'UNRWA'

5,9 Milyon Filistinli Mülteciye Yardım Sağlayan UNRWA İsrail’in Hedefinde

İsrail, Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) çalışanlarının Hamas'a destek verdiği yönündeki iddialarıyla Batılı ülkelerin Ajans'a sağladığı fonları askıya almasına neden oluyor.

Fotoğraf: Anas-Mohammed / Shutterstock.com

Birlemiş Milletler (BM) üyesi devletlerin gönüllü katkılarıyla finanse edilen Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA), faaliyetlerine başladığı 1950’den bu yana Filistinli mültecilere gıda, sağlık, eğitim, barınak gibi insani yardımları sağlayan ana kuruluş konumunda bulunuyor. Ajans bugün 5,9 milyon Filistinli mülteciye destek sağlıyor.

UNRWA, 73 yılı aşkın süredir Filistinlilerin yaralarını sarmaya çalışırken, bu süreçte tesisleri defalarca İsrail tarafından vuruldu, tonlarca gıda ve ilaç yok edildi.

İsrail’in 7 Ekim’den bu yana düzenlediği saldırılarda ise halihazırda Gazze’deki Filistinlilerin büyük çoğunluğuna tesislerinde ev sahipliği yapan Ajans’ın 141 tesisi hasar aldı, bu saldırılarda 152 UNRWA çalışanı can verdi.

İsrail, UNRWA’nın bazı çalışanlarını Hamas’ın 7 Ekim’de düzenlediği saldırıya iştirak etmekle suçlarken, Almanya, İsviçre, İtalya, Kanada, Finlandiya, İzlanda, Avustralya, Birleşik Krallık, Hollanda, ABD, Fransa, Avusturya, Japonya ve Estonya UNRWA’ya yönelik finansal desteğini geçici süreyle durdurma kararı aldıklarını açıklamıştı.

Öte yandan, Norveç, İrlanda ve İspanya UNRWA’ya desteği sürdüreceklerini duyurmuştu.

BM Genel Kurulu, 8 Aralık 1949’da UNRWA’yı Kuran Kararı Kabul Etti

İsrail’in 14 Mayıs 1948’de işgal altında tuttuğu Filistin topraklarında bağımsızlığını ilan etmesi ve Filistinlileri zorunlu göçe tabi tuttuğu Nekbe’nin (Büyük Felaket) ardından BM Genel Kurulu, 19 Kasım 1948’de yerinden edilen Filistinli mültecilere acil yardım sağlamak üzere BM Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşunu (UNRPR) kurdu.

Filistin meselesinde siyasi çözümlerde yol alınamaması üzerine nihai çözüm kapsamında “yardım faaliyetlerini sürdürmek ve istihdam projeleri başlatmak üzere tasarlanan Birleşmiş Milletler ajansının” kurulması öngörüldü.

BM Genel Kurulu, 8 Aralık 1949’da UNRWA’yı kuran 302 (IV) sayılı kararı kabul etti. Böylece UNRWA, UNRPR’nin yerini aldı. Karar, İsrail ve Arap ülkeleri tarafından da desteklendi.

UNRWA, “Altı Gün Savaşı”nda Filistinliler İçin 10 Mülteci Kampı Kurdu

Filistinli mültecilere yönelik doğrudan yardım ve çalışma programları yürütmek amacıyla kurulan UNRWA, 1 Mayıs 1950’de faaliyetlerine başladı.

700 binden fazla Filistinlinin yerinden edildiği dönemde yaraları sarmak için harekete geçen Ajans sayesinde sadece bir yıl sonra, 1951’de çadırlarda barınan Filistinli mültecilerin oranı yüzde 87’den 32’ye düştü. 1955’te de UNRWA, mülteci kamplarındaki çadırları kademeli olarak prefabrik barınaklar veya briket evlerle değiştirmeye başladı.

5 Haziran 1967’de Mısır, Ürdün ve Suriye’nin dahil olmasıyla başlayan “Altı Gün Savaşı”, Filistinliler ve bölgedeki halk için yeni bir felaket olurken, savaşta 120 bini Filistinli 300 binden fazla kişi evsiz kaldı.

UNRWA, İsrail’in Batı Şeria ve Gazze Şeridi’ni işgal etmesinin ardından Filistinli mülteci olarak kayıtlı bulunmayan kişiler dahil yerinden edilmişlere barınma sağlamak için bölgede 10 kamp kurdu.

Ajans, 1967’de Beyrut’taki Merkezini Terk Etmek Zorunda Kaldı

İsrail, 1974’te düzenlediği hava saldırılarında Lübnan’daki Nabatiye Filistin mülteci kamplarını vurdu. Sadece Nabatiye’de 3 binden fazla Filistinli mülteciye ev sahipliği yapan UNRWA’nın kurduğu barınakların yüzde 80’i vuruldu. Ajans, derhal mültecilere battaniye ve erzak sağladı, acil beslenme programı ve mobil sağlık birimi kurdu.

UNRWA, Lübnan’da 1975-1990’da çıkan iç savaşta artan istikrarsızlık nedeniyle 1976’da Beyrut’taki merkezini terk etmek zorunda kaldı. Önce Ürdün’e, ardından geçici olarak Viyana’ya taşındı.

İsrail’in Lübnan’daki Filistinlileri hedef alan saldırılarına bir yenisinin eklendiği 1976’da yaklaşık 67 bin Filistinli mülteci yerinden edildi. UNRWA, bu dönemde de yaraları sarmak için hemen harekete geçti.

Toplam mülteci sayısının 2 milyonu bulduğu dönemde İsrail, 1982’de Lübnan’ı işgal etti ve 16-18 Eylül’de Beyrut’un güneyindeki Sabra ve Şatilla mülteci kamplarında 3 binden fazla savunmasız Filistinli, İsrail ordusunun himayesindeki aşırı sağcı Hristiyan Falanjist milisleri tarafından katledildi. Bu saldırı üzerine UNRWA, faaliyetlerini diğer bölgelerde askıya alarak sadece Lübnan’da yoğunlaştırdı.

EMLOT Acil Fonu’nu Kurdu

Gazze Şeridi’nde 1987’de patlak veren, daha sonra tüm Filistin topraklarına yayılan ve 1993’e kadar devam eden Birinci İntifada sürecinde büyük ölçüde silahsız protestolara karşı İsrail, sert müdahalede bulundu. UNRWA, burada da devreye girerek Lübnan ve İşgal Altındaki Topraklar İçin Olağanüstü Önlemler (EMLOT) Acil Fonu’nu kurdu.

Irak’ın 1990’da Kuveyt’i işgal etmesiyle Irak ve diğer körfez ülkelerinden Ürdün’e gelen yüz binlerce kişi için de acil yardım kapsamında harekete geçen UNRWA, 1991’de çoğu Filistin kökenli ve birçoğu kayıtlı Filistinli mülteci olan Ürdün pasaportlu yaklaşık 250 bin kişiye insani yardım sağladı.

Filistinli Mültecilere Sürdürülebilir Gelir Yaratmak İçin Bir Birim Kurdu

UNRWA, 1991’de Filistinli mültecilere sürdürülebilir gelir yaratma fırsatları sağlamak amacıyla daha sonra “Mikrofinans Departmanı” adını alacak birim kurdu.

Aynı yıl Madrid Konferansı ile başlatılan Orta Doğu Barış Süreci’nin bir parçası olarak merkezini Gazze’ye taşıyan Ajans, Barışın Uygulanması Programı’nı geliştirmeye başladı ve işgal altındaki Filistin topraklarındaki sorumluluklarını, Filistin yönetimine devretmeye hazırlandı.

“Aksa İntifadası” olarak da bilinen, 2000’de başlayan, çok sayıda kişinin ölümü ve yaralanmasına neden olan İkinci İntifada döneminde kötüleşen ekonomik şartlar ve altyapının tahrip edilmesi üzerine on binlerce Filistinli yardıma muhtaç hale geldi. UNRWA, bu dönemde de mobil sağlık ekipleri dahil kapsamlı bir acil yardım programı başlattı.

UNRWA, Filistinli mültecilerin karşılaştıkları zorlukları ele almak için 2002’de psikolojik danışmanlık ve destek programı olan Gazze’de Toplum Ruh Sağlığı Programı’nı (CMHP) yürüttü.

Nahr El Bared Kampının Yeniden İnşası En Büyük Projesi Oldu

Lübnan’ın Trablusşam kentindeki mülteci kampı Nahr El Bared’de Lübnan Silahlı Kuvvetleri ile silahlı gruplar arasında çıkan çatışmada kampın büyük bir kısmı yakıldı. 2009’da tahmini maliyeti 345 milyon doları bulan kampın yeniden inşası çalışmaları, UNRWA’nın bugüne kadar üstlendiği en büyük proje oldu.

İsrail’in 2009’da Gazze Şeridi’ne kara ve deniz ablukası uyguladığı dönemde işsizlik oranı yüzde 45,2’ye ulaştı. 2013’te ise nüfusun yüzde 80’i uluslararası yardıma bağımlı hale geldi.

UNRWA Tesisleri Hedef Alındı

İsrail’in 27 Aralık 2008’de abluka altındaki Gazze Şeridi’ne başlattığı ve “en yıkıcı saldırı” olarak nitelendirilen “Dökme Kurşun Operasyonu”nda 7 sağlık merkezi dahil 51 UNRWA tesisi hasar aldı. Gazze Şeridi’ndeki UNRWA deposu vuruldu, yüzlerce ton gıda ve ilaç yok edildi.

Suriye’deki iç savaşın başladığı 2011’den bu yana süren çatışmalar da 560 bin kayıtlı Filistinli mülteciyi etkiledi. Acil yardım hizmetleri sunmaya devam eden UNRWA, Aralık 2015’te silahlı çatışmalardan etkilenen Filistinli mültecilere yönelik 414 milyon dolar tutarında Suriye Bölgesel Kriz Acil Yardım Çağrısı’nı duyurdu. Ajans, Suriye içindeki Filistinli mülteciler ile Lübnan, Ürdün ve Gazze’ye kaçanlara barınma, gıda, nakit ve acil yardım sağladı.

Gazze Şeridi’nin altyapısının yıkılmasına, ekonomisinin zayıflamasına neden olan İsrail’in 2014’te düzenlediği, 2 binden fazla Filistinlinin hayatını kaybettiği saldırılarda okul ve sağlık merkezleri dahil 118 UNRWA tesisi hasar aldı. Saldırı, Gazze’de büyük bir yıkıma yol açtı ve 500 bin kişiyi yerinden etti.

Silahlı çatışmalar boyunca UNRWA, 156 okul binasının 90’ında ülke içinde yerinden edilmiş Filistinlilere ev sahipliği yaptı.

UNRWA, 2015’ten itibaren saha ofislerinin tamamında özel koruma ekipleri bulunduruyor.

“Gazze’de Yaşananlar Ortada. Bir Soykırım, Bir Etnik Temizlik Var”

UNRWA’nın eski sözcüsü Chris Gunness, İsrail’in ortaya attığı son iddialardan önce ay başında İsrailli yetkililerin Ajans’a yönelik tutumuna ilişkin değerlendirmede bulunmuştu.

Gunness, Filistin sorununun çözülmesi kapsamında İsrail tarafının barış görüşmelerine katılmayı reddettiğini ve (İsrail Başbakanı Binyamin) Netanyahu’nun söylediklerinden iki devletli çözüm istemediklerinin çok açık olduğunu dile getirerek, “Aslında ne istedikleri çok açık, Gazze’de yaşananlar ortada. Bir soykırım, bir etnik temizlik var. Batı Şeria’da gördüğümüz şey ise bir apartheid sistemi.” diye konuşmuştu.

7 Ekim’deki saldırının kesinlikle bir bağlamının bulunduğunu ve bunun da “Filistinlilerin mülksüzleştirilmesi, topraklarının işgal edilmesi ve abluka altına alınması” olduğunu anlatan Gunness, UNRWA’nın kendisine verilen insani yardım görevini yerine getirmek üzere Hamas ile bakanlık düzeyinde temas kurma yetkisine sahip olduğunu vurgulamıştı.

“UNRWA’nın Hedef Alınması Siyasileştirilmiş Saldırılardır”

İsrailli yetkililerin açıklamalarıyla sıklıkla UNRWA’yı hedef almasını “siyasileştirilmiş saldırılar” olarak nitelendiren Gunness, bunların Filistinli mültecileri itibarsızlaştırmak için yapıldığını kaydetmişti.

Gunness, basında yer alan bir Gazze sakininin İsrail güçlerine “Hamas’ın UNRWA üzerinde doğrudan kontrolü” olduğunu söylediği iddiasına ilişkin Gunness, “Bu, anlatıyı İsrail’in Filistinlilere karşı işlediği soykırımdan uzaklaştırma girişiminin bir parçasıdır.” değerlendirmesinde bulunmuştu.

Bu iddialarla İsrail’in, dikkatleri insanlığa karşı işlediği suçlardan uzaklaştırarak “gerçekleri saptırma taktiği” uyguladığını aktaran Gunness, İsrailli bakanların Filistinlilere yönelik “insansı hayvan” benzetmesini, Gazze’ye nükleer bomba atma tehdidinde bulunmasını hatırlatarak, “Burada soykırım niyetinin tipik bir örneği olabilecek bir durum var.” ifadesini kullanmıştı.

“Gazze İçin Kıtlık Yakındı, Artık Kaçınılmazdır”

Birleşmiş Milletler (BM) Gıda Hakkı Özel Raportörü Michael Fakhri, X sosyal medya platformundan yaptığı paylaşımda, Uluslararası Adalet Divanının (UAD), İsrail’in Gazze’de soykırım yaptığına ilişkin “makul bir karara” varmasının ardından bazı ülkelerin, çalışanlarıyla ilgili iddialar nedeniyle UNRWA’ya finansal desteğini durdurma kararı aldığını hatırlattı.

Bu durumun 2,2 milyondan fazla Filistinliyi toplu olarak cezalandırdığını vurgulayan Fakhri, “(Gazze için) Kıtlık yakındı artık kaçınılmazdır.” ifadelerini kullandı. (AA/P)

Enise Yılmaz

Bochum Ruhr Üniversitesinde hukuk eğitimi gören Yılmaz, Perspektif’in yayın kurulu üyesidir.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler