'Dosya: "Avrupa'da Yaşlı Bakımı"'

Müslüman Yaşlılara Yönelik Hizmetlerde Yeni Yaklaşımlar

Göç kökenli yaşlıların sayısı her geçen yıl artıyor. Peki onların istek ve ihtiyaçlarına yönelik ne gibi uygulamalar gerçekleştirilebilir?

1960’larda başlayan göç hareketinin üzerinden onlarca yıl geçti. Yarım yüzyılı aşan bu süre zarfında Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde ikinci, üçüncü, dördüncü nesiller meydana geldi. Bavulunu alıp göç yolculuğuna çıkan ilk nesil yaşlandı, torun sahibi oldu. Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde yaşayan Türkiye kökenli yaşlıların sayısı gittikçe artmaya devam ediyor. Peki ekseriyeti Müslüman olan bu göç kökenli yaşlı insanların bakımı ve onların desteklenmesi için neler yapılabilir? Göç deneyimi olan yaşlı insanları nasıl anlayabiliriz? Onların istek ve ihtiyaçları için ne gibi yapısal ve kurumsal düzenlemeler gerçekleştirilebilir?

Cami Dostu Refakatli Yerleşim Hizmeti

Emlak ve finans danışmanı olan Muhammed Çoban, ikinci nesil göçmenlerden. İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) bünyesinde küçük yaşlardan beri aktif olan Muhammed Bey, babasının da yıllardır bu teşkilatta görev aldığını, hatta kurucularından biri olduğunu söylüyor. 75 yaşındaki babası ömrünü teşkilat çalışmalarına ve ailesine vakfetmiş. Muhammed Bey yaşlılığı nedeniyle babasının artık teşkilatta aktif görev alamamasının büyük bir boşluğa neden olduğunu ve bu durumun babasını çok üzdüğünü söylüyor. Yaşlıların camiyle ve Müslüman cemaatle daha çok iç içe olabileceği kurumsal düzenlemelerin gerçekleştirilmesinin de büyük önem arz ettiğini belirtiyor.

Almanya’da bulunan ve “refakatli yerleşim hizmeti” manasına gelen “Betreutes Wohnen” konseptinden bahseden Muhammed Bey, Müslüman yaşlıların kendi dairesinde bağımsız olarak yaşadığı, fakat aynı zamanda her zaman yardım ve destek alabilecekleri bu sistemin camiye yakın alanlarda kurulması gerektiği görüşünde. Büyük araziye sahip camilerin bu gibi yapılara ev sahipliği yapabileceği, bu sayede dindar yaşlıların cami ile daha aktif bir ilişki kurabileceği, ayrıca daha canlı bir sosyal yaşama sahip olabileceklerini belirtiyor ve ekliyor: “Yaşlılarımız gittikçe çoğalıyor. Yaşlılık döneminde çoğu Müslüman maneviyat ağırlıklı bir yaşam tarzı benimsiyor. Bu gibi projeler, hem Müslüman yaşlıların ihtiyaç duyduğu manevi alanın sağlanması açısından hem de ihtiyaç duydukları bakım ve destek hizmetlerine ulaşmaları açısından çok önemli.”

Muhammed Bey, bu gibi projelerin yalnızca yaşlılara fayda sunmasının yanında aynı zamanda camiler için de gelir kaynağı olabileceğinin altını çiziyor. Söz konusu projelerin devlet tarafından desteklendiğini, bu gibi projelerin güçlü finansal teşvik alabildiğini belirten Muhammed Bey, bu nedenle projelerin finansal yükünün camileri korkutmaması gerektiği görüşünde.

Bu konseptin henüz uygulamaya geçirilmediğini söyleyen Muhammed Bey, konuyla ilgili şu sözleri aktarıyor: “Yaşlılara önem vermemiz gerek. Onların sayesinde bu günlere geldik. Onların sayesinde şu an çoluk çocuğumuza, kültürümüze sahip çıkabiliyoruz. Onlara vefa göstermemiz şart. Tabii insanlar yaşlanıyor ve belki yaşlandığı için eskisi gibi zihni berrak olamayabiliyor. Belki ortama veya modern çağa/teknolojiye uymayabiliyorlar. Ama bizi bu günlere getirenler onlar. Bir bakıyorsunuz yaşlandığında kenarda kalmış, boşluğa düşmüş… Cami merkezli bakım evlerinin Müslüman yaşlılar için bir ihtiyaç olduğunu hissediyorum.”

“Bu Proje Benim Hayalim”

Muhammed Bey gibi Hasan Taflan da refakatli yerleşim hizmeti konseptinin çok faydalı olduğu ve bu konseptin yayınlaştırılması gerektiği görüşünde. Fakat Muhammed Bey’in aksine Hasan Bey, bu konseptin Türkiye’de gerçekleştirilmesiyle ilgileniyor. Almanya’da araba bakımı ve kaportacı firması olan Hasan Bey, 9 yaşından beri Almanya’da yaşıyor. Babasının 1970’lerde Almanya’ya geldiğini, daha sonra ailesini yanına aldığını söyleyen Hasan Bey, birkaç ay önce babasını kaybetmiş. Geride kalan annesiyle, eşinin ve yengesinin ilgilendiğini belirtiyor.

Hasan Bey, babasının 2019 yılında felç geçirmesinin ardından artık araba kullanamadığını, eskisi gibi bir yerlere gidemediğini söylüyor. Felç öncesinde çok aktif bir yaşamı olduğunu, sık sık camiye gittiğini, oradaki arkadaşlarıyla sohbet ettiğini, evde çok az vakit geçirdiğini, birçok konuda ailesine destek olduğunu belirtiyor. Felçten sonra ise ailecek babasının ihtiyaçlarıyla ilgilendiklerini fakat babasının Almanca bilmemesi nedeniyle yatılı fizik tedavi imkânlarını kullanamadıklarını, babasının o dönem yalnız kalmak istemediğini söylüyor.

Hasan Bey, annesi ve babasının daha rahat hareket edebilmesi, kendilerini daha özgür hissedebilmeleri için bir çiftlik aldıklarını ve anne babasının burada yaşadığını aktarıyor: “Babamlar yaşlanınca çiftliği onlar için aldık. Yanımızda kalsınlar, Türkiye’ye çok gitmesinler diye… Türkiye’ye gidemiyoruz, oraya gittiklerinde onlarla ilgilenemiyoruz. Bu çiftliği yaşlılarımız, engelliler için yaptık. Biz de hâlâ her hafta sonu orada toplanıyoruz. Tüm çocuklarımız, arkadaşlarımız geliyor. Orada buluşuyoruz, sohbet ediyoruz. Yaşlılarımızı yalnız bırakmamaya çalışıyoruz.”

Büyüklerini yaşlılar yurduna gönderemeyeceğini söyleyen Hasan Bey, bir bakım yurdunda kendi büyüklerinin kalamayacağını, çünkü Almancalarının da olmadığını ekliyor: “Yaşlı bakım konusunda epey düşündüm. Türkiye’de bir vakıf kurmak istiyorum. Orada sağlık sektöründe görev almak üzere okuyan çocuklarla yaşlı kişilerin bir arada yaşamasını istiyorum. Bu proje benim hayalim.”

Hasan Bey, kendi imkânları yeterli olduğu için anne ve babasının rahatça yaşayabileceği bir ortam sunabilse de bu durumun herkes için geçerli olmadığının farkında. Bu durum, memleketi Trabzon’a olan sevgisiyle de birleşince böyle bir projeyi Trabzon’da yapmaya karar vermiş. Hasan Bey, bu bakım evlerinde gençlerin ve yaşlıların bir arada yaşayabileceği, birbirlerine destek olabilecekleri bir konsept planladığını belirtiyor: “Gençler, yaşlıların değerini bilmiyorlar. Biz de diyoruz ki, örneğin üniversiteye giden gençler yurda 2 bin lira verene kadar bu bakım yurduna 500 lira versinler. Haftada 3-5 saat yaşlı kişilere kitap okusunlar, onlarla birlikte zaman geçirsinler… Bilsinler ki onlar da bir gün bu duruma gelecekler. Bu şekilde hem gençlerin hem de yaşlıların ihtiyaçları karşılanır hem de birbirlerine yarenlik ederler.”

Hasan Bey bu projenin bakıma muhtaç olan yaşlılara değil, yalnızca yaşlı olup tek başına kalmış, kendi hayatını sürdürebilen fakat alışveriş, telefonlaşma gibi konularda desteğe ihtiyaç duyabilecek olan kişilere hitap ettiğini söylüyor: “Yaşlı çiftlerden birisi vefat ettiğinde diğeri yalnız kalıyor. Akrabası çoluğu çocuğu belki başka şehirlerde yaşıyor. Onlar bulundukları şehri bırakamıyor, diğer taraftan da yaşlılar kendi evlerini bırakamıyor ya da apartmanda yaşayamıyorlar. Bu gibi durumlarda refakatli yerleşim hizmeti konseptinin çok yardımcı olacağını düşünüyorum.”

Almanya’daki bakım evlerinin dile çok hâkim olmayan Müslüman yaşlılar için çok ideal olmadığını söyleyen Hasan Bey, buradaki problemin hem dinî hem de kültürel açıdan var olduğu görüşünde: “Dil problemi var mesela. Bunun yanı sıra biz yemek içmek konusuna çok dikkat ediyoruz. Helal yiyip içiyoruz. O yemek nasıl yapıldı bizim için önemli. Yaşlı kişinin kim tarafından yıkandığı konusu da önemli… Kadın bir bakıcının erkeği yıkaması ya da tam tersi bizim yaşlılarımız için sorun olabiliyor. Namaz kılmaktan bayram günlerine kadar birçok alanda hassasiyet eksikliğini kapatmak mümkün değil.”

Avrupa’daki Müslüman yaşlıların özel ihtiyaçlarının bulunduğu ve bu ihtiyaçların giderilmesi için birtakım adımlar atılması gerektiği gayet açık. Bu ihtiyaçların karşılanması, yaşlı bireylerin yaşam kalitesini artıracak, fiziksel ve ruhsal iyilik hallerine ciddi katkı sağlayacaktır. Camilerin yaşlılara yönelik özel alanlar sunması, onların sosyalleşebilecekleri yaşam alanları açılması, onların istek ve ihtiyaçlarına yönelik etkinliklerin düzenlenmesi ve en önemlisi de onlara refakat edilmesi bu konuda atılabilecek başlıca adımlar arasında bulunuyor. Unutmamalıyız ki bir gün hepimiz yaşlanacağız. Bu destek ve refakate biz de ihtiyaç duyacağız.

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler