'İslamofobi'

Kanada İslamofobiyle Mücadele İçin Özel Temsilci Atadı

Kanada, Müslüman toplulukların önerisiyle ülkede artan İslamofobiyle daha iyi mücadele edebilmek amacıyla hükûmete bağlı bir özel temsilcilik oluşturdu. IGMG Genel Sekreteri Ali Mete'ye göre, Kanada'nın yönetiminin bu girişimi, ayrımcılıkla mücadele eden diğer ülkelerin de örnek alması gereken bir uygulama.

Fotoğraf: https://www.amiraelghawaby.net. Değişiklikler: Perspektif.

Kanada yönetimi, son yıllarda ülkedeki Müslüman toplulukların üyelerini hedef alan bir dizi saldırının ardından nefret ve ayrımcılığı engellemek amacıyla İslamofobiyle mücadele konusunda bir özel temsilci atama kararı aldı.

“Kimse İnancı Nedeniyle Nefrete Maruz Kalmamalı”

Başbakan Justin Trudeau dün yaptığı açıklamada bu göreve atanan ilk kişiyi kamuoyuyla paylaştı. İnsan hakları savunucusu Amira Elghawaby’nin federal hükûmetin İslamofobiyi sona erdirme çabalarını desteklemek ve hükûmet politikaları, mevzuat ve diğer programlar hakkında tavsiyelerde bulunmak üzere bu göreve getirilen kişi olduğu duyuruldu.

Trudeau, yayınladığı yazılı açıklamada da, İslamofobiyle mücadelenin Kanada için bir gereklilik hâline geldiğini vurguladı:

“Çeşitlilik gerçekten de Kanada’nın en güçlü yönlerinden biri. Ancak yine de, pek çok Müslüman için İslamofobi oldukça tanıdık bir durum. Bunu değiştirmemiz gerekiyor. Ülkemizde hiç kimse inancı nedeniyle nefrete maruz kalmamalıdır.”

Elghawaby’nin bu yeni pozisyona atanmasının İslamofobi ve nefretin her türüne karşı mücadelede önemli bir adım olduğunu sözlerine ekledi.

Elgahawaby’nin Sorumlulukları Neler Olacak?

Kanada’nın 2019-2022 dönemi için belirlediği Irkçılıkla Mücadele Stratejisi‘ne göre; İslamofobi, Müslümanlara yönelik ırkçılık, klişeler, önyargılar, korku veya düşmanlık eylemlerini içeren eylemler olarak tanımlanıyor.

Atamanın duyurusu, 2021 yılında belirlenen Quebec City Camii Saldırısını Anma ve İslamofobiye Karşı Eylem Ulusal Günü olan 29 Ocak öncesinde yapıldı. 29 Ocak tarihi, 2017 yılında Quebec City’deki bir camiye tek başına silahlı bir kişi tarafından düzenlenen ve altı kişinin ölümüne, 19 kişinin de yaralanmasına neden olan trajik saldırının yıldönümü.

İslamofobiyle mücadeleye yönelik özel bir temsilci atanması, Temmuz 2021’de yapılan İslamofobi Zirvesi’nde gündeme gelmiş ve federal hükûmete öneri olarak sunulmuş ve Trudeau yönetimi, geçtiğimiz haziran ayında bu pozisyonu oluşturmaya karar verdiğini duyurmuştu. Bu göreve atanan Elghawaby’nin yeni görevinde politika ve yasama önerileri sunacağı, kapsayıcı olacak programlar ve düzenlemeler önereceği belirtildi. Elghawaby ayrıca Müslümanların Kanada’ya yaptığı önemli katkılar hakkında kamuoyunu bilgilendirmekten de sorumlu olacak.

Amira Elghawaby Kimdir?

Hâlen Kanada Irk İlişkileri Vakfı’nda Stratejik İletişim ve Kampanyalar Direktörü olarak çalışmakta ve Toronto Star gazetesinde köşe yazarlığı yapmakta olan Amira Elghawaby, bir gazeteci. Aynı zamanda eşitlik ve kapsayıcılık konularında bir uzman ve bir insan hakları savunucusu olarak sık sık medya kuruluşlarına yorumcu olarak katkıda bulunan Elghawaby, çok çeşitli kitlelere yönelik eğitim ve atölye çalışmaları yürütmekte.

Dün bir basın toplantısı düzenleyen Elghawaby, bu göreve atanmasının kendisi için “büyük bir onur” olduğunu söyledi ve kısa bir durum değerlendirmesi yaptı:

“Müslümanlar bazen bir tehdit olarak algılanmakla çözülmesi gereken bir sorun olarak görülmek arasında sıkışıp kalıyorlar. Umuyoruz ki bu anı [atamayı], Kanada’nın Müslüman topluluklarının zenginliği de dahil olmak üzere Kanada’nın çeşitliliğinin değeri hakkında ulusal bir konuşmayı teşvik etmek için kullanabiliriz.

Kanada’da Artan İslamofobi

38 milyonluk nüfusunun 1 milyon 800 bini Müslümanlardan oluşan Kanada’daki Müslüman toplulukların liderleri yıllardır her düzeydeki yetkiliyi ırkçılık, nefret saikli şiddet ve aşırı sağcı grupların yaygınlaşmasıyla mücadele etmeye çağırıyor. 2020’de araştırmacılar ülkede faaliyet gösteren nefret gruplarının sayısının son yıllarda üç kat arttığını ve Müslüman karşıtı söylemlerin internetteki aşırı sağcılar arasında “en dikkat çekici” konulardan biri olduğunu tespit etti.

Kanada’nın resmî istatistik kurumu Statistics Canada’nın Ağustos 2022’de yayımladığı raporda, ülke genelinde Müslümanlara yönelik nefret suçlarında belirgin bir artış gözlendiği bildirilmişti. Müslümanlara yönelik 2020’de kaydedilen saldırıların sayısı 84 iken, 2021’de 144’e yükseldiği ifade edilen raporda, ülke genelinde Müslüman topluluklara karşı nefret suçlarının bir yıl içerisinde yüzde 71 arttığına işaret edilmişti.

Ayrıca, Kısa adı NCCM olan Kanadalı Müslümanlar Ulusal Konseyi (National Council of Canadian Muslims) tarafından gerçekleştirilen, ‘’Kanada Müslüman Toplumunun Bankasızlaştırılmasının Anlatılmamış Hikayesi” başlığını taşıyan ve Eylül ayında yayınlanan araştırma, banka hesapları kapatılan birçok kuruluşun zor günler yaşadığını ortaya koymuştu. Kanada finans kanunlarının kara para aklama ve terör örgütlerinin finansmanını engellemeye yönelik bankalara tanıdığı yetkiler, Müslümanlara ait vakıf, dernek ve yardım kuruluşlarının faaliyetlerini durma noktasına getirdiği raporda vurgulanmıştı.

İslam Karşıtlığıyla Mücadele İçin Devletler Ne Yapmalı?

İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Genel Sekreteri Ali Mete, Twitter hesabından yaptığı kısa açıklamada Kanada yönetiminin aldığı kararı örnek alınması gereken bir uygulama olarak değerlendirdi. Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinde İslam karşıtlığıyla ile mücadele için bir hükûmet temsilcisi olması gerektiğini belirtti. 

Avrupa bağlamında İslam karşıtlığıyla mücadele doğrudan bir hükûmet kurumu tarafından gerçekleştirilmiyor. Birleşik Krallık, Belçika, Danimarka, Hollanda, Fransa ve İsveç gibi Avrupa ülkelerinde ırkçılık ve diğer ayrımcılık türleriyle mücadeleyi amacıyla kurulmuş çeşitli temsilcilikler ve kuruluşlar bulunuyor ve dinî inanç temelli ayrımcılık da bu yapıların azaltmayı hedeflediği problemlerden bir tanesi. Almanya’da federal hükûmete bağlı Ayrımcılıkla Mücadele Dairesi Başkanlığına (Alm. Antidiskriminierungsstelle) geçtiğimiz temmuz ayında Türkiye kökenli Ferda Ataman getirilmişti. Daire başkanı, Federal Mecliste yapılan oylamayla seçilmişti.

Ulusal devletlere ek olarak Birleşmiş Milletler, din veya inanç özgürlüğü konusunda bir özel raportör ataması yapmakta. Bu raportör, insanların din veya inançlarına dayalı olarak maruz kaldıkları ayrımcılık ve şiddeti izlemekle sorumlu.  (P)

bgucin

Galatasaray Üniversitesi’nde Sosyoloji programından mezun olan Burak Gücin, sonrasında Heidelberg Üniversitesi’nde Kültürel Çalışmalar alanında yüksek lisansını tamamlamıştır. Ağırlıklı olarak ideoloji, kültür ve göç üzerine çalışan Gücin, Perspektif redaksiyon ekibinin üyesidir.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler