'Dosya: "Kesin Dönüş Mümkün mü?'

7 Ekim Sonrası Acı Bir Soru: “Almanya’da Bir Geleceğim Olabilir mi?”

Orta Doğu'daki çatışmalarda giderek artan şiddetin etkileri Almanya'da da hissediliyor. Giderek daha fazla sayıda Müslüman, düşmanlıkla karşı karşıya kalıyor ve bundan dolayı geleceklerinden endişe ediyor. Bu durumdan mustarip kişilere nasıl hissettiklerini sorduk.

©Anadolu Images

Almanya’da son yıllarda Müslüman karşıtı ırkçılıkta endişe verici bir artış söz konusu. Müslümanlar giderek daha fazla ön yargı, ayrımcılık ve saldırı ile karşı karşıya kalıyor. Bilhassa tedirgin eden hususlardan biri, dinlerini açıkça yaşayan ve sergileyen Müslümanlara yönelik fiziksel ve sözlü saldırılardaki artış. Başörtüsü takan Müslüman kadınlar ise, düşmanlık ve saldırıların daha sık kurbanı oluyor. İstatistiklere göre ülke genelinde her gün üç Müslüman karşıtı ırkçılık vakası gerçekleşiyor.

Bir yanda ırkçı imalar siyasi tartışmalarda giderek daha yüksek sesle dile getirilirken, 7 Ekim 2023’ten sonra Gazze Şeridi’nde savaşın endişe verici sonuçlarından Almanya da kurtulamadı. Toplumdaki bölünme derinleşirken, özellikle aşırı sağcı gruplar kendilerini daha da cesaretlenmiş hissediyor. Nefret ve ön yargıya karşı duran bir birlik oluşturmak yerine, toplumun bazı kesimleri Müslüman karşıtı ırkçılığı hoş görerek ve hatta destekleyerek aşırılık yanlılarının tuzaklarına düşmeye hazır görünüyor.

Müslümanlar ya da Müslüman olarak algılanan insanlar bu gerçekle her gün yüzleşmek zorunda. Peki, gündelik hayatta karşılaşılan bu düşmanlık formuyla nasıl başa çıkıyorlar? Buna cevap bulmak için Almanya’daki üç Müslümanla korkularını, endişelerini ve düşüncelerini konuştuk.

“Almanya’da Bir Geleceğim Olabilir mi?”

Almanya’da ırkçılığa maruz kalan insanlar sürekli olarak kendilerine bu ülkede geleceklerinin nasıl olacağını soruyor. Artan ırkçı saldırılar göz önünde bulundurulduğunda bu düşünceler tamamen haklı. Bir güvensizlik ve korku duygusu yayılıyor. Sosyal medyada, Müslümanlar giderek kötüleşen ırkçılık deneyimleri hakkında yorum yapıyor ve Almanya’da bir geleceğin mümkün olup olmadığını sorguluyor.

28 yaşındaki mühendis Zayed de bu sorularla yoğun bir şekilde ilgileniyor. Siegen’de doğup büyüyen, başarılı bir okul dönemi geçiren, diploması ve iyi bir işi olan Zayed’in şimdiye kadar Almanya’yı terk etmeyi düşünmek için bir nedeni olmamış. “Ben her zaman iyiydim. Almanya’yı gerçekten evim ve vatanım olarak gördüm.” diyerek önceki yıllarını tarif ediyor Zayed. Zaman zaman ırkçılığa maruz kalmış olsa da Almanya’daki geleceğinin nasıl olabileceğini “şimdiye kadar” hiç düşünmemiş.

Mezun olduktan ve yeni bir işe başladıktan sonra ise ırkçılığın yükselen dalgasını birden hissetmiş: “2021 yılında bir şirkette makine mühendisi olarak çalışmaya başladım. İş görüşmesinde bana bir Arap aşiretine mensup olup olmadığım soruldu.” Bu soruyu işiten Zayed şok olmuş: “O zamana kadar ırkçılığı hep bilinçaltındaki bir şey olarak algılamıştım ama bu soruda kendini doğrudan göstermişti.”

7 Ekim 2023’ten sonra ise Zayed’i korku kaplamış: “Almanya’da hâlâ bir geleceğim olup olmadığını ilk kez o zaman ciddi ciddi kendime sordum.” Zayed, Filistin kökenli ve kendini bu ülkeyle güçlü bir şekilde özdeşleştiriyor. “Her gün Gazze’de ölen insanları görüyorum ve bu acılar hakkında konuşmama izin verilmiyor.” diyerek şikâyetini dile getiriyor. Bu durum Zayed’in üzerinde ağır bir yük oluşturuyor: “Almanya’da tek taraflı bir empati olduğunu görüyorum ve bu empati bana yönelik değil.”

Ne yazık ki siyasi manzara, Müslüman karşıtı ırkçılığın bu endişe verici eğilimine karşı harekete geçmek için gerekli kararlılığı yansıtmıyor. Zayed, ırkçı olayların açık ve birleşik bir şekilde kınanması yerine, siyasi karar alıcıların tereddütle tepki verdiğini görüyor. Ya da daha kötüsü, ön yargılar için bir zemin yarattıklarını düşünüyor: “Olaylar böyle devam ederse, artık bu ülkede kendimi güvende hissetmeyeceğim. Ve benim için güvende olmamak demek, ülkemi terk etmeyi ciddi ciddi düşünmek anlamına geliyor.”

“Geleceğimi Daha Güvenli Hâle Getirmek İstiyorum”

Zayed’in aksine, Ayla Almanya’yı terk etmeyi düşünmüyor. Kuzey Ren Vestfalya’da öğretmenlik yapan ve başörtüsü takan 30 yaşındaki Ayla, “ülkeyi öylece terk edip aşırı sağcılara bırakmak” istemediğini söylüyor: “Ben bu yüzden öğretmen olmadım. Öylece çekip gidersem öğrencilerime ne öğretebilirim ki?” Almanya’daki Müslümanların korkularını anlıyor, özellikle de her gün ırkçı düşmanlığa maruz kalan görünür bir Müslüman kadın olarak. “İş yerinde, alışverişte ya da bir konserde… Her yerde ırkçı nefretle karşı karşıya kalıyorum.” diyerek bunun kapsamını anlatıyor Ayla.

Ayla, 7 Ekim’ tarihinden sonraki durumu “O kadar kötüleşti ki akşamları mide ağrılarıyla uyuyakalıyordum.” diyerek tarif ediyor. Okulda müdürü kendisine bu konudan ya da Orta Doğu’daki çatışmalardan bahsetmemesini söylemiş. Ayla, “Meslektaşlarımın başka birine (bu konuyla ilgili olarak) gidip konuştuğundan haberim yoktu.” diyor. Öğrencilerinin çoğu da kısmen öğretmenlerden kısmen de diğer öğrencilerden gelen ırkçılığa maruz kalıyor: “Başörtüsü takan öğrencilerim bana okula gelmeye korktuklarını söylediler. Burada bana ihtiyaç duyulduğunu fark etmişken, bu durumda göç etmeyi nasıl düşünebilirim?” Irkçılığa maruz kalmış bir Müslüman olarak Ayla, Müslüman karşıtı ırkçılığa maruz kalan öğrencilerini de anladığını ifade ediyor.

Ayla bu öğrenciler için güvenli, aydın ve ırkçılığa duyarlı bir gelecek inşa etmenin ve onlara yalnız olmadıklarını göstermenin önemli olduğunu söylüyor. Türkiye kökenli bir Alman olarak Ayla’nın bu ülke ile özel bir bağı da var:

“Büyükannem ve büyükbabam misafir işçilerdi ve Almanya’nın inşasına yardımcı oldular. Biz daha iyi bir geleceğe sahip olalım diye vatanlarını terk ettiler. Bu ülke bana onların mirası. Bu yüzden Almanya’da geleceğin zor olacağını bilsem de burada kalmalı ve gelecek için çalışmalıyım. Çünkü daha kötü zamanlar yaşayacağımıza inanıyorum. İşte bu yüzden sadece bizim inşa edebileceğimiz güvenli alanlara ihtiyacımız var.”

“Almanya’dan Başka Bir Ülkem Yok”

Maryam, diş hekimi asistanı olmak üzere eğitim alan 21 yaşındaki Hessenli Müslüman bir kadın. Suriye’deki savaş sırasında 6 yaşında bir çocukken ailesiyle birlikte Almanya’ya kaçmış. Onun için Almanya fırsatlar ve umutlarla dolu bir ülke. “Savaşı yaşadım ve korku ve belirsizlik içinde yaşamanın ne demek olduğunu biliyorum.” diyor Maryam. Buna karşın, her gün ırkçılığı hissediyor ve geleceği için endişeleniyor. Yine de Almanya’yı “bombalardan ve ölümden” uzakta mutlu bir yaşam için büyük bir fırsat olarak görüyor: “Irkçılığı görüyorum ve hissediyorum. Burada, Almanya’da insanların bana nasıl baktığını görüyorum. Koyu renk saçlarım ve koyu renk tenim Almanya için büyük bir sorun.”

Yine de Maryam’ın siyasete ve topluma inancı var. Özellikle gayrimüslim ve beyaz insanların Suriye’den ayrıldıktan hemen sonra kendisine ve ailesine nasıl yardım ettiklerini görmüş. Ve bugün bile ırkçılığa karşı duran ve mağdurlarla dayanışma gösteren pek çok etkilenmemiş insan görüyor: “Ben bu insanları görüyorum. Diğer Müslümanların da onları görmesini istiyorum. Umudumuzu kaybetmememizi ve bu zor zamanlarda birbirimize destek olmamızı istiyorum.”

Almanya’da toplum bölünmüş durumda ve Müslüman karşıtlığı giderek daha fazla kabul görüyor. Saldırıların ve ayrımcılık vakalarının sayısı artarken bu endişe verici eğilimi durdurmak için acil harekete geçilmesi gerektiği açık. Müslüman karşıtı ırkçılığın toplumun merkezinde neden yükselişte olduğunu sorgulamak yerine tabular inşa ediliyor ve cevaplanması zor olduğu için rahatsızlık veren sorulardan uzak duruluyor. Siyasiler katından açık bir kınama görmeye, gerçeği yansıtan eleştirel bir medya ortamını tesis etmeye ve ayrımcılığa karşı sağlam bir duruş sergileyen bir toplumun oluşturulmasına ihtiyaç var. Aksi takdirde, 7 Ekim 2023’ün bir dönüm noktası olarak değil, Alman toplumunda yaşanabilecek tehlikeli gelişmelerin bir işareti olarak hatırlamak riskiyle karşı karşıyayız.

Kübra Layık

Düsseldorf Üniversitesi’nde öğrenimini sürdüren Layık, online haber-yorum platformu IslamiQ redaktörlerindendir.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler