HRW: “Almanya, Müslümanları Irkçılıktan Korumakta Yetersiz Kalıyor”
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Almanya'da artan ırkçı saldırılar ve nefret suçlarına dikkati çekerek Alman yetkililere Müslüman karşıtlığıyla mücadele için daha güçlü önlemler alma çağrısında bulundu.
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), geçen hafta internet sitesinde yaptığı açıklamada, Alman hükûmetinin Almanya’da artan nefret ve ayrımcılık vakaları karşısında Müslümanları ve Müslüman olarak algılanan kişileri ırkçılıktan koruma konusunda yetersiz kaldığını belirtti.
HRW’ye göre Müslüman karşıtı ırkçılığın işleyen bir tanımının olmaması, olaylara ilişkin resmî verilerin ve mağdurlara yönelik kurumsal destek için yapılan yatırımların yetersizliği, etkili bir müdahalenin önündeki engeller arasında yer alıyor.
İsrail’in Gazze’ye Yönelik Saldırıları Sonrası Müslüman Karşıtı Vakalarda Artış
Resmî rakamlara göre, Alman polisi geçen yıl ocak ve ekim ayları arasında tehdit mektupları, sözlü ve fiziksel saldırılar, vandalizm ve mala zarar verme dahil olmak üzere 686 Müslüman karşıtlığı suç ve saldırıyı kaydetti. Bu rakam 2022 yılında 610 olarak tespit edilmişti. Hâlihazırda Alman sivil toplum örgütleri de İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları sonrası Müslüman karşıtı vakalarda artış olduğu uyarısında bulunmuştu.
HRW’nin Avrupa’da ırkçılık araştırmacısı olan Almaz Teffera, “Alman hükûmetinin Müslümanları nefret ve ayrımcılıktan koruma konusundaki başarısızlıkları, Müslümanların sadece inanç temelli düşmanlığa değil, ırkçılığa da maruz kaldıklarını anlamamakla başlıyor. Almanya’daki Müslüman karşıtı nefret ve ayrımcılık net bir şekilde anlaşılmadan, olaylara ve topluma ulaşmaya ilişkin güçlü veriler olmadan, Alman makamlarının vereceği bir yanıt etkisiz olacaktır.” açıklamasında bulundu.
Almanya’da faaliyet gösteren İslam ve Müslüman Düşmanlığı Karşıtı İttifak CLAIM (Alm. Allianz gegen Islam – und Muslimfeindlichkeit) başkanı Rima Hanano, 2023 yılında Müslüman karşıtı vakalardaki artışın korkutucu bir boyuta ulaştığını açıklamıştı. CLAIM, kasım ayında günde ortalama üç Müslüman karşıtı vaka belgelediğini bildirmişti. Belgeledikleri vakaların arasında, Müslüman olduğu düşünülen bir kişi otobüsten inerken “terörist” olarak önce sözlü sonra fiziksel saldırıya uğramış, aldığı yaralar nedeniyle hastaneye kaldırılmıştı.
Vakalar Bildirilmiyor
CLAIM gibi sivil toplum grupları bu tür vakalara ilişkin veri toplayabilirken, Alman hükûmeti HRW’ye göre ülke çapında bu tür vakaları izleme ve veri toplama konusunda eksik kaldığı gibi, yetkili mercileri sorunun üstesinden gelebilmeleri için gerekli bilgi ve araçlarla donatacak net göstergelere dayalı bir altyapı henüz geliştirebilmiş değil.
Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansı (İng. European Union Agency for Fundamental Rights) tarafından 2017 yılında, Almanya da dahil olmak üzere 15 AB üyesi ülkede Müslüman karşıtı ayrımcılık üzerine yapılan bir ankette her 10 kişiden 1’i uğradıkları en son Müslüman karşıtı olayı gerekli yerlere bildirdiklerini belirtmiş. Bildirmeyenler ise “bildirmekle hiçbir şey olmayacağını ya da değişmeyeceğini” düşündüğünü ifade etmiş. Uğradıkları ırkçılığı bildirenlerin yüzde 81’i “polisin konuyu ele alış biçiminden bir ölçüde memnuniyetsizlik” duyduklarını söylemiş.
HRW açıklamasında Hanau’da 9 göç kökenli insanın öldürüldüğü ırkçı saldırıya işaret ederken, “Avrupa’nın en büyük Müslüman nüfuslarından birine sahip olan Almanya’da Müslüman karşıtı şiddet ne yeni bir olgudur ne de sebepsiz yere kendiliğinden ortaya çıkmıştır.” ifadesini kullandı.
Irkçılık ve Hoşgörüsüzlüğe Karşı Avrupa Komisyonu (ECRI) da, Müslüman karşıtı ırkçılık ve ayrımcılığın önlenmesi ve bunlarla mücadeleye ilişkin 5 No’lu Politika Tavsiyesinde, Müslüman karşıtı ırkçılıkla mücadele etmek ve bu tür olayların tanınmasını ve kayıt altına alınmasını desteklemek için bağımsız izleme yapılarına ve yetkili makamların sağlam kapasite geliştirilmesine duyulan ihtiyacı vurgulamıştı. (AA/P)
