'Aşırı Sağ'

“Almanya’da Halkın Beşte Biri Populist Bir Dünya Görüşüne Sahip”

Almanya'da yapılan yeni bir anket çalışmasına göre, halkın beşte biri Alman siyasetinin "gizli güçler" tarafından kontrol edildiğine, dörtte biri ise kitle iletişim araçlarının halka "sistematik olarak yalan söylediğine" inanıyor.

Fotoğraf: Pusteflower9024 - Shutterstock.

Kamuoyu araştırmaları şirketi Forsa, Temmuz 2023’te Stuttgart’taki Hohenheim Üniversitesinin “Demokrasi İzleme” başlıklı araştırması için Almanya genelinde 4 bin 24 kişiyle görüştü. Katılımcılara bir cümle formatında ifade edilen ve çoğunluğu komplo teorilerinden oluşan görüşlere katılıp katılmadıkları soruldu.

22 soruluk anketin sonuçlarına göre, her beş kişiden biri medyanın halkı “sistematik bir biçimde kandırdığına” ve her dört kişiden biri siyasetin “gizli güçler” tarafından yönlendirildiğine inanıyor. Araştırmayı gerçekleştiren ekipten iletişim bilimci Dr. Frank Brettschneider, “Genel olarak, Federal Almanya vatandaşlarının üçte biri geniş anlamda popülist bir dünya görüşüne sahip.” sözleriyle araştırmanın açığa çıkardığı tabloyu özetledi.

Rağbet Gören Komplo Teorileri ve Siyasete Yönelik Güven Kaybı

Her altı kişiden biri (yüzde 16) Almanya’nın artık “bir demokrasiden ziyade bir diktatörlüğe daha çok benzediği” görüşüne hak veriyor. “İslam, Alman toplumuna sızmış durumda” ifadesine ise, yaklaşık olarak her üç kişiden biri katılıyor. “Almanya’da yabancılar hakkında kötü bir şey söylemek, hemen ırkçı olarak nitelendirilmek demek.” ifadesine ise katılımcıların yüzde 52’si hak veriyor. Rapora göre, bu son ifadeye katılanların oranı popülist söylemlerin artan etkisinin net bir işareti.

“2022 ile 2023 arasında demokrasinin işleyişine yönelik memnuniyet on puan azaldı” diyen Brettschneider, federal hükûmete olan güvenin 2022 ile 2023 arasında hiçbir başka kurumda olmadığı kadar belirgin bir şekilde azaldığını da belirtti: “Bu hayal kırıklığı ve memnuniyetsizlik pekişirse bir suçlu arayışı başlar ve insanlar kendi dünyalarını ve gerçeklerini inşa ederler. Ve bunların üretimi, bugüne kadar hiç bu kadar kolay olmamıştı.”

Sağ popülistlerin daima aynı anlatı öğelerini kullandıklarına dikkat çeken Brettschneider’a göre, bu anlatının merkezinde hem iç hem de dış mihraklar tarafından baskı altına alınan yegane bir “halk iradesi”nin var olduğu inancı bulunuyor. Halk iradesine karşı olduğu düşünülen iç güçler arasında siyasi elitler ve medya yer alırken, dış düşmanlar olarak ise Avrupa Birliği, küreselleşme ve İslam algılanıyor.

“Siyasiler ve Medya Yalan Söylüyor”

Katılımcıların dörtte biri de iktidardakilerin “halkı kandırdığını” düşünürken AfD destekçilerinde bu ifadeye katılım oranı, yüzde 81 seviyesinde. “Hükûmet halktan gerçekleri saklıyor.” ifadesini katılımcıların yüzde 27’si onaylıyor ve yarısından fazlası ise siyasetçilerin gerçeklere uzak ve ilgisiz olduklarını düşünüyor.

Brettschneider, sağ popülistlerin sadece partileri ve siyasetçileri kötülemekle kalmadığını, aynı zamanda kitle iletişim araçlarını da suçladıklarını hatırlatıyor: Alman vatandaşlarının beşte biri ila dörtte biri kitle iletişim araçlarını manipülasyon yapmakla itham ediyor. Yüzde 21’i ise “Almanya’da halka medya tarafından sistematik olarak yalan söylendiğini” düşünüyor. AfD destekçileri arasında bu ifadeyi doğru bulanların oranı yüzde 85.

Alman vatandaşlarının yüzde 24’ü “Medya ve siyaset, halkın görüşlerini manipüle etmek için el ele çalışıyor.” fikrinde. Yüzde 23’ü ise “Medya sadece yöneticilerin dikte ettiklerini aktarır.” görüşüne katılıyor. Dr. Brettschneider geleneksel kitle iletişim araçlarına duyulan derin güvensizliğin Doğu Almanya’da Batı Almanya’ya kıyasla çok daha belirgin olduğunu belirtiyor.

Sağ Popülizme Karşı Eğitim Faktörü

Araştırma, sağ popülist bir dünya görüşünün özellikle AfD destekçileri arasında, 45-59 yaş aralığındaki ve düşük eğitim seviyesine sahip kişiler arasında daha yaygın olduğunu ortaya koyuyor. Bölgesel ayrımlara bakıldığında, Doğu Almanya’dakilerin yüzde 23’ü Batı Almanya’dakilerin ise yüzde 17’si sağ popülist dünya görüşüne sahip. Araştırmaya göre, sağ popülist dünya görüşü ne kadar belirginse, demokrasinin işleyişinden duyulan memnuniyetsizlik de o kadar artıyor.

Eğitim seviyesinin önemli bir faktör olduğunu vurgulayan Brettschneider, katılımcıların formal eğitimi ne kadar yüksekse, sağ popülist bir dünya görüşüne sahip insanların oranının o kadar düşük olduğunu belirtti. AfD destekçilerinin yaklaşık yüzde 79’u sağ popülist bir dünya görüşüne sahipken, Yeşiller’de bu oranın yüzde 1’de kaldığı kaydedildi. (P)

bgucin

Galatasaray Üniversitesi’nde Sosyoloji programından mezun olan Burak Gücin, sonrasında Heidelberg Üniversitesi’nde Kültürel Çalışmalar alanında yüksek lisansını tamamlamıştır. Ağırlıklı olarak ideoloji, kültür ve göç üzerine çalışan Gücin, Perspektif redaksiyon ekibinin üyesidir.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler