'Göç Kökenlilerin Temsili'

Almanya’da Göç Kökenliler Mecliste Ne Derece Temsil Ediliyorlar?

Mayıs 2023’de Münih Yüksekokulu tarafından yayınlanan “Göç Kökenine Sahip Kişilerin Alman Meclislerindeki Temsili” isimli rapor, göç kökenlilerin 1990-2021 yılları arasındaki Federal Meclis ve Eyalet Meclislerindeki temsiliyetine dair önemli tespitlerde bulunuyor.

Fotoğraf: shirmanov aleksey / Shutterstock.com, Değişiklikler: Perspektif

Robert Bosch Vakfı’nın finansal desteği ile hazırlanan ve Mediendienst Integration platformunun yayınladığı “Göç Kökenine Sahip Kişilerin Alman Parlamentolarındaki Temsili” isimli rapor, mayıs ayında yayınlandı. Almanya’da son yıllarda temsil konusunda olumlu gelişmelerin kaydedildiğini ortaya koyan rapor, buna rağmen ülkede siyasi temsil çeşitliliği açısından mevcut durumun hâlâ yetersiz sayılabileceğini öne sürüyor.

Alman parlamentolarında göç kökenli milletvekili sayısı ve oranı 1990 yılından bu yana önemli ölçüde arttı. 2021 yılı sonunda, Federal Meclis’te 83 kişi ile yüzde 11,3 oranında ve eyalet meclislerinde 136 kişi ile yüzde 7,2 oranında göç kökenli milletvekili bulunuyordu. Almanya’da göç kökenli kadınlar, göç kökeni olmayan kadınlara göre daha sık milletvekili seçiliyorlar. Göç kökenli milletvekili arasında kadın oranı, genel kadın milletvekili oranından ortalama yüzde 10 daha yüksek. Özellikle Hristiyan Demokrat Partisi (CDU/CSU) ve Sol Parti’de bu fark çok belirginken, Hür Demokrat Parti’de (FDP) aksine göç kökeni bulunmayan gruba göre göç kökenli kadın vekillerin sayısı iki kat daha fazla. Diğer partilerde ise oran olarak fark yok denilecek kadar az.

Milletvekillerini köken ülkelerine göre incelediğimizde, Türk kökenli grubun temsil oranının iyi olduğu görülürken, İran kökenli grubun toplum içerisindeki oranına kıyasla iki kat daha fazla temsil edildiği görülüyor. Raporda ayrıca diğer büyük göçmen grupların temsilinin çok düşük olduğu ve özellikle eski Sovyetler Birliği ülkelerinden göç etmiş kişilerin ülkedeki sayılarına göre bariz şekilde yetersiz temsil edildiği belirtiliyor.

Siyasi temsil raporunda bu konuda özellikle Yeşiller, Sosyal Demokrat Parti (SPD) ve FDP’nin daha fazla çaba göstermesi gerektiğinin altı çiziliyor. Ayrıca farklı göç kökenlerine sahip kişilerin neden farklı oranlarda temsil edildiğine dair önemli buldular yer alıyor. Buna göre 17. ve 19. yüzyıllarda Almanya’dan Rusya’ya göç eden, Stalin döneminde topluca sürgüne maruz kalan Alman asıllı kişilerin ağırlıkla 1980’li yılların ortasından bu yana Almanya’ya göç eden kişilerin demokratik sosyalleşmelerinin farklı olması, İran kökenli kişilerin sığınma taleplerinden kaynaklanan yüksek politik katılım motivasyonu ve Türk kökenli toplulukların eşitlik ve siyasi temsil konusundaki güçlü ilgisi gibi sebepler bunlardan başlıcaları.

Eyalet Düzeyinde Temsil Oranları Daha Düşük

Rapora göre özellikle Rheinland-Pfalz, Kuzey Ren-Vestfalya, Saarland, Hessen ve Bavyera gibi bazı eyaletlerde temsil açığı bulunuyor. Eyalet düzeyinde göç kökenli milletvekili oranı, federal düzeyden daha düşük. Meclislerde, grupların toplum içindeki oranına göre temsil edilmeleri adil ve kapsayıcı toplumsal temsilin bir göstergesi. Bu temsil aynı zamanda ilgili toplum kesimlerinin aidiyet ve güven duygularını arttırma konusunda önemli bir faktör olarak ortaya çıkıyor. Temsiliyet oranının artması, toplum genelinde var olan çeşitliliğe dair farkındalığın artmasına da yardımcı olan bir faktör olarak belirtiliyor.

Almanya’nın toplumsal yapısı hızlı şekilde çeşitleniyor ve bu çeşitlilik hayatın her alanına yansıyor. Bu durum siyasal partilere temsil çeşitliliği konusunda büyük bir sorumluluk yüklüyor. Rapora göre bu çeşitliliğin, çoğunlukla homojen bir kesim tarafından oluşan ve potansiyel adayları belirleyen partiler tarafından ortaya koyulması gerekiyor.

Siyasi partiler, adayların belirlenmesi ve aday listelerinin oluşturulmasında merkezi bir rol oynuyor. Bazı partilerde, özellikle Birlik Partilerinde (CDU/CSU) ve FDP’de, göç kökenli milletvekili sayısı ve oranı hâlâ düşük. Fırsat ve temsil eşitsizliğinin varlığı, demokrasi için bir risk teşkil ediyor.

Siyasi Katılımı Zorlaştıran Yapısal Engeller

Rapor, siyasi katılımı zorlaştıran yapısal engellere dair önemli tespitlerde bulunuyor. Buna göre siyasi güce erişimi engelleyen faktörlerden başlıcaları finansal kaynakların eksikliği, siyasi ağlara erişim ve geleneksel cinsiyet rolleri olarak ortaya çıkıyor. Daha kapsayıcı siyasi temsili sağlamak için bu engellerin aşılması gerekiyor. Raporun yazarlarına göre kota düzenlemeleri, farkındalık kampanyaları ve siyasi partilerin aday çeşitliliğine teşvik etmesi gibi hususlar, bu konuda atılabilecek adımlardan bazıları. Araştırmacılar ayrıca tüm vatandaşların eşit katılımını sağlamak için yapısal engellerin kaldırılması gerektiğinin altını çiziyor.

Özet olarak rapor, Almanya’nın siyasi temsil çeşitliliği konusunda daha bir hayli yol kat etmesi gerektiğini gözler önüne seriyor. Siyasi temsildeki mevcut eksiklikler, eleştirel bir şekilde sorgulanmalı ve daha adil ve eşitlikçi siyasi katılımı sağlamak için gerekli önlemler alınmalı. Ancak bu şekilde, siyasi kararların tüm vatandaşların çıkarları doğrultusunda belirlenmesi garanti altına alınabilir.

Elif Kılıç

Ludwig-Maximilians Üniversitesinde sosyoloji alanında yüksek lisans yapmakta olan Elif Kılıç, çalışmalarında sosyolojik teoriye odaklanmakta ve Almanya’daki Müslüman bireylerin ötekileştirme deneyimleri ile kimlik müzakerelerine yönelik niteliksel araştırmalar yürütmektedir. Kılıç, aynı zamanda Perspektif’in yayın kurulu üyesidir.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler