'Filistin'

Ateşkesin Gölgesinde: İsrail’in Saldırdığı Batı Şeria’da Neler Oluyor?

Gazze'de ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından İsrail ordusu, Batı Şeria'nın kuzeyine yönelik toplumsal hayatı büyük oranda kesintiye uğratan ve altyapıyı tahrip eden kapsamlı bir harekât başlattı. "Gazze'den çıkardığı dersleri uyguladığını" söyleyen İsrail'in saldırıları altındaki Batı Şeria'da son durum nedir?

Fotoğraf: ©Issam Rimawi - Anadolu Ajansı

Gazze Şeridi konusunda, Hamas ve İsrail arasında varılan ateşkes anlaşmasının 19 Ocak’ta yürürlüğe girmesinden 2 gün sonra İsrail ordusu, işgal altındaki Batı Şeria‘da yer alan kuzey kenti Cenin’e yönelik “Demir Duvar” adını verdiği saldırıları başlattı. İsrail, Cenin’de sürdürdüğü şiddetli saldırılarını 27 Ocak’a gelindiğinde Tulkarim’e taşıdı.

Batı Şeria’da Günlük Hayat ve Sağlık Hizmetleri, Kesintiye Uğratıldı

İsrail ordusu, Batı Şeria’nın kuzeyinde yürüttüğü saldırılarda ulaşım, su, elektrik ve iletişim altyapısına zarar vererek bölgedeki evleri yıkıyor. Ev baskınları, hava saldırıları, sivil yerleşim yerlerini havaya uçurma, altyapıyı askeri iş makineleriyle tahrip etme ve Filistinlileri göçe zorlamanın yanı sıra, farklı keyfi uygulamalarla Filistinlilerin canına ve malına zarar veriyor.

İsrail güçleri, Cenin’de ve Batı Şeria’nın geri kalanında Filistinlileri doğrudan etkileyen ciddi hareket kısıtlamaları da uyguluyor. Yol kapamaları, kontrol noktalarında uzun bekleme süreleri ve köy girişlerine yeni kontrol kapılarının yerleştirilmesi, işe gitmek, akrabalarını ziyaret etmek veya tıbbi bakım almak isteyen Filistinlilerin hayatını daha da zorlaştırıyor. Cenin ve Tulkarim’de ise abluka ve tekrar eden saldırılar nedeniyle insanlar yiyecek, su ve yakıttan yoksun durumda.

Birleşmiş Milletler’in verilerine göre Batı Şeria’daki sağlık hizmeti veren tesislerin yüzde 68’i artık haftada sadece iki veya üç faal durumda olabiliyor. Hastanelerin ise yalnızca yüzde 70 kapasiteyle çalışabildiği aktarıldı.

MSF: “Filistinlilerin Sağlık Hizmetlerine Erişimi Engelleniyor”

İsviçre merkezli sivil toplum kuruluşu Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), Ekim 2023 ile Ekim 2024 arasında topladığı ve Cenin, Kalkilya, Tubas ve Tulkarim’de yaptığı 38 görüşme ve gözlemlerine dayanan raporunda, askerî operasyonlar sırasında kritik altyapıların kasıtlı olarak hedef alınıp yok edildiğini gördükleri bilgisine yer verdi. Su sistemleri ve elektrik ağları gibi hayati öneme sahip altyapı sistemlerine verilen hasarın Filistinli toplulukların sağlık hizmetlerine erişimini kısıtladığı ve ambulansların hareketini engellediği aktarıldı.

Fotoğraf: ©Issam Rimawi – Anadolu Ajansı

Raporda ayrıca, İsrail’in yasa dışı yerleşimlerini genişletmesi ve Filistinlilere yönelik yerleşimci şiddetinin artmasının da Filistinlilerin sağlık hizmetlerine erişimini zorlaştıran bir başka önemli faktör olduğu belirtildi:

“Silahlı yerleşimciler —çoğu zaman İsrail ordusunun koruması altında- Filistinli topluluklara yönelik organize saldırılar düzenliyor. Sağlık çalışanlarını doğrudan tehdit ederek, yolları kapatarak ve kasıtlı olarak sağlık hizmetlerine erişimi engelleyerek özellikle kırsal bölgelerde yaşayanları ve yerleşim yerlerine yakın toplulukları etkileyen ‘tıbbi mahrumiyet bölgeleri’ yaratıyorlar.”

MSF’nin görüşlerine başvurduğu pek çok kişi, bu kısıtlamalar nedeniyle hayat kurtarıcı tıbbi müdahalelerin engellendiğini, hastaların uzun süreli yaralarla mücadele ettiğini ya da tedavi edilemediği için hayatını kaybettiğini söylüyor.

Raporda ayrıca BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi’nin (OCHA) verilerine de yer verildi. Buna göre, 7 Ekim 2023’ten itibaren Batı Şeria’daki yaralanmaların yüzde 34’ü gerçek mermiyle gerçekleşirken, bu oran 2023’ün ilk dokuz ayında yüzde 9’du. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) verilerine göre ise 7 Ekim 2023 ile 7 Ekim 2024 arasında Batı Şeria’da sağlık hizmetlerine yönelik 647 saldırı kaydedildi.

2025’in Başından Beri Batı Şeria’da 70 Filistinli Öldürüldü

Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail’in yıl başından bu yana işgal altındaki Batı Şeria’nın farklı noktalarına düzenlediği saldırılarda 70 Filistinlinin öldürüldüğünü duyurdu. İsrail ordusunun yıl başından bu yana Batı Şeria’nın Cenin kentine düzenlediği saldırılarda 38, Tubas kentinde 15, Nablus’ta 6, Tulkerim’de 5, El Halil’de 3, Beytüllahim’de 2 ve Kudüs’te bir Filistinlinin öldürüldüğü belirtilirken, bunların 10’unun çocuk, 1’inin kadın, 2’sinin ise yaşlı olduğu kaydedildi.

Fotoğraf: ©Issam Rimawi – Anadolu Ajansı

İsrail, Cenin Mülteci Kampı’nda sivil yerleşim yerlerindeki çok sayıda evi patlayıcı döşeyerek havaya uçurdu. 21 evi aynı anda havaya uçuran İsrail ordusu Filistinlilerin evlerine dronlarla da bomba atıyor. Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) İletişim Direktörü Juliette Touma, İsrail ordusunun saldırılarını yoğunlaştırdığı işgal altındaki Batı Şeria’da bulunan Cenin Mülteci Kampı’ndaki 30 bin kişinin bölgeyi terk ettiğini bildirdi.  İsrail ordusunun, Tubas kentinde de 60 Filistinli aileyi evlerinden zorla çıkardığı belirtildi.

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü Jeremy Laurence, İsrail’in işgal altındaki Batı Şeria’ya yönelik saldırıları ve binlerce kişinin zorla yerinden edilmesinin “devam eden bir uluslararası hukuk ihlali” olduğunu bildirdi. Birleşmiş Milletler (BM) Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese de, İsrail ordusunun Batı Şeria’daki saldırılarına ilişkin sosyal medya platformu X’ten yaptığı paylaşımda “İsrail’in soykırım kampanyası, Gazze’deki ateşkes sırasında ve uluslararası toplumun sessizliğinin ortasında Batı Şeria’ya taşındı.” ifadelerini kullandı.

İsrail Savunma Bakanı: “Gazze’den Çıkardığımız Dersleri Uyguluyoruz”

İsrail ordusunun işgal altındaki Batı Şeria’da geniş çaplı saldırılarını başlattığı 21 Ocak’tan bu yana 174 Filistinliyi gözaltına aldı. Filistin Esirler Cemiyetinden yapılan yazılı açıklamada, İsrail’in saldırılarını şiddetlendirmesinden bu yana Cenin kenti ve mülteci kampında 120 Filistinlinin gözaltına alındığı aktarıldı. Tubas kentinde gözaltına alınan Filistinlilerin sayısının da 54’e ulaştığı kaydedildi. İsrail askerlerinin Batı Şeria’da gözaltına aldığı Filistinlilerin çoğunun darp ve kötü muamele gibi ihlallere maruz kaldığı vurgulandı.

Ateşkesin başlamasının ve takip eden haftalarda Donald Trump’ın etnik temizlik suçlamalarına konu olan “Gazze’yi temizleme” ardından gözler Gazze’ye çevrilmişken süren “Demir Duvar” harekâtı Batı Şeria’da yeni bir yıkım dalgasını başlatmış olabilir. 23 Ocak’ta Cenin’e yapılan saldırılar hakkında bir açıklama yapan İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, “Gazza’da çıkardıkları dersleri Batı Şeria’da uyguladıklarını” söylemişti. Cenin, İsrail’e karşı süren direnişin kalesi olarak kabul edilen bir şehir.

Öte yandan Batı Şeria’nın kuzeydoğusundaki Ürdün Vadisi’nde bir askeri kontrol noktasına düzenlenen silahlı saldırıda biri binbaşı 2 İsrail askeri öldü, 6 İsrail askeri yaralandı. İsrail ordusundan yapılan açıklamada saldırganın öldürüldüğü ifade edildi.

“Avrupa Birliği Yasa Dışı İsrail Yerleşimleriyle Ticareti Durdurmalı”

Aralarında İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) ve Uluslararası Af Örgütünün (Amnestry International) de bulunduğu 160’ı aşkın uluslararası sivil toplum kuruluşu ve sendika, Avrupa Birliği’nden (AB), İsrail’in işgal ettiği Filistin topraklarındaki “yasa dışı yerleşimlerle” ticari faaliyetlerin yasaklanmasını talep etti. Söz konusu kurumların, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’e gönderdiği mektupta, uluslararası hukuka uyulması ve Avrupa’nın Filistin topraklarını gasbeden İsraillilere verdiği desteğin sona erdirilmesi çağrısı yapıldı.

Fotoğraf: ©Issam Rimawi – Anadolu Ajansı

Uluslararası Adalet Divanının (UAD) Temmuz 2024’te aldığı ve İsrail’in işgalini hukuka aykırı bulan kararına atıfta bulunulan mektupta, AB politikalarının hâlihazırda uluslararası yükümlülükleri ihlal ettiği ifade edildi. Gasbedilmiş topraklarda üretilen malların, AB pazarına girişine izin verildiğine işaret edilen mektupta, AB’nin eylemlerini yasal taahhütleriyle uyumlu hâle getirmesi ve insan hakları ihlalleriyle bağlantılı yerleşimlerle ticareti yasaklaması gerektiği belirtildi. Mektupta, AB’nin defalarca söz konusu yerleşim yerlerini “yasa dışı” olarak nitelendirip kınadığı anımsatılarak, şu değerlendirmede bulunuldu:

“AB, bu yerleşimlerle ticaret yapmaya ve iş yapılmasına izin vermeye devam ederek yerleşimlerin sürdürülmesi ve genişletilmesiyle kaçınılmaz şekilde iç içe geçmiş olan ciddi insan hakları ve uluslararası hukuk ihlallerinin sürdürülmesine yardımcı olmaktadır.”

İşgal altındaki Batı Şeria’da 451 bin, Doğu Kudüs’te ise yaklaşık 230 bin İsrailli Filistin topraklarını gasbediyor. Uluslararası hukuka göre Batı Şeria ve Doğu Kudüs’teki bu gasplar yasa dışı sayılıyor.

Ocak ayında BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) tarafından açıklanan verilere göre İsrail’in Gazze Şeridi’ne saldırı başlattığı 7 Ekim 2023’ten bu yana işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te İsrail askerleri ve İsrailli yerleşimcilerin saldırılarında 213’ü çocuk 1004 Filistinli hayatını kaybetti. Ayrıca yaklaşık 7 bin Filistinli yaralandı; 14 bin 300 Filistinli ise gözaltına alındı.

Trump’ın Damadı Jared Kushner’in İşgal Ticareti

Öte yandan ikinci kez ABD Başkanı seçilen Donald Trump’ın damadı ve yakın danışmanı Jared Kushner, İsrail ile Hamas arasındaki ateşkese dair anlaşmanın hemen öncesinde, Filistin’deki İsrail yerleşimlerinin genişlemesinden kâr elde edecek bir İsrailli finans firmasındaki sahip olduğu hisse miktarını iki katına çıkardı.

Jared Kushner

Fotoğraf: ©noamgalai / Shutterstock.com

Bu gelişme, Kushner’ın danışmanlık yaptığı ateşkes anlaşmasının duyurulmasından sadece birkaç saat önce gerçekleşti. Böylece Trump’ın eski Orta Doğu danışmanı ve damadı Kushner uluslararası hukuka göre yasa dışı olan ve Batı Şeria ile Doğu Kudüs’te İsrail ordusu ve yerleşimcilerin Filistinlilere yönelik artan şiddetini körükleyen yerleşim faaliyetlerinin genişlemesinden fayda sağlayacak.

İsrail’in toprak taleplerini destekleyen Trump’ın ilk başkanlık döneminde Batı Şeria’daki yasa dışı yerleşim alanları genişlemişti. Trump’ın geçtiğimiz kasım ayındaki seçim zaferinin ardından İsrailli yerleşimciler, işgal altındaki topraklarda kontrollerinin daha da genişleyeceğini umarak kutlama yapmışlardı. Ateşkes ilan edildikten sonraki saatlerde ise Trump, Biden yönetimi tarafından şiddet eylemlerine karışan İsrailli yerleşimcilere uygulanan yaptırımları tersine çevireceğini açıklamıştı.

Birleşmiş Milletler, yerleşimcilerin geçen yıl Filistinlilere yönelik 1000’den fazla saldırıya karıştığını ve bunun kaydedilen en yüksek İsrailli yerleşimci şiddeti olduğunu bildirmişti. (AA, P)

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler