'Dosya: “Batı Avrupa'da İmam Eğitimi”'

Krizlerin Göbeğinde Avusturyada İmam Eğitimi

Avusturya’da imam eğitimi ve imamların istihdamı konusu, her cemaatin kendi sorumluluğunda. Son senelerde ülke imam eğitimi etrafındaki “krizler”le dikkat çekiyor.

Avusturya’da imamların cemiyetlerdeki istihdamı konusunda iki farklı süreç söz konusu. İlki, yurt dışından gelen ya da bir oturum belgesine ihtiyaç duyan imamlar için işliyor. İkincisi ise Avusturya’da bir ikamet iznine sahip olan imamlara yönelik. Avusturya’da 300 civarında cami var. Bu camilerin hepsinde tam zamanlı bir imam çalıştırılmadığı göz önüne alındığında, ülkede 250 civarında imam olduğu söylenebilir. 1979 yılından beri ülkedeki Müslümanların resmî temsil organı olan Avusturya İslam Cemaati (IGGÖ) imamların istihdamı ya da eğitimi ile ilgili doğrudan sorumlu değil. Avusturya’daki imamlar ağırlıklı olarak IGGÖ’nün çatısı altında bulunan dinî cemaatlerin (Alm. “Kultusgemeinde”) ve cemiyetlerin sorumluluğunda. İmamlar da cemiyetlerin resmî çalışanı statüsündeler. Bu yönüyle Avusturya’daki cemiyetler ve dinî cemaatler; Almanya ya da Hollanda’da olduğu gibi, istihdam edecekleri imamların hangi kriterlere tabi olması gerektiğini kendileri belirliyorlar.

Oturum İznine İhtiyaç Duyan İmamlar IGGÖ’den Yetki Belgesi Almak Zorunda

Bir cami, yurt dışından gelen ve oturum iznine ihtiyaç duyan bir din görevlisi çalıştırmak istediğinde, ilk müracaatını IGGÖ’ye yapıyor. IGGÖ gerekli kontrolleri yaptıktan sonra, söz konusu din görevlisine “icazet” olarak da adlandırılabilecek bir yetkilendirme belgesi veriyor. Bu icazet, söz konusu imamın yeterli kalifikasyonunun olduğunu ve cemiyette görev yapabileceğini belgelemiş oluyor. Ardından cemiyet bu evrakla birlikte Yabancılar Dairesi’ne müracaatını yapıp, imamın vizesini alabiliyor. Bu durumda sosyal sigorta kaydı gibi geri kalan resmî işlemler cemiyetin sorumluluğunda. Vizenin uzatılmasına ihtiyaç duyulduğunda da yine başvuru mercii IGGÖ. Özetle Avusturya’da bir imamın vize alabilmesi için kişinin dinî bir eğitim aldığını belgelemesi gerek.

Eğer Avusturya’da bir cemiyette istihdam edilecek imamın vizeye ihtiyacı yoksa, yani kişi eğer Avusturya’da zaten oturum iznine sahipse, bu durumda IGGÖ’nün din görevlisine müdahalesi söz konusu değil. Yani vize ihtiyacı olmayan imamlarla ilgili IGGÖ’nün bilgisi ya da kontrolü yok.

Avusturya İslam Federasyonu Başkanı (AİF) Abdi Taşdöğen, imamlık kriterlerinin cemiyetler tarafından belirtildiğini söylüyor: “İmam olmak için dinî açıdan bağlayıcı bir şart yok. İmamlık kavramı, akademik titr ile bağlantılı değil, dinî bilgisini ispatlayan herkes dinen imamlık yapabilir.”

Avusturya’da mevcut cami derneklerinin neredeyse 200’e yakını Türkiye kökenli Müslümanlar tarafından kurulmuş ya da idare ediliyor. Bu nedenle ülkedeki imam sayısının yüzde 80’inin Türkiye kökenli olduğu tahmin ediliyor. Avusturya’da doğup büyümüş ya da Almancaya vakıf imamları arttırmak amacıyla bazı girişimler de var. Örneğin en son Avusturya Türk İslam Kültür ve Sosyal Yardımlaşma Birliği (ATİB), aralık ayında bütün Avusturya genelinde istihdam edilmek üzere bir imam ilanı yayınladı. Bu ilanda başvuru şartları arasında İslam ilahiyatı, din pedagojisi ya da uygun bir okul eğitimi almış olmak, Almanca ve Türkçeye hâkim olmak ve kültürlerarası yeterliliğe sahip olmak gibi beklentiler yer alıyordu. Ayrıca ilanda bir imam için asgari maaşın aylık brüt 2.032,80 Euro olduğu yazıyordu.

Avusturya’da İmam Eğitimi İmkânları

Avusturya İslam Yasası’nın 24. maddesinde Viyana Üniversitesi’nde bir ilahiyat eğitimi sunulacağı belirtiliyor. Mevcut durumda Viyana Üniversitesi’nde 2017’de kurulan ve inanca dayalı eğitim veren “İslami-Teolojik Çalışmalar” isimli bir lisans programı var. Bunun yanında aynı üniversitede “İslam Din Pedagojisi” isimli bir yüksek lisans programı da mevcut. Bu programların cemiyetlerde hizmet verecek din görevlilerine hitap etmesi hedefleniyor. Fakat bunlar doğrudan “imam eğitimi” değil.

Bu ilahiyat eğitiminin yanı sıra Avusturya’da IGGÖ bünyesinde bir imam eğitimi yok. Bu eğitim tamamen IGGÖ’nün çatısı altında yer alan İslami cemaatlere bırakılmış durumda. IGGÖ imamlarla ilgili yetkinlik geliştirmekten ziyade daha çok okullardaki İslam din dersi öğretmenleriyle ilgilenirken, Avusturya’da her Müslüman cemaatin kendisine has farklı imam eğitimi çalışması var. Örneğin Boşnak Müslümanlar, Bosna-Hersek’ten medrese ya da fakülte mezunlarını imam olarak istihdam ediyorlar. Avusturya İslam Kültür Merkezleri Birliği’nin Almanya’dakine benzer kendi imam eğitimi mevcut. Avusturya İslam Federasyonu bünyesinde IQRA İslami İlimler Kursu var. İlk mezunlarını geçen sene veren IQRA kursunun katılımcılarının cemiyetlerde imam olarak değerlendirilebileceğini belirten Taşdöğen, kursu şimdiye kadar ağırlıklı olarak Müslüman kadınların tercih ettiğini, ama artık daha ziyade erkeklerin de din görevlisi eğitimini burada alabileceklerini belirtiyor: “Bu kurslar sadece imam yetiştirmiyor; fakat imamlık yapabilecek kapasitede bir eğitim vermeyi hedefliyor.”

Taşdöğen’e göre Avusturya’da İslami eğitim almış birisi için meslek seçimi hayli kısıtlı. İslam teolojisi okumuş birisi eğer akademik anlamda devam etmeyi düşünmüyorsa önünde duran ilk mesleki alternatif, manevi rehberlik pozisyonu. Fakat manevi rehberlik konusunda istihdamlı pozisyonlar yeterli değil. Hapishanelerde ya da askeriyede manevi rehberlik için ayrılan Müslüman din görevlisi sayısı hayli az. Bu alanda eğitim almış bir Müslüman için ikinci alternatif okullardaki İslam din dersi öğretmenliği. Bu alternatifler arasında bir de cemiyetlerde imamlık var. Fakat bu durumda camilerin üniversite mezunu ve maaş beklentisi yüksek kişileri istihdam etme kapasitesi var mı, bu sorular ortaya çıkıyor.

Avusturya’da Bir “Meslek” Olarak İmamlık

Müslüman din görevlilerine yönelik beklentiler Avusturya’da da hayli yüksek. İmamların entegrasyona katkı sağlamaları, dindarlararası iletişim gerçekleştirmeleri, gençlik çalışmaları yapmaları, manevi rehberlerin sunduğu hizmeti sunmaları, aynı zamanda camide dinî eğitim vermeleri bekleniyor. Bütün bunlar, imamlarda akademik bir eğitimi gerekli kılıyor. Taşdöğen’e göre ise cemiyetlerin finansman sorunu çözülmeden, din görevlilerinin eğitim standardının yükseltilmesinin karşılığı yok. Avusturya’da devletin Müslüman cemaatlere finansman desteği vermesi konusunun muhakkak masaya yatırılacağını söyleyen Taşdöğen şunları belirtiyor: “Tahminimce özellikle Viyana Üniversitesi’nden çıkacak ilk mezunların camilerde istihdam edilmesi sorunu –özellikle maaş beklentilerinin yüksek olması nedeniyle- baş gösterecek ve devlet bu durumda Müslüman cemaatle, buradaki mezunların istihdam edilmesi için çeşitli teşvikleri konuşmak adına masaya oturmak zorunda kalacak. Bu durumda devlet desteklerinin belirleyici bir pozisyonda olmaması gerekir. Çünkü o zaman daha büyük bir sıkıntı doğmuş olur.”

Avusturya’da “İmam Hatip Okulları” Sorunu

Avusturya’da doğrudan imam eğitimini hedefleyen somut girişimler şimdiye kadar kamuoyunda ciddi krizler doğurdu. İlk kriz 2014 yılında Viyana’nın Simmering ilçesinde Viyana İslam Federasyonu (IFW) tarafından işletilmesi planlanan “İmam Hatip Okulu” idi. Bu okuldan mezun olanların, Türkiye’de geçerliliği olan bir “imam hatip lisesi” diploması almaları planlanıyordu.

Bu kurumun eğitime başlama tarihi yaklaştıkça protestolar arttı. İslam karşıtı FPÖ’nün Başkanı Hans-Christian Strache, “projenin her koşulda engellenmesini” istedi. IGGÖ, söz konusu eğitimin mezunlarının, yurt dışından gelen imamlardan farklı olarak Avusturya’da yetiştirilecek olmasının bir avantaj olduğunu ifade etse de, bu itiraz kamuoyu nezdinde kabul görmedi.

Avusturya kamuoyunda tereddüte neden olan esas konu, okulun Türkiye’deki İmam Hatip modeline benzer ve Türkçe eğitim verecek olmasıydı. Hükûmet ise imam eğitimi için yalnızca Viyana Üniversitesi’ndeki teoloji bölümünü adres gösteriyor, diğer girişimlere şüpheyle yaklaşıyordu.

Öte yandan proje hakkında Müslüman cemaatle devlet yetkilileri arasında doğru bir iletişim de kurulmamıştı. Simmering’te devam eden inşaatta ilk başta kültür merkezi ve kreş açılması planlanmışken, sonra yapıda “imam hatip okulu” açılacağının ortaya çıkması, mevcut durumu zorlaştıran başka bir faktör oldu. Bütün bu tartışmaların ardından planlanan “imam eğitimi” komple rafa kaldırıldı. Neticede 2015 yılındaki yerel seçimlerde sosyal demokratların kalesi olan Simmering’te FPÖ yüzde 8’lik bir oy artışı sağlayarak oyların yüzde 44’ünü almış oldu. Böylece söz konusu tartışma FPÖ’nün işine yaramış oldu.

İkinci Kriz: Linz’deki İmam Hatip Eğitimi Modeli

Avusturya’da imam eğitimiyle ilgili ikinci kriz ise Avusturya Linz İslam Federasyonu (ALİF) tarafından kurulan imam yetiştirme kursuydu. Federasyonun merkez binasında, Türkiye’deki açıköğretim imam hatip lisesi programına kayıtlı öğrencilere hafta sonları verilen imam eğitimi, bir tanıtım kampanyasının videosunda “imam hatip okuluna bağış” şeklinde lanse edilince tartışma başladı. Sorunlardan biri de söz konusu binanın yapı düzenlemeleri açısından “okul” izninin olmamasıydı.

Konuyla ilgili Perspektif’e açıklama yapan ALİF Başkan Yardımcısı Murat Başer, söz konusu yapının bir “okul” değil, bir eğitim programı olduğunu ifade ediyor. Burada öğrencilere Arapça ve Kur’an gibi dersler verildiğini söyleyen Başer, bu eğitim programının motivasyonunu şöyle açıklıyor: “Biz, Avusturya’da uzun süredir imamların yurt dışından gelmesi tartışmasına cevap olarak, gelecekteki imamlarımıza yönelik bir ön eğitim sunmak amacıyla bu programı başlattık. Bu bizim organizasyon olarak kendi iç imam eğitimimiz. Viyana Üniversitesi’ndeki teoloji bölümü, bir imam eğitimi sunmuyor. Ayrıca biz, bir imamın genç yaşlardan itibaren yetiştirilmesinin, bu vazifeyi icra edecekler için önemli olduğunu düşünüyoruz. Programın temel amacı, genç imam adaylarına bunu sağlamaktı. Fakat kamuoyundaki tartışma çok başka oldu. Hem Almanca bilen, buranın eğitimini almış imamlar yetişmesi isteniyor. Hem de bu konuda Müslüman cemaat olarak bir girişimde bulunduğumuzda ‘radikallik’ gibi tepkiler üzerinden bu çabamız kriminalize ediliyor. Bu kabul edilebilir değil.”

Üçüncü Kriz: Viyana-Liesing’te İmam Eğitimi

Linz’teki bu tartışma daha sonra Viyana-Liesing’e de sıçradı. Liesing’te Viyana İslam Federasyonu tarafından kurulan imam eğitimi programı, 2017 yazında Avusturya kamuoyundan ciddi tepkiler aldı. “İmam Hatip Okulu” olarak nitelendirilen programda hem dinî hem de dünyevi derslerin karışık bir şekilde verildiği iddia ediliyordu.

Bu imam eğitiminin doğrudan Türkiye tarafından finanse edildiğini iddia eden Strache, “İslamcı bir karşı toplum artık bu ülkenin bir gerçeği” demişti. Strache’ye göre Viyana ve Linz’te 367 imam eğitilmişti ve bu sayı yine Strache’ye göre Avrupa’daki “Türkiye bağımlısı imamların” üçte birinin Avusturya’da eğitilmesi anlamına geliyordu.

Viyana İslam Federasyonu Kurumsal İletişim Başkanı Harun Erciyas, Liesing’teki eğitim programının kurulmasındaki ana motivasyonu şöyle anlatıyor: “Amacımız, Avusturya’da din görevlisi olarak çalışmak isteyen gençlere bir alternatif oluşturmaktı. İmam olmak isteyenler çoğu zaman yurt dışında eğitim almak zorunda kalıyorlar. Biz bu eğitimi Viyana’ya taşımak ve burada bir imam eğitimi modeli oluşturmak istedik. Bu eğitimde öğretmenler ve eğitim giderleri aidatları ve Federasyon tarafından sağlanıyordu. Strache’nin iddia ettiği gibi yurt dışından herhangi bir finansman söz konusu değildi.”

Neticede söz konusu eğitimin “özel okul” statüsüne girmesi nedeniyle bir soruşturma başladı. Bunun ardından eğitim programının statüsü komple değiştirilerek 2017 sonunda program yeniden eğitime başladı. Mevcut durumda hafta sonları öğrencilere ders veriliyor. Bu programın mezunları arasından tercih edenler halihazırda Türkiye’de ilahiyat programlarında eğitim görüyorlar. İsmi “İslami Manevi Rehberlik Eğitimi Kursu” olan bu program, IGGÖ bünyesinde bir “alan derneği” (Alm. “Fachverein”) olarak resmî statüye sahip. Erciyas, söz konusu eğitimin kamuoyunda ciddi tartışmalar doğurmasından rahatsız: “Biz, burada doğmuş, eğitim altyapısını burada almış insanları din görevlisi olarak yetiştirmek niyetindeyiz. 20 yaşına gelmiş bir gence bir anda imam eğitimi vermeniz mümkün değil, gençler o zaman çoktan meslek tercihlerini yapmış oluyorlar. Biz bu programda, IGGÖ tarafından tanınan bir karne vermiş oluyoruz.”

Özetle Avusturya, imam eğitimi konusundaki inisiyatifi Müslüman cemaate bırakmak konusunda diğer ülkelere göre oldukça zorlanıyor gibi görünüyor.

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Diğer Gündem Yazıları

Son Yüklenenler