2025 Başlarken Dünya Genelinde Süren Savaş ve Çatışmalar
2024'ü "seçimler yılı" olarak ansak da dünya genelinde birçok çatışma yaşanmaya devam etti ve yenileri de eklendi. Dünyanın dört bir yanındaki aktif savaşlara ve bu savaşlarda neler olduğuna bir göz atıyoruz.

2024, Dünya nüfusunun yarısından fazlasının yaşadığı ülkelerde sandıkların kurulduğu bir seçimler yılı olarak geçti. Ama demokratik süreçlerin ötesinde aynı zamanda sıcak çatışmaların da arttığı bir sene oldu: Lübnan’dan Ukrayna’ya, Haiti’den Myanmar’a hem yeni çıkan hem de yıllardır süre savaşlar ve çatışmalar dünyanın dört bir yanında şiddetlendi. Önceki yılın bilançosuna ve yeni başlayan 2025’in devraldığı çatışmaların ne olduğuna göz atalım.
Amerika Ülkelerinde Son Durum: Meksika’da Seçim Süreci, Haiti’de Asayiş Yokluğu ve Kolombiya’da Barış Görüşmeleri
Meksika’da geçen yıl yapılan seçimler, şiddete sık başvurulduğu bir süreç içerisinde gerçekleştirdi. Oyların atıldığı günlere kadar çok sayıda aday suikast teşebbüslerinin hedefinde oldu. Uzmanlar, ülkenin yeni başkanı olan Claudia Sheinbaum’un siyasette ve ülke yönetiminde daha agresif bir yaklaşım benimsediğini gösteren bazı ilk işaretler olduğunu ve bu nedenle 2025 yılında ülkedeki iç çatışmaların daha da sıklaşabileceğini tahmin ediyor. Ayrıca, Donald Trump’ın sınırın öte yanına dönmesiyle birlikte işler tamamen yeni bir yön alabilir. Trump’ın lideri olduğu Cumhuriyetçi Partinin bazı isimleri, Meksika merkezli kartellere karşı doğrudan ABD askeri harekâtını bile gündeme getirebileceği ifade ediliyor.
Karayip Denizi’ndeki bir ada ülkesi olan Haiti’de son yıllarda daha da kötüleşen çete şiddetine uzun süredir devam eden derin bir siyasi ve insani kriz eklenmiş durumda. Yüzlerce Kenyalı polis memuru, Ekim 2024’te bir yıllık süreyle daha uzatılan Birleşmiş Milletler onaylı güvenlik misyonunun bir parçası olarak geçen yıl Haiti’ye konuşlandırıldı. Yine de personel sıkıntısı ve finansman zorlukları nedeniyle bu barış misyonu durumu iyileştirme amacıyla etkin bir rol oynayamadı. BM’nin tahminlerine göre Ocak 2024’ten bu yana Haiti’de en az 5.300 kişi öldürüldü ve 700 binden fazla kişi yerinden edildi.
Güney Amerika’da ise Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro, ELN ve FARC gibi silahlı militer örgütlerle barış görüşmeleri yapmayı amaçlayan topyekûn barış çabalarını yeniden düzenlemişti. Yaz aylarında hükûmet ile ELN arasındaki ateşkes ve görüşmelerin çökmesi, başta olmak üzere bazı aksaklıklar yaşandı. Dünya genelindeki savaş ve çatışma olaylarını dokümante eden veri bankası ve araştırma kuruluşu ACLED’e göre Kolombiya hükûmeti, müzakerelerden çekilen gruplara yönelik askeri baskıyı arttırırken süren barış görüşmelerine giderek daha fazla odaklanıyor.
Afrika Ülkelerindeki Süregelen Çatışmalar: Sahel Bölgesi, Sudan ve Kongo
Şimdi Atlantik’in öte yakasına bakalım. El Kaide ve IŞİD bağlantılı grupların içinde olduğu çatışmaların devam ettiği Batı Afrika’nın Sahel Bölgesi’nde özellikle de askerî güçlerini harekete geçirmiş olan Mali, Burkina Faso ve Nijer’in bölgesel Batı Afrika Ülkeleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) bloğundan ayrılması çatışmaları daha kızıştırmışa benziyor. Nijerya’nın kuzeydoğusunda sürmekte olan bir Boko Haram isyanı söz konusu. Yabancı askeri birliklerin bölgeden çekilme süreci ise, 2024 yılında da devam etti: Çad, Senegal ve Fildişi Sahili Fransa’ya topraklarından çekilme emri yollarken Nijer de ABD güçlerini topraklarından çıkardı. Doğu Afrika’da da, özellikle Somali’de ve Mozambik’in kuzeyindeki isyan hareketleri etkinliğini sürdürüyor.
Bu arada Sudan’daki iç savaşta ülke halkı yoğun kayıplar yaşamaya devam ediyor. BM raporlarına göre büyük bir insani felaket yaşanmakta ve 12 milyondan fazla insan göç etmek durumunda kaldı. Sudan Silahlı Kuvvetleri (SAF) ile paramiliter Hızlı Destek Güçlerini (RSF) karşı karşıya getiren şiddetli çatışmalar ilk olarak 2023 yılında patlak vermişti ve şu ana kadar bir dinme belirtisi göstermedi. Hem SAF hem de RSF yaygın insan hakları ihlalleri ve insanlığa karşı suçlar işlemekle suçlanıyor. Etiyopya ordusu da Faino milisleriyle savaştığı kuzeybatıdaki Amhara bölgesinde yoğunlaşan bir çatışmanın ortasında.
Afrika’nın Büyük Göller bölgesinde ise, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin doğusu çatışmalarla boğuşmaya devam ediyor. Bölgede aktif olan yüzden fazla sayıdaki silahlı grupla uzun süredir devam eden çatışma, dünyadaki en karmaşık insani krizlerden birini oluşturmuş durumda. Bu gruplardan en aktif olanı, mineral zengini Kuzey Kivu eyaletinde Kongo ordusuyla savaşan ve komşu Ruanda’nın maddi destek ve askerî koruyucu botlar sağlamakla suçlandığı M23 adlı grup.
Asya Ülkelerinde Son Durum
Şubat 2021’de gerçekleşen askerî darbenin yol açtığı iç savaş hâlindeki Myanmar’da o tarihten bu yana askerî rejim ülkenin büyük bir bölümünün kontrolünü Ekim 2023’te büyük bir saldırı düzenleyen ve sayıları bir hayli fazla olan çeşitli isyancı gruplara kaptırdı. Pek çok açıdan koşullar ordunun çöküşü ya da yenilgisi için olgunlaşmış görünüyor, ancak bazı analistler de isyancıların ivmesinin yavaşladığını ve bir çıkmaza gireceğini düşünüyor.
Komşu ülke Çin de çatışmadan giderek daha fazla endişe duyuyor ve bu nedenle daha doğrudan şekilde müdahil olabileceği tahmin ediliyor. Çin, Myanmar ordusunu alenen destekliyor ve sınır bölgeleri boyunca direniş gruplarına orduyla savaşmayı bırakıp barış görüşmelerine katılmaları için baskı yapıyor.
Çok yeni bir gelişme ise 2021’de Taliban’ın yeniden iktidara geldiği Afganistan ile Pakistan arasında yaşanmakta. İki ülke arasında zaman zaman sınır anlaşmazlıkları ve Pakistan hükûmetine karşı savaşan Pakistan Talibanı’nın (TTP) faaliyetleri nedeniyle 28 Aralık 2024’ten bu yana silahlı çatışmalar yaşanıyor.
Avrupa’nın Kıyısındaki Ukrayna-Rusya Savaşı
Avrupa’da ise Ukrayna yakında Rusya ile tam ölçekli savaşın dördüncü yılına girecek. ABD merkezli Savaş Çalışmaları Enstitüsüne göre Rusya’nın 2023’e kıyasla yedi kat daha fazla ilerleme kaydettiği zorlu bir 2024 yılı geride kaldı. 2024 yılı, Ukrayna’nın Rusya topraklarında Kursk bölgesine sürpriz bir şekilde girmesi ve Rusya’nın bu sınır bölgesinin kontrolünü geri almak amacıyla Kursk’a Kuzey Kore birliklerini konuşlandırması gibi bazı dramatik değişiklikleri de beraberinde getirdi.
ABD Başkanı Joe Biden, 20 Ocak tarihinde görevinden ayrılmadan önce Ukrayna’ya 2,5 milyar dolar daha güvenlik yardımı yapılacağını açıkladı. 2025 yılında Ukrayna’nın cephe hatlarında askerî varlığını koruyabilmesi için ABD ve Avrupa ülkelerinin askerî ve maddi yardımları kritik önem taşıyor. Ancak herkesin cevabını merakla beklediği asıl soru, yakında ikinci defa başkanlık yapacak olan Donald Trump’ın savaşa yaklaşımının nasıl olacağı.
Orta Doğu’da Gözler Gazze ve Suriye’de
Yine ACLED veri bankasının tespitine göre Orta Doğu 2024 yılında son on yılların en yoğun çatışma yıllarından birine sahne oldu. Geçtiğimiz yıl ordusu dünyanın operasyonel olarak en aktif üçüncü ordusu olan İsrail, Gazze Şeridi’ne yönelik yıkıcı saldırılarını sürdürdü. Filistin Merkezi İstatistik Bürosu tarafından (PCBS) son paylaşılan verilere göre, 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze nüfusu yaklaşık 160 bin kişi azalarak 2 milyon 100 bine indi. Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) gibi uluslararası hak örgütlerinin İsrail’i soykırım suçu işlemekle suçlaması ve Uluslararası Ceza Mahkemesinin İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkarmasıyla İsrail’in Gazze’deki savaşını nasıl yürüttüğü de giderek daha fazla mercek altına alınıyor.
İsrail’in 2024’teki askerî operasyonları sadece Gazze’yle sınırlı olmadı. İsrail, şu an geçici bir ateşkesin olduğu Lübnan’da Eylül 2024’te yaptığı çağrı cihazları saldırısı gibi casusluk faaliyetleriyle ve Gazze, Lübnan ve hatta İran’da gerçekleştirdiği suikastlarla Hamas ve Hizbullah’ın üst kademesindeki pek çok ismi öldürdü. 2025 yılına girerken İsrail, İran destekli bir başka militer grup olan Yemen’deki Husileri, İsrail’e yönelik füze ve insansız hava aracı saldırılarını durdurmamaları hâlinde benzer bir akıbete uğrayacakları konusunda tehdit etti.
Suriye ise 2024’ü başladığından çok farklı bir şekilde kapattı. 13 yılı aşkın bir süredir devam eden ve bir çıkmaz gibi görünen iç savaşın ardından kasım ayında İdlib’den büyük bir saldırı başlatan isyancılar, kısa süre sonra başkent Şam’a yürüdü ve Rus ve İranlı müttefiklerinin savaşmasına yardım edemeyecek kadar meşgul ya da isteksiz olması nedeniyle Moskova’ya kaçan Devlet Başkanı Beşşar Esed’i devirdi.
50 yılı aşkın bir süredir ülkeyi yöneten Esed rejimi ortadan kalkmış olsa da, ülke tam anlamıyla çatışmalardan arınmış değil. Suriye’nin kontrolü hâlâ çeşitli gruplar arasında bölünmüş durumda. Bu grupların birbirleriyle ve Şam’ı kontrol eden Heyet-i Tahrir el Şam (HTŞ) gibi yeni otoritelerle nasıl bir ilişki kuracağı Suriye’nin bundan sonraki yolunu belirleyecek. Aynı zamanda Suriye’nin kuzeydoğusunun Türkiye’nin uzun süredir mücadele ettiği PKK ve bağlantılı gruplara karşı başlattığı operasyonların yoğunlaştığı bir bölge hâline gelme ihtimali bulunuyor. (P)