'Gazze Şeridi'

Gazze’de Hafızayı ve Direnci Fotoğraflayan Muhabir: Motaz Azaiza

Motaz Azazia, Gazzeli bir fotoğrafçı. Kendi deyimiyle "kendisine rağmen" savaş muhabiri olan 25 yaşındaki bu genç fotoğrafçı, 7 Ekim sonrasında Gazze'de yaşananları dünyaya aktaran gazetecilerden yalnızca biri.

Fotoğraf: ShunshineMunu/Shutterstock

Motaz Azaiza, Gazze Şeridi’ndeki çalışmaları nedeniyle, bilginin nadir olduğu veya her kampta propaganda amacıyla kullanıldığı bir çatışmada, sosyal ağlarda geniş çapta takip edilen gazetecilerden biri. Özellikle 7 Ekim saldırısının ardından başlayan savaş dönemi başta olmak üzere Gazze’deki çatışmaları belgeleyen bir Filistinli foto muhabiri. Çalışmaları, sadece savaş ve acıya dair sahneleri değil, aynı zamanda Gazze halkının günlük yaşamından kesitleri ve Gazze’nin direncini de göstermeyi amaçlıyor. Sadece 25 yaşında olan bu gencecik foto muhabiri 7 Ekim sonrasında Gazze’de yaşananları sosyal medya aracılığıyla dünyaya aktararak milyonlara ulaştırdı.

En dikkat çekici fotoğraflarından biri olan moloz altında kalan genç bir kızı gösteren fotoğraf, Time dergisinin seçtiği 2023 yılının en iyi 10 fotoğrafı arasında yer aldı. Kendisini “Gazze Şeridi’nde olup bitenleri aktaran, hiçbir medya, militan grup veya başka bir şeyle bağlantısı olmayan bağımsız bir fotoğrafçı” olarak tanımlayan Azaiza, GQ Middle East dergisi tarafından da “yılın insanı” seçildi.

“İlk başta ne yaptığımı veya neyi haber yaptığımı bilmiyordum. Sadece bunu belgelemek ve insanlara burada olduğumuzu söylemek istedim.” diyen Motaz aslında savaş muhabiri olmayı hiç istememiş. Asıl hayali bir “gezi fotoğrafçısı” olmakmış. Ancak şartlar onu Gazzeli bir genç olarak tüm dünyanın gözü önünde sakinleri ile birlikte yok edilen bir şehri fotoğraflayan bir savaş muhabirine dönüştürdü. O ve arkadaşlarının objektifi Gazze’de yaşananları filtresizce dünyaya aktararak şöyle haykırıyor: “Biz buradayız, hayatta kalmaya çalışıyoruz.”

Gazetecilerin Direnişi

Gazze’deki durum giderek daha tehlikeli hâle gelirken, Motaz Azaiza bölgeden ayrılmak zorunda kaldı. Aslında Gazze’de şiddetin tırmanışı nedeniyle birçok gazeteci hayatta kalabilmek için bölgeyi terk etme kararı almak zorunda kaldı. Bu zorunlu tahliye, savaş bölgelerinde çalışan gazetecilerin karşı karşıya kaldığı riskleri yansıtıyor. Onlar için gazetecilik görevini yerine getirmek, sürekli can güvenliklerine yönelik tehditlerle yaşamak anlamına geliyor. Sınır Tanımayan Gazeteciler’e göre, bir yıl içinde Gazze’de İsrail güçleri tarafından 130’dan fazla gazeteci öldürüldü. Bu gazeteciler, Filistinlilerin gözü ve sesi oldukları için İsrail Ordusu tarafından özellikle hedef alınıyor.

Geçtiğimiz haftalarda Motaz Azaiza, Danimarka’nın Kopenhag kentinde bir konferans verdi ve burada “zor bir an” olarak tanımladığı Gazze’den tahliyesi hakkında detaylı bir şekilde hislerini dile getirdi. İşini ve yakınlarını son derece stresli koşullar altında terk etmek zorunda kaldığını anlattı. Ancak, bölgedeki birçok diğer foto muhabiri gibi, gerçeğe olan bağlılığı ve Filistin’deki durumun gerçeklerini uluslararası topluma aktarma arzusu, ayrıldıktan sonra bile farkındalık yaratmaya devam etmesine engel olmadı. “Bir soykırımdan kurtulan” Motaz, Filistin’de devam eden adaletsiz savaşın bir tanığı ve anlatıcısı hâline geldi.

Köksüzleşme

Motaz, “bir çatışma bölgesinde geçen bir çocukluk, kişisel ve toplumsal travmalar ve sürgünle” şekillenen hayatını anlatırken buna bağlı olarak bugün içinde bulunduğu derin depresyondan bahsederken doğup büyüdüğü şehirden, evinden ve ailesindenden uzakta olmanın üzerindeki yıkıcı etkisini dile getiriyor. İsrail ablukası altında geçen çocukluğu ve savaşın izlerini devamlı taşıyan bir toplumda büyümesi, bu genç foto muhabiri üzerinde derin psikolojik etkiler bırakmış.

Her gün şiddet, kayıp ve yıkımla yüzleşmek… Savaşın sürekli şoku, köksüzleşme hissi ve ölümün sürekli varlığı, Motaz’da “travma sonrası stres bozukluğu” geliştirmiş. Onun için çözüm, ailesine kavuşmak ve memleketine dönmek: “Bir psikoloğa gitmeye ihtiyacım yok, eve dönmeye ihtiyacım var.”

“Gazze, Umut, Sevgi ve Direnişin Toprağı”

Motaz Azaiza, “Gaza Through My Lens” (Merceğimden Gazze) adlı çalışmasıyla kelimelerin yetersiz kaldığı anları somutlaştırıyor. Çalışmasında, savaş öncesindeki gündelik yaşamdan kesitlerle Gazze’nin görüntülerini sunarken, kendi hayatından daha kişisel anlara da yer veriyor: Acıları, korkuları ve umutlarıyla yüzleştiği anlar… Azaiza’nın çalışmaları, Filistinlilerin, savaş ve katliamlardan kurtulup hayatta kalanların, yaşadıkları dehşetten sonra kendilerini nasıl yeniden inşa ettiklerini sorguluyor. Aynı zamanda sürgün, kayıp ve kolektif hafızanın yeni bir kimlik oluşumunu nasıl şekillendirdiğini ele alıyor.

Savaşın sesleri, patlamalar ve yıkımın uğultusu; Azaiza’nın kaydettiği bu sesler, Filistinlilerin günlük yaşamını ve acılarını daha derinden anlamamızı sağlıyor. “Bu çalışma, yalnızca olayların basit bir gözlemiyle sınırlı kalmıyor; Gazze’nin kaosunu ve güzelliğini de ortaya koyuyor.” diyor Motaz. Aynı zamanda kolektif hafızaya dair sorumluluğun önemi üzerinde düşünmeye davet ediyor. Fotoğraf ve videoların ötesinde, Motaz Azaiza, Gazze’nin tarihini aktarmak için eğitim projelerine de katkı sağlıyor: “Gazze, umut, sevgi ve direnişin toprağı ve hep öyle kalacak.”

Sessizliği Kırmak

Motaz Azaiza, Danimarka, Belçika ve Birleşik Krallık gibi ülkelere yaptığı seyahatlerinde, Gazze’den farklı olsa da Batı toplumlarının da kendi şiddet ve travma biçimleriyle şekillendiğini fark ettiğini söylüyor. Dünyayı dolaşarak Gazze’yi anlatmanın ona hikayesinin yalnızca Gazze ile sınırlı olmadığını da gösterdiğini belirtiyor. Ziyaret ettiği her yeni ülke, onun farklı acı türlerini ve aynı zamanda ezilenlerin seslerini susturan unutma ve sessizlik mekanizmalarını tanımasını sağlıyor. Batı toplumları, çoğunlukla kendi sorunlarına odaklanmış durumdayken, Filistinlilerin gerçekliklerinden oldukça uzaktalar. Gazze ile olan bu coğrafi ve duygusal mesafe, Motaz’da izolasyon ve kopukluk hissi yaratırken, aynı zamanda sessizliği kırma yönünde güçlü bir iradeyi de besliyor.

7 Ekim 2023’teki trajedi ve Gazze’de yol açtığı yıkıcı sonuçlar, Motaz Azaiza’nın hayatında şüphesiz bir dönüm noktası oldu. O, hem Filistin medyasının ayrıcalıklı bir tanığı hem de aktif bir aktörü olarak, fotoğrafları ve tanıklıklarıyla Filistinlilerin yaşadığı gerçekleri gün yüzüne çıkaranlardan birisi hâline geldi. Aynı zamanda, çatışma bölgelerinde gazetecilerin karşı karşıya olduğu tehlikelerin de ilk ağızdan aktarıcısı oldu.

Perspektif’le Avrupa gündemini günlük takip etmek ister misiniz? Perspektif bültenine kaydolun, Avrupa'daki gelişmeler e-posta kutunuza gelsin.

Amina Kalache

Amina Kalache bağımsız bir Fransız gazetecidir. Belgesel alanında sunuculuk, radyo muhabirliği ve yapımcılık yapmaktadır. Ağırlıklı olarak İngiliz ve Arap medyası için güncel ve sosyal meseleler, ayrımcılık gibi konularla ilgili çalışmalar yapmaktadır.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler