'Hollanda'

İtidalli İmajı Vermek İsteyen Wilders, Koalisyon Kurabilecek mi?

Koalisyon kurma görüşmelerini sürdüren aşırı sağcı Geert Wilders ve partisinin önünde bir problem var: Önceki hükûmetinin istifasına neden olan iltica sistemi reformu.

Fotoğraf: Shutterstock- Jeroen Meuwsen Fotografie

Geert Wilders Kasım 2023’teki erken genel seçimlerinde sandıktan birinci çıktıktan yaklaşık bir ay sonra lideri olduğu Özgürlük Partisi (PVV) ile diğer üç parti arasında kapalı kapılar ardında görüşmeler başlamıştı. Ancak seçimlerden iki ay geçmesine rağmen koalisyonun şartları ve son şekli konusunda kesin bir anlaşmaya varılamadı. Wilders, görüşmelerine devam ediyor.

Aşırı sağcı PVV, 22 Kasım’da yapılan seçimlerde oyların yaklaşık dörtte birini alarak Parlamentodaki 150 sandalyeden 37 sandalye kazanmıştı. Ancak diğer 15 partinin de sandalye kazanmasıyla, çoğunluğu elde edeceğinden emin olunan bir koalisyon hükûmeti kurmak için en az iki ortağa ihtiyacı var. Bunun için Hollanda’da seçimlerin ardından koalisyon olasılıklarını araştırmakla görevlendirilen eski içişleri bakanlarından Ronald Plasterk’in hazırladığı nihai raporda PVV, VVD, NSC ve BBB’nin bulunduğu dörtlü “sağ” koalisyon hükûmetinin kurulması için görüşme ve araştırmalar yapılması tavsiye edilmişti. Bu tavsiyeler üzerine mevcut durumda iki ayı aşkın bir süredir Wilders ile müzakere masasında bulunan üç parti var: Hristiyan demokrat çizgideki Yeni Toplum Sözleşmesi Partisinin (NSC), liberal sağ Demokrasi için Halk Partisi (VVD) ve muhafazakar Çiftçi-Vatandaş Hareketi (BBB).

Wilders Daha Ilımlı Bir İmaj Peşinde Mi?

Aşırı sağcı ideolojisi ve tutumları ile bilinen Geert Wilders, yeni bir hükûmet kurmaya yaklaşırken, daha önce teklif ettiği fakat sonrasında geri çektiği yasa önerileri ile acaba Hollandalılara daha yumuşak yüzünü göstermeye mi çalışıyor sorusunu gündeme getirdi.

Wilders’in partisi PVV’nin manifestosunda AB’den ayrılmak için bir “Nexit” (Hollanda’nın Avrupa Birliği’nden çekilmesi) referandumu yapılması, tüm yeni sığınma taleplerinin reddedilmesi ve kamu binalarında cami, Kuran-ı Kerim ve başörtüsünün yasaklanması çağrısında bulunan Wilders, en sert politikalarını yumuşatma sözü verdi.

Wilders’in yeni bir imaj oluşturma çabaları, İslam karşıtı politikalarını geri çekmesiyle başladığı söylenebilir: Daha önce teklif ettiği ve aralarında Kur’an-ı Kerim’in yasaklanmasının da bulunduğu bazı yasaları sessizce geri çekmesi bunun bir göstergesi. PVV’nin seçim kampanyası programında İslami okulları, Kuran’ı ve camileri yasaklama planları yer almasına rağmen, şimdi bir koalisyon hükûmetini mümkün kılmak için bu tür potansiyel yasaları rafa kaldırmak istediği ifade ediliyor. Ukrayna’yı ilgilendiren politikalarda da benzer şeyler yaşandığı, Bloomberg gazetesinde yayınlanmış olan bir habere göre, gözlemlenebiliyor: Haberde daha önce Hollanda’nın “Ukrayna’ya askeri destek vermemesi gerektiği” yönündeki yorumlarına rağmen, Wilders Ukrayna’nın Hollanda Büyükelçisi’ni ağırladı ve “özgürlük için mücadele eden cesur Ukrayna halkına” saygı duyduğunu ifade ettiği belirtiliyor.

VVD’nin Yeni Sığınmacı Planını Desteklemesi Ne Anlama Geliyor?

Hollanda parlementosunun alt kanadı olan Temsilciler Meclisi (Tweede Kamer), 10 Ekim’deki oturumda, ülkeye gelen sığınmacıların ülkedeki belediyeler arasında adil bir şekilde dağıtılmasını öngören yasa tasarısını onaylamıştı. İltica ve Göçten Sorumlu Devlet Bakanı Eric van der Burg tarafından önerilen bu tasarının, sonraki aşamada Hollanda parlamentosunun üst kanadı Senatodan (Eester Kamer) ise 16 Ocak’ta VVD partisinin de desteği ile geçti. Bununla birlikte daha önce bu teklifin aleyhinde oy veren ve mülteci alımını sınırlandırmak isteyen mevcut (geçici) Başbakan Rutte’nin partisi VVD tavrında değişikliğe gitti. 16 Ocak’taki oylaymayla beraber VVD artık sığınmacıların Hollanda genelinde adil dağılımını ve belediye yönetimlerinin bu amaçla iş birliğine zorlanmasını desteklemiş oldu.

Wilders, 2018’de ülkedeki camilerin ve İslam okullarının kapanmasını, Kur’an-ı Kerim ile burkanın yasaklanmasını içeren “İslami ifadelerin yasaklanması” başlığı altında parlamentoya sunduğu yasa tasarısı önergesini ocak ayının başında geri çekti. Wilders’in bu hamlesi, yeni koalisyon hükûmetinin kurulması aşamasında diğer partilere bir mesaj göndermesi olarak yorumlanıyor.

Yine de Yeni Toplum Sözleşmesi Partisi (NSC) lideri Pieter Omtzigt’in, insan haklarının zedelenmemesinin önemli olduğunu defalarca vurguladığına dikkati çeken uzmanlar, Wilders’in -yakınlaşmaya yönelik bir adım atmış olsa da- önünde hâlâ gitmesi gereken uzun bir yol olduğunu ifade ediyor. Hollanda medyasına göre, iltica reformuna ilişkin yasa konusundaki tartışmalar, uzun süredir müesses nizam karşıtı imajını yayan Wilders için koalisyon kurmanın o kadar da kolay olmayabileceğini gösteriyor. Hollanda’da yeni bir koalisyon kurulmasının uzun sürmesi ise zaten alışık olunmayan bir durum değil: 2021’deki genel seçimlerinden sonraki hükûmet kurma görüşmeleri 299 gün sürmüştü. (AA/P)

Medine Tezcan

Uluslararası Londra Üniversitesinde Siyasal Bilimler ve Uluslarası İlişkiler eğitimini tamamlayan Medine Tezcan, İsveç Genç Müslümanlar (SUM) Derneğinin başkan yardımcılığını yapmıştır. Tezcan, Perspektif redaksiyon ekibinin üyesidir.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler