ayrıca, yeni camiler planlanırken cami cemaatlerinin karşılaştıkları zor koşulların uzman makamlar ve Senato tarafından pek dikkate alınmadığına dikkat çekti.
“Anlaşma Müslüman Yaşamın Normalleşmesine Zemin Sunuyor”
Schura Hamburg Başkan Fatih Yıldız IslamiQ’e verdiği demeçte eyalet anlaşmasını “önemli bir ilk adım” olarak nitelendirerek, ancak bütünün yalnızca bir parçası olduğunu ifade etti. Devlet anlaşmasının Hamburg’da Müslüman yaşamın normalleşmesinin temelini oluşturduğunu kaydeden Yıldız, “Bu temel üzerine bir ev yapmak, onu güzelce döşemek ve içini hayatla doldurmak, Hamburglu Müslümanların ve gayrimüslimlerin görevidir” dedi ve bu sürecin birkaç yıl alacağını sözlerine ekledi.
Genel anlamda Shura olarak mevcut devlet anlaşmasından memnuniyetlerini dile getiren Yıldız, “Bununla birlikte son on yılın deneyimi bize önemli bir şey öğretti: Bir devlet antlaşması veya benzeri bir girişim, dinî bir topluluk için yalnızca asıl işin başlangıcı; sonu değil” yorumunu yaptı. Devlet antlaşması bazı imtiyazlar vaat etse bile, bu hususların Müslümanlar tarafından da talep edilmesi ve hayata geçirilmesi gerekiyor diyen Yıldız, “Siyasi tanınma önemli, ancak bu dinî bakım ve sosyal yardım için gerekli yapılar olmadan yürümez” şeklinde konuştu.
Yıldız, gelecekte eleştirmenlerin Müslümanlar hakkında değil, Müslümanlarla konuşmasını arzu ettiğini belirterek, “Ülkemizde Müslüman yaşamının normalleşmesini istiyorum” dedi. Yıldız son olarak, Müslümanların Alman toplumunun doğal bir parçası olduğunu ve bu şekilde muamele görmek istediklerinin altını çizdi.
İslam Merkezi Üzerindeki Baskı Artıyor
İran’da devam eden şiddetli protestolar karşısında, Haburg İslam Merkezi (IZH) hakkındaki tartışmalara bir yenisi eklendi. Parlamentodaki partiler, Hamburg İslam Merkezi’nin Schura’dan çıkarılmasını talep ediyor. Schura IZH üyeliğinin önelikle askıya alınması gerekip gerekmediğini tartışıyor.
Hamburg Eyalet Başbakanı Dr. Peter Tschentscher geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada “IZH temsilcilerinin geçmişte Hamburg’daki İslami derneklerle olan devlet anlaşmalarının ruhunu defalarca bariz bir şekilde ihlal ettiğini” ifade etti. Bu nedenle, Schura’nın, IZH’nin derneklerinde kalıp kalmayacağına karar verirken bu durumun dikkate alınmasını beklediğini vurguladı.
İslamiQ’e konuşan IZH yönetmi ise dernekler yasası kapsamında kendilerinin Schura’dan çıkarılması için hiçbir sebep olmadığını belirterek, “Bu nedenle bu girişim başarısız olacak” dedi. Schura ile yapıcı bir görüş alışverişi içinde olduklarını savundu. IZH’nin Schura’da kalığ kalmayacağı ile ilgili önümüzdeki haftalarda karara varılacak.