'KÜLTÜR PERSPEKTİFİ'

“Sanat Eğitimi Alan Göçmen Çocuklarının Sayısı Artıyor”

Benan Arslanoğlu, Almanya’nın Hannover şehrinde doğup büyüdü. Tasarım bölümü son sınıf öğrencisi olan Benan, illüstrasyon alanında projeler hazırlayıp atölyeler sunuyor. Kültür Perspektifi Serisi'nin ikinci söyleşisinde kendisiyle onu sanata, çizime ve renklere götüren yolu konuştuk.

Görsel: Benan Arslanoğlu, https://www.instagram.com/benan.de/ | Değişiklikler: Perspektif.

26 yaşındaki Benan Arslanoğlu, Hannover’de yaşıyor. Ekonomi bölümü mezunu olan Benan, yarı zamanlı olarak bir şirketin pazarlama ve grafik tasarım departmanında çalışıyor. Bu arada çizim projeleri hazırlayıp illüstrasyonlar yapıyor. Instagram: https://www.instagram.com/benan.de

“İlgimi Çeken İlanların Hepsi Tasarım Eğitimi Gerektiriyordu”

Aslen ekonomi eğitimi almış bir çizersin. Seni çizime yönlendiren şey neydi?

Çizim yapmasını çocukluğumdan beri çok seviyorum. Lisede resim dersi en sevdiğim ders olurdu. Bu alanda bir üniversite eğitimi alırsam, iş imkânlarım kısıtlı olur diye düşündüm. Çizimi hobi olarak devam ettiririm düşüncesiyle ilgi alanım olmayan ve beni bütün öğrenciliğim boyunca zorlayan Ekonomi bölümünü okumaya karar verdim. Okuduğu bölümden bahsederken gözleri parlayan arkadaşlarıma imreniyordum. Tasarım eğitimiyse içimde hep bir ukde olarak kaldı. Lisans eğitimimi ilerletmiştim, yarıda bırakmak benim için bir seçenek değildi. Sabrederek devam ettim, ama bir yandan da sürekli sanat alanında uzaktan eğitim programlarını ve okullarını araştırıyordum. Okul bitmek üzereydi ve iş ilanlarına bakıyordum, fakat ilgimi çeken ilanların hepsi tasarım eğitimi gerektiriyordu. Hiçbirinin ekonomiyle alakası yoktu. Bunu fark etmemle birlikte hayalimi gerçekleştirmeye karar verdim. Şimdi sevdiğim alanda, hayalini kurduğum eğitimi alıp kendimi geliştirebildiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum. Bütün ilgini vererek, gönülden yaptığın bir işin eğitimini alabilmek çok büyük bir nimet. Bu farkındalıkla okumanın verdiği zevk ve bende oluşturduğu gayret de çok kıymetli.

İllüstrasyon yaparak harekete geçirmek istediğin bir şeyler var mı? 

View this post on Instagram

 

A post shared by benan arslanoğlu (@benan.de)

Çizimlerimin birbirinden farklı insanlarda benzer duyguları çağrıştırması beni çok mutlu ediyor. Tasarladığım kartpostalların Avrupa’nın dört bir yanında insanlara ulaştığını düşününce seviniyorum. Bazen insanlar bana kartpostalları hediye ederken aldıkları olumlu tepkilerden bahsediyorlar, bu beni duygulandırıyor. Mesela bir kadın bana eşinden aldığı ilk hediyenin benim tasarladığım bir kartpostal olduğunu ve bu kartpostalı evlerinin duvarına astıklarını anlatmıştı. Bir kartpostalla bile olsa insanların gönüllerine güzel bir şekilde dokunabildiğim için şükrediyorum.

Çizime yatkın evlatları olan velilerden aldığım olumlu tepkiler beni özellikle sevindiriyor. Çocuklarını yatkınlıkları doğrultusunda en iyi şekilde desteklemek için, benden eğitimim ve çalışmalarım hakkında bilgi almaları ve onlara yardımcı olabilmek mutluluk verici. Sanat eğitimi alan göçmen aile çocuklarının sayısının artması ve velilerin bu bölümlere daha olumlu bakmaları sevinerek gözlemlediğim bir gelişme. Velilere ve çocuklara cesaret verebiliyorsam, ne mutlu bana!

Almanya’da Müslüman bir kadın olarak illüstrasyonla uğraşmanın kendine has yönleri var mı? 

Evet, elbette. İnancımın, özümün, kültürümün kısacası kimliğimin bana kazandırdığı sayısız ilham ve özellik faydalandığım avantajlar arasında. Bütün bunlar bakış açımı, görme ve anlama şeklimi Almanya’daki birçok sanatçıdan farklı ve eşsiz kılıyor. Aynı zamanda değerlerim doğrultusunda çalışmayı hedefliyorum. Bu değerler her zaman üyesi olduğum toplumun değerleriyle birleşmiyor. Bu nedenle reddettiğim projeler oldu ve gelecekte de olacak. Fakat reddettiğim projeler sayesinde ben de kendi özüme yakınlaşıyorum. Kabul etmediğim iş birlikleri de bana kendi değerlerimi ve hedeflerimi belirlememde yardımcı oluyor. Anlatılacak çok hikâye, aktarılacak birçok duygu ve düşünce var. Müslüman bir kadın olarak icra ettiğim sanatla bu alana renk kattığımı, alışagelmişi esnettiğimi düşünüyorum.

Avrupa’da birçoğu göçmen kökenli olan Müslüman sanatçı ve zanaatkarlar, klasik İslam sanatlarından başlayıp çağdaş sanata gelen geniş bir yelpazede eserlerini üretiyorlar. Peki, onları ve eserlerini ne kadar tanıyoruz? Kültür Perspektifi Serisi’nde sanat ve yaşama dair soruları muhataplarına soruyoruz. Söyleşilere buradan ulaşabilirsiniz.
TIKLA

Sanatçılar hakkında dışarıdan yapılan tanımlarda “Türk sanatçı”, “Alman sanatçı” gibi kategoriler sıkça kullanılır. Peki sen kendini nasıl bir sanatçı olarak tanımlarsın? 

Belirli bir tanımlama üzerine hiç düşünmedim şimdiye kadar. Türk Alman ve en başta Müslüman kimliğim elbette beni ben yapan temeller. Çizimlerime de kimliğimin, benliğimin her özelliğini yansıtıyorum. Bu özelliklerin dışında duygusal, içe dönük, çekingen, renkleri ve çiçekleri, kedileri ve her türlü tatlıyı seven biriyim. Bunlar illüstrasyonlarıma yansıyor. Onun için kendimi Türk, Müslüman, Alman sanatçı olarak tanımlayarak kısıtlamam. Bir insanın kendisini salt bu kategorilerle tanımlaması mümkün mü onu bile sorgularım. 

Yaptığın işin geleceğine dair nasıl bir perspektifin var? 

View this post on Instagram

 

A post shared by benan arslanoğlu (@benan.de)

Dijitalleşmeyle birlikte grafik tasarım, animasyon ve illüstrasyona olan ilgi arttı. Bu alanlara artık daha çok saygı duyuluyor. Aynı zamanda dijitalleşme iletişimin kolaylaşmasına, hızlanmasına ve ülke sınırlarının kalkmasına vesile oldu. Almanya’da yaşayan bir tasarımcı olarak dünyanın bir ucundan iş teklifi alıp, iletişimimi dijital şekilde sürdürüp, projemi yine dijital şekilde teslim edebiliyorum. Bu nedenle geleceği sadece Almanya ya da Avrupa ile kısıtlı görmüyorum. 

Dileğim özüme, doğrularıma ve inandığım değerlere sadık kalarak, vicdanımın rahat olacağı projeler üstlenmek. Her proje teklifi bu filtreden geçmiyor. Fakat Avrupa’da bu prensiplerimle uyumlu imkânların geliştiğini sevinerek gözlemliyorum.

“Fikirlerini ve İlham Kaynaklarını Daima Biriktirmek Yardımcı Olacaktır”

Resimle ilgilenmek isteyenlere neler tavsiye edersin? 

Ben de yolun başındayım ve sürekli resim alanında başarılı kişilerin tecrübe ve tavsiyelerini araştırıyorum. Naçizane tecrübem ve aldığım en büyük tavsiye, başlamak. Çizime ilgi duyanların bol bol resim yapıp, farklı malzemeler deneyip kendilerini ve çizgilerini keşfetmelerini tavsiye ederim. İlgi alanları ne olursa olsun, o alanda başarılı insanların hikâyelerini okusunlar. Bu gayretlerinin artmasına ve hedeflerini belirlemelerine yardımcı olacaktır. Farklı ilham kaynakları kişinin kendi çizgisini oluşturmasına olumlu etki eder. Fikirlerini ve ilham kaynaklarını daima biriktirerek kendilerine özgü bir koleksiyon oluştursunlar. Böylelikle zihinlerinde yeni fikirler için yer açmış olurlar. Yoğunluk içerisinde en güzel fikirler bile bazen unutulabiliyor çünkü. 

Kendime de sık sık hatırlattığım bir başka husus, kendimi başkalarıyla kıyaslamamak. Denemekten, başaramamaktan korkup kendilerini kısıtlamasınlar. Ben de ilk mülakatta tasarım bölümüne kabul edilmedim. Reddedilmem bir daha denememe mâni olmadı, hatta daha gayretli olmama vesile oldu. Hevesimin kalmadığı zamanlar oluyor. Bence önemli olan sevdiğin bir şeyi yaparken tattığın lezzeti hatırlamak, hedeflerini ve hayallerini diri tutup gayretini kaybetmemek.

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler