'Dosya: "Kesin Dönüş Mümkün mü?'

Bilgi Çağında Beyin Göçünü Yeniden Düşünmek

Yaşadığımız bilgi çağında sosyal ağlar, iş gücü hareketliliğini artıran bir etkiye sahip. Peki, bu etkiyi gözeterek Almanya ve Türkiye arasındaki (döngüsel) beyin göçünü nasıl yorumlamak gerekiyor?

©Rawpixel.com/shutterstock.com; değişiklikler: Perspektif

Alvin Toffler (1981), Üçüncü Dalga adlı eserinde toplumların geçirdiği evrimleri tarım, sanayi ve bilgi devrimleri olarak üç grupta açıklarken, bu devrimlerden tarım devriminin 1000 yıl, sanayi devriminin 300 yıl sürdüğünü, ama bilgi devriminin 100 yılda tamamlanacağını öngörmüştür. Tarım ve sanayi toplumlarında “güç” insan ve makine gücünü elinde bulunduranlarda iken, bilgi toplumunda “güç”, bilginin, yani aklın gücünden yararlananlardadır (Tonta, 1999). Bu bağlamda bilgi üretiminde ve işlenmesinde kullanılan bilgi ve iletişim teknolojileri bilgi toplumunun en belirleyici göstergelerinden biridir.

Bu süreçte bir teknolojinin etkisi, bir işi yapmak için gereken iş gücünün verimliliğini kaç kat yükselttiğiyle değerlendirilir (Chachra, 1992). Örneğin, pulluk iş gücü verimliliğini 10 kat artırmanın yanı sıra, tarımsal üretimde 10 kat artış sağlayan kimyasal gübreyle birlikte kullanıldığında tarım devrimine yol açmıştır. Buharlı makineler ise, iş gücü verimliliğini 1000 kat artırarak sanayi devrimine zemin hazırlamıştır. Bilgi teknolojileri bilginin toplanmasında, işlenmesinde, depolanmasında iş gücü verimliliğini milyonlarca kat artırmıştır. Aynı şekilde iletişim teknolojileri de bilginin ağlar aracılığıyla bir yerden bir yere iletimini milyonlarca kat hızlandırmıştır.

Başka bir deyişle bilgi ve iletişim teknolojileri insan yeteneklerini trilyonlarca kat artırmıştır. Şüphesiz ki bu durum günümüzde ülkelerin yüksek nitelikli insanlara ilgisini arttırmış ve bu insanları ülkelerine çekmeye yönelik politikalar geliştirmeye zorlamıştır. Bu durum ülkelerin geçmişte giriştikleri ticaret savaşlarına yeni bir cephe açarak “talent war” denilen yetenek savaşlarını başlattı. Peki, bu durum Almanya-Türkiye özelinde ne durumda? Türkiye Almanya’nın tıpkı geçmişteki fiziki iş gücü ihtiyacını karşıladığı gibi nitelikli iş gücü ihtiyacı için de bir kaynak niteliğinde mi? Yoksa Türkiye bu süreci kendi lehine çevirecek tersine beyin göçü politikaları mı uyguluyor?

İkinci Dünya Savaşı Sonrası Kitlesel İş Gücü Göçleri ve Türk İşçiler

İkinci Dünya Savaşı sonrasında savaştan harap olan Avrupa’nın yeniden inşası sürecinde, ihtiyaç duyulan sermaye büyük oranda ABD’den sağlanırken, ihtiyaç duyulan iş gücü çoğunlukla diğer ülkelerden temin edilmeye çalışılmıştır. Bu durum Avrupalı devletlerin uyguladığı politikalara da yansımıştır. Nitekim 1945-1973 yılları arasında Avrupa’da gelen göçü arttırmak ve teşvik etmek için kolaylaştırıcı bir dizi politika uygulanmıştır.

Türk diasporasının Avrupa’daki hikâyesi de büyük ölçüde bu süreçle başlamıştır. 1961 yılında Türk ve Alman hükûmetleri arasında imzalanan işçi alımı anlaşması, 1964 yılında Avusturya, Belçika ve Hollanda, 1965 yılında Fransa ve 1967 yılında İsveç’le imzalanan işçi anlaşmaları takip etmiştir. Bu anlaşmalarla 1961 ile 1975 yılları arasında yaklaşık 1 milyon Türk işçisi çalışmak için Batı Avrupa’nın çeşitli ülkelerine gitmiştir.

1973 yılına gelindiğinde, Türk misafir işçiler Almanya’nın yabancı iş gücünün yüzde 23’ünü oluşturmuştur (Grasmuck ve Hinze, 2016: 1963).
1970’lerden 1990’lara kadar Türkiye’den Almanya’ya göç akımı devam etmiş ve bu durum Almanya’daki Türk nüfusunun artmasında önemli bir rol oynamıştır (Aydın, 2016: 4). Böylece, Türkiye ile Almanya arasındaki göç akımı 1970’li yıllarda değişen göçmen politikalarına rağmen 1990’ların sonuna kadar, büyük ölçüde Türkiye’den Almanya’ya doğru tek yönlü olarak devam etmiştir.

2000’li Yıllarla Başlayan Farklılaşma ve Dönüşüm

2000’li yılların ortalarında ise iki ülke arasındaki göç davranışları değişiklik göstermeye başlamıştır. Bu değişiklikte hem Almanya’da aile birleşimi ile ilgili düzenlemelerin sıkılaştırılmasının hem de Türkiye’nin ekonomik göstergelerinin gelişme göstermesi ve iki ülke arasında yaşanan siyasi gelişmeler etkili olmuştur. Bu gelişmeler neticesinde pek çok nitelikli Türk kökenli Almanya’dan Türkiye göç ederek önceki dönemlerdeki tek yönlü göç hareketinin dengelenmesine neden olmuşlardır. Bu durum Almanya’da önemli tartışmaları da beraberinde getirmiştir.

Bazı görüşler bu durumun başarısız uyum politikalarının bir sonucu olduğu savını öne sürerken, bazıları ise, bu eğilimin küreselleşen dünyada nitelikli iş gücünün uluslararası hareketlere adaptasyonunun bir sonucu olduğunu belirtmiştir (Aydın, 2013: 1). 2015 yılından sonra, Türkiye’de siyasi alanda yaşanılan gelişmeler ve iş gücü piyasasında yaşanan daralma iki ülke arasında yaşanan nitelikli iş gücü hareketliliğinin tekrar Almanya’nın lehine dönmesine neden olmuştur. Federal İstatistik Ofisinin verilerine göre, 2006-2018 yılları arasında toplam 431.865 kişi Türkiye’den Almanya’ya göç ederken, 429.117 kişi de Almanya’dan Türkiye’ye göç etmiştir (Aver ve Gümüş 2017: 513).

Grafik-1, bu anlamda Türkiye ile Almanya arasındaki göç akımlarının tarihsel gelişimini özetlemektedir. Grafik-1’e göre, özellikle 2000’li yıllarda iki ülke arasında göç akımları dengeli bir seyir izlemektedir. Ancak Almanya’da yaşayan Türk kökenli göçmenler arasında nitelikli bireylerin sayısının artması, hem Türkiye ve Almanya arasında var olan istihdam ilişkisi hem de iki ülke arasındaki göç eğilimi ve sosyal ilişkiler açısından son derece önemlidir.

Özellikle bilgi ve yenilikçi fikirlerin önem kazandığı günümüz bilgi toplumlarında, nitelikli iş gücü sürdürülebilir bir ekonomik büyümenin en önemli aktörlerinden birisi hâline gelmiştir. Bu durum ülkelerin beşerî sermaye kaynakları (nitelikli iş gücü) için birbirleriyle rekabet etmelerine neden olmaktadır. Bu açıdan bakıldığında Türkiye ile Almanya arasındaki göç akımlarının niteliksel durumu ayrı bir öneme sahiptir. İki ülke arasındaki göç akımının niteliksel durumuna ilişkin bir kaynak olmamakla birlikte, Aver ve Gümüş (2017) çalışmalarında, 2006-2018 yılları arasında Almanya’dan Türkiye’ye göç eden 429.117 kişiden 25.000’den fazlasının yüksek nitelikli iş gücü olduğunu belirtmişlerdir.

Bu durum Türk kökenli yüksek nitelikli insanların, önceki nesillere göre farklı bir ulusötesi yönelim sergilediklerini gösterir. Geçmişte çoğunluğu daha ziyade ekonomik nedenlerle göç etmiş niteliksiz göçmenlerden oluşan, sonrasında ise aile birleşimi ve siyasi sığınma gibi etkenlerle ve Türkiye’den Almanya’ya tek yönlü gerçekleşen göç akımı, son yirmi yılda iki yönlü, kısa dönemli ve döngüsel bir göç akımına dönüşmüştür. Bu dönüşümde şüphesiz ki göç eden bireylerin niteliklerinin yanı sıra bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanılan gelişmeler ve bu gelişmelerin yarattığı sonuçların büyük bir etkisi vardır. Özellikle ulaşım ve iletişim teknolojilerinde yaşanılan gelişmeler insanların daha hareketli ve daha kolay yer değiştirebilmesine neden olmuştur. Bunlar sosyal ağların da etkinliğini arttırmıştır. Bu durum hem göç akımlarını hem de tersine göç akımlarını etkilerken, fikirsel göç olgusunu da göç tartışmalarına dahil etmiştir.

Bilgi Çağı ve Döngüsel Beyin Göçü

Almanya-Türkiye arasındaki tersine göç sürecini de bu bağlamda değerlendirmek gerektiği kanaatindeyim. Son dönemlerde belli meslek grupları özelinde odaklanılan ve daha çok Türkiye’den beyin göçü şeklinde değerlendirilen göç akımları aslında bilgi çağının bir gerekliliği. Nasıl ki finans sektöründe yaşanılan teknolojik gelişmeler sermayenin en fazla getiri elde edileceği yere kolay bir şekilde transfer edilmesini sağlıyorsa, ulaşım ve iletişim sektörlerinde yaşanan gelişmeler de insanların daha verimli olacakları yerlere fiziksel ya da fikirsel olarak gitmelerine olanak sağlamıştır.

Şüphesiz ki, bu tercihlerde sosyal ağların etkisi büyüktür. Sosyal ağların en önemli özelliği göç sürecinin hem sosyal hem de ekonomik maliyetleri üzerindeki azaltıcı etkisidir. Bu nedenle göç akımları çoğu zaman sosyal ağların güçlü olduğu ülkelere doğru olmuştur. Son dönemde Türkiye’den Almanya’ya olan göç akımları bunun güzel bir örneğidir. Ancak unutulmamalıdır ki, günümüzde beyin göçü ya da tersine beyin göçü süreci döngüsel bir hâl almıştır. 2000’li yılların başlarında göçün yönü daha çok Türkiye’yken, günümüzde yön daha çok Almanya’ya doğrudur. Ancak bu süreç içinde Türkiye destinasyonlu beyin göçü de gerçekleşmeye devam etmektedir. Özellikle Avrupa’da hızla yükselen aşırı sağ siyaset, ırkçılık, İslamofobi gibi göçmen karşıtı eğilimlerin artması Almanya’dan tersine göçü arttırmaktadır. Ayrıca dijitalleşmenin etkisiyle “freelance” çalışma imkânlarının ortaya çıkması bazı sektörlerde çalışan kişilerin Almanya’daki dışlanmadan kurtulmak, ailevi etkenler, çocukları Türkiye’de yetiştirmek gibi nedenlerle Türkiye’ye dönmelerine neden olmaktadır.

Sonuç olarak, dijitalleşmenin artarak devam ettiği günümüz bilgi çağında nitelikli bireylerin niteliklerini daha iyi yansıtabilecekleri ve kazanım elde edebilecekleri yerlere göç etme eğilimlerini engellemek mümkün görünmemektedir.

 

Kaynaklar

Aver, Caner & Gümüş, Burak. “Transnationale Remigration nach Deutschland.” Deutsch-türkische Beziehungen: historische, sektorale und migrationsspezifische Aspekte (2017): 507-550.

Aydın, Yaşar. “Rückkehrer oder Transmigranten? Erste Ergebnisse einer empirischen Analyse zur Lebenswelt der Deutsch-Türken in Istanbul.” (2013): 90.

Aydın, Yaşar. “The Germany-Turkey Migration Corridor.” Refitting Policies for a transnational age,[online] (2016).

Toffler, Alvin. Üçüncü dalga: bir fütürist ekonomi analizi klasiği. Koridor Yayıncılık, 2008.

Tonta, Yaşar. “Bilgi Toplumu ve Teknolojisi.” Türk Kütüphaneciliği 13, 4 (1999): 363-375.

Grasmuck, Sherri & Hinze, Annika Marlen. “Transnational heritage migrants in Istanbul: second-generation Turk-American and Turk-German ‘Returnees’ in their parents’ homeland,” Journal of Ethnic and Migration Studies, 42:12 (2016): 1959-1976, DOI: 10.1080/1369183X.2016.1142365

Doç. Dr. Atakan Durmaz 

Samsun Üniversitesi Ekonomi ve Finans Bölümünde görev yapan Doç. Dr. Atakan Durmaz’ın çalışma alanları arasında göç ekonomisi, beşerî sermaye ve Türk diasporası bulunmaktadır.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler