"ARKA PLAN"

Almanya’daki Türk Vatandaşlarının Türkiye Seçimlerine Katılımının Sonuçları

Türkiye’de 14 Mayıs’ta gerçekleştirilecek Cumhurbaşkanlığı Seçimleri ile Milletvekili Seçimleri öncesinde gözler Türkiye dışında yaşayan seçmenlerde. Peki Almanya’daki seçmenlerin Türkiye’deki seçimlere katılımının sonuçları neler?

27 Nisan 2023 Yunus Ulusoy
© arda savasciogullari / Shutterstock.com

Yaşadığı yerde seçimlere katılım Almanyalı Türklerin 62 yıllık göç tarihinde oldukça yeni bir evre oluşturuyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) 1987 senesinde 298 sayılı Seçim Kanunu’nda yaptığı yasal düzenleme göç tarihimizde seçme hakkıyla ilgili ilk dönüm noktası. İlk defa ülke dışında yaşayan Türkler bu düzenlemeyle birlikte gümrük kapılarında oy kullanma hakkını elde ettiler (Gündoğmuş, 2021). Ancak ilk aşamada uygulama bulan gümrüklerde oy verme, yüzde 5 ve yüzde 10 bandı arasında bir katılım oranıyla beklentileri karşılamaktan çok uzak kaldı.

2012 yılında yapılan yeni bir düzenlemeyle ilk defa yurt dışında kurulacak sandıklarda oy kullanılması imkânı doğdu (Resmî Gazete, 2012). Bununla birlikte Almanya’dan/yurt dışından daha çok milletvekili adayı gösterme ve bu ülkelerdeki mevcut parti teşkilatlarını da seçim sürecine daha fazla dâhil etme ihtiyacı oluştu. Bu ikinci evre ilk defa 2014 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde başkonsolosluklar nezdinde kurulan sandıklarda randevu sistemiyle hayata geçirildi. Bu haktan o sene Almanya’daki seçmenlerin ancak yüzde 8.15’i yararlanabildi (YSK 2014a). Dünya genelinde 8.37’ye tekabül eden bu oran gümrük kapılarında verilen oylarla birlikte yüzde 18.94 düzeyine ancak ulaşabilmiştir (YSK 2014b).

Bir sonraki 7 Haziran 2015’teki 25. dönem TBMM seçimlerinde randevu uygulamasının kaldırılmasıyla yurt dışında ve Almanya’da seçimlere katılım hakkı üçüncü bir evreye girdi. Bu sayede seçimlere katılım oranı Haziran 2014 seçimlerinde yüzde 34.1 düzeyine yükseldi. 1 Kasım 2015 genel seçimlerinde katılım ilk defa Almanya’da yüzde 40 bandını aştı. Akabindeki 16 Nisan 2017 referandumunda yüzde 46.2’ye ulaştı ve en son 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçimlerinde yüzde 45.9 ve yüzde 45.8 düzeyine vardı (Ulusoy 2015-2018).

Türkiye Seçimlerine Katılım Oranları Nasıl Değerlendirilmeli?

En son 2017 referandumunu ve 2018 genel seçimlerini baz aldığımızda Türkiye yüzde 88 civarındaki bir oranla çok yüksek bir seçimlere katılım düzeyine ulaşıyor (YSK 2018). Almanyalı Türklerin katılım düzeyi ise tüm dünyadan seçmenlerin ortalama katılımlarının iki ila dört puan altında (2017’de yüzde 46.2 – 48.2; 2018’de ise yüzde 45.9 – 50.1) seyrediyor (Ulusoy 2015-2018). Bu fark, göç tarihinin uzunluğunun yarattığı kalıcılık olgusu ve nesiller arası değişimin yanı sıra vatandaşlığa geçiş verileriyle de açıklanabilir. Almanya Türkiye’den tarihsel olarak yoğun göç alan bir ülke konumuna sahip. En son Haziran 2018 seçimlerinde dünya genelindeki 3 milyon yurtdışı seçmenin yüzde 48’i, toplamda 1.4 milyonu Almanya’da yaşamaktaydı. (YSK 2018).

Bu tespitler ekseninde “Alman vatandaşı olan Türkler Almanya’daki seçimlere hangi oranda katılım sağlıyor?” sorusuna da bir yanıt aramak gerekiyor. Federal İstatistik Dairesi’nin verilerine göre, 2021 yılında Almanya’da yaşayan 2,75 milyon Türkiye kökenli göçmenin 1,5 milyonu Alman vatandaşı ve bunların 978 bini 18 yaşının üzerinde olup Almanya’da oy kullanma hakkına sahip. Almanya genelinde sayı tüm seçmenlerin yüzde 1.7’sine denk düşüyor (DESTATIS 2021). Bu alandaki bilimsel araştırma sonuçlarına bakıldığında Alman vatandaşı Türklerin en son 2021 Federal Seçimlerine katılım oranı Almanya ortalamasının 12 puan altında gerçekleşmişti. Bu seçimlerde genel katılım oranı yüzde 76,2 iken, seçme hakkına sahip Alman vatandaşı Türklerin yüzde 64’ü oy hakkını kullanmıştı.

Kuzey Ren Vestafalya (KRV) Eyalet Seçimlerinde de benzer bir durum söz konusu olmuştur. Tek fark seçimlere katılım oranının Almanlar arasında yüzde 65,2 ve Alman vatandaşı Türkler arasında yüzde 56 civarına düşmesidir (Goerres 2108). Türklerle ilgili veriler yerel seçimler bazında araştırılmamış olsa da Almanya’nın en büyük eyaleti ve aynı zamanda en çok Türk barındıran KRV’da 2020 yerel seçimlerine genel katılım oranı yüzde 51,9’da kalmıştı (Landeswahleiter 2020).

Peki Türkiye seçimlerine Almanya’dan gerçekleşen yüzde 46’lık katılım bu bakımdan düşük mü yoksa yüksek midir? Türkiye’deki katılım oranı baz alındığında matematiksel olarak oran düşük olsa da oy kullanmak için çoğu seçmenin yetersiz sandık sayısı nedeniyle onlarca kilometre öteden geldiği düşünüldüğünde oran hiç de düşük gözükmüyor. 2017 referandumunda Almanya’da oy kullanma hakkına sahip 1.43 milyon seçmen için 13 temsilcilikte 122 sandık kurulmuşken (YSK 2017a), 1.47 milyon seçmene sahip olan Konya’da 4.287 sandık kurulmuştu (YSK 2017b).

Özellikle yaşadıkları ülke perspektifindeki seçimlere katılım oranları baz alındığında yüzde 46’lık oran aksine çok iyi bir demokratik katılıma tekabül ediyor. Alman vatandaşı olmak doğumdan elde edilen hakkın haricinde eşit haklar elde etmek için bir irade beyanıyla, hatta çoğu zaman Türk vatandaşlığını kaybetmekle mümkün oluyor. Peki Almanya’daki seçimlere katılım oranı Türkler arasında ülke ortalamasının altındayken, İki Almanyalı Türk’ten birinin Almanya’daki yaşamlarına doğrudan temas etmeyen bir seçime zaman ve yol maliyetine katlanarak dâhil olması bize neyi gösteriyor?

Türkiye Seçimlerine Katılım Nedenleri

Bilimsel araştırmalar göçmen kökenli Alman vatandaşları ile yerleşik ülke vatandaşlarının oy haklarını kullanma ve siyasete aktif katılma noktasında bir katılım açıklığı (Participation Gap) olduğunu gösteriyor. 90’lı yıllarda geliştirilen bir modele göre aradaki açılım üç başlıklı bir sınıflandırmaya dayandırılıyor: “Because they can’t, because they don’t want to or because nobody asked”, yani “Bilmedikleri için, istemedikleri için ve kimse sormadığı için” (Verba 1995).

Bu modeli Almanyalı Türk vatandaşlarının Türkiye seçimlerine katılımına uyarladığımızda “Because they can, because they want to, because they are asked” olarak, yani “Biliyorlar, istiyorlar ve birileri onlara soruyor” üçlemiyle açıklayabiliriz. Bir başka deyişle Almanyalı Türk seçmenin Türkiye seçimleriyle ilgili bilgi ve birikimi, katılma motivasyonu ve harekete geçireni var.

Bilmek ve bilgi, eğitim düzeyi, sosyal statü, gelir ve yaş gibi etkenler tarafından şekillendirilse de modelin bu ayağı daha çok aktif siyasi katılımı, özellikle Türkiye partilerinin yurt dışı yapılanmalarında fahri çalışmayı daha çok açıklıyor. Oy hakkı “istemi” gurbet ortamında ortaya çıkan psikolojik nedenlere daha çok dayanıyor. Zahmet/beklenti ilişkisi incelendiğinde oy verme nedeni rasyonel bireysel beklentilerden çok, kişinin Türkiye’den getirilen ve nesiller üzeri aktarılan politik eğilimine ve buna bağlı köken ülkesinin geleceği ile ilgili beklentilerine daha çok dayanıyor. Özellikle siyasi kamplaşmanın toplumu ayrıştırdığı bir ortamda zahmet ve masraf boyutu önemini kaybediyor. Parti ve özellikle lider bağı, yaşadığı toplumdaki ayrımcılık tecrübeleri, çoğunluk toplumu ve siyaseti tarafından tam kabul görmemenin yanında Türk siyasetinin duygusal ve kapsayıcı söylemi gibi etkenler Türkiye seçimlerine iştirak istemine neden oluyor.

Seçimlere katılımın üçüncü ayağını oluşturan “soruluyor” olmak, yani seçmen olarak hedef alınıp, bulunup ve sonrasında mobilize edilmek Almanya’daki partilerin örgütlenme gücüyle, devlet ve medya imkânları gibi etkenler ve karşılıklı birbirini motive etmeyle de alakalı. Tüm bu etkenler, Almanya işçi göçünün daha çok Anadolu’nun kırsal bölgelerinden gelen muhafazakâr kökenli yapısıyla birleşince Türkiye ortalamasının üstündeki AKP oylarını ve bu oyların yarattığı katılım oranını açıklıyor. Ayrıca 80’li yılların ortalarından itibaren özellikle iltica yoluyla gerçekleşen Kürt nüfus göç hareketi ve onun diaspora ortamında bulduğu kimlik edinme ve örgütlenme süreci de yine Türkiye ortalamasının üstündeki HDP tercihini mümkün kılıyor. Tersi durum muhalefet partisi CHP için geçerli. Kentsel ve eğitimli kıyı şeridinde Almanya’ya daha az göç geldi. Bu durum örgütlenme zorlukları ve partinin seçmen kitlesinin bireyci yapısıyla bütünleşerek seçim sonuçlarına da yansıdı.

Sonuç

Almanya’daki uyum tartışmaları, seçim hakkının Türkiye’deki kutuplaşmayı ve siyasi tartışmaları birebir Almanya’ya taşıdığı kanısından hareket ediyor. Benzer aidiyet tartışmaları eski Sovyet Cumhuriyetlerinden gelenler için veya Almanya’daki “misafir işçilik tarihi” bizden eski olan İspanyollar, Yunanlar veya İtalyanlar için yapılmıyor.

Bu farklı yaklaşım bir kenara bırakılırsa, köken ülke çatışmalarının diaspora ortamında yaşanan ayrımcılık tecrübeleriyle ve nesiller arası farkla önem kaybettiğini gözlemleyebiliyoruz (Halm/Ulusoy 2022). Yine de Türkiye siyasetinin Almanya’ya taşınması, ortak göçmen sorunlarında toplumun ortak hareket etme kabiliyetini zedeliyor. Alman siyasetinin Türkiye’deki iktidara yönelik eleştirilerini buralı Türklere yönelik genel şüpheyle karıştırması, ters tepki yaratıp bu kitlenin daha çok Türk siyasetine odaklanmasına neden olabilir.

Kendi doğruluk adalarında hareket eden iki kamuoyu (Almanya kamuoyu ve özellikle iktidar yanlısı kitle) birbirini etkileme fırsatına sahip değil. Siyaset kurumu çoğulcu toplumlarda kimliğin tekil bir aidiyete dayanmayacağını ve eklemeli olacağını idrak edebilmeli. Toplumsal uyum ve sosyoekonomik gelişim zannedildiği gibi köken ülkenin siyasetine ilgiyi azaltmıyor, aksine yaşanılan ülke siyasetine katılımı desteklerken köken ülke siyasetine olan ilgiyi de körüklüyor. Diğer taraftan 2018 seçimlerindeki artı yüzde 0,2 oy oranı için Almanyalı Türklerin siyasi malzeme yapılması ve onların bu ülkede sorun yaşaması kabul edilebilir bir durum değil.

Seçme hakkı demokratik bir hak olarak mümkün olduğunca sakin bir atmosferde gerçekleştirilmeli ve özellikle yaşanan ülkeyle ortak yaşam bağlarını zedelememeli. Almanyalı muhafazakâr Türk kitlesi özellikle çoğunluk toplumu siyasetine olan katılım sorununu aşmalı. Bunun yolu da Alman tarafına yönelik haklı dışlama eleştirisini aşan kapsamlı bir öz eleştiri kültüründen ve yeni nesillerin Almanya birikimini STK’lara daha çok yansıtmasından geçiyor.

Kaynakça

Gündoğmuş, B. (Gündoğmuş 2021). Yurt Dışı Türklerin Siyasal Katılımında Yurt Dışı Seçim Çevresi: Niçin ve Nasıl? Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 31, 2 (765-779). https://dergipark.org.tr/tr/pub/firatsbed/issue/62378/868791.

Resmi Gazete (2012). Sayı: 28296. Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik. 18 Mayıs 2012. Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü (resmigazete.gov.tr)

Yüksek Seçim Kurulu (YSK 2014a). 12. Cumhurbaşkanı Seçimi. Adayların Dış Temsilciliklerde Aldıkları Oy Sayıları. https://www.ysk.gov.tr/doc/dosyalar/docs/2014CB/CB-AdayOylari-Ulkeler-2014.pdf.

Yüksek Seçim Kurulu (YSK 2014b). Yurt Dışı ve Gümrük Kapılarında Kullanılan Geçerli Oyların Adaylara Dağılımı. 2014CB-Kesin-GumrukYurdisi-Grafik.xlsx (ysk.gov.tr).

Ulusoy, Y (2015-2018). ZfTI Aktuell 7, 10, 11,12,13). https://www.zfti.de/publikationen.

Yüksek Seçim Kurulu (YSK 2018). Cumhurbaşkanı Seçimi ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimi. YSK Web Portal.

Statistisches Bundesamt/Federal İstatistik Dairesi (DESTATİS 2021). Bevölkerung mit Migrationshintergrund 2021. Sonderauswertung 2022.

Goerres, A/Spies, D. C./Mayer, S. J. (Goerres 2018): Deutsche mit Migrationshintergrund bei der Bundestagswahl 2017: Erste Auswertungen der Immigrant German Election Study zu Deutschtürken und Russlanddeutschen. https://www.researchgate.net/project/First-Migrant-Election-Study

Der Landeswahleiter NRW/KRV – Eyalet Seçim Yöneticisi (Landeswahlleiter 2020). Kommunalwahlen 2020 in NRW (wahlergebnisse.nrw).

Yüksek Seçim Kurulu (YSK 2017a). 2017 Anayasa Değşikliği Halkoylaması. Ülkeler Oy kullanma İstatistikleri-Portal_v2.xlsx (ysk.gov.tr).

Yüksek Seçim Kurulu (YSK 2017b). 2017 Anayasa Değşikliği Halkoylaması. 2017HO-SandikveSecmenSayilari.pdf (ysk.gov.tr).

Verba, S; Schlozman, K. L.; Brady, H. E. (Verba 1995): Voice and equality. Civic voluntarism in American politics. Harvard University Press.

Halm D./Ulusoy, Y. (Halm/Ulusoy 2022). Einstellungs- und Konfliktmuster bei politisch  engagierten Türkeistämmigen in Deutschland- Zeitschrift für Migrationsforschung (ZMF), 2/2022, Heft 1.

Yunus Ulusoy

Yunus Ulusoy, Türkiye ve Uyum Araştırmaları Merkezi Vakfında Türkiye-Almanya İlişki Ağları ve Göç ve Uyum Bölümü Başkanı olarak görev yapmaktadır. 

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler