KRM: “Polisin Zorba Baskını Açıklığa Kavuşturulmalı“
Almanya Müslümanları Koordinasyon Konseyi (KRM), Berlin’de faaliyet gösteren Mevlana Camii’ne polis tarafından yapılan baskına yönelik açıklamalarda bulundu. Açıklamada polisin davranışının Müslümanları kamuoyu önünde karaladığına ve toplumdaki İslam düşmanlığını canlandırdığına dikkat çekildi.
Almanya’nın Berlin Kreuzberg semtinde faaliyet gösteren Mevlana Camii’ne 21 Ekim tarihinde sabah saatlerinde kalabalık bir polis ekibiyle baskın yapılmıştı. Polis cami yöneticilerinin devletten haksız yere koronavirüs yardımı aldığını iddia etmiş, cami yönetimi de iddiaları kesin bir şekilde reddetmişti.
Berlin Mevlana Camii’ne polis tarafından yapılan baskın hakkında basın açıklamasında bulunan Almanya Müslümanları Koordinasyon Konseyi (KRM) camiye yapılan “orantısız” baskını kınadı ve polisin bu zorba baskını açıklığa kavuşturması için siyasetçilere çağrıda bulundu.
KRM Dönem Sözcüsü Burhan Kesici, “Polisin tutumundan derin bir üzüntü duyduk. Asılsız iddiaların niteliği göz önünde bulundurulduğunda, polisin davranışı orantısız ve kötü niyetli. Sabah namazı esnasında ibadet eden Müslümanların, içeri giren yetkililer tarafından rahatsız edilmesi her türlü hassasiyet ve saygıdan uzak bir davranıştır.” açıklamasında bulundu.
Polisin baskın sırasındaki davranışlarının sıra dışı olduğuna dikkat çeken KRM açıklamasında, polisin çizmeleriyle namaz kılınan yere girmesinin ve cemaatin kendilerinin açacağını söylemesine rağmen yardım sandıklarını kırmasının kabul edilemez olduğu ifade etti.
Polisin Davranışı Toplumsal Barışa ve Polise Olan Güvene Zarar Verdi
KRM, Alman polis teşkilatında ırkçı fişlemenin varlığının tartışıldığı ve güvenlik yapılarında yeni aşırı sağcı ağların keşfedildiği bir zamandan geçerken Berlin’de polisin bu davranışının toplumsal barışa ve polise olan güvene zarar verdiğini söyledi.
Açıklamada ayrıca, “KRM bu polis baskının arka planının araştırılması için siyasetçilere çağrıda bulunmaktadır. Bu polis baskını Müslümanları kamuoyu önünde karalamış, suçlu ilan etmiş ve toplumdaki İslam düşmanlığını canlandırmıştır. Camiler ibadet ve maneviyat mekânlarıdır ve özel koruma altındadır. Dinî bir azınlık olarak biz Müslümanlar da inancımıza ve mabetlerimize karşı gereken saygıyı bekliyoruz.” dendi.
11 Ağustos 2014 tarihinde Mevlana Camii’ne yönelik gerçekleştirilen büyük kundaklama saldırısının da hatırlatıldığı açıklamada, polisin soruşturma yapmak için benzer bir girişimde bulunmasını dilediklerini, fakat hâlâ daha saldırının açığa kavuşturulamadığını da aktarıldı.