'Dosya: "Yurt Dışı Seçmen"'

Türkiye Seçimleri ve Yurt Dışı Seçmen

Yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarının Türkiye seçimleri için oy kullanması uygulaması 1950’lere dayanıyor. Peki yurt dışında yaşayan Türklerin siyasal katılımı tarihî süreç içerisinde nasıl bir seyir gösterdi? Yurt dışı seçmenin oy davranışı nasıl ve bu oy davranışı seçim sonuçlarında nasıl bir rol oynuyor?

©Mesut Zeyrek - Anadolu Ajansı

Türkiye’de son yıllarda hem geleneksel hem de sosyal medyada sıkça rastladığımız bir fenomen var: Gurbetçi nefreti. Özellikle de ekonomik kriz ve seçimin getirdiği politik anlamda gergin havanın etkisi ile göçmen düşmanlığı da “gurbetçi” düşmanlığına paralel olarak yükselişte. Özellikle sokak röportajları ve sosyal medya platformlarında dolaşan videolar sonucunda duyduğumuz “Avrupa’da yaşayan 3 milyonun üzerindeki seçmen neden bizim yaşadığımız ülke için oy kullanıyor?” sorusunun sıkça sorulmaya başlanması yurt dışı seçmenin oy hakkının hikâyesini de yeniden ve yeniden anlatmayı zorunlu kılıyor.

Oy Kullanma Hakkı ve Yurt Dışı Seçmen

Öncelikle şunu belirtmekte fayda var: Oy vermek vatandaş olmanın sonucu sahip olunan bir haktır. Yani Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkesin anayasal olarak oy kullanmaya hakkı vardır. Önceki yıllarda bu hakkı kullanabilmek için Türkiye’de ikamet etme şartı aranırken zamanla bu konuda düzenlemeler yapılarak Türkiye dışında ikamet eden vatandaşların da oy kullanması sağlanmıştır.

Yurt dışında yaşayan seçmenlerin Türkiye’deki seçimlere katılımına dair düzenlemeler 1950’li yıllara dayanmaktadır. Bu konuya dair atılan ilk somut adım 1950 yılında yapılan düzenlemeyle seçmen kütüğüne kayıt ve seçim günü memleketinde bulunma esasına dayanarak Türkiye seçimlerinde oy kullanmanın mümkün hâle getirilmesidir. Özellikle 1960’lar itibarıyla başlayan işçi göçü ve ardından yurt dışında yaşayan nüfusun hızlı artışı ile yeni bir düzenleme ihtiyacı doğmuş ve 1987 yılında seçim zamanlarında memleketinde bulunma şartına esneklik getirilerek yurt dışı Türklerinin gümrüklerde oy kullanabilmesi sağlanmıştır. Ancak sayıları milyonları bulan yurt dışı seçmenin siyasi katılımına dair en önemli ve son adım 2012 senesinde atılmıştır. Yeni düzenleme ile önceki yöntem daha da esnetilerek yurt dışında sandık kurma prensibi benimsenmiştir. Böylece yurt dışında yaşayan Türkler ilk kez mesken ülkelerinden Türkiye seçimleri için oy kullanmaya başlamıştır.

Yurt dışı seçmen, bu imkânın sağlanması ile ilk kez 2014 senesindeki 12. Cumhurbaşkanlığı Seçiminde, ardından 7 Haziran ve 1 Kasım 2015 Milletvekilliği Seçimlerinde, 2018 yılındaki Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Seçimlerinde ve son olarak da 14 Mayıs 2023 tarihindeki Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Seçimlerinde oy kullanmıştır. Mesken ülkelerde sandık kurulmasına dair düzenlemenin siyasal katılıma getirdiği dinamizmi anlamak için oy kullanma sayılarına bakmak yeterlidir: Yurt dışı seçmenin yalnızca gümrüklerde oy kullanabildiği 19872011 arasında yapılan milletvekili seçimlerinde ve halk oylamalarında oy kullanımı yaklaşık 270 bin olurken ilk kez yurt dışında sandık kurulan 2014 yılı 12. Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde katılım iki katına çıkarak 500 bini bulmuş ve sonraki seçimlerde de hep artış göstermiştir.

Yüksek Seçim Kurulu verilerine göre 7 Haziran 2015 Milletvekilliği Seçimlerinde yurt dışında kayıtlı bulunan seçmenin katılımı 1 milyonu aşkın oyla  yüzde 35’e; 1 Kasım 2015 Milletvekilliği seçimlerinde ise 1 milyon 200 bin seçmenin katılımı ile yüzde 44’e ulaşmıştır. 2018 seçimlerine ise yaklaşık 1,5 milyon kişi katılmıştır. Yani yaklaşık 3 milyon olan kayıtlı Türk seçmenin yarısı, 60 ülkede ve gümrük kapılarında kurulan sandıklarda oy kullanmıştır. Geçtiğimiz aylarda gerçekleşen 2023 Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Seçimleri de siyasal katılım açısından yeni bir rekora sahne olmuştur. 2018 yılından 2023 yılına 372 bin artış gösteren toplam 3 milyon 416 bin seçmenin oy kullanma oranı bugüne kadarki en yüksek seviyeyi görerek yüzde 3,92’ye ulaşmıştır. Geçmiş seçimlere katılımla karşılaştırma yaptığımızda, 2014 yılında yüzde 18,4 olan katılımının, 2018 yılında yüzde 50,14 iken 2023 seçimlerinde yüzde 53,92 oranına ulaşmış olması dikkat çekicidir. Bu oldukça yüksek ve zamanla artış gösteren katılım oranı, köken ülke yurt dışı seçmen ilişkisini siyasal bir düzlemde yeniden ortaya koymuştur.

Yurt Dışı Seçmenin Tercihleri

14 Mayıs 2023 seçimlerinde, ABD, Kanada, Brezilya, Rusya, Ukrayna, İspanya, Portekiz, İsveç, Finlandiya, Polonya, İrlanda gibi ülkelerde Millet İttifakı ve Kemal Kılıçdaroğlu seçim yarışını önde götürürken; Almanya, Fransa, Hollanda, Belçika gibi Türk nüfusunun daha yerleşik ve kalabalık olduğu ülkelerde Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhur İttifakı’nın önde olduğunu görmekteyiz. Son olarak, Ortadoğu ülkelerinde de yine Cumhur İttifakı ve Recep Tayyip Erdoğan seçim yarışını önde tamamlamıştır.

Ak Parti’nin yurt içi oy oranı yüzde 35 iken, yurt dışı oy oranı %44 olmuştur. Ancak önceki seçimlerle kıyasladığımızda son yurt dışı oylarının yurt içi oylarına paralel bir şekilde azaldığı görülmektedir. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ise yurt içinde yüzde 25 oy alırken bu oran yurt dışında yüzde 23’te kalmıştır. Yurt dışında CHP’nin 2023 seçimlerinde yurt içine kıyasla daha az oy almasına rağmen önceki seçimlerle karşılaştırma yaptığımızda her seçimde oyunu yükselttiği ve bu seçimde 2018 seçimlerinde aldığı oy oranından yüzde 7,31 daha fazla oy alarak bir başarı sağladığını görmekteyiz. Bu artışın ne kadarının CHP’nin yurt dışı Türklerine yönelik çalışmalarından kaynaklandığı ne kadarının Deva, Gelecek ve Saadet Partilerinin CHP listelerinden aday gösterilmesinden kaynaklı olduğunu tespit etmek bu yazı kapsamında mümkün değildir.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) yurt içi oy oranından daha yüksek bir seviyede oyu yurt dışında almış olsa da arada çok büyük bir fark olmadığı görülmektedir. Önceki seçimlerle kıyasladığımızda da MHP’nin yurt dışı oylarının 2018 yılına nazaran yüzde 3 seviyesinde arttığı dikkat çekmektedir. Önceki seçimlere Halkların Demokratik Partisi adıyla giren Yeşil Sol Parti’nin Emek ve Özgürlük İttifakı olarak Türkiye İşçi Partisi (TİP) ile toplam oyunu ele aldığımızda yurt dışında yurt içine göre %2 fazla bir oy oranına sahip olduğunu görmekteyiz. Ancak bir önceki seçimde yüzde 17,3 yurtdışı oyu olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda yurt dışı oylarındaki yüzde 5’lik düşüş göze çarpmaktadır.

Yurt dışı Türklerin oylarına dair en ilginç sonucu ise Türkiye İşçi Partisi ve İyi Parti örneklerinde görmekteyiz. TİP yurt içinde yüzde 1,72 oy alırken yurt dışı ve gümrük sandıklarında yüzde 2,88 alarak kendi oy oranına göre büyük bir başarı sağlamıştır. Bu bağlamda son yıllarda göç eden beyaz yakalı seçmenin TİP’e ilgi gösterdiği düşünülebilir. İkinci ilginç örneğimiz olan İyi Parti’de ise tam tersi bir durum mevcut. İyi Parti yurt içindeki seçmenden yüzde 9,9 oranında oy alırken yurt dışında yaşayan seçmenlerin yalnızca yüzde 3,54’ünün oyunu alabilmiştir. Kuruluşundan sonraki ilk seçim olan 2018 seçimlerinde de yurt içinde yüzde 10,1 oy alırken yurt dışında aldığı oyun yüzde 4,1 seviyesinde kalmış olması göstermektedir ki İyi Parti’nin yurt dışı seçmenle kurduğu iletişimde eksiklikler mevcuttur.

Yurt Dışı Oyların Dağıtımı ve Seçim Sonuçlarına Etkisi

Sayıları neredeyse 3 buçuk milyonu bulan yurt dışı seçmenin oyunun seçimlere tam olarak nasıl etki ettiği ve nasıl dağıtıldığı sorusu sıkça sorulan bir soru. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ayrı seçim bölgeleri olmadığı ve toplam geçerli oyların en az yüzde 50+1’ini alan aday Cumhurbaşkanı seçildiğinden dolayı her adayın aldığı yurt dışı oylar doğrudan o adayın aldığı yurt içi oylara eklenir ve yurt içi ile yurt dışı toplam seçmen içinde gereken çoğunluğa ulaşıp ulaşmadığına bakılır. Milletvekili seçimlerinde ise yurt dışındaki geçerli oylar, Türkiye’deki seçim bölgelerine, bölgedeki seçmen sayısına orantılı biçimde ve partilere de yurt dışında aldığı oy oranına göre dağıtılır..

Örneğin yurt içindeki geçerli oyların yüzde 10’u A şehrinde kullanılmışsa, yurt dışı oylarının yüzde 10’u A şehrine gider. Bu yüzde 10, partilerin yurt dışındaki oy oranlarına göre her partiye dağıtılmaktadır. Bu oy dağılımında yurt dışı seçmenlerinin nerede oy kullandığına veya Türkiye’deki ikametlerinin nerede olduğuna bakılmayarak sadece toplam yurt içi oylarının seçim bölgelerindeki oranları göz önünde bulundurulur.

2018 yılındaki seçimlerde Cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan yurt dışı ve gümrük sandıklarından toplam 900 binin üzerinde oy alırken, ikinci sıradaki aday Muharrem İnce ise yaklaşık 390 bin oy almıştır. 2023 seçimlerinin ilk turunda ise gereken çoğunluk sağlanamamış ve birinci olan aday Recep Tayyip Erdoğan 1 milyonun üzerinde oy alarak yurt dışı seçmenden yüzde 57 oy almıştır. İkinci olan aday Kemal Kılıçdaroğlu ise 700 binden fazla oy alarak yurt dışında yaşayan seçmenlerin yüzde 39’unun tercihi olmuştur. Bu oylar adayların ülke içinde aldıkları oya eklenmektedir. Özellikle de adaylar arasındaki oy farkının az olduğu durumlarda yurt dışı seçmenin oylarının etkisi artmaktadır. Yurt içindeki oylar ile kıyasladığımızda görmekteyiz ki Recep Tayyip Erdoğan’ın yurt dışı oy oranı yurt içinden 8 puan yüksek iken Kemal Kılıçdaroğlu’nun ise yurt dışı oyu yurt içi oyundan 4,5 puan düşüktür. Üçüncü aday Sinan Oğan ise yurt içinde yüzde 5,28 oy alırken yurt dışında ancak yüzde 1,9 oy alabilmiştir.

Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde Türkiye için henüz sonuç değiştirici rol oynamamış olan yurt dışı oyları Milletvekili Seçimlerinde 25, 26, 27 ve 28. dönemde bazı seçim bölgelerinde milletvekilliğinin yer değiştirmesine yol açmıştır. Örneğin, 14 Mayıs 2023’te gerçekleşen son seçimlere baktığımızda, yurt dışı oylar hesaplandıktan sonra 3 milletvekilinin yerinin değiştiği görülmektedir. AK Parti yurt dışı oyların hesaba katılmasının ardından milletvekili sayısını 2 arttırırken, Cumhuriyet Halk Partisi de 1 arttırmıştır. Isparta ilinde bir milletvekilliği İyi Parti’den AK Parti’ye geçmiş ve Osman Zabun milletvekilliğine hak kazanmıştır. Batman’da ise 1 milletvekilliği Yeşil Sol Parti’den AK Parti’ye geçmiştir ve AK Parti listesinden aday gösterilen HüdaParlı Serkan Ramanlı milletvekili seçilmiştir. Kahramanmaraş’ta ise 1 milletvekilliği Milliyetçi Hareket Partisi’nden Cumhuriyet Halk Partisi’ne geçmiş ve CHP listesinden seçime giren Deva Partili İrfan Karatutlu milletvekili olmuştur. Böylece, yurt dışı oyları ile Milliyetçi Hareket Partisi, İyi Parti ve Yeşil Sol Parti birer milletvekili kaybetmiştir.

Yurt Dışı Seçmene Yönelik Siyaset Üretmek

Siyasal katılım açısından yeni bir rekora sahne olan 14 Mayıs 2023 seçimleri yurt dışı seçmenin ve yurt dışı oyların önemini bir kez daha ortaya koyuyor. Hem Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, Türkiye’deki sistem gereği yüzde 50+1 gerektiği için, hem de milletvekili seçimlerinde sonuç değiştirici rol oynadığı için yurt dışı oylarının siyasi partiler açısından ciddiye alınması ve yurt dışında bulunan seçmenlerle daha derin ve sağlıklı ilişkiler kurulması elzem.

Ancak bazı siyasi partilerin yurt dışı seçmenle kurduğu ilişkinin eksik kaldığı yahut iletişimde sorunlar yaşadığı görülüyor. Bu durum Türkiye’deki siyasi partilerin sayıları üç buçuk milyonu bulan yurt dışı seçmeni ciddiye alarak siyaset üretmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Böyle bir çaba yurt dışı Türklerin siyasal katılımını da artıracak bir etkiye sahip olabilme potansiyeli taşıyor. Yurt içindeki seçmende yüzde 80’lerin altına düşmeyen seçimlere katılım oranı yurt dışı seçmende yüzde 50’ler seviyesinde seyrediyor. Ancak bu oranın her seçimde bir öncekine nazaran gözlenen bir artışa sahip olması bu konuda ümit vadediyor.

On yılı aşkın bir süredir temsilciliklerde kurulan sandıklar sayesinde seçme hakkına sahip olan yurt dışı Türklerinin, hâlâ seçilme hakkından noksan olması da bir problem olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye’deki mevcut sistemden ötürü, yurt dışındaki bir seçmenin verdiği oy sonucunda hangi parlamenteri seçtiğine dair bir fikrinin olmaması tamamlanmamış bir demokratik hak görüntüsü oluşturuyor. Bu çerçevede “yurt dışı seçim çevresi” sisteminin artıları ve eksileriyle birlikte tartışmaya açılması, yurt dışında geniş bir nüfusa sahip olan bir ülke için kaçınılmaz hâle geliyor. Dünyada birçok örneği bulunan bu uygulamanın, sınır ötesi siyasetin gerekliliklerini dikkate alarak, yurt dışındaki Türklerin yoğun olarak yaşadığı ülkelerle ikili ilişkiler ve uluslararası normlar temelinde ele alınması gerekiyor. Ancak bu şekilde, daha kapsayıcı bir temsil sistemi oluşturmak mümkün olabilir.

Ebubekir Tavacı

Lisans derecesini Istanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinden 2016 yılında alan Tavacı, Fransa’da Université Paris 1 Panthéon Sorbonne’da Siyaset Bilimi yüksek lisans programından 2021 yılında mezun olmuş ve aynı üniversitede aynı alanda doktora araştırmasına devam etmektedir. Avrupa Birliği göç politikaları, Türk diasporası ve Fransa’da göç gibi konular üzerine çalışmalar yapmaktadır.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler