'Sığınma Hakkı'

AB Üyesi Ülkeler İltica Reformu İçin Uzlaştı

Avusturya, İtalya ve Yunanistan'ın ikna edilmesiyle ve Almanya'nın geri adım atmasıyla birlikte AB'nin en tartışmalı konularından biri olan ortak göç ve iltica kuralları üzerinde nitelikli bir çoğunluk sağlayarak anlaşmaya vardığı açıklandı. Peki, reform kapsamında neler değişecek ve Alman hükûmeti neden eleştiriliyor?

Fotoğraf: Sangoiri - Shutterstock.

AB Dönem Başkanı İsveç’in Göç Bakanı Maria Malmer Stenergard ve AB Komisyonunun içişlerinden sorumlu üyesi Ylva Johansson, dün Lüksemburg’ta gerçekleşen AB içişleri bakanları toplantısının ardından basına açıklamalarda bulundu. Stenergard, “Bugün, uzun yıllar süren müzakerelerin ardından tarihi bir adım attık.” dedi. Bakanların AB’nin iltica sistemi reformunun iki ana ayağında anlaşmaya vardıklarını ifade eden Stenergard, üye ülkeler arasında sığınmacıların dağıtımı için “sorumluluk” ile “dayanışma” arasında iyi bir denge kurulduğunu söyledi.

Zorunlu Dayanışma Mekanizması

Stenergard, “Kurduğumuz zorunlu dayanışma mekanizması, göç baskısına en çok maruz kalan üye ülkelere destek sağlayacak. Üye ülkeler, farklı dayanışma katkıları arasında seçim yapma olanağına sahip olacak.” diye konuştu.

Bu katkıları açıklayan İsveçli Bakan, sığınmacıları kabul etmeyen üye ülkelerin her kişi başına, ev sahipliği yapan ülkelere 20 bin avro ödeyeceğini, yılda ilk etapta en fazla 30 bin sığınmacı kabul edileceğini, bir sığınmacının başvurusunun değerlendirilmesi için üst sınırın 6 ay olacağını aktardı.

Bir soru üzerine Stenergard, 20 binlik katkıların AB düzeyinde, ortak bir mekanizma üzerinden toplanıp ev sahibi üye ülkeye aktarılacağını belirtti.

Güvenli Üçüncü Ülke Kavramı

İsveç Göç Bakanı Stenergard, bir soru üzerine, “Güvenli ülkeler listemiz yok. Bu, revize edilecek.” dedi. Güvenli ülke kavramına üye ülkelerin kendi değerlendirmeleri neticesinde karar vereceğini kaydeden Stenergard, sığınma başvurusu yapanların aile fertlerinin bulunup bulunmadığı veya kendisinin o ülkede yerleşmiş olup olmadığı gibi faktörlerin dikkate alınacağını anlattı.

Üzerinde uzlaşı sağlanan düzenlemeye göre, özellikle iltica hakkı verilme oranı düşük olan ve “güvenli” kabul edilen ülkelerden gelenlerin sığınma başvurularını sınırlarda değerlendirip sonuca bağlanacak. Bunun için AB sınırlarına kurulacak mülteci merkezlerinde başvurusunun sonucunu bekleyecek olanlardan olumsuz yanıt alanlar doğrudan ülkelerine sınır dışı edilecek. Sınırda iltica süreci uygulamasının ilk etapta yalnızca yapılan başvuruya kabul oranı AB ortalamasında yüzde 20’nin altında kalan ülkelerden gelenler için geçerli olacağı aktarıldı. Bu kritere göre; Türkiye, Hindistan, Tunus, Pakistan, Arnavutluk ve Sırbistan uygulama kapsamında yer alıyor. Başvuru sahiplerinin sınırlardaki mülteci merkezlerinde sonucu bekleyecekleri değerlendirme sürecinin en fazla 12 hafta sürmesi hedefleniyor. Fakat Suriye, Afganistan ya da Sudan’dan gelen sığınmacıların çoğunluğu ise, bu uygulama kapsamına alınmayacak. Bu ülkelerden gelenlerin işlemleri, mevcut başvuru protokölüne göre gerçekleşecek.

Stenergard, anlaşmanın hem AB’nin dış sınırlarındaki üye ülkelere yük oluşturmayacak hem de başvuru sahipleri açısından hızlı değerlendirmede bulunulmasını sağlayacağını belirterek şunları kaydetti:

“Sınır prosedürleri, kabul alma oranları düşük kişiler tarafından dış sınırda yapılan sığınma taleplerinin hızlı bir şekilde değerlendirilmesini sağlayacak. Bu, nitelikli olmayanların hızla geri gönderilmesine yardımcı olacaktır. Bu, sığınma sisteminin suistimalini de önleyecek ve uluslararası koruma için uygun olmayan sığınmacıların sayısını azaltacaktır.”

İsveçli Bakan, yalnızca Polonya ve Macaristan’ın anlaşmaya karşı çıktığını, geri kalan 25 üyenin verdiği desteğin nitelikli çoğunluğu sağladığını söyledi.

Almanya, Üçüncü Ülkelere Sınır Dışı Konusunda Geri Adım Attı

İtalya, Yunanistan ve Avusturya, başvurusu reddedilen sığınmacıların Tunus ve Arnavutluk’un da aralarında bulunduğu güvenli üçüncü ülke kabul edilen ülkelere sınır dışı edilebilmesi konusunda ısrarcı oldu ve Alman hükûmeti bu konudaki itirazını geri çekti. Almanya, başvuru sahiplerinin söz konusu ülkelerde aile fertleri veya benzer bağları bulunduğu takdirde insaların üçüncü ülkelere gönderilmesine karşı çıkmaktaydı. AB Komisyonu ve AB Konseyi ise, sığınmacıların iltica başvurusunu yaptıkları ülkeye gelirken gelirken söz konusu üçüncü ülkelerden geçmiş olma durumlarını, bu ülkelere sınır dışı edilebilmeleri için yeterli bir gerekçe olarak görmekteydi.

Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser, çocuklu ailelerin ve reşit olmayan başvuru sahiplerinin muaf tutulması talebini diğer AB ülkelerine kabul ettiremedi. Sadece birkaç üye ülke bu tutumu destekledi. Faeser bu talebi protokol notu olarak yazılı bir ek beyanla kayıt altına aldırırken bir uzlaşıya varılmasının vurgu yaparak “Bunlar masanın etrafındaki herkes için kolay kararlar değil, ancak tarihi kararlar” dedi.

Yeni Mevzuat, Tüm Üye Ülkelerde Geçerli Olacak

AB Komisyonunun içişlerinden sorumlu üyesi Johansson da yeni mevzuatın yürürlüğe girdikten sonra tüm üye devletler için geçerli olacağına işaret ederek, “Günün sonunda, mevzuatın uygulanmasını sağlayacak, anlaşmanın koruyucusu olan kurum, Komisyon’dur. Ancak bugün Konsey’de, uygulamanın sorunsuz ve etkili bir şekilde gerçekleşmesini sağlamak için bazı özel eylemler de oluşturuldu.” diye konuştu.

Yıllardır Tartışılan İltica Reformu

AB, 2015’teki göç krizinden bu yana sığınmacıların üye ülkeler arasında nasıl dağıtılacağı ve iltica başvuruları reddedilenlerin nasıl geri gönderileceğine çözüm arıyor. AB Komisyonunun bu hedefle hazırladığı “göç ve iltica paketi”, üye ülkelerin farklı tutumları nedeniyle kabul edilemedi. Geçen sene Fransa’nın AB dönem başkanlığı süresince, paket üzerinde ilerleme sağlanabilmesi için “adım adım yaklaşımı”nı benimsemesi üzerine, AB’nin dış sınırlarını güçlendirilmesi ve üye ülkeler arasında dayanışma mekanizması kurulması olmak üzere paketteki 2 unsurla ilgili ilerleme kaydedildi.

AB Komisyonu, 9-10 Şubat’ta düzenlen AB Liderler Zirvesi’nde bu anlaşma için hızlı ilerleme sağlanması hedefiyle göçü yeniden ana gündemine oturttu. 2022, “AB’nin göç krizinden bu yana görülmemiş düzeyde düzensiz göç aldığı yıl” olarak kayıtlara geçmişti. AB’ye 2022’de bir önceki yıla göre yüzde 64’lük artışa karşılık gelen 330 bin düzensiz giriş yapılmıştı.

Fakat Macaristan ve Polonya’nın 29-30 Haziran’da Brüksel’de düzenlenecek AB Zirvesi’nde konuyu yeniden gündeme getirme hazırlığında olduğu belirtiliyor. İlaveten, AB ülkelerinin Avrupa Parlamentosu ile de reforma ilişkin mutabık kalması gerekmekte ve bunun sürdürebilimesi kolay bir süreç değil. Alman hükûmeti, reformu 2024’te yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimlerine kadar tamamlamış olmayı istiyor.

“Temel İnsan Hakları Korunmak Zorunda”

Varılan uzlaşı neticesinde, mevcut kuralların sertleştirilmesi kararı alındı. Çıkan bu sonuç Almanya’daki koalisyon hükûmetinin ortaklarına (Yeşiller ve SPD) yönelik sert eleştirilerle karşılandı. Reformu “iltica hakkına yönelik cepheden bir saldırı” olarak nitelendiren Alman mülteci yardım örgütü Pro Asyl, Birliğin adımını “Avrupa’da insan haklarının satılması” olarak değerlendirdi. Uluslararası Af Örgütü (Amntesty International) ise, Almanya’nın verdiği onayı koalisyon anlaşmasının ruhuna aykırı biçimde bir “insan hakları tabusunun yıkılacağı” sözleriyle eleştirdi.

İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Genel Sekreteri Ali Mete, dün AB ülkelerinin dış işleri bakanlarının yapacağı ve AB iltica sistemi hakkında reform görüşmelerinin gerçekleşeceği toplantı öncesinde bir açıklama yapmış ve “Sığınmacıların hızlı bir şekilde AB sınırları dışına gönderilmesini tartışmak dahi insan haklarının korunması bağlamında büyük bir geri adım mahiyetindedir.” demişti. Faeser’in varılan anlaşmayı açıklanmasının ardından Twitter hesabından konuyla ilgili ikinci bir paylaşımda bulunan Mete, yapılacak değişiklikleri “sığınma hakkının baltalanması” olarak yorumladı.  (AA/P)

bgucin

Galatasaray Üniversitesi’nde Sosyoloji programından mezun olan Burak Gücin, sonrasında Heidelberg Üniversitesi’nde Kültürel Çalışmalar alanında yüksek lisansını tamamlamıştır. Ağırlıklı olarak ideoloji, kültür ve göç üzerine çalışan Gücin, Perspektif redaksiyon ekibinin üyesidir.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#1

*Tüm alanları doldurunuz

  • AB Ülkeleri Rusya'ya Yeni Yaptırımlar Uygulayacak
    2023-06-21 16:50:03

    […] AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen de konuyla ilgili açıklamasında, “11’inci yaptırım paketimizle ilgili siyasi anlaşmayı memnuniyetle karşılıyorum.” değerlendirmesinde bulundu. […]

Son Yüklenenler