Birleşik Krallık’ın Göç Yasa Tasarısı: Mülteci Sözleşmesinin İhlali
Birleşik Krallık'ın ülkeye botlarla kaçak yollardan giren düzensiz göçmenlerin herhangi bir adli incelemeye tabi tutulmadan 28 gün içinde sınır dışı edilmesini öngören yasa tasarısına tepkiler sürüyor. Birleşmiş Milletler tasarının iltica yasağı anlamına geldiğini belirtti.
Birleşik Krallık İçişleri Bakanı Suella Braverman önceki gün göçmenlerin Manş Denizi’ni botlarla geçmesini engellemeye yönelik Muhafazar Parti hükûmetinin hazırladığı “Yasa Dışı Göç Yasa Tasarısı” ile ilgili parlamentoda milletvekillerini bilgilendirdi. Tasarının yasalaşmasıyla ülkeye botlarla kaçak yollardan giren düzensiz göçmenlerin herhangi bir adli inceleme ve kefalete tabi tutulmadan 28 gün içinde sınır dışı edileceğini, yasal işlemlerin sınır dışı edildikten sonra uzaktan yapılacağını kaydetti.
Braverman, kendi ailesinin de göçmen olduğunu ifade ederek, “İllegal şekilde sınırlarımızı ihlal eden göçmenlere karşılık vermememiz hizmet etmek için seçildiğimiz halkımıza ihanettir. Göçmen botları problemi, küresel göçmen krizinin bir parçasıdır ve gelecek yıllarda Birleşik Krallık gibi gelişmiş ülkeler daha yüksek sayıda göçmenin oluşturduğu baskıyla karşı karşıya kalacak. Bugün harekete geçmezsek yarın daha kötü olacak.” dedi.
Her gün insanların Manş Denizi’ni geçmeye çalışırken hayatını kaybettiğini anlatan Braverman, “Yasa dışı girişler, göçmen sistemimiz üzerinde de büyük bir baskı oluşturuyor. 160 binin üzerinde bekleyen talep var. Göçmenlik sisteminin İngiliz vergi mükelleflerine maliyeti yıllık 3 milyar sterlin (yaklaşık 68 milyar lira).” diye konuştu.
Adli İnceleme Sınırdışı Edildikten Sonra
Braverman, göçmen botlarıyla mücadele için 700 kişilik bir ekip kurulduğunu ve insan kaçakçılarıyla mücadele edildiğini hatırlatarak, düzensiz göçmenler ve sığınma talebinde bulunanların oteller yerine askeri alanlarda kurulan bölgelerde konaklayacağını söyledi.
Yalnızca 18 yaş altında olup sağlığı seyahate izin vermeyenler ile ülkesinde hayati tehlikesi bulunanların sınır dışı işlemlerinin daha uzun sürede gerçekleşeceğini anlatan Braverman, adli inceleme ve itiraz taleplerinin ise sınır dışı işlemi gerçekleştikten sonra uzaktan yapılacağını söyledi.
Braverman, uluslararası sivil toplum kuruluşları ve insan hakları örgütlerinin, “göçmenlere sığınma yasağı” getireceği gerekçesiyle sert şekilde eleştirdikleri tasarının Birleşik Krallık’ın uluslararası hukuki yükümlülükleriyle uyumluluğundan “çok emin” olduğunu dile getirdi.
Başbakan Sunak: “Her Yolu Denedik”
Birleşik Krallık Başbakanı Rishi Sunak “Yasa Dışı Göç Yasa Tasarısı”na ilişkin düzenlediği basın toplantısında, düzensiz göçmenlerin Manş Denizi’nden teknelerle ülkeye girişlerini durdurmak için her yolu denediklerini, ancak bunun işe yaramadığını belirterek caydırıcılığın sağlanması için “sert” yeni yasalar çıkartmaktan başka çarelerinin kalmadığını savundu.
Sunak, Birleşik Krallık’a küçük teknelerle yasa dışı yollardan girenlerin sayısının son 2 yılda dört kattan fazla arttığına dikkati çekerek, Manş Denizi’ni yasa dışı yollardan geçenlerin, doğrudan savaşın hüküm sürdüğü bir ülkeden, zulümden veya hayati tehlikelerden kaçmadığını savundu. Sunak, bu kişilerin güvenli Avrupa ülkeleri üzerinden Birleşik Krallık’a geldiklerini ve insan kaçakçılarına büyük meblağlar ödediklerini söyledi.
Sunak, ülkeye yasa dışı yollardan gelenlerin ülkede kalamayacağının altını çizerek, şunları kaydetti: “Buraya yasa dışı yollarla gelenleri gözaltına alıp, haftalar içinde ya güvenliyse kendi ülkelerine ya da Ruanda gibi güvenli bir üçüncü ülkeye geri göndereceğiz. Ülkeden çıkarıldıktan sonra Amerika ve Avustralya’da olduğu gibi İngiltere’ye tekrar girişiniz yasaklanacak. İnsan kaçakçılarına böylelikle engel olacağız ve sınırlarımızın kontrolünü bu şekilde geri alacağız.”
Başbakan Sunak, düzensiz göçmenlerin otellerde konaklamasının, İngiliz vergi mükelleflerine maliyetinin günde yaklaşık 6 milyon sterlin olduğunu belirterek, bunun sürdürülemeyeceğinin altını çizdi.
BM: “Mülteci Sözleşmesini İhlali”
Birleşmiş Milletler (BM), Birleşik Krallık hükûmeti tarafından Avam Kamarasına sunulan yasa tasarısından derin endişe duyduğunu açıkladı. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğinden (UNHCR) yapılan yazılı açıklamada, mevcut hâliyle tasarının İçişleri Bakanlığını düzensiz göçmenlerin Birleşik Krallık’a iltica sistemine erişimini engellemeye zorladığı belirtildi.
Açıklamada, “Bu sığınmacılara koruma sağlamak yerine, başka bir ülkeye gönderilmeleri için düzenlemeler yapılırken, Birleşik Krallık’ta alıkonulacaklar. Tasarı kabul edilirse, bu bir iltica yasağı anlamına gelir. Bu, talepleri ne kadar gerçek ve zorlayıcı olursa olsun, bireysel koşulları dikkate alınmaksızın düzensiz olarak gelenlerin Birleşik Krallık’ta mülteci koruması arama hakkını ortadan kaldırır. UNHCR, Birleşik Krallık hükûmeti tarafından Avam Kamarası’na sunulan iltica yasa tasarısından derin bir endişe duyuyor.” ifadesi kullanıldı.
Kabul edilmesi hâlinde bunun, açık bir şekilde Mülteci Sözleşmesi’nin ihlali anlamına geleceği vurgulanan açıklamada, İngiliz halkının uzun süredir devam eden insani geleneğine de gölge düşürüleceği kaydedildi.
Savaştan kaçan çoğu kişinin gerekli pasaport ve vizelere erişemediği, dolayısıyla kullanabilecekleri güvenli ve yasal yolların olmayacağı da belirtilen açıklamada, “Bu temelde ilticaya erişimlerinin engellenmesi, Mülteci Sözleşmesi’nin oluşturulma amacına da zarar verir.” görüşü paylaşıldı. Açıklamada, İngiliz hükûmetine ve tüm milletvekillerine, yasa tasarısını yeniden gözden geçirme ve bunun yerine daha insancıl ve pratik çözümler arama çağrısında da bulunuldu.
BBC Sunucusu: 1930’ların Almanyası
İngiliz yayın kuruluşu BBC sunucusu ve eski milli futbolculardan Gary Lineker’ın, hükûmetin tartışmalı göçmen yasa tasarısını 1930’ların Almanyası’na benzetmesi hem hükûmet yetkilileri hem de BBC yönetiminin tepkisine neden oldu. Sunucu Lineker, Birleşik Krallık İçişleri Bakanı Suella Braverman’ın, hükûmetin yeni göçmen yasa tasarısını video mesajla açıkladığı Twitter paylaşımına, “Aman Tanrım, bu korkunç ötesi.” yorumunda bulundu.
Lineker, bu yorumun ardından kendisini eleştiren takipçilerine verdiği yanıtta, Birleşik Krallık’ın büyük Avrupa ülkelerinden çok daha az mülteci kabul ettiğini belirterek, “Bu, Almanya’nın 1930’lu yıllarda kullandığından farklı bir dil değil ve en savunmasız insanlara yönelik ölçülemeyecek kadar acımasız bir politika fakat ben mi sınırları aşıyorum?” ifadesini kullandı.
BBC’nin ünlü sunucusu Lineker’ın Twitter’daki yorumlarına hem iktidardaki Muhafazakar Parti milletvekilleri hem de tasarıyı duyuran Bakan Braverman tepki gösterdi. Lineker, gelen tepkilerin ardından yaptığı bir diğer paylaşımda ise “İfade özgürlüğü savunucularının bu sabah aynı fikirde olmadıkları kişilerden sessizlik talep ettiklerini görmek harika.” yorumunda bulundu.
Lineker, daha sonraki Twitter paylaşımında ise kendisine destek verenlere teşekkür etti ve “Bunun anlamı çok büyük. Sesi çıkmayanlar için konuşmaya devam edeceğim.” ifadelerini kullandı. (AA, P)