Almanya’da Müslümanların Yüzde 72’si Ayrımcılığa Uğruyor
Almanya'da yapılan bir araştırmaya göre ülkede yaşayan Müslümanların yüzde 72'si günlük yaşamlarında "çok sık" ya da "zaman zaman" ırkçı ayrımcılığa maruz kalıyor.
Alman Bertelsmann Vakfının, “Göç Toplumunda Ayrımcılık” konulu anketine göre ırkçı ayrımcılık Avrupa’nın en büyük ekonomisine sahip Almanya’da çözülmemiş bir sorun olmaya devam ediyor. Ülkede artık daha fazla kişi etnik, ırksal veya dinî ayrımcılığa maruz kaldığını belirtirken, ayrımcılığa karşı harekete geçilmesine gerek olduğu görüşü dile getirildi.
Araştırmaya göre, son on beş yılda toplumda eşit muamele konusuna ilgi artarken, ayrımcılık karşıtı politikalar halk arasında daha fazla destek kazanıyor. Ankete katılanların yüzde 70’i göçmen kökenli ve yabancı olarak algılanan ya da beyaz olmayan kişilere eşit muamele edilmesini sağlamak için daha fazlasının yapılması gerektiğini belirtti. Bu oran 2008’de yüzde 43 seviyesinde bulunuyordu. Bertelsmann Vakfından Ulrike Wieland bu sonucun halk arasında ayrımcılık karşıtı politikalara olan desteğin arttığı anlamına geldiğini belirtti.
Ankete katılanların yüzde 49’u yabancı veya beyaz olarak algılanmayan kişilere karşı ciddi ayrımcılık yapıldığı görüşünde. 2008’de sadece yüzde 31’lik bir kesim “yabancı görünümlü kişilere” karşı ciddi ayrımcılık yapıldığını düşünüyordu. Vakfın araştırmacıları, ayrımcılık konusundaki farkındalığın artmasının nedenlerinden biri olarak ülkede göçmen kökenli insanların oranının artmasını gösteriyor.
Müslümanların Yüzde 72’si Ayrımcılığa Uğruyor
Araştırmaya göre ırkçı ayrımcılık özellikle Almanya’daki Müslüman toplumu hedef alıyor. Ankete katılan Müslümanların yüzde 72’si günlük yaşamlarında “çok sık” ya da “zaman zaman” ırkçı ayrımcılığa maruz kaldıklarını belirtti. Federal Ayrımcılıkla Mücadele Dairesi Başkanı Ferda Ataman, başkent Berlin’de raporun sunumunda, söz konusu araştırma sonuçlarının Almanya’da toplumun ayrımcılıkla mücadeleye sadece hazır olduğunu değil, aynı zamanda bunu beklediğini de ortaya koyduğunu söyledi. Ayrımcılığın toplumu böleceği uyarısında bulunan Ataman, “Almanya’da ayrımcılıkla mücadele orta yere geldi.” dedi.
Bertelmann Vakfından Ulrich Kober ise, uluslararası bir karşılaştırma yapıldığında Almanya’daki ayrımcılık karşıtı korumanın mevcut hâliyle”vasat” olduğunu belirterek, “Gerçekten iyileştirilecek alan var.” dedi. İnsanların çoğunlukla yaşadıkları ırkçılık konusunda danışmanlıktan yoksun olduğunu ve her bir milyon insana bir ayrımcılık danışma merkezinin bile düşmediğini belirten Kober, insanların korunması hususunda iyileştirmeler yapmanın ve önleyici tedbirleri genişletmenin siyasetin ve sivil toplumun görevi olduğunu söyledi.
“Sonuçlar Siyasilere Açık Bir Uyarı”
İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Genel Sekreteri Ali Mete de Bertelsmann Vakfı’nın araştırması ile ilgili bir değerlendirme yaptı. Araştırma sonuçlarının Almanya’da Müslüman karşıtı ırkçılıkla mücadeleye çok daha fazla önem ve öncelik verilmesi gerektiğini ortaya koyduğunu belirten Mete, ülkede yaşayan 5,5 milyonun üzerindeki Müslümanın Alman toplumunun değişmez ve ayrılmaz bir parçası olduğunu hatırlattı. Buna rağmen Müslümanların günlük hayatta sıklıkla ayrımcılığa ve dışlamaya maruz kaldıklarını belirten Mete, araştırmadan ortaya çıkan bu sonucun “siyasetin önlem alması gerektiğini ortaya koyan açık bir uyarı” olduğunu ifade etti.
Dışlama ve ayrımcılığın mağdurlar üzerinde hem bireysel hem de toplumsal düzlemde hayati etkileri olduğuna vurgu yapan Mete, bundan aynı zamanda toplumsal birliktelik ve dayanışma duygusunun da büyük yara aldığını ve böylesi bir ortamda aşırılık yanlısı kesimin de etkinliğini artırdığını vurguladı. Mete açıklamasında kanun koyuculara seslenerek şöyle konuştu:
“Kanun koyuculara çağrımız, ayrımcılığa maruz kalanların yanlarında olmaları ve onları korumaları, böylelikle de kurbanların haklarının korunmasını ve faillerin hak ettikleri şekilde cezalandırılmalarını sağlamalarıdır. Hukuk devletinin ve demokrasinin kalitesi bir ülkede azınlıkların kendilerini nasıl hissettikleriyle doğru orantılıdır. (AA/P)