"Ayrılıkçılık Yasası"

Fransa’da Ayrılıkçılık Yasasının Serüveni

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, geçtiğimiz salı günü yapması planlanan ayrılıkçılık karşıtı yasanın detaylarını içeren açıklamayı 2 Ekim’e erteledi. Cumhurbaşkanı adaylığından beri vaat ettiği yasayı 2020 bitmeden sunması bekleniyor. Ara ara gündem olan yasa çeşitli cenahların tepki odağı oluyor.

Fotoğraf: Shutterstock.com

Ayrılıkçılığa karşı yasa tasarısının detaylarını açıklamak için salı günü Fransa’nın güneyinde yer alan Lunel’e gitmesi beklenen Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, bu ziyaretini iptal ederek programını 2 Ekim’e erteledi. AFP’ye yapılan açıklamaya göre yasa tasarısının normal şartlarda sonbaharda sunulması gerekiyor.

18 Şubat 2020 tarihinde Mulhouse kentinde yapmış olduğu konuşmasında “bir din veya dış etkenden dolayı cumhuriyet değerlerine saygı duyulmaması” diye nitelediği “ayrılıkçılık” (Fr. “séparatisme”) kelimesi, aylar geçtikçe Macron’un ifadelerinde daha sık yer almaya başladı. Macron’un düzenli olarak değindiği ayrılıkçılık tartışması, görevinin başlangıcından bu yana gündemde.

Seçim Vaadiydi

2 Mart 2017 tarihli cumhurbaşkanlığı seçim çalışmaları sırasında “Bizim laikliğimiz, 1905’te tanımlandığı şekliyle bir kalkandır.” ifadelerini kullanan Emmanuel Macron, “Cumhuriyetimizde belli bir kesimin inançları sebebiyle damgalanmasını kabul etmeyeceğim. Aynı şekilde bir kesimin de dinî inançları adına cumhuriyet değerlerine karşı gelmesini kabul edemem.” şeklinde konuşmuştu.

Ocak 2018’de yapmış olduğu başka bir açıklamada bu ifadelerini hatırlatmıştı: “Hiçbir Fransız vatandaşından dinini ılımlı bir şekilde yaşamasını ya da birinin tanrısına olması gerektiği gibi inanması gerektiğini söylemeyeceğim, bu pek mantıklı değil, ancak herkesten devamlı olarak cumhuriyetin tüm kurallarına kesinlikle saygı göstermesini isteyeceğim.” ifadelerini kullanmıştı.

Macron, Müslüman dernek yöneticileri ile yapmış olduğu görüşmede uluslararası düzeyde yaşanan krizlere ve dinî ayrışma ağlarına düşmemek için Fransa İslam’ı yapılanması üzerine çalışılmasını istemişti.

Ekim 2019’da Adı Konuldu

Macron, Ekim 2019’da konuyla ilgili kamuya açık bir şekilde konuşmasını talep eden vekillerin isteğine karşı RTL radyosuna şu şekilde açıklamada bulundu: “Cumhuriyetimizin bazı kesimlerinde ayrılıkçılık denilen bir şey yerleşti. Bunu şöyle tanımlayabiliriz: Beraber yaşamayı reddetme, cumhuriyetin dışında kalma ve ‘ben siyasal İslam’a inanıyor ve cumhuriyetin değil onun kurallarıyla yaşamak istiyorum.’ demek. Bu konuda çalışmalarını sürdürdüğünü temin eden Macron, Fransa Müslümanları temsilcileriyle görüşeceğini, birtakım icraatlar yapılacağı zaman bunun duyurusunu yapacağını belirtti.

Kasım 2019 tarihinde Belediye Başkanları Kongresi’nde konuşma yapan Macron, cemaatçi listelere karşı olduğunu, ayrılıkçılıkla alakalı önlemlerin de gelecek haftalarda belirtileceğini ilan etmişti.

Valilere dönemin İçişleri Bakanı Christophe Castaner’den “İslamcılığa karşı mücadele ve cemaatçi ayrışma” konulu bir genelge gönderilmiş ve bu konuyla alakalı her valilik nezdinde bir grup oluşturulması ve bu grubun terörist radikalleşme zannıyla izlenen insanların “sosyal, ekonomik, dinî, sportif ve kültürel ağları hakkında kapsamlı bilgi sahibi” olmaları istenmişti.

Emmanuel Macron, 18 Şubat’ta, Mulhouse’un popüler semti Bourtzwiller’a yaptığı gezi sırasında “İslamcı ayrılıkçılığa” karşı mücadele planını resmen açıkladı. Açıklanan ilk tedbirler arasında geçici yabancı imam uygulamasının kaldırılması ve Fransa’da eğitim gören imamların sayısının da arttırılmasını kapsıyor. Macron ayrıca ibadethane projelerinde yabancı fonlamaların daha sık kontrol edilmesini amaçlıyor: “Paranın nereden, kime ve niçin geldiğini bilmemiz gerekiyor.”

Yasa Tasarısı Dernekleri de Kapsayacak

Fransa’da pandemi döneminin etkisiyle kısa bir ara verilen “ayrılıkçılık” tartışmaları Macron’un 4 Eylül’de cumhuriyetin ilanının 150. yıldönümünde yapmış olduğu konuşmayla tekrar alevlendi.  Panthéon’daki bu konuşma şu şekildeydi: “Fransa’da genelde Tanrı adına bazen de dış güçlerin yardımıyla bir grubun yasasını dayatma niyetinde olanlara yer yok. Bölünmez cumhuriyet herhangi bir ayrılıkçı macerayı kabul etmez.”

7 Eylül’de Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin, Vatandaşlık İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Marlène Schiappa ile yapmış oldukları ortak açıklamada ayrılıkçılık karşıtı yasanın sonbaharda Bakanlar Kurulu’na sunulacağını, işlemlerin tamamlanma sürecinde olduğunu belirtti.

Yasa tasarısı özellikle derneklerin izleme kapasitesini güçlendirmeye ve bölücülük şüphesi olan yapıların kapatılmasına izin vermeyi hedefleyecek. Henüz tasarının tüm hatları bilinmese de İçişleri Bakanlığı’nın konuyla alakalı çalışmaları devam ediyor.

Darmanin, yasa kapsamında derneklerin “laikliğe uyma taahhüdü sözleşmesi” (Fr. “contrat d’engagement sur la laïcité”) imzalamak zorunda olacaklarını, özellikle cinsiyet eşitliği olmak üzere bu sözleşmede belirtilen şartlara uyulmaması durumunda sübvansiyonların sona ereceğini duyurdu. İçişleri Bakanı, dini nikâh öncesi bazı doktorlar tarafından verilen bekâret belgelerini de cezalandırmayı teklif edeceğini belirtti. Kamu hizmetleri ve spor alanında da radikalleşmeye dikkat çeken Darmanin, bu alanlara dair de önlemlerin alınacağının sinyalini verdi.

France Inter’e açıklamada bulunan Marlène Schiappa ise yasanın mezhep aşırılıklarını ve beyaz üstünlükçü ideolojisini de kapsayacağını belirtti.

Son olarak geçtiğimiz çarşamba France Inter radyosuna konuk olan Darmanin, iki çeşit ayrılıkçılık olduğunu, birincisinin geleneksel yani basitçe bilinen ayrılıkçılık olduğu, diğerinin ise takiyye yani gizli ayrılıkçılık olduğunu ifade etti. İçişleri Bakanı tarafından bu tür ifadelerin kamuoyuna sunulması Fransa Müslümanlarını tehlikeli bir girdaba sokuyor.

Yasa Tasarısına Tepkiler

Fransa Müslümanlarından ise yasa tasarısına ilişkin çeşitli tepkiler gelmeye devam ediyor. Bir yandan devletin ayrılıkçılık avının sadece Müslümanları kapsamasını yadırgayan Fransa Müslümanları diğer yandan devletin ikili oynamasından yakınıyor.

Örneğin Dômes et Minarets isimli Müslüman sosyal medya sayfası 18 Haziran 2017 Parlamento seçimleri için Torah-Box isimli Yahudi derneğinin hazırladığı videoyu tekrar gündeme getirdi. Videoda Fransız Parlamentosu seçimleri için İsrail’deki Fransız vatandaşı Yahudiler, Yahudi aday Meyer Habib’e oy vermeye davet ediliyordu. “Meyer Habib’e oy verin, Tevrat için oy verin” çağrısında bulunulan videoyu gündeme getirerek “Bu siyasi yahudicilik değil de nedir?” ifadeleriyle Marlène Schiappa’ya seslendi.

Laiklik Gözlemevi sözcüsü Nicolas Cadène, ayrılıkçılıkla alakalı tartışmaların ters tepki verdiğini ve toplumda korku oluşmasına neden olduğunu belirtti: “Başörtüsü gündeme geldiğinde, başörtülü kadının yasalara aykırı bir durumu olmasa da tepkileri üzerine çektiği için aşırı görüşlü kişilerin ‘Görüyor musunuz, cumhuriyete aykırısınız, cumhuriyet sizi istemiyor.’ beyanlarına maruz kalıyorlar.”

Sol cenahtan Boyun Eğmeyen Fransa (France Insoumise) Başkanı Jean-Luc Mélenchon, yasa tasarısıyla sadece İslam’ın hedef gösterildiğini ifade etti.

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler