'Gazze Şeridi'

“Gazze’deki Açlık Gelecek Nesilleri de Etkileyecek”

Gazze'deki gıda yoksunluğu ve açlık BM raporlarına göre endişe verici düzeyde. Uzmanlar İsrail'in sivilleri aç bırakmayı ve yardımları engellemeyi bir savaş stratejisi olarak uyguladığını belirtti.

Fotoğraf: Anas Mohammed/Shutterstock

Birleşmiş Milletler bünyesindeki kuruluşların hazırladığı ve 21 Mart’ta kamuoyuyla paylaşılan Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırması (IPC) raporunda, Gazze’nin 1 milyon 100 kişilik nüfusunun “felaket düzeyde açlık ve kıtlıkla karşı karşıya” olduğu vurgulandı. Raporu hazırlayan uzmanlar hangi tespit ve uyarılarda bulunuyor?

“Açlıktan Zarar Görenlerin Sayısı İki Katına Çıkabilir”

Rapora ilişkin basın açıklamasında, Gazze’nin kuzeyinin ve Gazze’ye bağlı bölgelerin, Gıda Güvenliği Klasifikasyonu’nun (IPC) 5. aşaması olan “felaket/kıtlık” seviyesinde olduğu belirtildi. Bu son aşama, Gazze’nin kuzeyinde yaşayan nüfusun yüzde 70’inin (yaklaşık 210 bin kişi) felaket düzeyinde açlıkla karşı karşıya olduğu anlamına geliyor. Raporda, ayrıca, hane halkı açısından akut gıda güvensizliğine yönelik kıtlık eşiğinin de çoktan aşıldığı kaydedildi.

IPC’nin beş seviyeden oluşan sınıflandırmasındaki ilk üç aşama olan minimal, endişe verici ve kriz aşamaları çoktan geride bırakıldı.

Gazze’nin kuzeyindeki bu durumun dışında güneydeki Deir al-Balah ve Han Yunus ile Refah kentlerinin de IPC 4. aşama olan “acil durum” kapsamında sınıflandırıldığı aktarıldı. IPC için Aralık 2023’te yayınlanan bir önceki değerlendirme raporundan beri durumun daha da kötüye gittiği vurgulandı. Gazze Şeridi’ndeki 2 milyon 200 binlik nüfusun tamamının yüksek düzeyde akut gıda güvensizliği ile karşı karşıya olduğu dile getirildi.

IPC raporunda, Aralık 2023’te yapılan son değerlendirmelere kıyasla Gazze’de durumun ciddi ölçüde kötüleştiği ve İsrail’in politikalarını sürdürmesi halinde haziranda kitlesel açlıktan zarar görenlerin sayısının yaklaşık 2 katına çıkacağı kaydedildi.

Acil Yardım Erişimi Olmazsa Gazze’yi Felaket Düzeyinde Açlık Bekliyor

İsrail’in Refah’a olası kara saldırısı başlatma ihtimaline değinilen basın açıklamasında, “Mart ortası ile temmuz ortası arasında, en olası senaryoya göre ve Refah’a kara saldırısı da dahil olmak üzere çatışmaların tırmanacağı varsayımı altında, Gazze Şeridi nüfusunun yarısının (1,1 milyon kişi) felaket koşullarıyla karşı karşıya kalması bekleniyor.” değerlendirmesi yer aldı.

Bu arada, IPC raporunun ardından BM’nin Roma merkezli kuruluşu Gıda ve Tarım Örgütünden (FAO) yapılan yazılı açıklamada, Gazze’de beklenen açlık karşısında geniş ölçekte yardımların ulaştırılabilmesi için acil erişim çağrısında bulunuldu.

Bir diğer BM kuruluşu Dünya Gıda Programı (WFP) İcra Direktörü Cindy McCain de “Gazze’de insanlar şu anda açlıktan ölüyor. Bu insan yapımı açlık ve yetersiz beslenme krizinin Gazze’yi etkileme hızı dehşet verici. Kıtlığı önlemek için çok küçük bir pencere kaldı ve bunu yapabilmek için kuzeye acil ve tam erişime ihtiyacımız var.” ifadesini kullandı.

“Açlık Bir Silah Olarak Kullanılıyor”

Konuyla ilgili konuşan ABD’nin Tufts Üniversitesi Dünya Barış Vakfı Genel Müdürü Alex De Waal, kitlesel açlığın normalde yavaş gelişen ve uzun süren bir durum olduğunu belirterek, İsrail’in kitlesel aç bırakma stratejisini “ivmeli ve hızlandırılmış biçimde” uyguladığını ve “böylesine ivmeli başka bir vakayla karşılaşmadığını” ifade etti.

Alex De Waal, bir bölgede kıtlık yaşandığının ilan edilmesinin, politik kısıtlamalar ve veri erişiminin sınırlandırılmasıyla sekteye uğratılan teknik bir süreç olduğunu söyledi. BM’nin de kullandığı yaygın kabule göre, “kıtlık” kelimesini kullanabilmek için üç koşul aranıyor: Nüfusun yüzde 20’sinin aşırı gıda kıtlığı çekmesi (1), çocuklar arasında akut yetersiz beslenme yüzde 30’u aşması (2) ve her 10.000 ölümden ikisinin yetersiz beslenmeden kaynaklanması (3). Mevcut durumda Gazze bu eşikleri çoktan aşmasına rağmen kıtlık resmî olarak ilan edilebilmiş değil.

De Waal Etiyopya, Nijerya ve Yemen’de kıtlık yaşandığının ilan edilmesini istemeyen yetkililerin veri erişimini kısıtladığını hatırlatarak durumu açıkladı:

“İsrail de (Gazze’de) kıtlık ilan edilmesini istemiyor. Ancak kıtlık yaşandığını ilan etmeye yetecek veri olmasa bile Gazze’de bir felaket yaşandığını gösteren devasa kanıtlar göz ardı edilemez.” sözleriyle durumu tasvir etti. De Waal, “Kitlesel açlığı kullanarak nüfusu yok etmek için tek gereken halkı (temel gıdadan) mahrum bırakmaktır. Sonuç olarak, kıtlık olduğunu söyleyemesek de açlık bir silah olarak kullanılıyor.”

Çatışmalarda kitlesel açlığın silah olarak kullanılmasına Suriye örneğini veren De Waal, “İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun eylemleri, Suriye’deki rejimin lideri Beşşar Esed’inkine oldukça benziyor.” dedi. De Waal, iki liderin eylemleri arasındaki farkın “İsrail’in daha büyük ölçekte ve daha hızlı” hareket etmesi olduğunu kaydetti. De Waal, Yemen ve Etiyopya’nın Tigray bölgesindeki kitlesel açlığın, geniş kırsal alanı ve daha büyük nüfusu etkilemesi nedeniyle Gazze’de yaşanandan çok daha farklı olduğunu dile getirdi.

“Gelecek Nesiller de Etkilenecek”

Gazze’de yaşanan kitlesel açlığın Filistin’in gelecek nesli üzerindeki etkisine işaret eden De Waal, “Özellikle çocuk nüfusu böylesi çaresiz bir haldeyken durumu geriye döndüremezsiniz. Öldürmeye son verseler de Filistinliler ölmeye devam edecektir.” ifadelerini kullandı ve ekledi: “Kitlesel açlığa maruz kalan anne rahmindeki bebekler ve küçük çocuklar, tüm fiziksel becerileri gelişmeden büyüyecek. Daha kısa olacaklar, zihinsel gelişimleri tamamlanamayacak. Böylece gelecek bir veya iki nesil yaşananlardan etkilenecek.”

Hollanda’da 2. Dünya Savaşı sırasında yaşanan kıtlığı örnek veren De Waal, “1944-1945 yıllarında Hollanda’daki ‘Açlık Kışı’ sırasında henüz küçük yaştaki çocuklar büyüdüğünde, kendilerinden yaşça büyük ve küçük kardeşlerine kıyasla daha kısa boyluydular ve aynı eğitim başarısını gösteremediler.” şeklinde konuştu. Gazze’nin yeniden inşasının uzun zaman ve çok çaba gerektireceğini belirten De Waal, Filistinli nesillerin karşı karşıya olduğu şiddet ve açlık sebebiyle psikolojik travmanın da nesillerce süreceğini kaydetti.

An itibarıyla Gazze’nin dünyanın herhangi bir yerinde gıda yoksunluğuyla yaşayan en yüksek insan oranına sahip olduğunu belirtilmekte. Birleşmiş Milletler Çoçuklara Yardım Fonu (Unicef), geçtiğimiz günlerde, Gazze’deki beş yaşın altındaki çocukların yüzde 90’ının günde ikiden az gıda çeşidi yediğini ve bunun “şiddetli gıda yoksulluğu” olarak tanımlandığını, kabaca yüzde 90’ının bulaşıcı bir hastalıktan etkilendiğini vurgulamıştı. Dünya kamuoyu ve Birleşmiş Milletler kurumları Gazze’deki sivillerin kıtlık içerisinde olduğunu dile getirirken Güney Afrika da, Gazze’deki kıtlık ve açlığı Uluslarası Adalet Divanına (UAD) taşıyarak mahkemenin İsrail aleyhine 26 Ocak’ta verdiği tedbirlerin değiştirilmesi veya yeni tedbirlere konulması talep etmişti. (AA,P)

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler