Okul Bahçesinde Türkçe Konuşan Öğrenciye Ceza: “Anadilimizi Konuşamayız”

Almanya’nın Baden-Württemberg Eyaletindeki bir ilkokulda, 9 yaşındaki bir kız öğrenci, geçtiğimiz hafta teneffüste okul bahçesinde bir arkadaşıyla Türkçe konuştu. Bundan haberdar olan öğretmen, üçüncü sınıf öğrencisine bir ceza ödevi verdi. “Neden okulda Almanca konuşuruz?” başlığını taşıyan bu ödeve, öğrencinin verdiği cevaplar ise sosyal medyada büyük tepki topladı.

“Çünkü okulda öğrenciler Almanca konuşurlar. Almanya’da resmî dil Almancadır. Sizler, bizim Almanca konuşmamızı istiyorsunuz. Okullar Alman’dır. Türkçe konuşursak çocuklar bizi anlamaz. Anadilimizi konuşamayız. Çünkü iyi Almanca konuşabilmemiz için.” şeklinde ifadelerin yer aldığı ödev, düzgün bir el yazısıyla ve Almanca olarak öğretmene teslim edildi.

“Okul Bahçesinde Türkçe Konuşmak Yasaklanamaz”

Öğrencinin annesi, bu ödevi gördüğünde öğretmenle görüşme talep etti. Koronavirüs salgını nedeniyle öğretmen, aile ile yüz yüze görüşme yapmanın mümkün olmayacağını söyledi. Telefonla ve e-posta ile görüşmede öğretmen ise, kendi pedagojik karar özgürlüğüne atıfta bulunarak, bu tarz bir cezanın makul olduğunu savundu. Ardından, öğretmen ailenin bu cezaya karşı çıkamayacağını ifade etti. Bunun üzerine aile de hukuki yollara başvurdu.

Ailenin hukuki sürecini takip eden avukat Yalçın Tekinoğlu, Perspektif’e yaptığı açıklamada, öğretmenin tavrının hukuka aykırı ve ayrımcı olduğunu ifade etti. “Okulda belli kuralların olması elbette gerekli. Okul derslerinde Almanca konuşulması bu kurallardan biri. Bu kuralların, bütün çocukların dersi anlayabilmesi ya da Almancanın teşvik edilmesi gibi amaçları vardır. Fakat okul bahçesinde, teneffüste, yani ders haricinde çocukların kendi aralarında Türkçe konuşulması yasaklanamaz. Ceza, önceden belirlenmiş bir yasağın ihlali durumunda verilebilir. Böyle bir ceza verilebilmesi için, örneğin okulda ‘bahçede Türkçe konuşulmaz’ gibi bir kural olması gerekir.”

“9 Yaşındaki Bir Çocuğun Bu Fikre Kapılması Korkutucu”

Öğrencinin yazdığı ödevde, oluşturulan ideolojik kalıpların yansıma bulduğunu söyleyen Tekinoğlu, şu ifadelerde bulundu: “Küçük bir öğrencinin yazdığı mektupta, ‘sizler’ (çoğunluk toplumu üyeleri) ve ‘bizler’ (Türkçe konuşanlar, azınlıklar) gibi bir ayrım okunuyor. Öğretmen çocuğa böyle bir şey söylememiş olsa bile, 9 yaşındaki bir çocuğun bu satırları yazmak zorunda hissetmesi korkutucu.”

Bundan sonraki süreçle ilgili bilgi veren Tekinoğlu, öğretmenin verdiği cezanın hukuka aykırı olduğu yönünde bir süreç başlatacaklarını, ayrıca öğretmenin Eyalet Hükümet Başkanlığı’na şikâyet edileceğini ifade etti: “Biz cezanın kaldırılması için görüşeceğiz. Bunun haricinde öğretmene karşı bir tazminat hakkı doğup doğmadığını da değerlendireceğiz.” (ezk)