Perspektif’in Avrupa’daki Türkiye Kökenlilerle Kesişen Hikâyesi
Perspektif dergisi nisan ayında çıkarttığı 300. sayısıyla yayın hayatına devam ediyor. Derginin 1995 yılından bugüne yaşadığı serüvenin ve Avrupa’daki Müslümanlarla kesişen hikâyesinin kısa bir özeti.
1995 yılı, Almanya’nın Köln şehri. Avrupa’daki Türkiye kökenlilerden bahsedildiğinde bir türlü parantez dışına alamadığımız “işçi göçü”nün 30. yılı bitmiş. Göçün ilk zamanları, dolayısıyla da ilk acemilikler geride kalmış. Camiler, kültür dernekleri, eğitim merkezleri, cemevleri kurulmuş. Geçici göç topluluğunun, kalıcı vatandaşlara dönüştüğü yıllarda, bu kurumsallaşmanın bir yansıması da burada hayata geçirilen dergi ve yayın faaliyetleriyle kendisini çoktan göstermeye başlamış.
Almanya’nın batısındaki Köln şehrinin Merheimer Caddesinde, 229 numaralı binada çıkan o dönemin “AMGT Bülteni” de bu yayınlardan biriydi. Bültenin ilk sayısı, Avrupa Millî Görüş Teşkilatları (AMGT) Genel Başkanı Osman Osman Yumakoğulları adına ve İlhan Bilgü’nün genel yayın yönetmenliğinde çıktı. AMGT kurulalı henüz 10 yıl olmuştu. 70’li yıllarda Türkiye’den gelen Müslüman işçilerin kurduğu Millî Görüş dernekleri 1985 yılında Köln’de bir çatı altında toplanmış ve AMGT’yi oluşturmuşlardı.
Bültenin ilk sayısının önsözünde, “AMGT Bülten” isimli bir yayına neden ihtiyaç duyulduğu şöyle anlatılıyor: “Basında sadece hizmet ve görüşlerimizin değil; aynı zamanda hakkımızda hak etmediğimiz iftira ve karalamaların da yer aldığı bilinmektedir. Bunlara verdiğimiz cevaplarımız yine sağduyu sahibi tarafsız basın organlarında insanlarımıza yansıtılmaktadır. Ancak giderek büyüyen AMGT’nin, hem faaliyetlerini hem de kendi hakkında ileri sürülen iddiaları kendine ait bir yayın organıyla kamuoyuna duyurmasının bir ihtiyaç olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. İşte bu sebeple bu Aylık Haber Bülteni’ni yayınlamaktayız.”
“Kendi sesini kendi istediği biçimde duyurmak” olarak da okunabilecek bu talep, 25 senelik bir yayın macerasının da başlangıcı olacaktı.
AMGT Bülteni: Eski Konular, Yeni Konular
AMGT’nin faaliyetlerini, çeşitli konulardaki fikir ve pozisyonlarını önce üyelere, sonra da kamuoyuna duyurmayı hedefleyen bu aylık yayın organı ilk sayısını 1995 yılının ocak ayında çıkarttı. Bosna’daki savaşla ilgili güncel gelişmelerin ve Avrupa’daki Müslümanların Bosna’daki Müslümanlarla dayanışmasının geniş biçimde ele alındığı bülten, henüz Srebrenitsa katliamının gerçekleşmediği yıllarda Balkanlardaki gerilimi de bütün gerçekliğiyle sayfalarına taşıyordu. O esnada AMGT bünyesinde toplanan yardımların Bosna’ya ulaştırıldığını yine bültenden öğreniyoruz.
İlk sayıda kendisine yer bulan Köln Yabancılar Meclisi Seçimlerine katılım çağrısını ve bununla kendisini gösteren “siyasi katılım” talebini, yayının temel politikası olarak okumak mümkün. Nitekim Köln Yabancılar Meclisi Seçimleri ile birlikte dile getirilen talepler de bültende yer alıyor. Bu talepler şöyle sıralanmış: “Müslüman çocuklar için anaokullarının açılması, çifte vatandaşlık hakkı, yabancılar için huzurevleri açılması, hapishane ve hastanelerde Müslüman din görevlilerinin de hizmet vermesi, Müslüman mezarlığının açılması, her türlü ırkçılığın önlenmesi için inisiyatiflerin kurulması”… Bugün Müslümanların birçok Avrupa ülkesinde elde etmek için mücadele verdiği hakların, bundan 25 sene önce de dile getirildiği görülüyor.
Bülten o dönem “Ankara’dan bakış” gibi köşe yazılarıyla Türkiye’deki siyasete yönelik ilginin de hâlâ canlı tutulduğu bir yayın politikasıyla göze çarpıyor. Daha sonra köken ülke siyasetine yönelik ilginin yerini büyük oranda Batı Avrupa politikaları yer alacak ve dergi Türkçe-Almanca olarak “burası” ile ilgili esaslı analizlerin bir mecrası olarak dikkat çekecektir.
AMGT Bülteni’nde, “Basında AMGT” başlığıyla organizasyonun kendisiyle ilgili haber kupürleri, Çeçenistan, Bosna ve Irak gibi ülkelere yönelik haberlerin yanı sıra Almanca 2 sayfa fikir yazısı da yer alıyordu. Almanya’daki ırkçı Solingen kundaklamasının üzerinden henüz 2 sene geçmişken ırkçılık konusuna da birçok sayıda geniş bir şekilde yer verilmişti. Almanya’da İslam ve Müslümanlar hakkında yayımlanan bir karikatüre İslam Konseyi’nin açıklamaları bültende yayımlandığına göre, yıllar sonra patlak verip Avrupa’da İslam tartışmalarını domine edecek “karikatür krizi”nin de o dönemki sinyallerini okumak mümkün.
Bülten, 1995 yılında Almanya’da camilere ve “Türk kurumlarına” yönelik saldırı dalgasını da sayfalarına taşımış. Bu yönüyle AMGT Bülteni’nin, kurumun sadece kendi faaliyetleri hakkında yayın yaptığı değil, Müslümanların toplumsal konular hakkında da fikir beyan ettiği bir “platform” olarak tasarlandığı söylenebilir.
“Perspektive” İsminin İlk Kullanılışı
Bülten yayınlanmaya başladıktan çok kısa bir süre sonra bu yayın, Almanya’daki okuyucular, özellikle de AMGT tabanında büyük ilgi gördü. Bilhassa bültenin ilk iki sayısında yayınlanan Almanca sayfalar, okurların ilgisini çekmişti. Münih’ten gelen bir okuyucu mektubunda şu değerlendirme yer alıyordu: “AMGT Genel Merkezi’nin süreli bir yayın organına kavuşması çok güzel bir gelişmedir. Ayrıca iki dilde yayımlanması, burada doğan ve Türkçeyi iyi konuşup anlayamayan gençlerimiz ve Almanlar için isabetli bir adım olmuştur.”
3. sayının önsözünde bu duruma işaret edilerek, bültene “Perspektive” isimli bir bölüm eklenmiş, bu bölüm şöyle gerekçelendirilmiştir: “Almanca konuşan üyelerimiz için yayınladığımız bu sayfalarımızı artık bundan sonra, yıllar önce yayınlanan Almanca bültenimizin adıyla sunacağız: Perspektive… Evet, Perspektive, yine Almanca konuşan üyelerimize veya Almancayı daha iyi anlayan-okuyan okurlarımıza hitap edecek.” Bu açıklamanın ardından ve 4. sayısından itibaren AMGT Bülteni, “AMGT Avrupa Millî Görüş Teşkilatları Aylık Haber Bülteni & PERSPEKTIVE” başlığıyla çıkmaya başladı.
Almanya’daki ve Avrupa’daki İslam toplumunun güncel gelişimine bakış sunmaya çalışan “Perspektive” bölümünde örneğin Konrad-Adenauer Vakfı tarafından düzenlenen 3. İslam Konferansı ile ilgili bir özet de alıntılanıyor. Bu özette Dr. Omaia Elwan’ın şu cümleleri, derginin ismi ve tasarımı değişse de tartışmaların aslında çok da değişmediğini ortaya koyuyor: “İslam’ın bir kamu tüzel kişiliği olarak tanınması uzun vadede sorunların çözümüne katkı sağlayacak ve İslami dernekleri ‘yabancı para kaynakları’ndan bağımsızlaştıracaktır.”
Aynı şekilde Mayıs 1995 sayısında İslam din dersleriyle ilgili Yeşiller vekilleriyle yapılan söyleşi, AMGT’ten IGMG’ye, bültenden dergiye uzanan süreçte temel ilgi alanlarının değişmediğini gösteriyor: Avrupa’da yaşayan Müslümanları ilgilendiren bütün konular.
Bültenden Dergiye: “Milli Görüş & Perspektive”
Bülten, 7. sayısında isim değiştirerek temmuz 1995 tarihinde “Millî Görüş & Perspektive” başlığıyla çıkmaya başladı. Bu durum önsöze şu başlıkla yansımıştı: “AMGT’den IGMG’ye, Bülten’den Dergiye”. 3 Haziran 1995’te yapılan 11. Genel Kurul’la birlikte AMGT ismi IGMG’ye (İslam Toplumu Millî Görüş) dönüştü. Bu değişiklik “AMGT Bülteni”ne de yansıdı. Aylık bülten de bu şekilde “Milli Görüş dergisi”ne dönüşmüş oldu. Bir dışa açılma anlamına da gelen bu değişiklik, redaksiyondan şöyle yansıtılıyordu: “Milli Görüş dergisini bu sayımızdan itibaren üyelerimizin yanı sıra, abone olmak isteyen okurlarımıza da bir ‘dergi’ olarak hazırlayıp sunacağız.”
Bu şekilde 7 sayılık bülten macerasının sonucunda “bülten”, dergiye dönüşmüş oldu. Bu sayıdan itibaren yazar kadrosu genişletilerek daha fazla yorum, fikir yazısı ve aktüel habere ağırlık veren dergi, Almanya dışına çıkarak Hollanda ve Fransa gibi ülkelerdeki gelişmelere de değiniyordu.
Bu esnada örneğin Essen Üniversitesinde Türk Dili ve Edebiyatı bölümünün açılışını da sayfalarına taşıyor, ayrıca Eylül 1995 sayısında Türkiye’deki anayasa değişikliği ile yurt dışındaki Türk vatandaşlarının oy kullanma hakkına sahip olmaları ile ilgili değerlendirmeler yayınlıyordu. O dönem de Türkiye’de bazı partilerin “yurt dışı milletvekilliği” önermesi Ahmet Ayyıldız’ın Görüş yazısında şöyle ele alınmıştı: “Türkiye’de umutlarını kaybeden partiler, sanki geçmiş 30 yıl hiç geçmemiş pişkinliğinde ve yeni keşfedilmiş gibi yurt dışında yaşayan yaklaşık 3,5 milyon vatandaşını hatırlayabildiler, sonunda.” O dönem oy hakkı verilse de, oyların nasıl verileceğiyle ilgili belirsizlik de dergide ele alınmıştı. Nitekim oy hakkı verilse de, yurt dışı vatandaşların aslında fiiliyatta Türkiye seçimlerine katılımının sağlanması ancak seneler sonra mümkün olabildi.
Ayrı bir inceleme konusu olmakla birlikte “Avrupa’daki Müslüman kadınların yayınlarda temsili” de o sıralarda dergiye yansıyan ilginç konulardan biridir. Genç Müslüman kadın akademisyenlerle yapılan söyleşilerle ve o sıralar IGMG’nin Kadınlar Teşkilatlanmasının haberlerine genişçe yer verilmesi, 90’lı yılların sonunda Türkiye’deki 28 Şubat atmosferine paralel olarak Avrupa’da Müslüman kadınların güçlendirilmesi ve onlara alan açma denemeleri olarak görülebilir.
“İslam’ın Fundamentalizm Bağlamında Görülmesine Karşıyız”
24 Aralık 1995’te Türkiye’de düzenlenen genel seçimlerde Refah Partisi birinci parti oldu. TBMM 20. ve 21. döneminde IGMG’nin Genel Başkanı Osman Yumakoğulları da bu şekilde Meclis’e girdi ve IGMG’nin yeni başkanı Ali Yüksel oldu. Bu dönem Yumakoğulları Meclis’te olmasına rağmen Türkiye’nin yurt dışı Türkler politikasına eleştiriler de dergide sıralanmıştır. Örneğin Haziran 96’daki derginin Almanca bölümünde “Yurt dışı Türklerin baba devletle sorunları”nı sıralayan bir yazı yayınlanmış ve Türkiye’nin yurtdışındaki vatandaşlarıyla ilgilenmesinin anayasal bir sorumluluk olduğu hatırlatılmıştır.
Derginin o dönemde yayın politikasında önemli bir vurgunun, dönemin Genel Başkanı Yüksel’in 2. Genel Kurul konuşmasında tekrarlandığı görülüyor. “Çokkültürlü ama barışçı bir toplum istiyoruz.” diyen Yüksel, henüz 11 Eylül saldırılarının gerçekleşmediği o dönemde de İslam’ın fundamentalizm bağlamında ele alınmasına karşı çıkmış ve şu ifadeleri dile getirmiştir: “Müslümanlar olarak bu toplumun içinde otuz yıldır uyum içinde yaşamamıza rağmen hâlen, ‘Almanya bir göçmen ülkesi, çokkültürlü bir toplum değildir’ diyebilen politikacılar var. Hayali düşmanlar üretmek yerine birbirimizi tanımak, anlamak, farklılıklarımıza rağmen bir arada barış içinde yaşayabilmemiz için birbirimizin varlığını, var olma hakkını ve meşruiyetini kabul etmemiz gerekiyor.”
Bu durumda Perspektif, bir yönüyle IGMG’nin, bir yönüyle Türkiye kökenli toplumun, bir yönüyle de Avrupa’daki İslam politikalarının kaydını tutan çok katmanlı bir arşiv hâlini almıştır desek yanlış olmaz.
“Perspektive” Vurgusunda Büyüme
3. senesi ve 25. sayısında dergi logosuna “Perspektive” kısmı daha büyük bir şekilde girmeye başladı. Bu sayıda, okurlardan gelen taleplerle daha fazla teşkilat haberi, daha çok yerel konulara yer vermeye başlandı. Bu süreçte Şubat 1997 sayısı önsözünde, Türkiye’deki 28 Şubat’ın habercisi olan şu cümleler de göze çarpıyordu: “Geçen Ramazan ayı öncesinde Türkiye’de başlayan İslam, tarikat, şeyh tartışmaları altında yatan asıl meselenin yüce dinimizi karalamak olduğu gerçeğini hepimiz biliyoruz.”
Şubat 1997’de Alman İslam Konferansı’nın düzenleneceği haberini veren dergiye çocuk sayfaları da eklendi. Derginin Genel Yayın Yönetmenliğini çok uzun bir süre İlhan Bilgü yürütürken, Ali Bozkurt da yayın sürecinde belli zamanlarda Genel Yayın Yönetmeni olarak etkin oldu.
Mayıs 1997’ye gelindiğinde IGMG’nin Almanya’da 1996 yılı Anayasayı Koruma Dairesi raporlarında “şiddete başvurmayan fundamentalist” bir teşkilat olarak vurgulanmasına eleştiri dile getiriliyor, buna yönelik basın açıklamaları Almanca olarak da dergide yayınlanıyordu. Derginin “Perspektive” kısmında daha ziyade Genel Başkanın konuşmalarının, faaliyet raporlarının ve basın açıklamalarının Almanca yayınlanmasıyla, internetin olmadığı bir dönemde kamuoyunda kurumsal şeffaflık oluşturulmaya çalışılıyordu.
1999 yılına gelindiğinde, Avrupa’da ezanın duyulur bir şekilde okunması, Avrupa İslam’ı tartışmaları, kız ve erkek öğrenciler için ayrı spor dersleri tartışması, Almanya’da Fereshta Ludin vakası, başörtülü öğretmenlere yönelik birçok eyalette kararlaştırılan de facto meslek yasakları gibi konular dergide kendisine yer buluyordu. Şubat 1999’da Hristiyan Demokratlar (CDU) tarafından organize edilen çifte vatandaşlık karşıtı kampanya hakkında IGMG’nin pozisyonları da dergide yer alıyordu.
Bu gelişmelere paralel olarak, aynı zamanda bu gelişmelerin arka planında ortaya çıkan teolojik, hukuki ve sosyolojik sorular işleniyordu. Örneğin Şubat 1999’da Alman vatandaşlığına geçişte Alman Anayasasını benimseme taahhüdünün İslam’ın öğretileriyle uyumlu olup olmadığı sorusu ile ilgili basın açıklaması yine derginin “Perspektive” kısmında Almanca olarak yayınlanmış, Alman Anayasasının insan hakları, hukuk devleti gibi İslami değerlerin somutlaşmış hâli olduğu ve İslami öğretiye ters içeriklerin olmadığı ifade edilmiştir.
Kurum İçi İletişim Aracı Olarak Dergi
Mart 1999’da yayınlanan bir haberde “Çocuklarımızın dinî eğitimi, Avrupa’da yaşayan vatandaşlarımızın acil çözüm bekleyen sorunlarından birisidir. Bu konuda ciddi bir arayış içindeyiz. Siyasi görüşü ne olursa olsun tüm kurum ve kuruluşlarla ortak çalışmalar yapmaya hazır olduğumuzu bir kere daha hatırlatıyoruz.” açıklaması yer almış, bu tarz pozisyonların yanı sıra dergi, IGMG’nin ev ödevlerine yardım kursları sunan cemiyetlerin listesini ya da hac kafilelerinin tarih ve başkanlarını yayınlayarak “kurum içi iletişim aracı” olmak hüviyetini sürdürmüştür.
Az önce değinilen “kadınların temsili”ne 1999 yılında da devam edilmiştir. Uzun süre dergi yayın kurulunda kadınların yer almaması bir eksiklik olsa da (yayın kurulunda ilk kez Kasım 2012 yılındaki 215. sayıda kadın redaktörler yer almış, sonrasında da bu sayı giderek artmıştır), dergide sık sık kadınların faaliyetlerinin ve onları ilgilendiren meselelerin yer alması dikkat çekicidir. Haziran 1999 tarihinde IGMG Kadın Kolları Başkanı Zehra Dizman’ın kadınlar gününde yaptığı konuşmada “kadını horlayan davranışlara her zaman karşı çıkacağız” ifadeleri yer almış ve konuşma şu şekilde devam etmiştir: “Ne yazık ki İslam toplumları, Kur’an’ın tebliğinden uzaklaştıkça öz kaybına uğramış ve kadınların hukuku konusunda yanlış kanaatlere varmıştır.” O dönem IGMG Kadın Kolları’nın “Uyuşturucu ve şiddet” konulu makale yarışması açtığı, “İslam’a yönelik kadın merkezli önyargılar ve gerçekler” konulu sempozyum düzenlediği, “Gettolaşmaya ve toplumdan izole olmaya hiç mi hiç niyetimiz yoktur. Mahalli ve etnik sınırlamalara engel olan bir evrensel değerler sistemine inanmamız, bu gerçekçi politikaları benimsememizde büyük rol oynamaktadır. Avrupa hükûmetlerinin kendi ülkelerinde yaşayan ve yerleşen Müslümanların sorunlarını gidermek ve entegrasyonu kolaylaştıracak uygun, sosyal politikalar geliştirmek zorunluluğu vardır.” gibi ifadelerle sosyal bir aktör olarak öne çıktığı görünmektedir.
10 Nisan 1999 tarihinde Genel Başkan Ali Yüksel’in görevi bırakmasının ardından Haziran 1999’da yapılan 5. Genel Kurul’da konuşan Federal Meclis Dış İlişkiler Komisyonu CDU Üyesi Karl Lamers’in “Türkiye’deki siyaseti ve sorunları buraya taşımamanız lazım” cümleleri de dergide kendisine yer bulmuştur. Bu yönüyle dergi, dönemin gerilimli hatlarının izdüşümlerinin okunduğu bir hafıza olarak Avrupa’daki Türkçe yayın dünyasında rol oynamıştır.
Dergide Milenyum Atmosferi
2000’li yıllara gelindiğinde “milenyum” havası ve kurumsal anlamda atılımlara da dergide işaret edilmiştir. 2000’li yıllarda da dergide Avrupa’da İslam’ın sorunlarına yaklaşımlar yer almaya devam etmiş, örneğin “modernite ile din arasındaki gerilim” konu edilmiş, İslam’ın “yasal tanınma” alanında karşılaştığı sorunlar ele alınmış, çokkültürlülük işlenmiş, bunun yanı sıra “gayrimüslimin bayramını tebrik etmek ve hediyeleşmek” gibi fıkhi sorular cevaplandırılmıştır. Ayrıca Aralık 2000 tarihinde Alman öncü kültürü tartışmaları, Çeçenistan’daki savaş, Endonezya’daki dinî ve etnik çatışmalar, Türkiye’de Hizbullah terörü, Türkiye’nin AB üyeliği konusundaki talepleri ve IGMG’nin bazı şubelerinde Almanca İslam dersleri de dergide konu edilmiştir.
Bu dönemde IGMG’ye yönelik antisemitizm iddialarının dergide sıkça yer bulduğu, kurumun ırkçılıkla mücadele anlamında güçlü bir var oluş sunmaya çalıştığı görülmektedir. 8 Ağustos 2000’de IGMG Köln’de bir Yahudi Müzesi kurulmasını memnuniyetle karşıladığını belirten basın açıklaması yayınlamış, Ocak 2001’de bir sinagog saldırganının yakalanmasını da memnuniyetle karşıladığını belirten açıklamalar yayınlamıştır. Türkiye’deki (bilhassa Kürtlere yönelik) insan hakları ihlalleriyle ilgili düzenlenen programların yorumları da dergiye girmiş, Şubat 2001’de düzenlenen “Türkiye ve Batı’da İnsan Hakları Paneli”ne geniş yer verilmiştir.
11 Eylül Saldırıları ve “IGMG Perspektive”
11 Eylül 2001’de “Bu bir terör” başlığıyla çıkan dergide IGMG’nin ABD’deki saldırı kurbanları için anma programları yaptığı ve terör saldırılarının sertçe kınandığı görülmektedir. Aynı sayıda, terörist Üsame bin Ladin’in Hristiyan ve Yahudilere yönelik ifadelerinin İslami olmadığı belirtilip, saldırının İslam’a mal edilmemesi konusunda uyarıda bulunulmuştur. 11 Eylül gibi küresel bir gelişme hakkında yorum ve anlamlandırma arayışının bir neticesi olarak dergide 2001 yılında siyasi konularla ilgili Almanca yorum yazılarının arttığı görülmektedir.
Derginin ismi 11 sene sonra, 121. sayıda (Ocak 2005) “Milli Görüş Perspektive”den, “IGMG Perspektive”ye dönüştü. Bu esnada derginin alt başlığı da “İslam Toplumu Millî Görüş aylık yayın organı” şeklinde ifade edildi. Bu sayıdan itibaren Genel Yayın Yönetmeni Oğuz Üçüncü olurken, Almanca kısım devam etmiş ve dergi yoğunluğunda hatırı sayılır bir yer kaplamaya başlamıştır. Bu dönemde 40 sayfalık derginin 12 sayfası teşkilat haberlerine ayrılırken, 28 sayfasının gündem, yorum ve toplumsal siyasi gelişmelere ayrıldığı görülmektedir.
“İslami kıstaslara göre bir yaşam anayasa düşmanı bir tutum mu?” gibi yorum yazılarına yer veren dergi 126. sayıdan itibaren (Haziran 2005) “gündem, teşkilat, kültür, toplum, irşad, hukuk, kommentar, aktuell, religion” isimli kategorilerle yayına devam etmiştir. İlk dosyasını kimlik meselesini inceleyen bir başlıkla 127-128. Sayıda (Temmuz/Ağustos 2005) çıkartan dergi, bundan sonra düzenli olmasa da dosyalar hazırlamıştır.
Perspektif Dergisine Dönüşüm: 1995’ten 2010’a
2010 itibariyle dergi “Perspektif” adıyla çıkmaya başladı. Bu esnada “İslam Toplumu Millî Görüş aylık yayın organı” olma hüviyeti ise muhafaza edilirken, “aylık haber-yorum dergisi” ifadesi öne çıkartılmıştır. Bu dönemde camilerde radikalleşme ithamları gibi konular yorumlanırken, “dosya dergiciliği”ne geçilmiş, dergi kapağı da dosya konusuyla çıkmaya başlamıştır: “Aile, çocuk ve namaz eğitimi, Alman İslam Konferansı, Avrupa’da sağa kayış” gibi dosyalar göze çarpmaktadır.
Ocak 2012, 205. sayıdan itibaren logo değişikliği ve Mustafa Yeneroğlu’nun Genel Yayın Yönetmenliğini üstlenmesiyle birlikte dergi tamamen haber-yorum dergisine dönüşmüştür. Sağ popülizm, NSU cinayetleri, yabancılaşma korkusu gibi konular derginin neredeyse tamamını kaplamış; gençlik, Avrupa algısı, ümmet bilinci gibi konularda dosyalar hazırlanmıştır. Derginin bugünkü logosuna kavuştuğu tarih ise eylül/ekim 2012 tarihli 213-214. sayısıdır. Artık bu tarihten itibaren tasarımıyla da tamamen bir haber-yorum dergisi hüviyetine geçen dergi, kuşe kağıtta baskı, büyük resimli-modern dergi tasarımıyla yayın hayatına devam etmiştir. Bu sayıdan itibaren İslami ekonomi, Selefizm, Romanlar, Ankara Anlaşması gibi konularda dosyalarda ve gündem yazılarında IGMG’nin dışından uzmanların yorumları dergiye daha fazla taşınmaya başlamıştır. Bu esnada IGMG’nin faaliyet haberleri o dönem yeni kurulan Camia Bülteni’ne taşınmış, Perspektif daha ziyade IGMG tarafından çıkartılan ve “kurum haberleri”nden ziyade, Avrupa’daki Müslümanları ilgilendiren gelişmeleri daha geniş bir bakışla ele alan bir platforma dönüştürülmüştür.
Mart 2015 tarihli 239. sayıdan itibaren Bekir Altaş derginin Genel Yayın Yönetmenliğini üstlenmiş, bu dönemde dergi çevrimiçi yayına da geçmiştir. Perspektif.eu adresindeki internet sitesiyle aylık matbu dergiye ek olarak çevrimiçi haber-yorum platformuyla da hizmet vermeye başlamıştır. Bu esnada alışagelmiş dosya konularının dışına da çıkılarak daha geniş kitleleri ilgilendiren konular işlenmiştir.
Çeyrek asır ve 300 sayıya yayılan bu süreçte Perspektif, bir göç topluluğu olarak Avrupa’da mevcudiyeti başlayan “Müslüman cemaat”in gündeminin hem taşıyıcısı olmuş, hem de kendi dönüşümüyle de bu gündemi yansıtabilmesinin arayışında bulunmuştur. Derginin bundan sonraki seyrinde bu büyük hikâyeyi okumaya devam edeceğiz.