'Birleşik Krallık'

İslamofobi Tanımı: Yeni Bir Umut Mu, Boş Bir Beklenti Mi?

Kasım 2018’de Britanya Müslümanları Partiler Üstü Meclis Grubu yeni bir İslamofobi tanımı formüle etti. Bu tanımının ülkede tırmanışa geçen İslamofobiyle mücadelede değişimin başlangıcı olması umut ediliyor. Hükûmetin tanımı kabul edip etmeyeceği ise henüz kesinlik kazanmış değil.

@ Shutterstock.com değişiklikler: Perspektif

Britanya Müslümanları Partiler Üstü Meclis Grubu (İng. “All Party Parliamentary Group (APPG) on British Muslims”) İslamofobi’nin Birleşik Krallık’taki ilk işlevsel ve kapsamlı tanımını ortaya koyarak tarihi bir adıma imza attı. İslamofobiyi tanımlamak adlı raporda, “İslamofobi kökeni ırkçılığa dayanan ve Müslümanlığın ya da Müslümanlığa ait olduğu varsayılan ifade biçimlerini hedef alan bir ırkçılık türüdür.” denildi. 

Neredeyse iki yıl süren danışma ve kanıt toplama sürecinin sonunda ortaya çıkan İslamofobi tanımında, ülkenin dört bir yanında faaliyet gösteren çeşitli örgütlerin, politikacıların, kanaat liderlerinin, akademisyenlerin ve cemaatlerin yanı sıra İslamofobik nefret suçu mağdurlarının da görüşleri dikkate alındı. 

Büyük ölçüde olumlu tepkiler almakla birlikte, söz konusu İslamofobi tanımının arzu edildiği gibi İslamofobiyle mücadele konusunda siyasilere ve politika belirleyicilere ivme kazandıracak bir katalizör olup olmayacağı sorusu henüz yanıt bulmuş değil. 

Devam Eden Bir Süreç

Yaygın kullanımına rağmen İslamofobi görece yeni bir sözcük; zira kamusal ve siyasi literatüre yalnızca yirmi yıl kadar önce girdi. Yine de işlevsel bir tanım oluşturma süreci –siyasi geçerliliği olan– uzun zamandır devam eden ve benim de çeşitli şekillerde katkıda bulunduğum bir süreç. İşlevsel bir İslamofobi tanımını gerekli kılan faktörler arasında İslamofobiyle mücadeleye daha tutarlı ve anlamlı bir yaklaşım kazandırabilme ümidinin yanı sıra, insanlara İslamofobinin ne olduğu ve ne olmadığını daha iyi anlatabilme arzusu ve İslamofobik nefret suçlarının en iyi şekilde tespit edilip kayıt altına alınmasını sağlamaya duyulan ihtiyaç da yer almaktadır. 

Yine bir diğer faktör, İslamofobinin hükûmet ve diğerlerince ciddiye alınması gerektiğini savunan kimselerin girişimlerini baltalamak isteyen çevreler tarafından ortaya atılan argümanlara karşı çıkma ihtiyacıdır. İslamofobinin var olmadığını ve yalnızca bir “kurgu” olduğunu iddia eden yazar Melanie Philips, bu kişilerden yalnızca biri. Müslümanlara yönelik nefret suçları konusunda Londra Metropolitan Polis Teşkilatı ve Tell MAMA verileri tam aksini ortaya koysa da Philips bu tür mesnetsiz iddiaları ileri sürmeye devam ediyor. 

Bir diğer örnek ise İslamofobi sözcüğüyle alakalı. Bu hususta, Quilliam Vakfı gibi bazı çevreler özellikle tartışmaların önünü kapattığı gerekçesiyle söz konusu terimin son derece sorunlu olduğunu iddia ediyor. Konuya ilişkin en radikal görüşü ise Rod Liddle gibi yeterince İslamofobinin olmadığını iddia eden yorumcular teşkil ediyor.

Irkçılık Karşılaştırması

İslamofobinin yeni, geçerli ve işlevsel tanımının bu söylemlere karşı koyup koyamayacağı sorusu bir yana, sağlayacağı avantajlar oldukça fazla görünüyor. Kısa ve herkese açık olan bu yeni tanım ne çok karmaşık ne de aşırı derecede akademik; bu da hem kamuoyuna hem de siyasilere hitap etme potansiyelini artırıyor. Ayrıca İslamofobiyi ırkçılık düzleminde ele almak oldukça yararlı; zira insanlar ırkçılığı hemen sezinliyor ve günümüz İngiltere’sinde halkın çoğunluğu ırkçılığı kabul edilemez ve gereksiz bir tutum olarak görüyor. Böylece insanların Müslüman bir kadının fiziksel olarak darp edilmesine gerekçe olan İslamofobinin de aynı şekilde istenmeyen ve gereksiz bir tutum olduğunu idrak etmeleri kolaylaşıyor. 

Bununla birlikte, İslamofobiyi ırkçılıkla kıyaslamak ‘din’ ile ‘ırk’ kavramlarının birbiriyle karıştırılmasına neden olabileceğinden kafa karışıklığı yaratabilir. İnsanlar için din değiştirilebilir ya da seçilebilirken, ırk ise ne değiştirilebilir ne de seçilebilir. Dolayısıyla, ırkçılıkla yapılan karşılaştırmanın Müslümanların bir ırk oluşturduğu iddiasından ziyade, yalnızca işlev ve süreç bakımından İslamofobi ile aralarındaki benzerlikleri vurgulama amacı taşıdığının net bir şekilde ortaya konması gerekiyor. Böylece yeni tanım, İslamofobinin ‘Müslümanlık’ göstergelerini ve Müslüman kimliğini nasıl hedef aldığına vurgu yapmaktadır. İslamofobik nefret suçlarını işleyenlerin görünürlükleri nedeniyle çoğunlukla Müslüman kadınları hedef almaları bu anlamda oldukça manidar. Benzer şekilde ırkçılık da görünürlükleri dolayısıyla örneğin ten renklerinden ötürü insanları hedef almaktadır.

Yeni İslamofobi tanımının Müslümanlık ve Müslümanlar üzerindeki vurgusu dikkate alındığında, bu vurgunun aynı zamanda Müslümanlarla aynı inancı paylaşmamanın ya da İslamî pratiklerin bazılarını tasvip etmemenin de İslamofobik sayılabileceğine dair endişeyi hafiflettiği söylenebilir. Bu elbette İslamofobik bir tutum değildir, hiçbir zaman da olmamıştır. Müslümanları uygun bir şekilde eleştirmek İslamofobi olmadığı gibi, ‘Allah adına’ hareket ettiklerini iddia eden kişiler ya da grupların gerçekleştirdiği şiddet eylemlerini kınamak da İslamofobi değildir. Ancak yeni tanımın doğru bir şekilde ortaya koyduğu gibi anlaşmazlıklar, eleştiriler ya da itirazlar ayırt etmeksizin tüm Müslümanları hedef almak ya da kötülemek amacıyla kullanılıyorsa, bu tutumun altında bazı İslamofobik görüşlerin yattığını söylemek de yanlış olmaz. 

Yeni, işlevsel İslamofobi tanımı ayrıca, 2016 yılında Birleşik Krallık hükûmetince benimsenen Uluslararası Yahudi Soykırımını Anma İttifakı (İng. “the International Holocaust Remembrance Alliance”) tarafından formüle edilen Antisemitizmin geçerli tanımının benzer bir versiyonu olmanın da ötesine geçiyor. Antisemitizm tanımında Antisemitzm kelimesi yerine İslamofobiyi koymak suretiyle uzun zamandır devam eden tanım sorununa hızlı ve kolay bir çözüm bulunması savunulmuş olsa da en son İşçi Partisi’ndeki Yahudi düşmanlığı iddialarının geride bıraktığı karmaşa ve sorunlar, böyle bir yaklaşımın eksiklik ve yetersizliğinin altını çiziyor. İslamofobi ve antisemitizm için iki ayrı tanımın olması, iki olgu arasındaki bazı önemli -ve kesinlikle gerekli- mesafenin korunmasını sağlıyor.

Eylemler ve Söylemler

Her ne kadar geçerli ve işlevsel bir İslamofobi tanımı iyi bir gelişme olsa da bunun yalnızca bir öneri olduğunu hatırlamakta fayda var. Hükûmetin bu tanımı kabul edip etmeyeceği henüz belli değil ve tanım açıklandığından bu yana kabul edileceğine dair hükûmet kanadından herhangi olumlu bir sinyal de gelmedi. Açıkçası bu durum bilhassa geçen sene Muhafazakâr Parti içindeki İslamofobiye dair öne sürülen çok sayıda iddia göz önüne alındığında oldukça hayal kırıcı. Ancak hükûmetin yeni İslamofobi tanımını görmezden gelmeye devam etmesi yalnızca derin bir hayal kırıklığı değil, aynı zamanda İslamofobiyle mücadelede konunun ciddiyet ve ehemmiyetine yakışır bir şekilde ele alınması fırsatının da kaçırılması anlamına gelecektir. 

Buna karşın, önerilen yeni tanım değişim için bir katalizör niteliğinde olup, insanların kim ya da neci olduklarıyla değil, eylemleri ve söylemleriyle alakalı olması hasebiyle oldukça isabetli bir yaklaşım sunuyor. Tanımı potansiyel İslamofobikleri afişe etmek yerine, değişimi desteklemek için birlikte çalışılabilecek yeni destek grupları ve ittifaklar oluşturmak için kullanmak amaca uygun olacaktır. Yeni tanım, İslamofobinin varlığını inkâr edenleri tatmin etmese de sadece İslamofobiye ve onun kötü sonuçlarına dikkat çekmeyi başarabilirse bu bile oldukça iyi bir kazanım sayılabilir. Umulur ki, yeni tanım İslamofobinin günümüz Britanya’sında hayatlarını sürdüren pek çok sıradan Müslümanın hayatını nasıl olumsuz etkilediğine dikkat çekecektir. Bu gerçek ne göz ardı edilecek ne de hafife alınacak bir meseledir.  

Chris Allen

Leichester Üniversitesi Kriminoloji Bölümü Nefret Araştırmaları Merkezi’nde öğretim üyesi olan Dr. Chris Allen İslamofobi ve İslamofobik nefret suçları konularında çalışmalar yürütmektedir.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler