'Dosya: "Sömürgecilik"'

Sömürgecilikte Öncü Olmak: İngiliz Sömürgecilik Tarihi

Sömürgeci geçmiş, geçmişte kalmadı. Kolonyal hiyerarşiler bugün de varlığını sürdürüyor. Sömürgecilikte öncü olan İngiliz tarihi örneğinde bu geçmişin bugün nasıl sürdürüldüğüne dair kısa bir analiz.

© Morphart Creation/shutterstock.com

Britanya İmparatorluğu, yaklaşık üç yüzyıl boyunca Büyük Britanya tahtının egemenliği ve İngiliz hükûmetinin idaresi altına alınan “koloniler, himâye ülkeler ve diğer bölgeler”[1] ile dünya çapında bir bağımlılıklar sistemidir. Britanya İmparatorluğunun kökenleri 1500’lü yılların sonlarına dayanır. Bu dönemde Britanya, imparatorluğunu inşa etmeye başlar ve ülkenin yönetimini ve gücünü “emperyalizm” adı verilen bir süreçle sınırlarının ötesine yaymaya girişir.[2]

İlk Koloni Kurma Girişimleri ve “Kayıp Koloni”

Britanya İmparatorluğunun koloni kurmaya dair ilk girişimleri, 1585 yılında Kraliçe I. Elizabeth’in, -günümüzde Amerika Birleşik Devletleri’nin Virginia içerisinde bulunan- Roanoke Adası’nda bir koloni kurulmasına izin vermesiyle başlar. Ada yaşamındaki zorluklar ve ada yerlileri ile yaşanan çatışmalar sonrasında Roanoke Adası’ında bir koloni kurma girişimi başarısız olur ve 1590 yılı sonunda bu arazi tamamen terk edilir. Böylece Roanoke, “kayıp koloni” olarak tanınır. Sonrasında ilk başarılı koloni 1607 yılında Jamestown’da -günümüzde Amerika Birleşik Devletleri Virginia eyaleti içerisinde- kurulur. Britanya, imparatorluğunun ilk yıllarında İngilizler tarafından Kuzey Amerika’da 13 koloni daha kurar. Bu koloniler özgürlüklerini elde etmek için 1775 yılında İngiltere’ye karşı savaşa girerler ve 4 Temmuz 1776 tarihinde bağımsızlıklarını ilan ederler. İngiltere bu 13 koloniyi kaybettikten sonra imparatorluğunun tekrar küçülmesini istemez ve hatta onu daha da büyütmeye girişir.[3]

Kölelik, Sözleşmeli İşçilik ve Diğer Koloniler

Fransa ile ticari rekabetin yol açtığı denizaşırı genişleme girişimleri 17. yüzyılda hızlanır ve Kuzey Amerika ve Batı Hint Adaları’nda yerleşim birimlerinin kurulmasıyla sonuçlanır. 17. ve 18. yüzyıllar boyunca kraliyet Kuzey Amerika’da bugün Karayip Adaları olarak bilinen Batı Hint Adaları’nın güneyinde bulunan kolonileri üzerinde esas olarak ticaret ve nakliye alanlarında kontrol uygulamaktadır. Dönemin merkantilist anlayışına uygun olarak koloniler, İngiltere için gerekli şeker ve tütün gibi ham maddeler için kaynak olarak görülmektedir. 19. yüzyılın egemen devletlerinden olan İngiltere için köle işgücü ve emeği, onun ekonomik ve siyasi güç kazanmasını ve şeker, tütün, kahve, pamuk ve altın üretmesini sağlar. Köle ticareti de İngiltere’nin Amerika’daki sömürge ekonomisi için özel bir önem kazanır ve Karayip kolonileri ve gelecekteki Amerika Birleşik Devletleri’nin güney kesimleri için ekonomik bir gereklilik hâline gelir. Köle kadınlar madenlerde, çiftliklerde ve evlerde çalıştırılmalarının yanı sıra cinsel sömürüye de maruz kalırlar. Kölelerin çocukları da ebeveynlerinin sahiplerinin malı olmaya devam eder. Kölelik 1833’e kadar İngiliz sömürgelerinde kaldırılmaz. 19. yüzyılın ikinci yarısında sözleşmeli işçilik köleliğin yerini alır, ancak koşulları kölelik kadar zorludur. [4] [5] [6]

Yeni İngiliz Milletler Topluluğu ve Göç

20. yüzyılda çoğu koloninin bağımsızlığını kazanmasının ardından Britanya’ya giren göçmenlerin büyük çoğunluğu ya mevcut ya da eski kolonilerdendir. İmparatorluğun uzaklara yayılmış doğası gereği bağımlılıklar sistemine dâhil olan ülkelere çeşitli derecelerde özyönetim verme veya tanıma politikası, 20. yüzyılda İngiliz egemenliğini giderek daha sembolik olarak kabul eden, büyük ölçüde kendi kendini yöneten bağımlılıklardan oluşan bir “İngiliz Milletler Topluluğu” (İng. “The Commonwealth”) kavramının gelişmesine yol açar. Terim 1931’de tüzükte somutlaştırılır. Bugün İngiliz Milletler Topluluğu, İngiliz İmparatorluğunun eski unsurlarını, egemen devletlerin özgür bir birlikteliğine dâhil etmektedir.[7] [8]

1945 yılından sonra Yeni İngiliz Milletler Topluluğundan (Karayipler, Hindistan Yarımadası ve Afrika’daki eski İngiliz sömürgeleri) gelen işçilerin göçü başlar ve 1950’li yıllar boyunca ivme kazanır. 1962 yılında ilk “Commonwealth Göçmenler Yasası” kabul edilene kadar tüm Commonwealth vatandaşları, İngiliz pasaportlarına sahip oldukları için Birleşik Krallığa sınırsız giriş ve orada kalma hakkına sahiptir. Fakat yeni işçilerin girişi kısmen 1962 İngiliz Milletler Topluluğu Göçmenler Kanunu’nun getirdiği sert kısıtlamalar ile durma noktasına gelir.[9] [10]

Geçmişteki Gelişmeler Ne Ölçüde Hâlâ Önemli?

Sömürgeci mirası tartışan literatür, resmî entegrasyon politikalarının sömürgecilikten doğrudan etkilenip etkilenmediğini tartışırken, sömürgeciliğin doğrudan etkisinin yaygın kurumsal ve resmî olmayan ayrımcılık ve ırkçılıkta görüldüğünü belirtirler: sömürgecilik döneminde yaygınlaşan ve kök salan ırkçı inançlar, günümüze kadar varlığını sürdürmektedir.[11] [12] Öte yandan kölelerin sevkiyat verileri, etnik bağları ve anavatanları arasındaki ağları inceleyen Nathan Nunn, Angola ve Nijerya gibi köle ticaretinden en çok etkilenen bölgelerin, deniz kıyılarından uzak ve engebeli arazilerinin zorlaştırdığı ulaşım sebebiyle günümüzde köle ticaretinden korunan bölgelerden ortalama olarak daha fakir olduğunu bulgular.[13]

Sonraki çalışmalarında Nunn bu modeli açıklamak için girişimlerde bulunur. Bulgularına göre, orantısız bir şekilde erkekleri hedef alan köle ticareti, nüfus dinamiklerini etkilemiştir. Cinsiyet oranlarındaki değişiklikler, çok eşliliği arttırmak ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti tetiklemenin yanı sıra, eğitime yetersiz yatırım yapılmasına yol açmıştır. Geçmişteki köle ticaretinden daha fazla etkilenen etnik gruplar için bugün dahi eğitime erişim oranları daha düşük görünmektedir.[14] [15]
Eski sömürge devletini, eski kolonilerinden gelen insanlar için tercih edilen bir yer hâline getiren ortak bir dizi kültürel, dilsel, kurumsal yakınlığı, iletişim ve ulaşım kanallarını ve ağlarını temsil eden sömürge–sonrası (İng. post-colonial”) bağlar kavramı, eski sömürge devletleri ile eski sömürgeler arasında, eski sömürgelerdeki nüfuslar için tercihli göç kanallarının kurulmasına yol açan ayrıcalıklı ilişkiler olduğunu da varsaymaktadır. Fakat durumun her zaman böyle olmadığı, kolonyal göçmenlerin girişini ve yerleşimini kısıtlayan göçmenlik politikalarının uygulamaya koyuluşundan bile çıkarılabilir.[16]

Devam eden sömürgeci anlayışın bir diğer örneği, kent yaşamında ve kültür-sanat alanında gözlemlenebilmektedir. Sömürgecilik döneminden somut kalıntılara şehir içinde ve müzelerde hâlâ rastlanabilmektedir. Katliam ve soykırımlardan sorumlu insanları onore eden sokak isimleri ve heykellerden, müzelerde sergilenen birincil sahiplerinden nesnelere ve kimliği belirsiz beden kalıntılarına kadar bazı koleksiyonlar ve nesneler yerli halk ve toplulukların tarihleri, hikayeleri ve geleneklerinden arınmış olarak seyre ve incelemeye sunulmaktadır.[17]

Empires of the Mind: The Colonial Past and the Politics of the Present kitabının yazarı Robert Gildea 1960’lı yılların resmî dekolonizasyon sürecinin kolonyal hikâyeyi bitirmediğini öne sürer.[18] Zaten dekolonizasyon, ilk başlarda eski kolonilerin kendilerini sömürge üstünlüğünden kurtarmak ve bağımsızlıklarını kazanmak için geçirdikleri sürece atıfta bulunurken, terim daha güncel olarak hâlâ sömürgecilik ideolojisine tabi olunduğuna işaret etmektedir. Gildea’ya göre sömürge ülkelerinden göç imparatorluğunun kaybının acı veren bir anımsatıcısı ve “beyaz olmayan” insanlar tarafından istila edilmek şeklinde deneyimlenmiştir. Irkçı inançlar ve ön kabuller, göç edilen ülkenin sakinlerinde, göçmenlere dış görünüşleri ve ten renkleri bazında, özellikle eğitim, barınma ve iş bulma süreçlerinde filtreler uygulamasına yol açar. Bu durum aslında, yeni göç edilen ülkede ve bir metropolde kolonyal hiyerarşilerin yeniden kurulmasından başka bir şey değildir. Dolaylı olarak Müslüman toplulukların dışlandığı bu süreçte, çok kültürlülüğü geliştirmeye yönelik girişimlerin varlığına rağmen 1990’lı yıllar itibariyle tek kültürlü milliyetçiliğe geri çekilme zorunlu kılınmıştır. Bu Fransa’da halka açık yerlerde laiklik ısrarıyla ve Birleşik Krallıkta “İngiliz değerleri” retoriğiyle sağlanmıştır.[19]

Gildea, hem İngiltere hem de Fransa’nın 60’lı ve 70’li yıllarda neo-sömürgecilik, 80’ler ve 90’larda küresel mali emperyalizm ve 11 Eylül saldırısından sonra teröre karşı savaş arkasına gizlenmiş bir emperyalizm olarak sömürgeciliği sürekli olarak yeniden icat ettiklerini öne sürer. Fransa, 2003 Irak işgalinde yer almamasına rağmen Libya ve Suriye’de İngiliz ve Amerikalılarla birlikte neo-sömürgeci politikalar izlemiştir. Bu acımasız müdahaleler sömürgeci kırılmayı derinleştirmekte, Müslüman nüfusu yurt dışında ve yurt içinde yabancılaştırmaktadır.

Sömürgecilik ve imparatorluk mirası hakkındaki düzinelerce çalışma, anlatı ve vaka çalışmasını içeren literatür, köle ticareti ve sömürgeciliğin mirasının hâlâ büyük ölçüde canlı olduğunu gösteriyor. 2022 yılında Kraliçe II. Elizabeth’in vefatı ile sömürge ülkelerden gelen kişilerin başlattığı tartışmalar da bugün hâlâ sömürgeciliğin etkileri hakkında konuşulacak şeylere ve uygulanacak sosyal politikaların gerekliliğine işaret ediyor.

Dipnotlar

[1]Britannica, T. Editors of Encyclopaedia. “British Empire.” Encyclopedia Britannica, January 5, 2023. https://www.britannica.com/place/British-Empire

[2]ní Fhlathúin, Máire. 2008. “The British Empire in the Nineteenth Century.” 19th Century UK Periodicals. Detroit: Gale. https://www.gale.com/intl/essays/maire-ni-fhlathuin-british-empire-nineteenth-century

[3] ní Fhlathúin, Máire. 2008 ve Britannica, T. Editors of Encyclopaedia. “British Empire.”

[4] Castles, Stephen & Miller, Mark & Haas de Hein. 2023. Göçler Çağı: Modern Dünyada Uluslararası Nüfus Hareketleri (çev.: Birsen Aybüke Evranos). GAV Perspektif Yayınları, 75.

[5]Britannica, T. Editors of Encyclopaedia. “British Empire.” Encyclopedia Britannica, January 5, 2023. https://www. britannica.com/place/British-Empire

[6]ní Fhlathúin, Máire. 2008. “The British Empire in the Nineteenth Century.” 19th Century UK Periodicals. Detroit: Gale, 2008. https://www.gale.com/intl/essays/maire-ni-fhlathuin-british-empire-nineteenth-century

[7] Britannica, T. Editors of Encyclopaedia. “British Empire.”

[8] ní Fhlathúin, Máire. 2008.

[9] Castles, vd. 2023, 101

[10] Simona Vezzoli, Marie-Laurence Flahaux. 2017. “How Do Post–Colonial Ties and Migration Regimes Shape Travel Visa Requirements? The Case of Caribbean Nationals.” Journal of Ethnic and Migration Studies, 43 (7), pp.1141–63.”

[11] Bleich, Erik. 2005. “The Legacies of History? Colonization and Immigrant Integration in Britain and France.” Theory and Society 34, no. : 171–95. http://www.jstor.org/stable/4501720

[12] Castles, vd. 2023, 101.

[13] Nunn Nathan. 2008. “The Long Term Effects of Africa’s Slave Trades”. Quarterly Journal of Economics,123 (1) : 139-176

[14] Nunn, Nathan, and Leonard Wantchekon. 2011. “The Slave Trade and the Origins of Mistrust in Africa.” American Economic Review, 101 (7): 3221-52.

[15] Nunn, Nathan. 2017. “Understanding the Long–run Effects of Africa’s Slave Trades.” The Centre for Economic Policy Research (CEPR), 27 Feb. https://cepr.org/voxeu/columns/understanding-long-run-effects-africas-slave-trades

[16] Simona Vezzoli, Marie-Laurence Flahaux. 2017.

[17] Museum of British Colonialism. https://www.museumofbritishcolonialism.org/decolonisation

[18] Gildea, Robert. (2019). Empires of the Mind: The Colonial Past and the Politics of the Present (The Wiles Lectures). Cambridge: Cambridge University Press.doi:10.1017/9781316671702

[19] Museum of British Colonialism. https://www.museumofbritishcolonialism.org/decolonisation

Büşra Eser

Kadir Has Üniversitesi İletişim Bilimleri Doktora Programı’nda öğrenci. İstanbul Şehir Üniversitesi sosyoloji yüksek lisans programından ve İstanbul Üniversitesi psikoloji lisans programından mezun. Yemek sosyolojisi, kahve beğenisi, yemek medyası ve yemek kitaplarıyla ilgileniyor. Akademik dergilerde ve popüler yayınlarda yazdığı yazıları mevcut.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler